Ölüm Hastalığı Nedir?
Ölüm hastalığının haddi hususunda, alimlerimizin çeşitli kavilleri vardır: Fetvada muhtar olan, ölümüne zann-ı galibin bulunmasıdır. Hasta ister yatan bir hasta olsun isterse böyle olmayıp ani hastalık olsun, müsavidir. Muzmarâf'ta da böyledir.
Ebû'1-Leys: Ölüm hastalığı hastanın, namazım ayakda kılmaya gücü yetmiyecek durumda olması halidir." buyurmuştur.
Bu çok güzeldir; biz bu görüşü alırız. Cevheretü'n-Neyyire'de de böyledir.
Hasta bir kadın, mehrini kocasına bağışladıktan sonra ölürse, Fakıyh Ebû Cafer: "Şayet bağış vaktinde bir ihtiyacı olur ve ta'yinsiz ona müracaat ederse, işte bu sağlıklı zamanı gibidir ve bağışı şahindir." demiştir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Yatalak, felçli, çolak, topal ve benzeri durumda olan kimselerin bu hastalıkları uzar ve bu şahıslarda derhal ölüm korkusu kalmazsa, bunlar, her türlü mallarını hibe edebilirler. Tebyîn'de de böyledir.
Bir kadın, mehrini, boşama iddetini beklerken nifas halinde bağışlar ve bu durumda ölürse, bu bağışı caiz olmaz. Sirâciyye'de de böyledir.
Bir kadın, ölüm hastalığında mehrini kocasına bağışlar ve kocası da kendisinden önce ölürse, bu durumda, bu kadm ona karşı dava edemez. O öldüğü vakit, varisleri onun mehrini dâva edebilirler. Gınye'de de böyledir.
Hasta bir adam, ölüm anında karısını üç talak boşar ye ona bir yer satıp, bedelini de ona vasiyyet eder veya ona bin dirhem vasiyyet ettikten sonra ölür; kadın da iddet içinde bulunsa, artık onun vasiyyeti ve bağışının bedeli batıldır.
Şayet diğer varisler buna izin verirlerse, işte bu durumda iki hal vardır. Eğer varisler: "Tamamen izin verdik" derlerse, ölenin dediği gibi olur ve vasiyyeti caiz; bağışı ise batıl olur.
Şayet varisler: "Biz, ölenin yaptığının tamamına izin verdik." derlerse, bu durumda vasiyeti de, bağışı da caiz olur. Hızânetü'l-Müftîn'de de böyledir.
Bir efendinin sağlığında ümm-ü veledine bağış yapması sahih olmaz.
Keza, bir efendinin, veledine, kendisinin Ölüm hastalığı anında bağış yapması da sahih olmaz. Bu bağış vasiyyete dönüşmez. Fakat, Ölümünden sonra geçerli olmak üzere onun için vasiyyette bulunsa, bu vasiyeti sahih olur. Cevâhiru'I-Fetâvâ'da da böyledir.
En doğrusunu bilen Allah'u Teâlâ'dır. [30]
Ebû'1-Leys: Ölüm hastalığı hastanın, namazım ayakda kılmaya gücü yetmiyecek durumda olması halidir." buyurmuştur.
Bu çok güzeldir; biz bu görüşü alırız. Cevheretü'n-Neyyire'de de böyledir.
Hasta bir kadın, mehrini kocasına bağışladıktan sonra ölürse, Fakıyh Ebû Cafer: "Şayet bağış vaktinde bir ihtiyacı olur ve ta'yinsiz ona müracaat ederse, işte bu sağlıklı zamanı gibidir ve bağışı şahindir." demiştir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Yatalak, felçli, çolak, topal ve benzeri durumda olan kimselerin bu hastalıkları uzar ve bu şahıslarda derhal ölüm korkusu kalmazsa, bunlar, her türlü mallarını hibe edebilirler. Tebyîn'de de böyledir.
Bir kadın, mehrini, boşama iddetini beklerken nifas halinde bağışlar ve bu durumda ölürse, bu bağışı caiz olmaz. Sirâciyye'de de böyledir.
Bir kadın, ölüm hastalığında mehrini kocasına bağışlar ve kocası da kendisinden önce ölürse, bu durumda, bu kadm ona karşı dava edemez. O öldüğü vakit, varisleri onun mehrini dâva edebilirler. Gınye'de de böyledir.
Hasta bir adam, ölüm anında karısını üç talak boşar ye ona bir yer satıp, bedelini de ona vasiyyet eder veya ona bin dirhem vasiyyet ettikten sonra ölür; kadın da iddet içinde bulunsa, artık onun vasiyyeti ve bağışının bedeli batıldır.
Şayet diğer varisler buna izin verirlerse, işte bu durumda iki hal vardır. Eğer varisler: "Tamamen izin verdik" derlerse, ölenin dediği gibi olur ve vasiyyeti caiz; bağışı ise batıl olur.
Şayet varisler: "Biz, ölenin yaptığının tamamına izin verdik." derlerse, bu durumda vasiyeti de, bağışı da caiz olur. Hızânetü'l-Müftîn'de de böyledir.
Bir efendinin sağlığında ümm-ü veledine bağış yapması sahih olmaz.
Keza, bir efendinin, veledine, kendisinin Ölüm hastalığı anında bağış yapması da sahih olmaz. Bu bağış vasiyyete dönüşmez. Fakat, Ölümünden sonra geçerli olmak üzere onun için vasiyyette bulunsa, bu vasiyeti sahih olur. Cevâhiru'I-Fetâvâ'da da böyledir.
En doğrusunu bilen Allah'u Teâlâ'dır. [30]
Konular
- 3- HELÂLLEŞMEKLE İLGİLİ MES'ELELER
- 4- ALACAKLI ŞAHSIN, ALACAĞI OLAN ŞEYİ, BORÇLU ŞAHSA BAĞIŞLAMASI
- 5- HİBEDEN DÖNMEK VE HİBEDEN DÖNMEYE MANİ OLAN VEYA OLMAYAN HÂLLER
- Hibeden Rücü (= Geri Dönme) İfade Eden Lafızlar
- Hibeden Dönmeye Mâni Olan Özürler
- 6- BİR KİMSENİN, KÜÇÜK ÇOCUĞUNA BAĞIŞTA BULUNMASI
- Hibenin Teslim Alınması
-
- İvazın Caiz Olmasının Şartları
- 8- HİBE İÇİN ŞART KOŞMANIN HÜKMÜ
- Şarta Bağlanması Sahih Olmayan Ve Fasid Şartlardan Dolayı Bâtıl (= Geçersiz) Olan Akidler
- Fasid Şartlarla Batıl (= Geçersiz) Olmayan Akidler
- 9- VÂHİB İLE MEVHÛBÜN LEH ARASINDAKİ İHTİLAF VE BU HUSUSTAKİ ŞEHÂDET
- 10- HASTANIN YAPTIĞI BAĞIŞ ( = MARÎZİN HİBESİ )
- Ölüm Hastalığı Nedir?
- 11- HİBE KONUSUNDA MUHTELİF MES'ELELER
- 12- SADAKA
- KİTÂBÜ'S-SİYER SİYER, CİHAD VE DEVLETLER HUKUKU
- 1- SİYER NE DEMEKTİR? CİHÂD'IN TARİFİ, ŞARTI VE HÜKMÜ SİYER VE CİHÂDIN TARİFİ
- Cihâdın Mubah Olmasının Şartı
- Cihâdın Hükmü
- Nefir Nedir?
- Düşmanın Geldiğini Haber Veren Şahsın Durumu
- Kimlerle Savaşılır
- Cihâd, Kimlere Farzdır; Kimlere Farz Değildir?
- Cihâda Çıkmakla İlgili Diğer Hususlar
- Kadınlar Ve Cihâd
- Sabi Ve Mürâhık'ın Cihadı