Hibenin Teslim Alınması
Kendisine hibe yapılan şahıs onu teslim alma hakkına sahipse, teslim alması sahihdir.
Şayet kendisine bağış yapılan kimse, küçük çocuk veya mecnun ise, hibeyi teslim alma hakkı onun velisinindir.
Velisi ise, babası veya babanın vasisidir.
Sonra dedesi, sonra onun vasisidir.
Sonra da hakim veya hakimin tayin eylediği zattır.
Sabî ister ailede tek olsun ister başkaları da bulunsun müsavidir. Tahâvî Şerhı'nde de böyledir.
Şayet baba ve onun vasisi, dede (babanın babası) ve onun vasisi gaip olurlarsa, velayetti ona yakın olan şahsın alması caiz olur. Hulasada da böyledir.
Baba ve dedenin gayrisinin (kardeş, amca, anne veya diğer akrabaları gibi...) istihsanda bağış kabul etmeleri caizdir.
Şayet ailelerinde küçük çocuk varsa, vasi de, îstihsanen hibe alma hakkına sahibtir.
Şayet' ailesinin içinde ise, yabancı bir kimse de böyledir. Yani yetimin başka bir yakım bulunmazsa, bu kimsenin de yetim adına hibe kabul etmesi caizdir. Bu da istihsalidir.
Bu mes'elelerde sabinin teslim almaya akıl erdirmesi veya buna aklı ermemesi müsavidir.
Bunların tamamı babanın ölü veya sağ olduğu halde gaib olması halinde böyledir.
Fakat baba sağ ve hazır olur, sabi de, o ailenin içinde bulunursa, hibe sahih olur mu?
Bu bölüm kitaplarda, nassan sahih söylenmemiştir.
Yabancı hakkında söylenen "yetimin kimsesi olmaz ise, onun adına bir yakını hibeyi alabilir." şartı, baba hazır iken kimsenin, onun adına hediyeyi alamamasını gerektirir. Dede de böyledir. Baba sağ iken, aynı aileden olan sabiyi kimse ayıramaz. Zehiyre'de de böyledir.
Küçük bir çocuk (= sabi) amcanın yanında ve ailesinin içinde bulunduğunda, bu küçüğe bir hediye verilir; babanın vasisi de hazır bulunduğu halde, verilen şeyi amca alsa; bazı alimler: "Onun alması caiz olmaz." demişlerdir.
Sabiye verilen hediyeyi kardeş, amca veya anne alır ve bu küçük bir yabancının yanında, onun ailesinin içinde bulunsa, bu durumda, o şahısların, bu çocuğa verilen hediyeyi almaları caiz olmaz.
Şayet yetimin malını, yetimin içinde bulunduğu ailesinden birisi alırsa, bu caiz olur. Fetâvâyi Kâdthân'da da böyledir.
Emsaline cima yapılabilen bir sabi kız çocuğu, kocasının evinde bulunur ve verilen bağışı alırsa veya bağışı onun kocası alırsa bu bağış caiz olur.
Bağışı kocasına veren şahıs, "onu, karısına vermesini" söylediğinde, eğer o kadın, kendi emsali cima' olunan bir kadınsa, alimlerimiz: "Bu şart kabul edilir. Kadın, misline cima edilebilen bir kadın değilse, onun adına, kocasının alması caiz olmaz." demişlerdir. Emsaline cima edilen bir kadına verilmek üzere, kocasına hediye verilmesi caiz olur. Zehıyre'de de böyledir.
Sabî olan küçük kız, dedesinin veya kardeşinin, annesinin, amcasının yanında bulunduğunda onun için bir bağış yapılır, kocasının o bağışı kabul etmesi caiz olur. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Şayet kız çocuğunun aklı yeterse, yani buluğa erişmişse, onun adına, babasının veya kocasının hediye alması caiz olmaz. Ancak, o izin verirse bu caiz olur. Cevheretü'n-Neyyire'de de böyledir.
Babası olmadığından, yabancıların evinde duran bir sabi kız çocuğuna verilen hediyeyi, o yabancının alması caiz olur... Siraciyye'de de böyledir.
Sabî (= küçük yaştaki) bir kız dedesinin veya kardeşinin, anasının, amcasının evinde bulunduğunda ona bir bağış yapılır ve o evden küçük olan bir kimse teslim alır ve o anda babası da orda bulunursa, bu durum hakkında alimler ihtilaf eylediler. Sahih olan, alman bağışın caiz olmasıdır. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Fetva da bunun üzerinedir. Fetâvâyi Suğrâ'da da böyledir.
Aklı yeten bîr sabinin, babası sağ iken de, kendine yapılan hediyeyi kabul etmesi caiz olur. Kerderî'nin Veeizi'nde de böyledir.
Bu, bizim üç imamımızın kavlidir. Zehıyre'de de böyledir.
Bağış yapılan çocuğun aklı ermezse, bağış caiz olmaz. Siracü'l-Vehhâc'da da böyledir.
Sabinin bağışı kabul etmesi, eğer bağışlanan şeyin kıymetini bilirse, caiz olur; kıymetini bilmez ve zayi ederse, hibe caiz olmaz.
Bir adam kör ve köle olan bir çocuğa bağış yapar veya onun evine toprak korsa, işte bu caiz olur.
Yapılan bu bağışı, ondan satın almak da caiz olur. Zehıyre'de de böyledir.
Hakim: "Bir adam, biri büyük, diğeri küçük olan iki oğluna bir ev hibe ettiğinde, büyük oğlan bu bağışı kabul ederse, bu durumda bu bağış batıldır.
Sahih olan budur. Çünki küçüğe yapılan bağış, babasının teslim almasıyla kabul edilir.
Bunun çaresi, önce ev büyüğe verilir. O da küçük kardeşine, onun hissesini bağışlar. Kerderî'nin Vecizi'nde de böyledir.
Haramdan kurtulup, helâle tevessül etmek ve hile cihetinden de kaçmak gerekir. Yapılacak en güze! iş, sabiye bağış yapmak değil, yabancı gibi tasattuk etmektir. Timıırtâşî'dede böyledir.
En doğrusunu bilen Allah'u Teâlâ'dır. [23]
Şayet kendisine bağış yapılan kimse, küçük çocuk veya mecnun ise, hibeyi teslim alma hakkı onun velisinindir.
Velisi ise, babası veya babanın vasisidir.
Sonra dedesi, sonra onun vasisidir.
Sonra da hakim veya hakimin tayin eylediği zattır.
Sabî ister ailede tek olsun ister başkaları da bulunsun müsavidir. Tahâvî Şerhı'nde de böyledir.
Şayet baba ve onun vasisi, dede (babanın babası) ve onun vasisi gaip olurlarsa, velayetti ona yakın olan şahsın alması caiz olur. Hulasada da böyledir.
Baba ve dedenin gayrisinin (kardeş, amca, anne veya diğer akrabaları gibi...) istihsanda bağış kabul etmeleri caizdir.
Şayet ailelerinde küçük çocuk varsa, vasi de, îstihsanen hibe alma hakkına sahibtir.
Şayet' ailesinin içinde ise, yabancı bir kimse de böyledir. Yani yetimin başka bir yakım bulunmazsa, bu kimsenin de yetim adına hibe kabul etmesi caizdir. Bu da istihsalidir.
Bu mes'elelerde sabinin teslim almaya akıl erdirmesi veya buna aklı ermemesi müsavidir.
Bunların tamamı babanın ölü veya sağ olduğu halde gaib olması halinde böyledir.
Fakat baba sağ ve hazır olur, sabi de, o ailenin içinde bulunursa, hibe sahih olur mu?
Bu bölüm kitaplarda, nassan sahih söylenmemiştir.
Yabancı hakkında söylenen "yetimin kimsesi olmaz ise, onun adına bir yakını hibeyi alabilir." şartı, baba hazır iken kimsenin, onun adına hediyeyi alamamasını gerektirir. Dede de böyledir. Baba sağ iken, aynı aileden olan sabiyi kimse ayıramaz. Zehiyre'de de böyledir.
Küçük bir çocuk (= sabi) amcanın yanında ve ailesinin içinde bulunduğunda, bu küçüğe bir hediye verilir; babanın vasisi de hazır bulunduğu halde, verilen şeyi amca alsa; bazı alimler: "Onun alması caiz olmaz." demişlerdir.
Sabiye verilen hediyeyi kardeş, amca veya anne alır ve bu küçük bir yabancının yanında, onun ailesinin içinde bulunsa, bu durumda, o şahısların, bu çocuğa verilen hediyeyi almaları caiz olmaz.
Şayet yetimin malını, yetimin içinde bulunduğu ailesinden birisi alırsa, bu caiz olur. Fetâvâyi Kâdthân'da da böyledir.
Emsaline cima yapılabilen bir sabi kız çocuğu, kocasının evinde bulunur ve verilen bağışı alırsa veya bağışı onun kocası alırsa bu bağış caiz olur.
Bağışı kocasına veren şahıs, "onu, karısına vermesini" söylediğinde, eğer o kadın, kendi emsali cima' olunan bir kadınsa, alimlerimiz: "Bu şart kabul edilir. Kadın, misline cima edilebilen bir kadın değilse, onun adına, kocasının alması caiz olmaz." demişlerdir. Emsaline cima edilen bir kadına verilmek üzere, kocasına hediye verilmesi caiz olur. Zehıyre'de de böyledir.
Sabî olan küçük kız, dedesinin veya kardeşinin, annesinin, amcasının yanında bulunduğunda onun için bir bağış yapılır, kocasının o bağışı kabul etmesi caiz olur. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Şayet kız çocuğunun aklı yeterse, yani buluğa erişmişse, onun adına, babasının veya kocasının hediye alması caiz olmaz. Ancak, o izin verirse bu caiz olur. Cevheretü'n-Neyyire'de de böyledir.
Babası olmadığından, yabancıların evinde duran bir sabi kız çocuğuna verilen hediyeyi, o yabancının alması caiz olur... Siraciyye'de de böyledir.
Sabî (= küçük yaştaki) bir kız dedesinin veya kardeşinin, anasının, amcasının evinde bulunduğunda ona bir bağış yapılır ve o evden küçük olan bir kimse teslim alır ve o anda babası da orda bulunursa, bu durum hakkında alimler ihtilaf eylediler. Sahih olan, alman bağışın caiz olmasıdır. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Fetva da bunun üzerinedir. Fetâvâyi Suğrâ'da da böyledir.
Aklı yeten bîr sabinin, babası sağ iken de, kendine yapılan hediyeyi kabul etmesi caiz olur. Kerderî'nin Veeizi'nde de böyledir.
Bu, bizim üç imamımızın kavlidir. Zehıyre'de de böyledir.
Bağış yapılan çocuğun aklı ermezse, bağış caiz olmaz. Siracü'l-Vehhâc'da da böyledir.
Sabinin bağışı kabul etmesi, eğer bağışlanan şeyin kıymetini bilirse, caiz olur; kıymetini bilmez ve zayi ederse, hibe caiz olmaz.
Bir adam kör ve köle olan bir çocuğa bağış yapar veya onun evine toprak korsa, işte bu caiz olur.
Yapılan bu bağışı, ondan satın almak da caiz olur. Zehıyre'de de böyledir.
Hakim: "Bir adam, biri büyük, diğeri küçük olan iki oğluna bir ev hibe ettiğinde, büyük oğlan bu bağışı kabul ederse, bu durumda bu bağış batıldır.
Sahih olan budur. Çünki küçüğe yapılan bağış, babasının teslim almasıyla kabul edilir.
Bunun çaresi, önce ev büyüğe verilir. O da küçük kardeşine, onun hissesini bağışlar. Kerderî'nin Vecizi'nde de böyledir.
Haramdan kurtulup, helâle tevessül etmek ve hile cihetinden de kaçmak gerekir. Yapılacak en güze! iş, sabiye bağış yapmak değil, yabancı gibi tasattuk etmektir. Timıırtâşî'dede böyledir.
En doğrusunu bilen Allah'u Teâlâ'dır. [23]
Konular
- Hibe İfade Eden Lafızlar
- Vaz'an Hibe Yerine Vaki Olan Lafızlar
- Hibe'nin, Kinaye Ve Örf Olarak Vaki Olduğu Lafızlar
- Hibe İle Ariyetin Müsavi Olduğu Lafızlar
- 2- CAİZ OLAN VE CAİZ OLMAYAN HİBELER
- Hibenin Teslimi
- Hibeyi Teslim Alma
- Meşgul Ve Şâgil'in Hibesi
- 3- HELÂLLEŞMEKLE İLGİLİ MES'ELELER
- 4- ALACAKLI ŞAHSIN, ALACAĞI OLAN ŞEYİ, BORÇLU ŞAHSA BAĞIŞLAMASI
- 5- HİBEDEN DÖNMEK VE HİBEDEN DÖNMEYE MANİ OLAN VEYA OLMAYAN HÂLLER
- Hibeden Rücü (= Geri Dönme) İfade Eden Lafızlar
- Hibeden Dönmeye Mâni Olan Özürler
- 6- BİR KİMSENİN, KÜÇÜK ÇOCUĞUNA BAĞIŞTA BULUNMASI
- Hibenin Teslim Alınması
-
- İvazın Caiz Olmasının Şartları
- 8- HİBE İÇİN ŞART KOŞMANIN HÜKMÜ
- Şarta Bağlanması Sahih Olmayan Ve Fasid Şartlardan Dolayı Bâtıl (= Geçersiz) Olan Akidler
- Fasid Şartlarla Batıl (= Geçersiz) Olmayan Akidler
- 9- VÂHİB İLE MEVHÛBÜN LEH ARASINDAKİ İHTİLAF VE BU HUSUSTAKİ ŞEHÂDET
- 10- HASTANIN YAPTIĞI BAĞIŞ ( = MARÎZİN HİBESİ )
- Ölüm Hastalığı Nedir?
- 11- HİBE KONUSUNDA MUHTELİF MES'ELELER
- 12- SADAKA
- KİTÂBÜ'S-SİYER SİYER, CİHAD VE DEVLETLER HUKUKU
- 1- SİYER NE DEMEKTİR? CİHÂD'IN TARİFİ, ŞARTI VE HÜKMÜ SİYER VE CİHÂDIN TARİFİ
- Cihâdın Mubah Olmasının Şartı
- Cihâdın Hükmü