Bilgi Bankası 63:
Fatih'in Maarifperverliği Tarihlerimiz ittifak halindedir ki, Hz. Fatih bir ilim ve maarif aşıki, ilim adamlarının ise en büyük dostuydu. Hatta Maveraünnehir ulemasından olan, Clzun Hasan'ın elçi olarak göndermiş bulunduğu Ali Kuşçu'yu ilmine olan sevgisi yüzünden Istanbulda ikamet etmesi için ricada bulunmuş ve Ali Kuşçu, padişaha vazifesini hitama erdi-rince geri geleceğim sözünü vererek Erzincana gitmişti. Erzincandan dönüşte ise her merhalede yövmiye bin akça ihsan etmişti. Fakat Hz. Fatih'in ilim ve fenne olan sevgi ile hayranlığının en mükemmel numunesini teşkil eden delil. İstanbulda Fatih camii etrafında yaptırdığı "Medreset ül Aliye" adı verilen dünyanın en mükemmel ve bulunduğu zamanın yegane üniversitesini yapmış olmasıdır.
Bu heyet halinde yapılmış olan ilim ocağı sekiz şubeden meydana gelmişti. Bunların lise muadili olan idadi dersleri, tamamlama kısımları, hazırlık medreseleri de bulunmaktaydı. Okuyup yazan bir talebe önce iptida-i hariç denilen medreselerde okur. Buradan sonra da, Musule adı verilen tetim-me yâni tamamlama medreselerine yükselirdi. Artık burdan sonra Darülfünun yani üniversite talebesi olmaya hak kazanırdı.
Daha sonra ise, Sultan Kanuni Süleyman, Süleymaniye medreselerini yaptırarak Ceddi Fatih'in eserini itmam etmiştir. Bu medreselerde; hadis, tıp, riyaziye ve tabii ilimler mütehassısları yetiştirildi. İlahiyat, hikmet, fıkıh, hadis ve edebi-yat-ı arabiye, Fatih tamamlama bölümünde okutulur, bunların içinden şehadetname yâni diploma alanlar mülâzım adı ile unvan sahibi olurlardı. Bu mülâzım rütbesi alanların isti-dad sahibi olanları müderris olmak rüusu alırlardı. Bu gün Avrupada bu esas devam etmektedir.
Bu heyet halinde yapılmış olan ilim ocağı sekiz şubeden meydana gelmişti. Bunların lise muadili olan idadi dersleri, tamamlama kısımları, hazırlık medreseleri de bulunmaktaydı. Okuyup yazan bir talebe önce iptida-i hariç denilen medreselerde okur. Buradan sonra da, Musule adı verilen tetim-me yâni tamamlama medreselerine yükselirdi. Artık burdan sonra Darülfünun yani üniversite talebesi olmaya hak kazanırdı.
Daha sonra ise, Sultan Kanuni Süleyman, Süleymaniye medreselerini yaptırarak Ceddi Fatih'in eserini itmam etmiştir. Bu medreselerde; hadis, tıp, riyaziye ve tabii ilimler mütehassısları yetiştirildi. İlahiyat, hikmet, fıkıh, hadis ve edebi-yat-ı arabiye, Fatih tamamlama bölümünde okutulur, bunların içinden şehadetname yâni diploma alanlar mülâzım adı ile unvan sahibi olurlardı. Bu mülâzım rütbesi alanların isti-dad sahibi olanları müderris olmak rüusu alırlardı. Bu gün Avrupada bu esas devam etmektedir.
Konular
- Bilgi Bankası 48:
- Bilgi Bankası 49:
- Bilgi Bankası 50:
- Bilgi Bankası 51:
- Bilgi Bankası 52:
- Bilgi Bankası 53:
- Bilgi Bankası 54:
- Bilgi Bankası 55:
- Bilgi Bankası 56:
- Bilgi Bankası 57:
- Bilgi Bankası 58:
- Bilgi Bankası 59:
- Bilgi Bankası 60:
- Bilgi Bankası 61:
- Bilgi Bankası 62:
- Bilgi Bankası 63:
- Bilgi Bankası 64:
- SÜNEN-İ EBÛ DÂVÛD TERCEME ve ŞERHİ
- Önsöz
- Sünnet, Ebu Davud, Sunen'ı Ve Bazı Hadis Istılahları Üzerine
- Mukaddime
- I.Sünnet
- Tanımı ve Önemi
- Kaynağı
- Fonksiyonları
- Bağlayıcılığı
- Karakteristiği
- Algılanışı
- Diğer İlimlerle Alâkası
- Kurtarıcılığı