Padişaha Tekmil!

Fehim Paşa derhal padişahın huzuruna koşmuş bir ihtilâl teşebbüsünü önlediğini övünerek anlatmaya başlamıştı. Gü­ya paket edilmiş bombalan taşıyorlarmış. Tevkif etmeye kal­kanları Fuad Paşa camdan görmüş ve hademelerine haber vererek memurin-i zabıtanın üzerine hücum ettirmiş. Üç me­mur ağır surette yaralanmış ve ahali ile ihtilalcilerin arasında çekilen sed İle birleşmeleri önlenmiştir. Dediğinde, Sultan Hamid sorusunu patlattı:

-  Pekâla buna cüret edenlerin hepsi yakalandımı? Bu soru Fehim'in sözlerinin insicamını bozdu, artık teklemeye başla­mıştı ki, İzzet Paşa huzura girdi ve Fehim Paşayı göstererek:

-  Şu koca aslan olmasaydı kimbilir neler olacaktı! dedikten sonra elindeki kâğıdı masanın üstüne bıraktı..

Sultan Abdülhamid; ihtilâl ithamına inanamıyordu. İzzet Paşa'nın bıraktığı kâğıdı açıp okudu. Fuad Paşanın çektiği telgraftı. Okuduktan sonra paşalara dönüp, Fuad Paşa sizin gibi söylemiyor amma deyip, ilâve etti:

"Anlaşıldı bu işi bizzat ben tetkik edeceğim diyerek huzur­dan çıkmalarına müsaade verdi.

Padişah; Fuad Paşanın telgrafında yer alan şu ifadeye bir hayli zihin yormaya başladı: "Fehim mel'unu sizden yüz bul-masa bunlara cesaret edemez" satırlarını, telgrafhanede çe­ken, Yıldız telgrafhanesinde bunu alan ve oradaki memurlar bu ifadeye muttali olduklarına göre bunların ahaliye okuduk­larını ifşası nasıl önlenecekti? Sakallı Mehmed Paşayı yanına getirtti.

Sakallı Çerkez Mehmed Paşa'ya: "Şehzadebaşında kıya­metler kopmuş! Haberiniz yokmu? Bana hiç bir haber ulaş­tırmadınız?" Dediğinde, Çerkez Mehmed Paşa her ne kadar Fehim ve İzzet kumpanyasında yer almaktaysa, da, yinede fendine bir ayrıcalık, onlarada üstün gelme gayretini bir ke­nara bırakmış olamayacağından daha dikkatli davranmak­taydı ve o yüzden padişaha cevabı: "bilmezmiyim efendimiz. Ancak iyice tahkikat edip, öyle malumat arzetmeyi düşün­düm" dedi.

Padişah bu sözler altında; Çerkez Mehmed'in, İzzet ve Fe­him Paşaların söylediklerine iştirak etmediği mânasının sak­landığını hemen anladı ve talimatını verdi: Şimdi doğru Şehzadebaşına git, pek kimseye görünmeden Fuad Paşa'yı çor benim üzüntülerimi kendisine bildir. Ne yap yap buraya gelip bana meseleyi anlatmasını temin et. Ayrıca bu olay hakkın­da ahalinin de neler düşündüğünü,dönmekte olan dedikodu­ları anlada, ahaliye göre hangi taraf haklı bunu da tesbit et. Tenbihlerinde bulundu.

Evvelâ ahalinin nabzını tutan Çerkez Mehmed Paşa bu hu-susda hazırladığı raporu saraya yolladıktan sonra akşamüstü Şehzadebaşında bulunan Fuad Paşa konağına padişahın em­riyle istifsarı hatır, yâni halhatır sormaya geldiğini belirterek girdi ve selâmlığa alındı. O sırada Heyet-i Tahkikiye Reisi.-Acem Mehmed Ali bey, olayın tahkikatı ile meşguldü. Fuad Paşa; bu tahkikata üzerinde röbdöşambrı olduğu halde neza­ret etmekteydi. Hakikatin tamamen ortaya çıkması için Fe­him Paşanın adamlarının elinden alınan silahları, yaralı ada­mı Osman'dan ameliyatla çıkartılan mermiyi Mehmed Ali bey'e vermişti. Fuad Paşa Çerkez Mehmed Paşaya sevgi beslememekle beraber, padişah adına geldiğinden fazla bekletmiyerek selamlıkta beklediği salona girdi. Misafir hemen Paşa nın elini öptü ve geçmiş olsun dileklerini sundu.

Bu arada da vukubulan olaya temasa muvaffak oldu. Fuad Paşa bütün hususiyetiyle vakayı nakletti. Bunun üzerine Sa­kallı Mehmed Paşa; vah vah ne yalanlar uydurdular efendi­mize, yok uşakların elinde sekiz bomba yakalanmış, bir çok asker yaralanmış, ve de bir ihtilâl başlangıcı imiş de Fehim Paşa'nın müdehalesiyle bastırılabilmiş şeklinde anlatılmış. Paşa hazretleri siz, saraya gelip, Efendimize bizzat anlatsaniz hem pek memnun olacaklardır hem de, bu işe cesaret eden­leri bir hayli hırpalayacakdır. Arkasındanda; Fuad Paşa'yı bir şüpheye düşürmemek için tabii ne zaman isterseniz hem de sıhhatiniz afiyet kesbettiğinde gerçekleştirirsiniz sözlerini ilâ­ve etmeyi ihmal etmedi. Böylece de Deli Fuad Paşa'da uyanması muhtemel endişeyi bertaraf eyledi.

Bu sözler üzerine Fuad Paşa son darbeyi Mehmed Paşanın şu sözlerinde yedi: "..Efendimiz zâten zâtı devletlinizin rahat­sızlığına vakıflar ve buna pek çok üzülüyor-lar" dediğinde Fuad Paşa şu halde bekleyiniz ben giyineyim ve beraberce gidelim dediğinde, kurnaz Çerkez Mehmed Paşa: "Aman Pa­şam nasıl olur? Düşmanlarınız bu duruma ne mâna verirler? Siz zât-ı şahaneye malumat vermek istiyorsanız, ben gide­yim siz sonra teşrif buyurursunuz. Şeklinde mukabele görün­ce itimadı bir hayli ziyadeleşti.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..