3- ORUÇLUYA MEKRUH OLAN VE MEKRUH OLMAYAN ŞEYLER


Oruç tutan kimsenin saloz çiğnemesi mekruhtur, Fetâvâyi Kâdî-hân'da 6a böyledir.

Âlimlerimiz bu meselenin tafsilâtı hususunda şöyle demiş-terdir: Eğer sakız çiğnenmiş, çürümüş ve kararmış ise orucu bozar. Şayet, beyaz ve çiğnenmemiş ise orucu bozmaz; fakat bu da mekruhtur. Muhıyt'te de böyledir

Özürsüz olarak bir şev çiğnemek ve tadına bakmak da mek­ruhtur.

 Burada bahsi geçen sakız,,, tabii sakîz.iır. Bu gün satılmakta olan ve seker, esans, meyve özü gibi pek çok şey ihtiva etmekte bulunan çik-İetlerin orucu bozacağn aşikârdır

Bir şeyin tadına bakmakla ilgili özür şudur: Bir kadının kocası veya efendisi kötü huyiu ise, o kadının yemeğim tadına bakması — mekruh olmaz—.

Çiğnemek ile ilgili özür ve zaruret de şudur: Bir bebeğin yi­yeceğini çiğneyecek hayızlı ve nifaslı veya bunların hâricinde oruç tutmayan kimse bulunmazsa; pişirilebiiecek bir şey veya süt ve yo­ğurt da olmazsa, o kadının bebeğin yiyeceği şeyi çiğnemesi —mek­ruh olmaz —. Nehrü'I - Fâık'ta da böyledir.

Tecnîs'de : «Bir şeyi tatmak,, ancak farz oruçlarda mekruh­tur; nafile oruçlarda bir şeyin tadına bakmakta bir beis yoktur.» de­nilmiştir. Nihâye'de de böyledir.

Oruçlu bir kimsenin, satın alacağı balın veya yağın, taze mi, bayat mı olduğunu anlamak için tadına bakması mekruhtur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

«Ancak, bu alış-verişte aldanmak   korkusu olursa, bunların tadına bakmakta bir beis yoktur.» denilmiştir. Zâhidî'de de böyledir.

Oruçlu kimsenin istincâ'da (= taharette) mübalağa etmesi mekruhtur. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.

Ramazanda mazmaza ve Istinşak'ta    mübalağa   yapmak da mekruhtur.

Şemsü'l - Eimme Halvânî, bu hususu şöyle açıklamıştır. Bu, gar­gara yapmak değildir; suyu fazla alıp ağzı doldurmak ve bunu ağızda fazla tutmaktır, «...gargara yapmak değildir.» kavli, elyak £=en uy­gun) olana muhaliftir. Münye Şerhi'nde de böyledir.

Oruç tutan kimsenin suyun içinde sesli veya sessiz yellen­mesi orucu bozmaz; fakat bu mekruhtur. Mi'râcü'd - Dirâye'de de böy­ledir.

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre, —abdestin dışında— oruç tutan kimsenin ağzına ve burnuna su alması, başına su dökmesi, su­da yıkanması ve ıslak beşe sarılması mekruhtur.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre is-e, bunlar mekruh değildir. Fetva da, Ebû Yûsuf (R-A.)'un kavli üzeredir. Serahsî'nin Muhiyt'inde de böyledir.

Oruçlunun, tükrüğünü ağzında biriktirip sonra yutması mek­ruhtur. Zahîrîyye'de de böyledir.

Bize göre, saba'h veya akşam, yaş veya kuru misvak kullan­makta bir beis yoktur.

İmâm Ebû Yûsuf (R-AJ'a göre, misvakı suda ıslatmak mekruh­tur. Zâhir-i rivayette ise bunda da birbeis yoktur.

Yeşil ve yaş misvak kullanmakta da, bütün âlimlerimize göre bir beis yoktur.

Oruçlu kimsenin sörme çekmesi ve bıyığına yağ sürmesi mek­ruh değildir. Kens'de de böyledir,

Fakat bu hüküm, bunların zînet kasdı olmadan yapılmalar) halindedir. Eğer zinst kasdi ile yapılmış olurlarsa, oruçlu olunmasa bile mekruh olur. Tebyîn'de de böyledir.

Oruç tutan bir kimsenin kan .^îdırması, orucunu muhafaza edemiyecek şekilde zayıf düşmesinden, korkulurca, mekruhtur. Böyfe bir korku olmazsa mekruh değildir. Sununla birlikte, kan-aldırmayı güneşin batmasından sonraya bırakmak dsha uygun olur.

Şeyhü'l - İslâm : »Kan aldırmanın mekruh olmasının şartı za'fî-yettir. En uygun olanı, karo oruçlu olmadığı vakit aldırmaktır. Kso aldırmakla hacamat birbirinin benzeridir.» demiştir. Muhtytte de böyledir.
Nefsinden — mâ1 etmlyecoği ve inzal vuku' bulmayacağı hususunda — emin oîsn bir kimsenin, ailesini öpmesinde bir beis yoktur. Fakat nefsinden emin değilse öpmesi mekruh olur.

Kadına dokunmak ela öpmek gibidir.

Oruçlu bir kimsenin, hanımının dudaklarını emmesi (ki buna fâhîs kuble denir) her halde mekruhtur.

Bir Icimsonin hanımmı kucakîamasî da öpmek gibidir.

Nefsinden emin oisa bile, oruçlu kimse için fâhis mübâşertrt ân mekruhtur. Sahih oian budur.

Fahiş Mübaşeret ise : Karı - kocanın her ikisinin de çıplak bulunması, bir birlerine sarılmaları ve avret mahallerinin birbirlerine değmesîdir. Bunun mekruh olduğu hususunda da İhtilâf yoktur. Mu-hiyt'te de böyledir.

Nefsinden emin olan veya çok yaşlı bulunan bir kimserrin hanımını kucaklamasında bir beis yoktur. Sirâcü'I - Vehhâc'da da böy­ledir.
Oruç tutan bir kimsenin cûnüp olarak sabahlaması veya gün­düz uyuyup ihtilâm olması orucuna bir zarar vermez. Serahsi'nin Mu-hıyt'inde de böyledir. [14]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..