Kitabın Tanınmamasının Sebebi

Geriye bir soru kaldı: madem ki, bu kitap o kadar değerlidir ve islâm şeriatında önemli bir yeri vardır; peki, doğu âlimlerinin onun üzerine kapanıp, ilim âleminde yerleşmelerini sağlamaları ve arala­rında yaymaları bir yana, niye şimdiye kadar seneler boyu tanınmadı, şöhretten nasibini almadı? Eğer elden ele dolaşan meşhur kitaplar on­dan daha faydalı olmasaydı, gizli kalmaz, mutlaka şöhret bulur ve ya­yılırdı.

Cevap: bu soru vârid değildir. Çünkü bir şeyin meşhur olup ol­mamasından o şeyin üstün ya da nakıs olması gerekmez. Bizde kitap­lar adamlar gibidir. Nice faziletli insan vardır, kimse bilmez; nice işe yaramaz insan vardır, meşhurdur. Bu nazariyenin yanlışlığına müşâ-hadeîerimiz yeterlidir. İşte el-mahallî'nin şerhiyle birlikte süyûtî'nin cem'u'l-cevâmi'i ezher'de ve mısır diyarında bulunan ilim müesse­selerinde okutulan tek usûl kitabı olarak asırlar boyu kaldı. Halbuki, âmidî'in ihkâm'ı, ibn hâcib'in müntehâ ve muhtasar adlı iki kitabı, bunların yanında tahrîr, minhâc, müsellemu's-sübût vb. Gibi cem'u'l-cevâmi'in içerdiği aynı konuları içeren pek çok te'lif vardır ki, ihmâl örümcekleri bunlar üzerinde ağlarını germiş ve bu de­ğerli eserlerden hiçbiri elden ele dolaşma ya da istifâde için gün yüzü­ne çıkamamış; ancak içerisinde bulunduğumuz asırda ortaya çıkabil­mişlerdir. Halbuki, cem'u'l-cevâmi'in bunlar içerisinde en az faydalı ve çok da sıkıcı bir kitap olduğunda hiçbir kimse farklı düşünceye sahip değildir.

Kitabın meşhur olmamasının iki sebebi bulunmaktadır:
1. İçerdiği konular.
2. Telif ve bahislerin işleniş şekli.
1. İçerdiği konular son derece yeni, daha önce hiçbir kimse tara­fından işlenmemiş konulardı. Bu kitap hicrî sekizinci asırda telîf edil­mişti. Bundan önce usûlün diğer kısmı tamamlanmış, şer'î ilimlerle meşgul olanlar tarafından telifler ortaya konulmuş, araştırma, şerh, öğrenim ve öğretim gibi yollarla onlar üzerinde duragelmişlerdi. Neti­cede usûl adına öğrenilmesi gereken herşeyin onlardan ibaret olduğu anlayışı doğmuştu. Çünkü daha önce de söylediğimiz gibi, onlar hiçbir zaman tatmadıkları ictihâd için bir vesîle idi ve bu vesilede bir eksik-lik olabileceğini hemen hemen hissetmiyorlardı. Bunun tabiî neticesi olarak da kitabı duyanlar olmuşsa da, âlî himmet göstererekonu edin­mek, bahisleri üzerinde fikir yormak, ondan istifade etmek, içerdiği   [12] bilgileri daha önceden bildiklerine eklemek, hoşuna gidenlerle amel­de bulunmak, ilim taliplerinin dikkatlerini ona çekmek ve onlara on­dan i stifâde yolunda gayret vermek ve yardımcı olmak gibi bir duruma girmemişlerdir.
2. İkinci sebep, şâtıbî'nin kalemiyle ilgilidir. Gerçi müellif düz­gün yürüyor, temiz bir arapça ile yazıyor. Nitekim bu durum zihni ve kalemiyle başbaşa kaldığı birçok bahisde açıkça müşâhade edilmek­tedir. Ancak müellifin güçlü bir intikal gücü, cevval bir kalemi vardır. Bazan, sayfayı baştan sona okur, ne bilinmedik kelimeye ne de terkibe rastlamazsınız; bununla birlikte hiçbir şey anlaşılmaz. Anlayabilmek için mutlaka şer'î kaynaklarla istidlalde bulunmak, aklî ilimlere vur­mak, başka ilim dallarında ortaya konulan bahislere müracaat etmek durumu söz konusu olacaktır. Bazen okuyucudan, sanki tarak dişleri üzerindeyolculukyaptırır gibi, bir kelime ile onun yanındakine, sonra da onu takip edene intikâl etmesini ister; çünkü kullandığı her kelime­nin altında işaret etmek istediği bir mânâ, sözün akışından çıkarılma­sını istediği bir amacı bulunmaktadır. O bu eserini sünneti, müfessir-lerin sözlerini, kelâm bahislerini, öncekilerin usûlünü, müctehid imamların furûunu, seçkin mutasavvıfların sülüklerini iyice ihata et­tikten sonra yazmış birisi olarak, kitabını lüzumsuz tafsilâtla doldur­ması mümkün olmazdı. İşte bu yüzdendir ki, kitap çok dolu ve zor bu­lunmuş, bu durum onun yayılmasına bir engel teşkil etmiştir. Bunun­la birlikte kitap kendi kendisinin anlaşılmasına yardımcı olmakta; başı sonunu, sonu da başını açıklamaktadır. [7]


Eser: El-Muvafakat

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

El-Muvafakat

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..