Heyet-İ Tahkikiye Kuruluyor

Çerkez Mehmed Paşa saraya döner dönmez padişahın hu­zuruna çıktı ve ahali hakkındaki raporunun açıklamasını yaptı. Fuad Paşa aleyhinde kimseden bir ses çıkmamaktay­dı. Bunun; mâna-i münifi, öbür tarafın vâki tutumu, ahali na­zarında menfurdu. Padişah iki arada bir derede kalmıştı. Ni­hayet bir heyet teşkil ettirip, vaziyeti tetkik ettirmeyi uygun buldu.
Heyeti; Hassa müdürü Rauf, Beşiktaş muhafızı Hasan (ye-di-sekiz Hasan Paşa), merkez kumandanı Sadeddin, Zaptiye nâzın Şefik, 2.fırka kumandanı Şevket, levazım reisi Ahmed Afif, Zülüflü İsmail, mabeynci Ragıp Paşaların şahıslarında teşkil eyledi. Saraya gelip, Fuad Paşanın gözüne çarpmaya­cak bir yerde emrini beklemelerini söyledi.

Hakikaten Deli Müşir saraya geldiğinde pek iyi karşılandı. Ancak; İzzet Holo'nun odasına alınınca canı pek sıkıldı itiraza meylettiyse de, şimdi yeni bir mesele çıkarmanın doğru ol­madığını düşünerek sarf-ı nazar ettiyse de çok geçmedi, İz­zet Paşa odaya girdi ve Fuad Paşaya biraz kendinden emin bir tavır içinde "Siz, padişaha yazmış olduğunuz telgrafı usu­lüne uygun kapalı şifre ile değilde açık olarak keşide ettiğiniz için sorguya maruzsunuz" şeklinde konuşunca, Fuad Paşa­nın iradesi elinden gidiverdi ve açtı ağzını: "Efendimiz beni sorgulama için senden başka adam bulamadımı? Ben onun huzuruna çıkıp hakikati anlatmaya geldim. Benim karşıma sen çıkıyorsun, kendisine böylece arzet diye İzzet Paşa'yı kendi odasından dehledi!

İzzet Paşa; padişaha durumu arzettiğinde Sultan Hamid; hem ona kızdı hem içinde bulunduğu hâle esef etti ve arka­sından "paşalar toplansın, başlarında Rauf Paşa olduğu ha! de Fuad Paşa isticvab olunsun" emrini verdi. Paşalar toplan­dılar. Fuad Paşaya sorulacak sorulan tesbit ettiler. Sonra da topluca kalkıp, İzzet Paşanın odasında oturan Deli Fuad Pa­şanın yanına gittiler. Paşalar kafilesinin odaya girdiklerini gö­ren Fuad Paşa biraz sıkıl dıysada, aralarında Rauf Paşanın var olduğunu gelince biraz rahatladı. Üstelik heyetin reisliği Rauf Paşa nezdinde idi.

Rauf Paşa; "bazı müessif hadiseler olmuş. Zâtı şahane pek üzgün bunun hakikatim ortaya çıkarmakla görevlendirdi. Eğer mahzuru yoksa bir iki soru sormamıza müsaade etseniz,dediğinde Fuad Paşa zâten bende bu maksadla hurdayım ve hakikat tezahür etsin. Cevabı ile mukabele etti.

Rauf Paşa ilk sorusunu irad eyledi: Kimsiniz?
-Sultan Hamid'e, Gazi unvanını kazandıran ve târihde Ele-na kahramanı unvanıyla yâd edilen Fuad.. Bu cevap karşı­sında heyet üyeleri kısa kısa öksürüyorlar ve Fuad Paşanın sözlerini boğmaya çalışıyorlardı. Rauf Paşa 2. suali biraz sıkı­larak sordu:

-Şahsı hümayuna karşı isyan ettiğiniz ve saltanatı seniyeyi haleldar edecek bir takım ef'ale içtisar eylediğiniz haber veri-Jiyor. Bu bâb'da izahat itası mâtlubi âlî'dir. Ne buyruluyor efendim? Fuad Paşanın cevabı:

-  Onu söyleyenler halt etmişler!. Bunların hepsi hezeyan­dır. Bana bu sualleri soracağınıza vaktile yazıp da efendimize takdim ettiğim arizeleri, bir de en son çektiğim telgrafı oku­yunuz. Acaba efendimiz bunları unuttumu? Teessüf ederim ki benim gibi sadık bir askerini bir takım ite köpeğe feda edi­yor.

Dedikten sonra; Fehim ve İzzet Paşalar hakkında, söyle­mediğini bırakmadı. Rauf Paşa sabırsızlıkla sorgunun bitme­sini bekliyordu. Aldığı padişah talimatı böyleydi. Rauf Paşa yine de Fuad Paşaya teselli verme lüzumunu kendine dostlu­ğun görevi olarak kabul ediyordu.

-  Fuad Paşa hiç merak buyurmayınız zâtı şahanenin her hususta adaleti terviç buyurduk lan malumu devletinizdir. Et­rafındaki paşalara da bakıp öyle değilmi efendim! Diyerek kalktılar. Heyet Çit köşküne geldiğinde İzzet Paşa tarafından karşılandı. Sorgu neticelerini yazan evrakı alıp bir göz attı. Memnun olarak padişaha giderek evrakları takdim etti.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..