Bilgi Bankası 54:
Patrik Tayini Rum tarih yazarlarının rivayetine göre; İstanbul'da camiye çevrilen kiliselerin sayısı kırkikidir ve çoğunun isimlerini Rumlar bilmediği gibi eski eser uzmanlanda bilmemektedir.
Fatih, İstanbula girişinin üçüncü günü Rum-ortodoksların patrik seçmelerini emretmiştir. Bu sebeple eski rum İmparatorları zamanında yapılmakta olan merasimlerin aynısı tatbik olunmuştur. Seçilen patrik, padişah ahırından gönderilen gayet güzel ve süslü eğerler ve üzeri beyazlarla örtülü bir ata binmiş olarak yanında ruhani heyet olduğu halde saraya geldi. Fatih, taht üzerinde oturduğu vaziyette ve yanında saltanatın gereken memurları bulunduğu halde üstü incilerle süslü kendisi altından yapılmış bir asa verdi. Papazların hepsi bir ağızdan padişaha dualar okudular. Dua okunduktan sonra Fatih, ayağa kalktı. Patrikde ayak öptü. Dua bir daha tekrar okunduktan sonra ziyafete davet edildi. Ziyafetten sonra padişahın yanında bulunan vezirler, paşalar alay-ı vâlâ ile patriki, patrikhaneye gönderdiler.
Fatih, diğer mezheplere bağlı Hristiyanlann da reislerinin vazifelerinde kalmaları hususunda emirler yayımladı. Bunlara da birer kılıç, asa ile birlikte istiklal vermişti. Ermeni. Slav Latin Hristiyaniar kendi mezheplerinin papazları ile başbaşa kalmışlardır. Ahali ile diğer gönüllü, her milletten yabancılar,
Cenevizliler, Venedikliler, yabancı kaptanlar bile müdafiiler içindeydi. Hatta Garan isimli bir de Alman topçu vardı.
Donanma, altısı ecnebi ve büyük küçük yirmiüç Rum gemisi olmak üzere yirmidokuz harp gemisinden ibaretti. Bu kuşatmada hücum ve savunma için Katabult ismi verilen ok ve taş atan mancınık, kule şeklinde harp makinesi, ok. rum ateşi denilen Garajova ateşi ile top ve lağım atmak usulü her iki taraftanda kullanılmıştır. Rum topları hem sayıca hemde hacim ve menzil itibariyla yetersizdi. Edirne'den getirilip burada ateş edilen büyük top, kullanım esnasında parçalandı. Bu parçalanma esnasında kendisini imal edenler arasında bulunan Urban Cistayıda ölüme sürükledi. Baltaoğlunun kumandasında bulunan Osmanlı donanması önemli bir güç olmadığı gibi ayrıca acemilikte vardı. Hatta ilk hücumda onse-kiz gemiden meydana gelen filo, Sakız adasından gelen beş Ceneviz gemisine mağlup oldu. Bu beş gemi rüzgarın yardımı ile donanmamızın ortasından geçerek İstanbul limanının ağzına geldi. Rumlar buraya zencir germişlerdi. Zenciri kendine has aleti ile indirip, limana dahil oldular.
Fatih, İstanbula girişinin üçüncü günü Rum-ortodoksların patrik seçmelerini emretmiştir. Bu sebeple eski rum İmparatorları zamanında yapılmakta olan merasimlerin aynısı tatbik olunmuştur. Seçilen patrik, padişah ahırından gönderilen gayet güzel ve süslü eğerler ve üzeri beyazlarla örtülü bir ata binmiş olarak yanında ruhani heyet olduğu halde saraya geldi. Fatih, taht üzerinde oturduğu vaziyette ve yanında saltanatın gereken memurları bulunduğu halde üstü incilerle süslü kendisi altından yapılmış bir asa verdi. Papazların hepsi bir ağızdan padişaha dualar okudular. Dua okunduktan sonra Fatih, ayağa kalktı. Patrikde ayak öptü. Dua bir daha tekrar okunduktan sonra ziyafete davet edildi. Ziyafetten sonra padişahın yanında bulunan vezirler, paşalar alay-ı vâlâ ile patriki, patrikhaneye gönderdiler.
Fatih, diğer mezheplere bağlı Hristiyanlann da reislerinin vazifelerinde kalmaları hususunda emirler yayımladı. Bunlara da birer kılıç, asa ile birlikte istiklal vermişti. Ermeni. Slav Latin Hristiyaniar kendi mezheplerinin papazları ile başbaşa kalmışlardır. Ahali ile diğer gönüllü, her milletten yabancılar,
Cenevizliler, Venedikliler, yabancı kaptanlar bile müdafiiler içindeydi. Hatta Garan isimli bir de Alman topçu vardı.
Donanma, altısı ecnebi ve büyük küçük yirmiüç Rum gemisi olmak üzere yirmidokuz harp gemisinden ibaretti. Bu kuşatmada hücum ve savunma için Katabult ismi verilen ok ve taş atan mancınık, kule şeklinde harp makinesi, ok. rum ateşi denilen Garajova ateşi ile top ve lağım atmak usulü her iki taraftanda kullanılmıştır. Rum topları hem sayıca hemde hacim ve menzil itibariyla yetersizdi. Edirne'den getirilip burada ateş edilen büyük top, kullanım esnasında parçalandı. Bu parçalanma esnasında kendisini imal edenler arasında bulunan Urban Cistayıda ölüme sürükledi. Baltaoğlunun kumandasında bulunan Osmanlı donanması önemli bir güç olmadığı gibi ayrıca acemilikte vardı. Hatta ilk hücumda onse-kiz gemiden meydana gelen filo, Sakız adasından gelen beş Ceneviz gemisine mağlup oldu. Bu beş gemi rüzgarın yardımı ile donanmamızın ortasından geçerek İstanbul limanının ağzına geldi. Rumlar buraya zencir germişlerdi. Zenciri kendine has aleti ile indirip, limana dahil oldular.
Konular
- Bilgi Bankası 40:
- Bilgi Bankası 41:
- Bilgi Bankası 42:
- Bilgi Bankası 43:
- Bilgi Bankası 44:
- Bilgi Bankası 45:
- Bilgi Bankası 46:
- Bilgi Bankası 47:
- Bilgi Bankası 48:
- Bilgi Bankası 49:
- Bilgi Bankası 50:
- Bilgi Bankası 51:
- Bilgi Bankası 52:
- Bilgi Bankası 53:
- Bilgi Bankası 54:
- Bilgi Bankası 55:
- Bilgi Bankası 56:
- Bilgi Bankası 57:
- Bilgi Bankası 58:
- Bilgi Bankası 59:
- Bilgi Bankası 60:
- Bilgi Bankası 61:
- Bilgi Bankası 62:
- Bilgi Bankası 63:
- Bilgi Bankası 64:
- SÜNEN-İ EBÛ DÂVÛD TERCEME ve ŞERHİ
- Önsöz
- Sünnet, Ebu Davud, Sunen'ı Ve Bazı Hadis Istılahları Üzerine
- Mukaddime