2- ADAK VE ADAK MAHİYETİNDEKİ KURBANLARIN VACİP OLMASI
Bir adam kurban kesmek için bir koyun satın abp diliyle de onu kendine vacip ettikten sonra, başka bir kurban daha satın alsa; İmim Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm MaüuuMd (R.A.)'e göre, önceki aldığını satması caiz olur. Her ne kadar, ikinci alınanın kıymeti, birinciden noksan olsa bile, bu böyledir. Yalnız, aradaki farkı tasadduk eder. Çünkü, öncekini, kendisine dileyle vacip eylemiştir, öncekinin maliyetini, Allah için kılmıştır. Ondan nefsi için bir fazlalık ayıramaz. Bunun içindir ki, o fazlalığı tasadduk eder.
Bazı âlimlerimiz "Bu, fakir olan zat için böyledir. Zengin olan kimsenin, o fazlalığı tasadduk etmesi gerekmez." buyurmuşturlardir.
İmâm Şemsü'l-Eimme Serahrf "Sahih olanı, her ikisinin de, birinci alınanın fazla olan kıymetini tasadduk etmesidir.'*buyurmuştur.
Şayet kurban kesmek zengine vacip olmuşsa onun mahallini belirler. Bu o tayin, maliyetinin miktarı kadardır. Çünkü o tayin kıymetini ifâde eder.
Bir zengin bir kurban satın aldığında, o kaybolur ve başka birini daha satın alır; sonra da kurban kesilen günlerde, o kaybolan kurbanlığı bulursa; bu zengin onlardan dilediğini keser.
Şayet bu kimse fakir ise, aldığı Önceki kurbariHı nefsine vacip eder sonra o kaybolur başka birini daha satan aur ve öncekini de kurban günlerinde geri buluşa, her ikisini de keser.
Fetva budur. Fetâvâyi Kftdhta'da da böyledir.
Bir adam on adet kurban kesmeyi nefsine vacip eylese, yani adaşa; âlimler: İkiden fazlası lâzım olmaz.' buyurmuşlardır. Çünkü, haberde bu iki olarak gelmiştir. d-Aftl'da da böyle söylenilmiştir.
Sahih olanı ise, adanan miktarın tamamını kurban kesmektir. Za-htrfyye'de de böyledir.
Bir adam, kurban etmek için bir koyun satın aldıktan sonra, onu satıp, aynı kurban günlerinde, başka bir koyun satın alsa, bu durumda üç ihtimal vardır:
Birincisi: Kurban olsun niyetiyle satın almış olabilir.
İkincisi: Kurban olsun niyetiyle satm almadığı hâlde sonradan kurban olsun diye niyet etmiş olabilir.
Üçüncüsü: Kurban olsun niyetiyle satın almadığı hâlde, sonradan onu, diliyle üzerine vacip eder.Ve:"Allah için üzerime kurban kesmek vacip olsun."der.Ve "bu sene.."diye de kayıtlayabilir.
Birinci vecihde, zâhirü'r-rivâyeye göre diliyle kendi Üzerine vâcib etmez ise hayvanın kurban olması gerekmez.
İmâm Ebû Hanife (R.A.)'den İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'nm rivayetine göre, yalnız niyeti sebebiyle, onu kurban kesmesi diliyle vacip kıldığı gibi vacip olur.
Bu görüşü İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ve bazı müteahhirîn âlimleri alıp kabul eylemişlerdir.
Müntekâ'da İmâm Muhammed (R.A..)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur.
Bir adam, kurban kesmek niyetiyle bir koyun alır ve bu koyunu satın alırkende niyetini açığa vurmayıp gizlerse, bu koyun yine de kurban olur.
Şayet, bu şahıs, kurban günlerinden önce yolculuğa çıkar ve koyunu da satarsa; kurban üzerinden sakıt olur.(= düşer.) Buna yolculuğu sebeb olmuş olur.
İkinci vecih ise: Niyetsiz olarak kurbanlık alır; sonra da onun kurban olmasını niyet ederse; zâhirü'r-rivâyede bu zikredümemiştir.
İmâm Ebû Hanife (R.A.)'nin şöyle buyurduğunu Hasan bin Ziyâd rivayet etmiştir."O da kurban edilir. Şayet satarsa, bu satışı da caiz olur.
Bizde bu görüşü alırız.
Fakat, bir koyun satın alır; onu da diliyle kendine vâcib kılarsa, bu üçüncü vedh'tir ki; bütün âlimlere göre, bunu kurban etmek gerekir. Fetâvâyi Kâdihân'da da böyledir.
Satın alınan bir koyun, niyetsiz olarak kurban kesilse, satın alınırken yapılan niyet kâfi gelir ve bu kurban caiz olur. Kerdeıf nin Vedzi'-nde de böyledir.
Şayet birinciyi yirmi dirheme satar ve satılan bu koyun müşterinin yanında kıymetlenip, otuz dirheme çıkarsa, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ile, İmâm Muhammed (R.A.)*e göre birinci satış caiz olur. Ve artan fazlalığı tasadduk etmek gerekir. İmâm Ebö Yûsuf (R.A.)'a göre öncekini satmak bâtıldır. Ve onu, müşteriden geri almak gerekir. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, ticâret için satın aldığı bur koyunu, sonradan nefsine diliyle kurban olarak vacip eylese; onu kurban etmesi gerekir.
Şayet öyle yapmaz ve kurban kesme günleri çıkarsa, onu tasadduk eder. Hâvi'de de böyledir.
Bir kimse iki koyun kurban kesse; esahh olan, ikisinin de kurban olmasıdır. Hasan İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'dan böyle rivayet eylemiştir. Bir koyun veya İki koyun kesmede bir beis yoktur. Seraba'nin Mu-hıyt'nde de böyledir.
Nevâzıl'de şöye zikredilmiştir: Muhammed bin Seleme:
"Bir adam, İki koyun kurban kestiğinde, onlardan yalnız birisi kurban olur."buyurmuştur.
Diğer âlimler ise"lkisi de kurban olur."demişlerdir.
Sadnı'ş-Şehîâ'de , Vlidâl isimli kitabında bu görüşü kabul eylemiştir.
Hasan'in, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'den rivayetine göre: Bir veya iki koyun kurban kesmekte bir sakınca yoktur.
Gerçekten Allah Resulünün, her sene iki koyun kurban eylediği ve Hudeybiye senesinde yüz deve kurban kestiği tashih edilmiştir. Mufcıyf-te de böyledir.
Bir adam, otuz dirheme kurbanlık iki koyun aldığında, bunlardan biri, diğerinden üstün olursa; bu, yirmi dirheme alınanın hilâfina-dır; zira, otuz dirheme alınan iki koyunun birisi, diğerinden yaş veya büyüklük bakınından diğerinden üstündür. Yirmi dirheme alınan da böyle bir hal olmaz.
Şayet, yirmi dirheme satın alınan iki koyundan birisi, diğerinden üstün olur ve otuz dirheme alınan iki koyunun birisi diğerinden üstün olmazsa, hüküm yukardakinin aym olur. Fetâvâyi Kübrâ'da da böyledir.
Bir adam, kurban kesmeyi nezreylediği hâlde sığır, deve, koyun, keçi diye bir şey belirtmese, onun, bir koyun kesmesi gerekir.
Nezreden (= adayan) şahıs, bu kurbanının etinden yeyimiz. Eğer yerse, kıymetini tasadduk eder. Kerderi 'nin Vecîzi'nde de böyledir.
"Allah îçin, koyun kesmek üzerime vacip olsun" diyen bir kimse, deve veya sığır kesebilir; bu caizdir. Sırâciyye'de de böyledir.
En doğrusunu bilen Allahu Teâlâ'dır; [6]
Bazı âlimlerimiz "Bu, fakir olan zat için böyledir. Zengin olan kimsenin, o fazlalığı tasadduk etmesi gerekmez." buyurmuşturlardir.
İmâm Şemsü'l-Eimme Serahrf "Sahih olanı, her ikisinin de, birinci alınanın fazla olan kıymetini tasadduk etmesidir.'*buyurmuştur.
Şayet kurban kesmek zengine vacip olmuşsa onun mahallini belirler. Bu o tayin, maliyetinin miktarı kadardır. Çünkü o tayin kıymetini ifâde eder.
Bir zengin bir kurban satın aldığında, o kaybolur ve başka birini daha satın alır; sonra da kurban kesilen günlerde, o kaybolan kurbanlığı bulursa; bu zengin onlardan dilediğini keser.
Şayet bu kimse fakir ise, aldığı Önceki kurbariHı nefsine vacip eder sonra o kaybolur başka birini daha satan aur ve öncekini de kurban günlerinde geri buluşa, her ikisini de keser.
Fetva budur. Fetâvâyi Kftdhta'da da böyledir.
Bir adam on adet kurban kesmeyi nefsine vacip eylese, yani adaşa; âlimler: İkiden fazlası lâzım olmaz.' buyurmuşlardır. Çünkü, haberde bu iki olarak gelmiştir. d-Aftl'da da böyle söylenilmiştir.
Sahih olanı ise, adanan miktarın tamamını kurban kesmektir. Za-htrfyye'de de böyledir.
Bir adam, kurban etmek için bir koyun satın aldıktan sonra, onu satıp, aynı kurban günlerinde, başka bir koyun satın alsa, bu durumda üç ihtimal vardır:
Birincisi: Kurban olsun niyetiyle satın almış olabilir.
İkincisi: Kurban olsun niyetiyle satm almadığı hâlde sonradan kurban olsun diye niyet etmiş olabilir.
Üçüncüsü: Kurban olsun niyetiyle satın almadığı hâlde, sonradan onu, diliyle üzerine vacip eder.Ve:"Allah için üzerime kurban kesmek vacip olsun."der.Ve "bu sene.."diye de kayıtlayabilir.
Birinci vecihde, zâhirü'r-rivâyeye göre diliyle kendi Üzerine vâcib etmez ise hayvanın kurban olması gerekmez.
İmâm Ebû Hanife (R.A.)'den İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'nm rivayetine göre, yalnız niyeti sebebiyle, onu kurban kesmesi diliyle vacip kıldığı gibi vacip olur.
Bu görüşü İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ve bazı müteahhirîn âlimleri alıp kabul eylemişlerdir.
Müntekâ'da İmâm Muhammed (R.A..)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur.
Bir adam, kurban kesmek niyetiyle bir koyun alır ve bu koyunu satın alırkende niyetini açığa vurmayıp gizlerse, bu koyun yine de kurban olur.
Şayet, bu şahıs, kurban günlerinden önce yolculuğa çıkar ve koyunu da satarsa; kurban üzerinden sakıt olur.(= düşer.) Buna yolculuğu sebeb olmuş olur.
İkinci vecih ise: Niyetsiz olarak kurbanlık alır; sonra da onun kurban olmasını niyet ederse; zâhirü'r-rivâyede bu zikredümemiştir.
İmâm Ebû Hanife (R.A.)'nin şöyle buyurduğunu Hasan bin Ziyâd rivayet etmiştir."O da kurban edilir. Şayet satarsa, bu satışı da caiz olur.
Bizde bu görüşü alırız.
Fakat, bir koyun satın alır; onu da diliyle kendine vâcib kılarsa, bu üçüncü vedh'tir ki; bütün âlimlere göre, bunu kurban etmek gerekir. Fetâvâyi Kâdihân'da da böyledir.
Satın alınan bir koyun, niyetsiz olarak kurban kesilse, satın alınırken yapılan niyet kâfi gelir ve bu kurban caiz olur. Kerdeıf nin Vedzi'-nde de böyledir.
Şayet birinciyi yirmi dirheme satar ve satılan bu koyun müşterinin yanında kıymetlenip, otuz dirheme çıkarsa, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ile, İmâm Muhammed (R.A.)*e göre birinci satış caiz olur. Ve artan fazlalığı tasadduk etmek gerekir. İmâm Ebö Yûsuf (R.A.)'a göre öncekini satmak bâtıldır. Ve onu, müşteriden geri almak gerekir. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, ticâret için satın aldığı bur koyunu, sonradan nefsine diliyle kurban olarak vacip eylese; onu kurban etmesi gerekir.
Şayet öyle yapmaz ve kurban kesme günleri çıkarsa, onu tasadduk eder. Hâvi'de de böyledir.
Bir kimse iki koyun kurban kesse; esahh olan, ikisinin de kurban olmasıdır. Hasan İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'dan böyle rivayet eylemiştir. Bir koyun veya İki koyun kesmede bir beis yoktur. Seraba'nin Mu-hıyt'nde de böyledir.
Nevâzıl'de şöye zikredilmiştir: Muhammed bin Seleme:
"Bir adam, İki koyun kurban kestiğinde, onlardan yalnız birisi kurban olur."buyurmuştur.
Diğer âlimler ise"lkisi de kurban olur."demişlerdir.
Sadnı'ş-Şehîâ'de , Vlidâl isimli kitabında bu görüşü kabul eylemiştir.
Hasan'in, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'den rivayetine göre: Bir veya iki koyun kurban kesmekte bir sakınca yoktur.
Gerçekten Allah Resulünün, her sene iki koyun kurban eylediği ve Hudeybiye senesinde yüz deve kurban kestiği tashih edilmiştir. Mufcıyf-te de böyledir.
Bir adam, otuz dirheme kurbanlık iki koyun aldığında, bunlardan biri, diğerinden üstün olursa; bu, yirmi dirheme alınanın hilâfina-dır; zira, otuz dirheme alınan iki koyunun birisi, diğerinden yaş veya büyüklük bakınından diğerinden üstündür. Yirmi dirheme alınan da böyle bir hal olmaz.
Şayet, yirmi dirheme satın alınan iki koyundan birisi, diğerinden üstün olur ve otuz dirheme alınan iki koyunun birisi diğerinden üstün olmazsa, hüküm yukardakinin aym olur. Fetâvâyi Kübrâ'da da böyledir.
Bir adam, kurban kesmeyi nezreylediği hâlde sığır, deve, koyun, keçi diye bir şey belirtmese, onun, bir koyun kesmesi gerekir.
Nezreden (= adayan) şahıs, bu kurbanının etinden yeyimiz. Eğer yerse, kıymetini tasadduk eder. Kerderi 'nin Vecîzi'nde de böyledir.
"Allah îçin, koyun kesmek üzerime vacip olsun" diyen bir kimse, deve veya sığır kesebilir; bu caizdir. Sırâciyye'de de böyledir.
En doğrusunu bilen Allahu Teâlâ'dır; [6]
Konular
- 10- İÇİNDE BAŞKASININ HAKKI BULUNAN BİRŞEYİN TAKSİMİ
- 11- TAKSİMDE YAPILAN YANLIŞLIK DA'VÂSI
- 12- MÜHÂYEE (= MENFAATİN TAKSİM EDİLMESİ= SIRA TUTMA = NÖBETLEŞME) MUHÂYEE NEDİR?
- Muhâyee Çeşitleri:
- 13- TAKSİM HUSUSUNDA ÇEŞİTLİ MESELELER
- KİTÂBÜ'L-İBÂK (SAHİBİNDEN KAÇAN KÖLELER)
- Sahibinden Kaçan Köle
- Kölenin Sahibi Ortaya Çıkarsa
- KİTÂBÜ'L-EDHIYYE
- (KURBANLAR)
- 1- KURBANIN MANÂSI, RÜKNÜ, SIFATI, ŞARTLARI, HÜKMÜ VE KURBANIN KİME VACİP OLUP, KİME VACİP OLMADIĞI
- Zengin Kimdir
- Kurban Kime, Ne Zaman Ve Nasıl Vacip Olur?
- Niyâbeten Kurban Kesmek
- Vaktinde Kesilmeyen Kurban
- 2- ADAK VE ADAK MAHİYETİNDEKİ KURBANLARIN VACİP OLMASI
- 3- KURBAN KESMENİN VAKTİ
- Kurban Ve Teşrıyk Günleri
- Kurban Kesmenin Müstehap Olduğu Vakit
- 4- KURBAN KESME HUSUSUNDA MEKÂN VE ZAMANA TEALLUK EDEN MES'ELELER
- 5- KURBAN OLARAK KESİLEBİLECEK HAYVANLAR
- Kurban Kesilecek Hayvanın Yaşı
- Bir Koyun Veya Sığır, Kaç Kişiye Kurban Olur?
- Kurban Edilecek Hayvan Nasıl Olmalıdır?
- Kurban Etinden Yemek
- Adak Kurbanının Eti
- 6- KURBAN HUSUSUNDA MÜSTEHAP OLAN ŞEYLER
- 7- BAŞKASININ YERİNE KURBAN KESMEK VE BAŞKASININ KURBANINI KENDİ ADINA KESMEK
- 8- KURBANDA ORTAKLIĞA TEALLUK EDEN MESELELER
- 9- KURBAN HUSUSUNDA ÇEŞİTLİ MES'ELELER