Mutlak Borcun İsbatı İle İlgili Da'vânın Tescili (= Bu Da'va İle İlgili İfâdelerin Ve Kararın, Mahke
Hâkim, "filan" deyince; onun adı, nesebi, kimliği, atıksın ve kazânm Buhara şehrinde yapılacağı; hükmün, hükümdar tarafından geçerliliğini yazar ve Allah'tan, o hükümdara yardım etmesini ve mülkünü sabit kılmasını niyaz ettiğini zikreyler.
Bakacağı da'vanın, hangi senenin, hangi ayının, hangi gününde olacağını ve o günde, da'valı ile da'vacının ve şahitlerinin hazır bulunmalarını bildirir.
Şayet hâkim, da'vâ edeni ve da'vâ olunanı tamsa bile; bunları yine de deftere yazdırır.
Günün birinde, da'vâ açılır da, da'vâlı: "Benim, bu iddiacıya hiç bir borcum yoktur." derse; da'vâcı şahitlerini getirir ve onların şahitler olduğunu söyler.
Onlar da, tek tek, mahallelerini, sokaklarını, mescitlerini, kim oğlu kim olduklarını, söylerler.
Bu durum, da*vah inkâr eylediği zaman böyle olur.
Mahkeme yukarda zikredildiği gibi yapılır.
Şayet şahitler, adaletli ve adaletleri tanınmış kimseler ise; şehâdet-leri kabul edilir.
Şayet adaletlerini, hâkim tanımıyor ise, bulundukları yerden onları tezkiye ettirir. (= adaletli olup olmadıklarını, onların çevresinden sordurup Öğrenir). Adaletleri tahakkuk ederse; şehâdetleri kabul edilir.
Ba'zıları gayr-i âdil, ba'zıları âdil olurlarsa; onlardan birinci ve ikincinin künyeleri yazılır. Buna göre durumu anlamak gerekir.
Bu hâl, aleyhine şahitlik yapılan itirazı sebebiyle olur.
Şayet, üzerine şahitlik yapılan şahıs itiraz etmezse; şehâdetleri dinlenir ve kabul edilir. Ve ciltli sicil defterine kaydedilip, -da'vâlı ta'n etmez ise-arşivine konur.
Bu, durum, şahitlerin hallerini tezkiye eden muzekkî tarafından belirtildiği vakit böyle olur.
Eğer onların hâlleri, çevresinde tezkiye edilemezse; zahirî adaletleri ileyetinilir.
Zahirî adaletin mahiyetini din imamları, müslüman âlimler hükme bağlamışlardır. Onların şehâdeti bana göre kabul edilir.
Şehâdeti sabit olan kimseler, üzerlerine şahitlik yapılıp, bundan sonra kendileri şahitlik yapan kimselerdir.
Da'vâcı bana: "Benim için şahitlik yapılıyor; aleyhime şahitlik yapılınca benim için hüküm senin yanında nedir? Hasmıma karşı tescil * ve ona karşı benim şahit edinmem doğru olur mu?" diye sordu.
Ben ona bu hususta cevap verdim ve bu hususta Allahu Teâlâ'ya -hata ve halel vâki olmasın diye- istiharede bulundum. Hakkın isabeti tevsik edildi ve da'vacının damalıya karşı, şahit edinmesi -iddia edilen malı, ikrarının sabit olması sebebiyle mümkün olur.
O malın (borcun) "meblağını, cinsini, sıfatını, adedini" zikredecek ve bu sicilde, "sahih sebeble vacip ve hak olarak lâzım olduğunu"; söyleyecek; da'vâlı da, da'vâcıyı bu ikrarı ile ve açık bir ifâde ile (o tescilde olduğu gibi) doğrulayacaktır.
Bundan sonra, eğer şahitler adaletle tanınıyorlarsa; bu açık sözden sonra, o senedde olanı, adalet üzre ifâde edeceklerdir.
Eğer, şahitlerin adaletleri, tezkiyeye muhtaç ise, bu şâhidlerin şehâdetleri, adaletlerini tesbit edecek şahıslara yazılacaktır.
Eğer, onlardan bazıları "âdil", bazıları da gayr-i âdil olurlarsa; adaletlerini tesbit eden şahsın isimlerini bildirdiği şahitler, da'vâlı ile da'vâcmm huzurunda, hazır bulunacaklardır. Onların her birine, insanlar arasında teşhir ve ilân edecekler, hükmen beraat edeni ve hükümlerinin geçerliliğini, -sıhhat ve geçerlilik sebebleri ile- aleyhine hüküm veren şahsa, ilzam edecektir. Bu mal (borç) verilince, meblağını cinsini, sıfatını, adedini ve kendine hükmedilen şahsı bildirecek, aleyhine hükmedileni terk edecek ve o da günü gelince, diğerinin malını gününde ödeyecek ve hâkim: "Bu, tescil edilsin. Kendisi için hükmolunana tescil olunsun ve ben de meclis huzurunda şahit olayım." diye emredecektir.
İlim ve adalet ehli arasında değilse, bu emânete isyan olur. Bu suret, o tescile geçer ve aslında tesciller bozulmaz. Bu tesciller, birbirine de benzemez.
Yazılan karar, da'vâ dosyasına konur.
Şahidin şehâdetinden sonra, tescil edilen (kayda geçirilen) her şey okunur.
Biaynihî, şehâdetin lafzı baştan sona kadar yazıldıktan sonra, bütün şartlarıyla o sözlerle sicil karşılaştırılır.
En doğrusunu ancak Allah bilir.
Hâkimin; tescil defterinin baş tarafına kendi ma'ruf olan adını, sanını yazdırması; defterin sol alt tarafına tarihini filân oğlu filan olduğunu; yazının kendi emriyle yazıldığım; mahkemenin kendi yanında cereyan eylediğini; hükmün ve kazanın kendi tarafından verildiğini; hükmüm, şahitlerin şehâdetine göre verildiğini; yazının şu kadar satır olduğunu; daha önceki yazının, filan oğlu filan hâkim tarafından, ismi yazılı filan ve filan adına, yazıldığını; orada da bu da'vadan bahsedildiğini; önceki nüshada, şahitlerin şehâdetinin de yazılı olduğunu; onların köyde, hâkim meclisinde hazır bulunduklarım; filan oğlu filan hâkim yanında, da'vâlı ve da'vacının hazır olduklarını; şahitlerin söyledikleri şeyleri; bunların tamâmının Önceki nüshada mevcut olduğunu; yazdırması uygun olur.
Bunlar tamamlandıktan sonra, hâkim şahitlerin şehâdetlerini dinlei ve onu tescil defterine geçirtir.
Tafsilatım yukarda beyan eylediğimiz şekilde, şahitlerin tezkiyelerini de gözden geçirir.
Sonra, onların şehâdetlerini tesbit eder ve o da'vâyı ve şahitlerin şehâdetini, fetva makamına ve ordaki imamlara arz eder. Ve, onlardan da'vanm sıhhatına ve' cevazına dâir fetva alır. Üzerine şahitlik yapılan şahsı onlara bildirir ve onun şahitlere karşı neler söylediğini de yazar. Bundan sonra dosyanın iadesini ister.
Bunlar tamam olup, dosya kendine gelince, hâkim Allah Teâlâya istihare yaparak, ondan da'vanın selâmeti ile hata ve halelden uzak olması temenni eder.
Bunlardan sonra, hâkim; kendisi için hükmedilene; "da'vahya karşı onun mal ikrarını; zikredilen meblağı; cinsini, sıfatını, defterde yazılı adedini, borcunun sahih sebeble vucûbunun hak ve lüzumunu; onun, lehine şehâdet edilenin olduğunu; bildirir.
Ve "ikrarın, da'vânın her ikisinin de huzurunda yapıldığını; hükmün geçerli olduğunu; zikredilen malın meblağını; cinsini, sıfatını, arada geçen zamanın senesini, ayını, gününü; şahitlerin şehâdetlerinin kimlerin huzurunda yazıldığını; kimliklerini da'vanın adedini, sıhhatim, hasımların huzurunu, filan oğlu filanın şehâdetinin cevazını, şu kadar borcun, şu şu kadar doğruluğunu ve sübûtunu ve bu durumlar muvacehesinde, kendisine şehâdet edilen için, davalının, ikrar olunan borcunu ödemesini; şartların tamam olduğunu; hükmün huzurunda cevazım, mahkûmun aleyhin hükmü yerine getirip, o malı ona hükmeyledigi; mahkûmun lehin de hazır olduğunu; mes'elenin hâl edilecek deftere geçirildiğini yazdırır ve tarihini atarak; neticeyi, da'vayı sona erdirdiğim bildirir. Böylece da'va sonuçlanmış olur. [4]
Bakacağı da'vanın, hangi senenin, hangi ayının, hangi gününde olacağını ve o günde, da'valı ile da'vacının ve şahitlerinin hazır bulunmalarını bildirir.
Şayet hâkim, da'vâ edeni ve da'vâ olunanı tamsa bile; bunları yine de deftere yazdırır.
Günün birinde, da'vâ açılır da, da'vâlı: "Benim, bu iddiacıya hiç bir borcum yoktur." derse; da'vâcı şahitlerini getirir ve onların şahitler olduğunu söyler.
Onlar da, tek tek, mahallelerini, sokaklarını, mescitlerini, kim oğlu kim olduklarını, söylerler.
Bu durum, da*vah inkâr eylediği zaman böyle olur.
Mahkeme yukarda zikredildiği gibi yapılır.
Şayet şahitler, adaletli ve adaletleri tanınmış kimseler ise; şehâdet-leri kabul edilir.
Şayet adaletlerini, hâkim tanımıyor ise, bulundukları yerden onları tezkiye ettirir. (= adaletli olup olmadıklarını, onların çevresinden sordurup Öğrenir). Adaletleri tahakkuk ederse; şehâdetleri kabul edilir.
Ba'zıları gayr-i âdil, ba'zıları âdil olurlarsa; onlardan birinci ve ikincinin künyeleri yazılır. Buna göre durumu anlamak gerekir.
Bu hâl, aleyhine şahitlik yapılan itirazı sebebiyle olur.
Şayet, üzerine şahitlik yapılan şahıs itiraz etmezse; şehâdetleri dinlenir ve kabul edilir. Ve ciltli sicil defterine kaydedilip, -da'vâlı ta'n etmez ise-arşivine konur.
Bu, durum, şahitlerin hallerini tezkiye eden muzekkî tarafından belirtildiği vakit böyle olur.
Eğer onların hâlleri, çevresinde tezkiye edilemezse; zahirî adaletleri ileyetinilir.
Zahirî adaletin mahiyetini din imamları, müslüman âlimler hükme bağlamışlardır. Onların şehâdeti bana göre kabul edilir.
Şehâdeti sabit olan kimseler, üzerlerine şahitlik yapılıp, bundan sonra kendileri şahitlik yapan kimselerdir.
Da'vâcı bana: "Benim için şahitlik yapılıyor; aleyhime şahitlik yapılınca benim için hüküm senin yanında nedir? Hasmıma karşı tescil * ve ona karşı benim şahit edinmem doğru olur mu?" diye sordu.
Ben ona bu hususta cevap verdim ve bu hususta Allahu Teâlâ'ya -hata ve halel vâki olmasın diye- istiharede bulundum. Hakkın isabeti tevsik edildi ve da'vacının damalıya karşı, şahit edinmesi -iddia edilen malı, ikrarının sabit olması sebebiyle mümkün olur.
O malın (borcun) "meblağını, cinsini, sıfatını, adedini" zikredecek ve bu sicilde, "sahih sebeble vacip ve hak olarak lâzım olduğunu"; söyleyecek; da'vâlı da, da'vâcıyı bu ikrarı ile ve açık bir ifâde ile (o tescilde olduğu gibi) doğrulayacaktır.
Bundan sonra, eğer şahitler adaletle tanınıyorlarsa; bu açık sözden sonra, o senedde olanı, adalet üzre ifâde edeceklerdir.
Eğer, şahitlerin adaletleri, tezkiyeye muhtaç ise, bu şâhidlerin şehâdetleri, adaletlerini tesbit edecek şahıslara yazılacaktır.
Eğer, onlardan bazıları "âdil", bazıları da gayr-i âdil olurlarsa; adaletlerini tesbit eden şahsın isimlerini bildirdiği şahitler, da'vâlı ile da'vâcmm huzurunda, hazır bulunacaklardır. Onların her birine, insanlar arasında teşhir ve ilân edecekler, hükmen beraat edeni ve hükümlerinin geçerliliğini, -sıhhat ve geçerlilik sebebleri ile- aleyhine hüküm veren şahsa, ilzam edecektir. Bu mal (borç) verilince, meblağını cinsini, sıfatını, adedini ve kendine hükmedilen şahsı bildirecek, aleyhine hükmedileni terk edecek ve o da günü gelince, diğerinin malını gününde ödeyecek ve hâkim: "Bu, tescil edilsin. Kendisi için hükmolunana tescil olunsun ve ben de meclis huzurunda şahit olayım." diye emredecektir.
İlim ve adalet ehli arasında değilse, bu emânete isyan olur. Bu suret, o tescile geçer ve aslında tesciller bozulmaz. Bu tesciller, birbirine de benzemez.
Yazılan karar, da'vâ dosyasına konur.
Şahidin şehâdetinden sonra, tescil edilen (kayda geçirilen) her şey okunur.
Biaynihî, şehâdetin lafzı baştan sona kadar yazıldıktan sonra, bütün şartlarıyla o sözlerle sicil karşılaştırılır.
En doğrusunu ancak Allah bilir.
Hâkimin; tescil defterinin baş tarafına kendi ma'ruf olan adını, sanını yazdırması; defterin sol alt tarafına tarihini filân oğlu filan olduğunu; yazının kendi emriyle yazıldığım; mahkemenin kendi yanında cereyan eylediğini; hükmün ve kazanın kendi tarafından verildiğini; hükmüm, şahitlerin şehâdetine göre verildiğini; yazının şu kadar satır olduğunu; daha önceki yazının, filan oğlu filan hâkim tarafından, ismi yazılı filan ve filan adına, yazıldığını; orada da bu da'vadan bahsedildiğini; önceki nüshada, şahitlerin şehâdetinin de yazılı olduğunu; onların köyde, hâkim meclisinde hazır bulunduklarım; filan oğlu filan hâkim yanında, da'vâlı ve da'vacının hazır olduklarını; şahitlerin söyledikleri şeyleri; bunların tamâmının Önceki nüshada mevcut olduğunu; yazdırması uygun olur.
Bunlar tamamlandıktan sonra, hâkim şahitlerin şehâdetlerini dinlei ve onu tescil defterine geçirtir.
Tafsilatım yukarda beyan eylediğimiz şekilde, şahitlerin tezkiyelerini de gözden geçirir.
Sonra, onların şehâdetlerini tesbit eder ve o da'vâyı ve şahitlerin şehâdetini, fetva makamına ve ordaki imamlara arz eder. Ve, onlardan da'vanm sıhhatına ve' cevazına dâir fetva alır. Üzerine şahitlik yapılan şahsı onlara bildirir ve onun şahitlere karşı neler söylediğini de yazar. Bundan sonra dosyanın iadesini ister.
Bunlar tamam olup, dosya kendine gelince, hâkim Allah Teâlâya istihare yaparak, ondan da'vanın selâmeti ile hata ve halelden uzak olması temenni eder.
Bunlardan sonra, hâkim; kendisi için hükmedilene; "da'vahya karşı onun mal ikrarını; zikredilen meblağı; cinsini, sıfatını, defterde yazılı adedini, borcunun sahih sebeble vucûbunun hak ve lüzumunu; onun, lehine şehâdet edilenin olduğunu; bildirir.
Ve "ikrarın, da'vânın her ikisinin de huzurunda yapıldığını; hükmün geçerli olduğunu; zikredilen malın meblağını; cinsini, sıfatını, arada geçen zamanın senesini, ayını, gününü; şahitlerin şehâdetlerinin kimlerin huzurunda yazıldığını; kimliklerini da'vanın adedini, sıhhatim, hasımların huzurunu, filan oğlu filanın şehâdetinin cevazını, şu kadar borcun, şu şu kadar doğruluğunu ve sübûtunu ve bu durumlar muvacehesinde, kendisine şehâdet edilen için, davalının, ikrar olunan borcunu ödemesini; şartların tamam olduğunu; hükmün huzurunda cevazım, mahkûmun aleyhin hükmü yerine getirip, o malı ona hükmeyledigi; mahkûmun lehin de hazır olduğunu; mes'elenin hâl edilecek deftere geçirildiğini yazdırır ve tarihini atarak; neticeyi, da'vayı sona erdirdiğim bildirir. Böylece da'va sonuçlanmış olur. [4]
Konular
- 9- Bir Efendinin, Cariyesinin Çocuğunun Nesebini İddia Etmesi
- 10- Bîr Şahsın: "Filanındır." Diye İkrar Ettikten Sonra, Çocuğun Kendisine Ait Olduğunu İd
- 11- Nesebi Başkasına Ve Ona Münasip Olan Bir Şahsa İzafe Etmek
- 12- Boşanma Veya Ölümden Dolayı İddet Bekleyen Bir Kadının Çocuğunun Nesebi
- 13- Ana-Babadan Birinin Çocuğu Kabul Etmediği Hâlde, Diğerinin İddia Etmesi
- 14- Tacir Köle Ve Mükâtebin İddiası
- 15- Muhtelif Mes'eleler
- 15- İSTİHKAK DA'VÂLARI
- 16- GARÛR'UN (- ALDATICI ŞAHSIN) İDDİASI
- 17-BU KONU İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ MES'ELELER
- KİTÂBÜ'L-MEHÂDIR VE'S-SİCÎLLÂT
- (MAHKEME SİCİL VE KAYIT DEFTERLERİ)
- 1- MAHKEMELERDE DA'VÂLARLA İLGİLİ KAYİTLAR VE SİCİL DEFTERLERİNİN TUTULMASI
- Da'vâ İle İlgili Bazı Istılahlar:
- 2- MUTLAK BORCUN İSBATI HUSUSUNDAKİ DA'VÂDA KAYDA GEÇİRİLMESİ ( = MAHKEME DEFTERİNE YAZILMASI) GEREK
- Mutlak Borcun İsbatı İle İlgili Da'vânın Tescili (= Bu Da'va İle İlgili İfâdelerin Ve Kararın, Mahke
- Mutlak Borçla İlgili Da'vanın Def'i Hususundaki Da'vâda Kayda Geçirilmişi Gereken Şeyler
- Mutlak Borçla İlgili Da'vanın Def'i İle İlgili Da'vanın Tescili
- 3- BİR ÖLÜDE BULUNAN ALACAKLA İLGİLİ DA'VÂDA KAYDA GEÇİRİLMESİ GEREKEN ŞEYLER
- Ölüde Bulunan Alacakla İlgili Da'vânın Tescili
- Ölüde Bulunan Alacak Da'vâsinin Def'inin İsbatı Hakkındaki Da'vâda Kayda Geçirilecek Şeyler
- Ölüde Bulunan Alacak Da'vâsının Def'inin İsbatı Hakkındaki Da'vânın Tescili
- 4- NİKÂHLA İLGİLİ DA'VÂDA KAYDA GEÇİRİLMESİ GEREKEN ŞEYLER
- Nikâhla İlgili Da'vânın Tescili
- Nikâh Da'vâsının Def'l İle İlgili Da'vânın Tescili
- Nikâhla İlgili Da'vânın Def'i Hakkındaki Da'vâda Kayda Geçirilmesi Gereken Şeyler
- 5- BİR ŞAHSIN, "YANINDA BULUNAN BİR KADININ, KENDİSİNİN NİKÂHLISI OLDUĞUNU" İDDİA ETMESİ V
- 6- BİR KADININ, ÖLEN KOCASININ TEREKESİNDE MEHRİNİN BULUNDUĞU DA'VÂSINDA KAYDA GEÇİRİLMESİ GEREKEN Ş
- Bir Kadının, Ölen Kocasının Terekesinde Mehrinin Bulunduğu Da'vâsinin Tescili Ve Bu Da'vânın Def't İ
- 7- BABASINI VEKİL KILARAK NİKAHLANAN BİR KADININ MEHR-İ MİSLİNİ İSBAT DA'VÂSINDA KAYDA GEÇİRİLMESİ G