10- İÇİNDE BAŞKASININ HAKKI BULUNAN BİRŞEYİN TAKSİMİ
Bıir ev veya bir yer, ortaklar arasında taksim edildikten sonra, o yerin bir kısmına, bir hak sahibi çıkarsa; bu mes'elede, üç durum söz konusu olur;
Birincisi: Tamamından, bölünmesi imkanı olmayan bir yere hak sa-, hrbi çıkabilir,
Şöyleki: bir evin üçte ikisine veya üçte birine sahib olmak veya buna benzer bir durum gibi... Bu durumda, taksim fâsiddir.
İkincisi: Belirli bir şey'in, bir parçasına hak sahibi çıkabilir. Hak-lun, vârislerin hisselerinden birisine isabet etmesi gibi...
Bu durumda, taksim -istihkak sahibinin haricinde olanlara göre-sahih olur. Ancak, istihkak sahibi muhayyerdir. Çünkü, hissesi kusurftu çıkmıştır. Dilerse, taksimi bozup, eski halini alır ve yeniden bölüşürler, isterse, Öylece kalır ve hissesinin kıymetini diğerlerinden alır.
Üçüncüsü; Vârislerden birine isabet eden hisseden, hak sahibinin hak- bölünlmesi hâlidir.
Bu durumdajmâm Efcû Hanîfe (R.A.)'ye göre, taksim bozulmaz. Yukarıdaki beyan gibi, istihkak sahibi hakkını alır ve bu yerin sahibi, or-ak lanna başvurur. İmâm Ebn Yusuf (R.A.)'a göre ise, bu taksim bozu-ur. Yeniden başlar.
İmâm Muhammed (R.A.)'in kavli ise Ebû Hafs'ın rivayet ettiğine göre, Qân ı Ebû Haoife (R.A.)(nin kavli gibidir.
Ebû Süleyman ise: "İmâm Muhammed (R.A.)'nm kavli, İmâm Ebû Yûsuf {-A .)'un kavli gibidir. Demiştir.
Hâkim eş-Şehîd Muhtasar isimli kitabında: "Esah olan görüş, önekidir." buyurmuştur.
Kudûri, İbnü Semâa ve İbnü Rüstem : Essah olan İmam Mohammed (R.A.) ile İmâm Ebû Hanîfe (R.A.ymn müşterek kavilleridir." buyurmuşlardır. Muhıyt ve Zehıyre'de de böyledir.
Onlardan -birisi, hissesine düşenin yarısını sattıktan sonra, geride kalan yarısına, bir hak sahibi çıkarsa; dörtte biri için ortağına müracaat eder.
İmâm Ebu Hanife (R.A.) ve İmam Muhammed (R.A.)'e göre, bu durumda muhayyerliği kajmamıştir.
Satmadan önce olsaydı, muhayyer olurdu. Çünkü satmadan evvel, istihkakdan önce reddedebilirdi. Sattıktan sonra, redden aciz kalır ve böylece de muhayyerlik hakkı sakıt olur.
Fakat, İmâm Ebû Yûsaf (R.A.): "Bu taksim, fâsiddir." buyurmuştur. Zahîrriyye'de de böyledir.
Kitâbu'l-ŞürûTta şöyle denilmiştir:
Bu mes'ele de önceki gibi üç durumdadır; fakat o yerin tamamındaki muşa olan yer zikredilmemiş bir kişinin hissesinde hakkı varsa, o söylenmiştir ki bu, taksim batıldır.
Aralarında yapılan taksimde, hissesine düşenin hissesi elinde ise, onu satmamışsa o yerin ortağı ile taksim ederler.
Eğer satmışsa, bu satış geçerlidir. Diğeri, onun kıymetinin yansını alır.
Birinin hissesinin cüz'ünde hakkı olan da zikredilmiş ve cevap olarak: "Taksim tamamında bâtıl olur." denilmiştir. Bu, bizim metinde yazdığımızın hilafınadır. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nın kavline göre, taksim bozulmaz; hak sahibi serbest bırakılır; İsterse, taksimi o bozar ve elde kalan yeri, diğer yerlere katar.
Eğer diğeri yerini satmamışsa, sonra aralarında taksim ederler.
Şâytt diğeri sstmişsa, üzerinde hak bulunan elinde kalanı da ona ilâve eder ve kıymetini alalarında yarı yarıya bölüşürler. Zehiyre'de de böyledir.
İbrahim'in Müntekâa'nda, İmâm Muhammed (R.A.)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
Üç kardeş, üç eve vâris olurlar ve her biri, birini aldıktan sonra, birinin evinin yansına, bir hak sahibi çıkarsa; bu mes'ele hakkında İmim Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Ebû Yûsnf (R.A.): "Bu durumda, hissesine, -hak sahibi çıkan kardeş muhayyerdir: Dilerse, taksimin tamamını bo^ zar; dilerse, yansım elinde tutar ve elinde kalanın kıymeti kadar, diğer ikisine müracaat eder." buyurmuşlardır.
Eğer o yer, tek olsa da, üçe taksim etmiş bulunsalar ve bu durumda birinin hissesine, bir hak sahibi çıksaydı, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.), önceki kavlin aynısını söylediler.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ise: "Bu durumda, hissesine hak sahibi çıkmış bulunan ortak için muhayyerlik hakkı yoktur. Ve bu taksim fâsid-dir." buyurmuştur.
Bu taksim, ister hâkimin hükmüyle yapılsın; ister hükümsüz yapılsın farketmez,
Bir evi, iki kişi taksim ederler ve birisi, üçte birini; diğeri de Üçte ikisini alır; fakat, bu hisselerin kıymetleri eşit olur ve sonra da bir hak sahibi çıkıp, üçte ikiyi veya üçte birini alırsa; şayet bu şahıs üçte iki hisse alanın hissesine sahibse, bu durumda taksim feshedilir.
Bu şahıs, onlardan herhangi birinin, belirli bir yerine hak sahibi ise, taksim caizdir. Hangisinin, ne kadar yerinde hakkı varsa, o zat, diğerine, o yerin değerinin yansı kadarı için müracaat eder.
Üçte birini alan şahıs, hissesinin yansım sattıktan sonra, kalan yarısına bir hak sahibi çıkarsa; satışı caiz olur ve diğerinin elinde bulunanın dörtte birine müracaat eder.
Bu, İmim Ebû Hanffe (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.'A.)'e göre böyledir.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre ise, taksim bozulur. Ve satan sattığı yerin yansını diğerine öder. Çünkü, taksim bozulunca, hisse de fâsid olur. Ve fâsid satıştaki alım gibi olur...Satış caiz olunca, reddinden âciz olduğu için, o yerin kıymetinin yansını reddeder. Serahtf'nih Muhıyti'nde de böyledir.
Keza, yüz dönümlük bir yere iki kişi ortak bulunduklarında; bu savayı mnaıyyt aralarında; birisi, diğeri bin dirhem olan, on dönümünü; değeri de, :ğeri bin dirhem olan doksan dönümünü almak üzere taksim ettikten nra; her ikisi de hisselerini kıymetinden aşağıya veya yukarıya satar-; daha sonra da o, on dönüm yere bir hak sahibi çıkarsa; bu durum-müşteri, diğer kalanı da satıcısına geri verir. Bu, İmâra Ebû Hanife (R.A.)'nin kıyâsıdır. O takdirde, doksan dö- -hissesi olan şahıs, hissesi on dönüm olana, beşyüz dirhem için mü-ıt eder. Mebsût'ta da böyledir.
îki kişinin, yüz koyunu bulunur ve bu ortaklardan birisi, beşyüz lirhem değerinde kırk koyun; diğeri de beşyüz dirhem değerinde, alt-iıis koyun almış olur ve kırk koyun alanın koyununun birine, bir adam ip çıkar; bu koyunun kıymeti de on dirhem olursa; bi'1-ittifak o adam, iğer ortağına beş dirhem için müracaat eder. Bu durumda taksim câiz-ir ve kendisinde hak bulununan şahıs muhayyer değildir. Muhıyl'te de öyledir.
En doğrusunu, ancak Allahu Teâlâ bilir. [14]
Birincisi: Tamamından, bölünmesi imkanı olmayan bir yere hak sa-, hrbi çıkabilir,
Şöyleki: bir evin üçte ikisine veya üçte birine sahib olmak veya buna benzer bir durum gibi... Bu durumda, taksim fâsiddir.
İkincisi: Belirli bir şey'in, bir parçasına hak sahibi çıkabilir. Hak-lun, vârislerin hisselerinden birisine isabet etmesi gibi...
Bu durumda, taksim -istihkak sahibinin haricinde olanlara göre-sahih olur. Ancak, istihkak sahibi muhayyerdir. Çünkü, hissesi kusurftu çıkmıştır. Dilerse, taksimi bozup, eski halini alır ve yeniden bölüşürler, isterse, Öylece kalır ve hissesinin kıymetini diğerlerinden alır.
Üçüncüsü; Vârislerden birine isabet eden hisseden, hak sahibinin hak- bölünlmesi hâlidir.
Bu durumdajmâm Efcû Hanîfe (R.A.)'ye göre, taksim bozulmaz. Yukarıdaki beyan gibi, istihkak sahibi hakkını alır ve bu yerin sahibi, or-ak lanna başvurur. İmâm Ebn Yusuf (R.A.)'a göre ise, bu taksim bozu-ur. Yeniden başlar.
İmâm Muhammed (R.A.)'in kavli ise Ebû Hafs'ın rivayet ettiğine göre, Qân ı Ebû Haoife (R.A.)(nin kavli gibidir.
Ebû Süleyman ise: "İmâm Muhammed (R.A.)'nm kavli, İmâm Ebû Yûsuf {-A .)'un kavli gibidir. Demiştir.
Hâkim eş-Şehîd Muhtasar isimli kitabında: "Esah olan görüş, önekidir." buyurmuştur.
Kudûri, İbnü Semâa ve İbnü Rüstem : Essah olan İmam Mohammed (R.A.) ile İmâm Ebû Hanîfe (R.A.ymn müşterek kavilleridir." buyurmuşlardır. Muhıyt ve Zehıyre'de de böyledir.
Onlardan -birisi, hissesine düşenin yarısını sattıktan sonra, geride kalan yarısına, bir hak sahibi çıkarsa; dörtte biri için ortağına müracaat eder.
İmâm Ebu Hanife (R.A.) ve İmam Muhammed (R.A.)'e göre, bu durumda muhayyerliği kajmamıştir.
Satmadan önce olsaydı, muhayyer olurdu. Çünkü satmadan evvel, istihkakdan önce reddedebilirdi. Sattıktan sonra, redden aciz kalır ve böylece de muhayyerlik hakkı sakıt olur.
Fakat, İmâm Ebû Yûsaf (R.A.): "Bu taksim, fâsiddir." buyurmuştur. Zahîrriyye'de de böyledir.
Kitâbu'l-ŞürûTta şöyle denilmiştir:
Bu mes'ele de önceki gibi üç durumdadır; fakat o yerin tamamındaki muşa olan yer zikredilmemiş bir kişinin hissesinde hakkı varsa, o söylenmiştir ki bu, taksim batıldır.
Aralarında yapılan taksimde, hissesine düşenin hissesi elinde ise, onu satmamışsa o yerin ortağı ile taksim ederler.
Eğer satmışsa, bu satış geçerlidir. Diğeri, onun kıymetinin yansını alır.
Birinin hissesinin cüz'ünde hakkı olan da zikredilmiş ve cevap olarak: "Taksim tamamında bâtıl olur." denilmiştir. Bu, bizim metinde yazdığımızın hilafınadır. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nın kavline göre, taksim bozulmaz; hak sahibi serbest bırakılır; İsterse, taksimi o bozar ve elde kalan yeri, diğer yerlere katar.
Eğer diğeri yerini satmamışsa, sonra aralarında taksim ederler.
Şâytt diğeri sstmişsa, üzerinde hak bulunan elinde kalanı da ona ilâve eder ve kıymetini alalarında yarı yarıya bölüşürler. Zehiyre'de de böyledir.
İbrahim'in Müntekâa'nda, İmâm Muhammed (R.A.)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
Üç kardeş, üç eve vâris olurlar ve her biri, birini aldıktan sonra, birinin evinin yansına, bir hak sahibi çıkarsa; bu mes'ele hakkında İmim Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Ebû Yûsnf (R.A.): "Bu durumda, hissesine, -hak sahibi çıkan kardeş muhayyerdir: Dilerse, taksimin tamamını bo^ zar; dilerse, yansım elinde tutar ve elinde kalanın kıymeti kadar, diğer ikisine müracaat eder." buyurmuşlardır.
Eğer o yer, tek olsa da, üçe taksim etmiş bulunsalar ve bu durumda birinin hissesine, bir hak sahibi çıksaydı, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.), önceki kavlin aynısını söylediler.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ise: "Bu durumda, hissesine hak sahibi çıkmış bulunan ortak için muhayyerlik hakkı yoktur. Ve bu taksim fâsid-dir." buyurmuştur.
Bu taksim, ister hâkimin hükmüyle yapılsın; ister hükümsüz yapılsın farketmez,
Bir evi, iki kişi taksim ederler ve birisi, üçte birini; diğeri de Üçte ikisini alır; fakat, bu hisselerin kıymetleri eşit olur ve sonra da bir hak sahibi çıkıp, üçte ikiyi veya üçte birini alırsa; şayet bu şahıs üçte iki hisse alanın hissesine sahibse, bu durumda taksim feshedilir.
Bu şahıs, onlardan herhangi birinin, belirli bir yerine hak sahibi ise, taksim caizdir. Hangisinin, ne kadar yerinde hakkı varsa, o zat, diğerine, o yerin değerinin yansı kadarı için müracaat eder.
Üçte birini alan şahıs, hissesinin yansım sattıktan sonra, kalan yarısına bir hak sahibi çıkarsa; satışı caiz olur ve diğerinin elinde bulunanın dörtte birine müracaat eder.
Bu, İmim Ebû Hanffe (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.'A.)'e göre böyledir.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre ise, taksim bozulur. Ve satan sattığı yerin yansını diğerine öder. Çünkü, taksim bozulunca, hisse de fâsid olur. Ve fâsid satıştaki alım gibi olur...Satış caiz olunca, reddinden âciz olduğu için, o yerin kıymetinin yansını reddeder. Serahtf'nih Muhıyti'nde de böyledir.
Keza, yüz dönümlük bir yere iki kişi ortak bulunduklarında; bu savayı mnaıyyt aralarında; birisi, diğeri bin dirhem olan, on dönümünü; değeri de, :ğeri bin dirhem olan doksan dönümünü almak üzere taksim ettikten nra; her ikisi de hisselerini kıymetinden aşağıya veya yukarıya satar-; daha sonra da o, on dönüm yere bir hak sahibi çıkarsa; bu durum-müşteri, diğer kalanı da satıcısına geri verir. Bu, İmâra Ebû Hanife (R.A.)'nin kıyâsıdır. O takdirde, doksan dö- -hissesi olan şahıs, hissesi on dönüm olana, beşyüz dirhem için mü-ıt eder. Mebsût'ta da böyledir.
îki kişinin, yüz koyunu bulunur ve bu ortaklardan birisi, beşyüz lirhem değerinde kırk koyun; diğeri de beşyüz dirhem değerinde, alt-iıis koyun almış olur ve kırk koyun alanın koyununun birine, bir adam ip çıkar; bu koyunun kıymeti de on dirhem olursa; bi'1-ittifak o adam, iğer ortağına beş dirhem için müracaat eder. Bu durumda taksim câiz-ir ve kendisinde hak bulununan şahıs muhayyer değildir. Muhıyl'te de öyledir.
En doğrusunu, ancak Allahu Teâlâ bilir. [14]
Konular
- (TAKSİM)
- 1- TAKSİMİN MÂNÂSI, SEBEBİ RÜKNÜ, ŞARTI VE HÜKÜMLERİ
- Taksimin Mânâsı:
- Taksimin Sebebi:
- Taksimin Rüknü:
- Taksimin Şartı
- Taksimin Hükmü:
- 2- TAKSİMİN NASIL YAPILACAĞI
- 3- TAKSİM EDİLEBİLEN VEYATAKSİM EDİLEMEYEN ŞEYLER VETAKSİM EDİLMESİ CAİZ OLAN VEYACAİZ OLMAYAN ŞEYLE
- 4- ZİKREDİLMEDİĞİ HÂLDE, TAKSİME DÂHİL OLAN VEYA DÂHİL OLMAYAN ŞEVLER
- 5- TAKSİMDEN RÜCÛ ETMEK VE KURA ÇEKMEK
- 6- TAKSİMDE MUHAYYERLİK
- 7- TAKSİM EDİLMESİ, BAŞKASINA KARŞİ GEÇERLİ OLAN VE GEÇERLİ OLMAYAN ŞEYLER
- 8- TEREKENİN TAKSİM EDİLMESİ; BU TAKSİMDEN SONRA; ÖLENİN VEYA KENDİSİNE VASİYYET EDİLEN ŞAHSIN BORÇL
- 9- TAKSİMDE ALDATMA
- 10- İÇİNDE BAŞKASININ HAKKI BULUNAN BİRŞEYİN TAKSİMİ
- 11- TAKSİMDE YAPILAN YANLIŞLIK DA'VÂSI
- 12- MÜHÂYEE (= MENFAATİN TAKSİM EDİLMESİ= SIRA TUTMA = NÖBETLEŞME) MUHÂYEE NEDİR?
- Muhâyee Çeşitleri:
- 13- TAKSİM HUSUSUNDA ÇEŞİTLİ MESELELER
- KİTÂBÜ'L-İBÂK (SAHİBİNDEN KAÇAN KÖLELER)
- Sahibinden Kaçan Köle
- Kölenin Sahibi Ortaya Çıkarsa
- KİTÂBÜ'L-EDHIYYE
- (KURBANLAR)
- 1- KURBANIN MANÂSI, RÜKNÜ, SIFATI, ŞARTLARI, HÜKMÜ VE KURBANIN KİME VACİP OLUP, KİME VACİP OLMADIĞI
- Zengin Kimdir
- Kurban Kime, Ne Zaman Ve Nasıl Vacip Olur?
- Niyâbeten Kurban Kesmek
- Vaktinde Kesilmeyen Kurban