Birinci Mesele:


Usûl ilminde ortaya konulduğu üzere, teklifin şartı ya da sebe­bi» yükümlü tutulan şeyin kudret dahilinde bulunmasıdır. Mü­kellefin kudreti dahilinde bulunmayan bir şeyle yükümlü tutmak, ak-len caiz olsa bile[1] şer'an sahih değildir. Bu konunun burada açıklan­masına gerek duymuyoruz. Çünkü bu vazifeyi usûlcüler üstlenmişler ve usûl kitaplarında açıklamışlardır. Biz burada usûlcülerin açıkla­maları üzerine bazı hükümler bina edeceğiz.
Eğer ilk bakışta Sâri' Teâlâ'nın kulun kudreti dahilinde bulun­mayan şeyleri emrettiği sanılacak durumlarla karşılaşılırsa, yapıla­cak şey onun üzerinde düşünmek, asıl talebin ilk bakışta istenilen şey gibi gözüken şeyin Öncesi ya da sonrası ile veyahutta beraberinde bu­lunan başka bir şeyle ilgili olup olmadığını araştırmaktır. Meselâ, iıoaı Allah Teâlâ'nın:"Müslüman olmadıkça sakın ölmeyin"[2] buyruğu île, Hz. Peygamberin Allah'ın öldürülen kulu ol; Allah'ın ka­til kulu. olma[3] "Zâlim halde iken ölme" gibi hadislerini Örnek olarak alalım. Bu gibi ifadelerden maksat, sadece kudret dahilinde olan hu­suslardır. Bunlar, verdiğimiz örneklerde, müslüman olmak, zulmü terketmek, başkalarını öldürmekten geri durmak ve Allah'ın emrine teslim olmaktır. Bu türden gelen diğer nasslar da aynı şekilde anlaşı­lacaktır. Uhud gününde kendisini Hz. Peygamber'e siper yapan Ebu Talha, Hz. Peygamber'in insanları görmek için başını uzat­ması üzerine ona: "Bakma yâ Rasûlallah! Sana isabet etmesinler..." demişti.[4]Ebu Talha'nın "Sana isabet etmesinler" sözü de bu türden­dir.[5] [6]


Eser: El-Muvafakat

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

El-Muvafakat

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..