Rehnin Rüknü:
Rehinin rüknü: Rehin akdi (= sözleşmesi) yapılırken, icâp ve kabulün bulunmasıdır.
Bu da rehin verenin: "Bu şeyi, sana, borçtan benim üzerimde olan hakkına karşılık olarak rehin eyledim." Veya "Bu, alacağına karşılık rehindir." demesi ve kendisine rehin bırakılan şahsın da: "Rehin eyledim." veya: "Kabul eyledim." yahut: "Razı oldum." demesidir.
Bu akid için rehin lafzı şart değildir.
Bir adam, dirhemler karşılığında bir şey satın aldığında, satıcıya, elbise verir ve ona: "Bu elbiseyi, bedelini sana ödeyene kadar yanında tut." derse; işte o elbise rehin olmuş olur. Çünkü o, akid manasına gelir. Akidlerde de itibar ma'nalaradır. Bedâi'de de böyledir.
Rehnin çeşitli şartları vardır. Bunlardan bazıları, rehinin nefsine râci olur.
O, rehni bir şarta bağlamamak ve bir vakte de mal etmemektir.
Ba'zı şartlar da, rehin verene ve alana râcidir.
Her ikisinin de akıllı olmaları şarttır.
Mecnun ve aklı yetmeyen çocuğun rehin verip alması caiz değildir.
Rehin akdinde bulûğ ve hürriyet şart değildir.
İzinli sabiden ve izinli köleden rehin alınır ve onlara rehin verilir.
Keza, sefer (= yolculuk) da, rehnin caiz olmasının şartından değildir, rehin hazerde de, seferde de caizdir.
Rehin olunan şeye gelince, onun da çeşitli şartları vardır:
1-) Rehnedilen şeyin, satılan bir şey olması şarttır.
Bu şey, akid zamanında, mutlak mal olarak bulunacaktır ve teslime elverişli olacaktır.
Akid zamanı mevcut olmayan bir şeyin rehni caiz olmaz.
Varlığı, yokluğu belli olmayan bir şey de rehin olmaz. Hurma ağacının meyvesini rehin etmek veya koyunların kuzularını, (kuzlamadaı = doğum yapmadan önce) rehin etmek yahut: Şu cariyenin karnmd olan rehindir." demek ve benzeri şeyler gibi...
Lâşe ve kan mal sayamadıklarından; rehin olmazlar.
Haremin avı da rehin olmaz. Çünkü o da lâşe hükmündedir. Hür adam da, rehin olmaz. Çünkü o, asla mal değildir. Ümmü veled ve mü-debberde rehin olmaz.
Mükâtep de rehin olmaz. Çünkü onlar, hür menzilesindedirler. Bir yönden hürdürler ve mutlak mal olmazlar.
îçki de rehin olmaz.
Domuz da rehin olmaz. Âkidlerden ikisi de müslüman olurlar veya birisi müslüman olursa; müslüman için bunlar mal olmadıkları için rehinde olmazlar. Bu, rehin verinin, borcu ödemesi; rehin almanın da borcu ifası olduğundan dolayı böyledir.
Bir müslümanın, içkiden borç ödemesi ve ondan fayda temin etmesi caiz olmaz.
Yalnız rehin veren zimmî olursa; o içki, rehin alan müslümana karşı gasp sebebiyle mazmûne olur. Çünkü rehin sahih olmayınca, içki müslümanın elinde gasbolunmuş menzilinde olur. Zimmînin içkisi de müslümana karşı, gasp olur.
Rehin veren müslüman; rehin alan ise zimmî olursa; zimmîye karşı, o içki gasp olmaz. Çünkü müslümanın içkisi hiç bir kimseye karşı mazmüne olmaz. Fakat zimmet ehli hakkında içkinin de, domuzun da rehin olması caizdir. İkisinin rehin alınması da zimmî için caizdir. Çünkü onlara göre, ikisi de sirke gibi, koyun gibi maldır.
Av gibi, odun gibi, ot gibi herkes için mubah olan şevler de rehin olmazlar. Çünkü onlar memlûke değildirler.
Fakat rehin veren için, memlûk olması rehnin caiz olması için şart değildir.
Hatta başkasının malanı da irtihan (= rehin bırakmak) caizdir.
Şer'î velayeti sebebiyle izinsiz olarak baba veya vasî, sabînin malını kendi borcuna bedel rehin bırakabilir.
Şayet rehin, onu alanın yanında onu fekketmeden önce helak olursa; kıymetiyle helak olmuş olur. Ve baba veya vasî onu tazmin eder. (= Öder.) Çünkü nefsi borcu için çocuğunun malını rehin eylemiştir. Artık onu öder.
Bir çocuk bulûğa erişir, rehin de rehin olarak rehin alanın yanında duruyor olursa; hâkim, hukmeylemeden Önce, çocuk onu geri alma hakkına sahip olmaz. Fakat, babasına "borcunu ödemesi ve rehini kurtarıp oğluna vermesi" emredilir.
Şayet, bir kimsenin oğlu, babasının borcunu öder ve rehni kurtarırsa, bu bir teberru olmaz. Bu durumda oğul, ödediğinin tamamı için, babasına müracaat edebilir.
» Vasînin hükmü de, aynen yukarıda söylediğimiz babanın hükmü gibidir.
Başkasının izni ile, onun malını rehin yapmak caiz olur.
Bir insandan emânet almak ve onun izniyle, emânet alınan şeyi rehin bırakmak caizdir. Bedü'de de böyledir. [2]
Bu da rehin verenin: "Bu şeyi, sana, borçtan benim üzerimde olan hakkına karşılık olarak rehin eyledim." Veya "Bu, alacağına karşılık rehindir." demesi ve kendisine rehin bırakılan şahsın da: "Rehin eyledim." veya: "Kabul eyledim." yahut: "Razı oldum." demesidir.
Bu akid için rehin lafzı şart değildir.
Bir adam, dirhemler karşılığında bir şey satın aldığında, satıcıya, elbise verir ve ona: "Bu elbiseyi, bedelini sana ödeyene kadar yanında tut." derse; işte o elbise rehin olmuş olur. Çünkü o, akid manasına gelir. Akidlerde de itibar ma'nalaradır. Bedâi'de de böyledir.
Rehnin çeşitli şartları vardır. Bunlardan bazıları, rehinin nefsine râci olur.
O, rehni bir şarta bağlamamak ve bir vakte de mal etmemektir.
Ba'zı şartlar da, rehin verene ve alana râcidir.
Her ikisinin de akıllı olmaları şarttır.
Mecnun ve aklı yetmeyen çocuğun rehin verip alması caiz değildir.
Rehin akdinde bulûğ ve hürriyet şart değildir.
İzinli sabiden ve izinli köleden rehin alınır ve onlara rehin verilir.
Keza, sefer (= yolculuk) da, rehnin caiz olmasının şartından değildir, rehin hazerde de, seferde de caizdir.
Rehin olunan şeye gelince, onun da çeşitli şartları vardır:
1-) Rehnedilen şeyin, satılan bir şey olması şarttır.
Bu şey, akid zamanında, mutlak mal olarak bulunacaktır ve teslime elverişli olacaktır.
Akid zamanı mevcut olmayan bir şeyin rehni caiz olmaz.
Varlığı, yokluğu belli olmayan bir şey de rehin olmaz. Hurma ağacının meyvesini rehin etmek veya koyunların kuzularını, (kuzlamadaı = doğum yapmadan önce) rehin etmek yahut: Şu cariyenin karnmd olan rehindir." demek ve benzeri şeyler gibi...
Lâşe ve kan mal sayamadıklarından; rehin olmazlar.
Haremin avı da rehin olmaz. Çünkü o da lâşe hükmündedir. Hür adam da, rehin olmaz. Çünkü o, asla mal değildir. Ümmü veled ve mü-debberde rehin olmaz.
Mükâtep de rehin olmaz. Çünkü onlar, hür menzilesindedirler. Bir yönden hürdürler ve mutlak mal olmazlar.
îçki de rehin olmaz.
Domuz da rehin olmaz. Âkidlerden ikisi de müslüman olurlar veya birisi müslüman olursa; müslüman için bunlar mal olmadıkları için rehinde olmazlar. Bu, rehin verinin, borcu ödemesi; rehin almanın da borcu ifası olduğundan dolayı böyledir.
Bir müslümanın, içkiden borç ödemesi ve ondan fayda temin etmesi caiz olmaz.
Yalnız rehin veren zimmî olursa; o içki, rehin alan müslümana karşı gasp sebebiyle mazmûne olur. Çünkü rehin sahih olmayınca, içki müslümanın elinde gasbolunmuş menzilinde olur. Zimmînin içkisi de müslümana karşı, gasp olur.
Rehin veren müslüman; rehin alan ise zimmî olursa; zimmîye karşı, o içki gasp olmaz. Çünkü müslümanın içkisi hiç bir kimseye karşı mazmüne olmaz. Fakat zimmet ehli hakkında içkinin de, domuzun da rehin olması caizdir. İkisinin rehin alınması da zimmî için caizdir. Çünkü onlara göre, ikisi de sirke gibi, koyun gibi maldır.
Av gibi, odun gibi, ot gibi herkes için mubah olan şevler de rehin olmazlar. Çünkü onlar memlûke değildirler.
Fakat rehin veren için, memlûk olması rehnin caiz olması için şart değildir.
Hatta başkasının malanı da irtihan (= rehin bırakmak) caizdir.
Şer'î velayeti sebebiyle izinsiz olarak baba veya vasî, sabînin malını kendi borcuna bedel rehin bırakabilir.
Şayet rehin, onu alanın yanında onu fekketmeden önce helak olursa; kıymetiyle helak olmuş olur. Ve baba veya vasî onu tazmin eder. (= Öder.) Çünkü nefsi borcu için çocuğunun malını rehin eylemiştir. Artık onu öder.
Bir çocuk bulûğa erişir, rehin de rehin olarak rehin alanın yanında duruyor olursa; hâkim, hukmeylemeden Önce, çocuk onu geri alma hakkına sahip olmaz. Fakat, babasına "borcunu ödemesi ve rehini kurtarıp oğluna vermesi" emredilir.
Şayet, bir kimsenin oğlu, babasının borcunu öder ve rehni kurtarırsa, bu bir teberru olmaz. Bu durumda oğul, ödediğinin tamamı için, babasına müracaat edebilir.
» Vasînin hükmü de, aynen yukarıda söylediğimiz babanın hükmü gibidir.
Başkasının izni ile, onun malını rehin yapmak caiz olur.
Bir insandan emânet almak ve onun izniyle, emânet alınan şeyi rehin bırakmak caizdir. Bedü'de de böyledir. [2]
Konular
- 4- Müslüman Olmak, Akıllı Bulunmak, Cünüplükten, Hayız Ve Nifastan Temiz Bulunmak Da İ'tikâfın Şartl
- D)- İtikâfın Edebleri
- E)- İ'tîkâfın Güzellik Ve Üstünlükleri
- F- İtikâfı Bozan Şeyler :
- 1- Mazeretsiz Mescidden Çıkmak:
- 2- Cima' Ve Cimâ'ın Davetçileri De İtikâfı Bozar:
- 3- Bayılmak Ve Cinnet Getirmek De İtikâfı Bozar:
- 5- İtikafın Mekruhları:
- İtikâflâ İlgili Diğer Bazı Meseleler :
- Oruçla İlgili Bazı Mes'eleler
- KITABU'R-REHN
- (REHİNLER)
- 1- RKHİN NE DEMEKTİR? RKHNİN RÜKNÜ, ŞARTLARI VE HÜKMÜ NEDİR? RK1IİN BİRAKİLMASİ CAİZ OLAN VEYA CAİZ
- 1- Rehinin Manası, Rüknü. Şartlari Ve Hükmü
- Rehin Ne Demektir:
- Rehnin Rüknü:
- Rehnin Caiz Olmasının Şartları
- Teslim Almanın Sıhhatinin Şartı
- Teslim Almanın Nevileri
- Rehnin Hükmü:
- 2- Rehin Olan Veya Rehin Olmayan Şeyler
- 3- Hangi Hallerde Rehin Bırakılır? Hangi Hallerde Rehin Bırakılmaz?
- 4- Rehin Bırakılması Caiz Olan Ve Caiz Olmayan Şeyler
- 5- Babanın Ve Vasinin Rehin Bırakması
- 2- BÎR ŞEYİ ÂDİL BİR KİMSENİN YANINA REHİN BIRAKMAK
- Rehin Hakkında, Adalete Elverişli Olan Ve Olmayan Kimseler
- 3- REHİN BIRAKILAN ŞEYİN ZAYİ OLMASI HÂLİNDE, TAZMİN EDİLİP EDİLMEYECEĞİ
- 4- REHİN BIRAKILAN ŞEYE YAPILAN MASRAFLAR
- 5- REHİN ALAN KİMSE İLE REHİN ARASINDAKİ MÜNASEBET
- 6- REHİN VEREN ŞAHSIN, VERDİĞİ REHNİ ARTIRMASI