Şehadetten Dönmenin Hükmü
Şehadetten dönmenin hükmüne gelince:
Şehadetten dönme, her hal-ü karda, ta'ziri gerektirir. İster hüküm verilmeden önce, isterse, hüküm verildikten sonra dönülsün müsavidir.
Şayet, hüküm verildikten sonra dönerse, ta'zirler birlitke tazminat gerekir.
Eğer şahitlik yapılan şey bir mal ise, karşılıksız olarak izalesi; zayi olan miktarını ödenmesi gerekir. Siracü'l-Yehhâc'da da böyledir.
Eğer meşhudun bih, (= Kendisi hakkında şahitlik yapılan şey) mal değilse; (kısas, nikah gibi...) o zaman, alimlerimize göre, şehadetten dönen şahide, tazminat gerekmez. Her ne kadar, şahit bu şehadeti sebebiyle bir hakkın ziyama sebeb olmuş olsa bile bu böyledir.
Eğer meşhudun bih mal ise, telefin karşılıklı olması halinde, yine tazminat yapmaz. Fakat karşılıktan fazla olursa tazminat gerekir. Muhiyt'te de böyledir.
Şayet şehadetten dönen şahit, malı iddia sahibinden borç almış veya bir ayn (= bizzat bir mal) ise, gerçekten onu geri öder. Hidâye ve Kâfî'de de böyledir.
Zehiyre'de şöyle zikredilmiştir:
Şeyhu'l-tslâm'ın Mebsûtu'nda: Eğer, meşhudun bih ayn ise, o, ü/erine şahitlik yapan şahsın olur.
Bunu şehadetten dönen şahit, almış olsada almamış bulunsa da tazmin eder.
Bu, bir i^orç ise, bunun hİlafınadır. Yani almamışsa, ödeme yapmaz. Kâfî'de de böyledir.
Bezdevî şöyle buyurmuştur:
Fetva; malı önce almış ve hükümden sonra da dönmüşse, o zaman, tazmin etmesinedir.
Akar da böyledir. Şahit hükümden sonra dönerse; akar hak sahibine verilir. Fcthu'l-Kadîr ve Hulâsa'da da böyledir.
Kendi hakkında şahitlik yapılan malın, hüküm sırasındaki kıymetine bakılır. Muhıyt'te de böyledir.
Şayet iki şahit, şehadetlerinden, hüküm verilmeden önce dönerlerse; hakim, onların şehadetiyle hükmeylemez. Onlar da bir tazminatta bulunmazlar.
Eğer, onların şehadeti sebebiyle hakim hükmeder; sonra da onlar şahitliklerinden dönerlerse; hüküm geçersiz olur; infaz edilmez. Kâfî'de de böyledir.
Eğer şahit şehadetinden hakimin huzurunun haricinde döner ve dönüşünü de hakimin hükmüyle isbatîarsa, o takdirde tazminat gerekir. O hakim, onun davalının zayi olan hakkını tazmin etmesini emreder.
Keza, iki şahit hakimin huzurunda şahitlik yaparak: "O adam, hakimlerin huzurunda şehadetinden döndü." derlerse; yine hakim, ona tazminatı hükmeder. Ve bu şehadeti sebebiyle,onun tazminatı gerekir. Muhiyt'te de böyledir.
En doğrusunu bilen Allahu Tealadır. [4]
Şehadetten dönme, her hal-ü karda, ta'ziri gerektirir. İster hüküm verilmeden önce, isterse, hüküm verildikten sonra dönülsün müsavidir.
Şayet, hüküm verildikten sonra dönerse, ta'zirler birlitke tazminat gerekir.
Eğer şahitlik yapılan şey bir mal ise, karşılıksız olarak izalesi; zayi olan miktarını ödenmesi gerekir. Siracü'l-Yehhâc'da da böyledir.
Eğer meşhudun bih, (= Kendisi hakkında şahitlik yapılan şey) mal değilse; (kısas, nikah gibi...) o zaman, alimlerimize göre, şehadetten dönen şahide, tazminat gerekmez. Her ne kadar, şahit bu şehadeti sebebiyle bir hakkın ziyama sebeb olmuş olsa bile bu böyledir.
Eğer meşhudun bih mal ise, telefin karşılıklı olması halinde, yine tazminat yapmaz. Fakat karşılıktan fazla olursa tazminat gerekir. Muhiyt'te de böyledir.
Şayet şehadetten dönen şahit, malı iddia sahibinden borç almış veya bir ayn (= bizzat bir mal) ise, gerçekten onu geri öder. Hidâye ve Kâfî'de de böyledir.
Zehiyre'de şöyle zikredilmiştir:
Şeyhu'l-tslâm'ın Mebsûtu'nda: Eğer, meşhudun bih ayn ise, o, ü/erine şahitlik yapan şahsın olur.
Bunu şehadetten dönen şahit, almış olsada almamış bulunsa da tazmin eder.
Bu, bir i^orç ise, bunun hİlafınadır. Yani almamışsa, ödeme yapmaz. Kâfî'de de böyledir.
Bezdevî şöyle buyurmuştur:
Fetva; malı önce almış ve hükümden sonra da dönmüşse, o zaman, tazmin etmesinedir.
Akar da böyledir. Şahit hükümden sonra dönerse; akar hak sahibine verilir. Fcthu'l-Kadîr ve Hulâsa'da da böyledir.
Kendi hakkında şahitlik yapılan malın, hüküm sırasındaki kıymetine bakılır. Muhıyt'te de böyledir.
Şayet iki şahit, şehadetlerinden, hüküm verilmeden önce dönerlerse; hakim, onların şehadetiyle hükmeylemez. Onlar da bir tazminatta bulunmazlar.
Eğer, onların şehadeti sebebiyle hakim hükmeder; sonra da onlar şahitliklerinden dönerlerse; hüküm geçersiz olur; infaz edilmez. Kâfî'de de böyledir.
Eğer şahit şehadetinden hakimin huzurunun haricinde döner ve dönüşünü de hakimin hükmüyle isbatîarsa, o takdirde tazminat gerekir. O hakim, onun davalının zayi olan hakkını tazmin etmesini emreder.
Keza, iki şahit hakimin huzurunda şahitlik yaparak: "O adam, hakimlerin huzurunda şehadetinden döndü." derlerse; yine hakim, ona tazminatı hükmeder. Ve bu şehadeti sebebiyle,onun tazminatı gerekir. Muhiyt'te de böyledir.
En doğrusunu bilen Allahu Tealadır. [4]
Konular
- 3- Müddeâ Bih'in Akd Veya Mülk Sebeblerinden Biri Olması
- 8- İKİ ŞAHİT ARASINDAKİ GÖRÜŞ AYRILIĞI
- 9- NEFY ÜZERİNE ŞEKADET VE BEYYİNELERDEN BİR KISMKNIN DİĞERİNİ ORTADAN KALDIRMASI
- 10- KÜFÜR EHLİNİN ŞEHADETİ
- 11- ŞEHADET ÜZERİNE YAPILAN ŞEHADET
- 12- CERH VE TA'DİL
- Alenî Tezkiye
- Gizli Tezkiye
- Diğer Bazı Meseleler
- KİTÂBÜ'R-RUCU' ANİ'Ş-ŞEHÂDÂT
- (ŞAHİTLİKTEN DÖNMEK)
- 1- ŞAHİTLİKTEN DÖNMENİN MANASI, RÜKNÜ, ŞARTI VE HÜKMÜ
- Şehâdetten Dönmenin Manası
- Şehâdetten Dönmenin Rüknü
- Şehâdetten Dönmenin Şartı
- Şehadetten Dönmenin Hükmü
- 2- ŞAHİTLERDEN BİR KISMININ ŞEHADETTEN DÖNMESİ
- 3- MALLARLA İLGİLİ ŞEHADETTEN DÖNMEK
- 4- ALIŞ-VERÎŞ, HÎBE, REHİN, EMANET, ÖDÜNÇ, BİDÂA, MÜDÂREBE VE İCÂRE HUSUSLARINDAKİ ŞAHİTLİKLERDEN DÖ
- 5- NİKÂH, TALÂK, DUHÛL VE HULÛ' HAKKINDAKİ ŞAHİTLİKLERDEN DÖNMEK
- 6- ITK, TEDBİR VE KİTABET HAKKINDAKİ ŞAHİTLİKLERDEN DÖNMEK
- 7- VELAYET, NESEP, DOĞUM VE MİRASLAR HAKKINDAKİ ŞAHİTLİKTEN DÖNMEK
- 8- VASIYYET HUSUSUNDAKİ ŞEHADETTEN DÖNMEK
- 9- HADLER VE CİNAYETLER HUSUSUNDAKİ ŞEHADETLERDEN DÖNMEK
- 10- ŞEHADETE ŞAHİTLİK ETMEKTEN DÖNMEK
- 11- ŞAHİTLİKTEN DÖNMEKLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ MES'ELELER
- KİTÂBÜ'L-HIYEL
- ŞER'Î ÇARELER)
- 1- HİLENİN CAİZ OLUP OLMADIĞI
- 2- ABDEST VE NAMAZ MESELELERİ İLE İLGİLİ ÇÂRELER