logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Redâ'ın Sübûtu :

Redâ', iki şeyden biri ile açığa çıkar;
1- İkrar,
2- Beyyine. Bedâi'de de böyledir.

Redâ' konusunda, ancak, iki erkek veya bir erkekle, iki âdil kadının şahidliği kabul ediiir. Muhıyt'te de böyledir.

Emişmeden  dolayı   ayrılık, ancak,  hâkimin   karan  ile olur. Nofrru'l - Fâık'ta da böyledir.

Redâ' hususunda, iki erkek veya bir erkek, iki kadın şahit, şe-hâdette bulunduğu zaman, karı - kocanın araları tefrik edilir.

Bu ayrılık, cimâ'dan önce, meydana gelmişse; kadına, herhangi bir şey verilmesi gerekmez.

Ayrılık, cimâ'den sonra olmuşsa; kadına, roshr-j misil'in azrvsri-lir. Ayrıca, nafaka ve ev vermek gerekmez. Bec'âi'de de böyledir.
Âdil ,iki erkek veya bir erkek, iki ksdın şahit, nikâhtan sonra, redâ1 hususunda şahitlik yaparlarsa; kan - koca, bir araya gelmezler. Çünkü, 'bu şehâdet, hakimin huzurunda, olunca, emişme sabit olur. Fetâvâyî Kâdîhân'da da böyledir.

Haber veren, bir kişi olduğu 'halde; adam kalben, o şahsın söylediğinin doğru olduğuna inanırsa; bu durumda, erkeğin, karısından uzaklaşması evlâdır. Bu haberin, nikâhtan önce veya sonra olması, du­rumu değiştirmez; bu kocanın yapacağı bîr şey yoktur. Muhıyt'te-de böyledir.

Bir kimse, bir kadınla nikâhlansa da, başka bir kadın da, bu kan * kocaya : «Ben ikinizi de ernzirdtm.» dese; bu durumda, dört ve­cih vardır:
1- Eğer, kan-kocanın her ikisi de, bu kadına inanırlarsa; ni­kâh bozulur. Ancak, cima' yapmamişlarsa, mehir gerekmez.
2- Eğer, her ikisi de, bu kadını yalanlarsa, nikâh hâli üzere ka­lır.

Ancak, !bu kadın âdile ioe, kan - kocanın ayrılması daha güzel olur.

Bu durumda, cimâ'dan önce aynlmışlarsa .erkeğin yarım mehir vermesi, kendisi için efdâl olur. Kadın içinse, bunu almamak daha ef--dâldir.
3- Şayet, bu  durum, cimâ'dan sonra, ortsya çıkmışsa; erkek için, efdâl olan; kadına, tam mehir nafaka ve evvermsktir. Kadın İçin efdâl olan ise; bu durumda mehr-i müsemmâsından. ve mehr-i mislin­den az almak; nafaka ve ev İstememektir.
4- Bu durumda, boşanıp ayrılmamaları da, bunlar İçin bir genişüktir.

Keza, hu hususta, iki kadın veya 'bir-erkek, bir kadın şehâdet-te bulunsalar; yahut, şahitlik yapan iki erkek veya bir erkekle iki ka­dın âdil olmasalar; hüküm yukarıdakinin aynıdır. Sirâoü'I - Vehhâc'da da böyledir.

Eğer, «Sizi, omzirdim.» diyen kadtrra; erkek inanır; karısı ise inanmazsa; yine nikâh fâsid olur. Mettir de, hâli üzere kalır.

Eğer, kadın inanır ds» erkek inanmazsa; nikâh hâil üzere kaîir. Fakat, bu durumda, kadına, yemin teklif edilir; yeminden kaçınırsa; ay­rılık vâki olur. Tchzîb'ds do böyledir.

Bir kimse, bir kadını nikahladıktan sonra; «Bu, benim — süt — kardeşimdir.» dese veya buna benzer bir şey scyfese; 'bilâhare de, «Ben, şüphelendim.» demiş olsa; bu bir şey değildir. îstihsânen, bu karı - kocanın arası tefrik edilmez.

Fakat, bu adam; sözünde Israr eder ye «Söylediğim doğrudur.» derse; bu durumda, araları tefrik edilir. Bundan sonra, sözünü inkâr etmesi da,'bir fayda sağlamaz. Muhiyt'te de böyledir.

Yukarıdaki mes'elsde, kadın; kocasını tasdik ederse; bu ka­dına, mehir verilmesi gerekmez.

Şayet kadın, kocasını, yalanlar ve koca cima' etmemiş bulunursa; bu durumda kadın, yarım mehir ahr.

Fakat, koca, cima' etmişse; kadına, tam mshir, nafaka ve ev ve-rİİİr.

Kadın, hem yalanlar, hem de inanırsa; bu durumda, mehr-i mû-semmâmn ve mehr-i mislin azını alır; nafaka ve mesken alamaz. Muz-marst'ta da böyledir.

Bir kimse, nikâhtan önce; nikâhlanacağı kadın için: «Bu, be­nim süt annemdir.» veya «...süt kardeşimdir.» der; sonra da: «Ve-hlmlendim; hata yaptım.» derse; o şahsın, bu kadını alm'ası, caiz olur.

Fakat, bu şahıs, sonradan da : «Söylediğim doğrudur.» derse, o kadım alması caiz olmaz.

Şayet, evlenirlerse; aralan tefrik edilir.
Bu şahıs, ikrarını inkâr eder; fakat, ikrarda bulunduğuna [ki şahit, şahitlik ederse; bu karı - kocanın araiarı tefrik edilir. Sirâcü'I - Vehhâc'-da da' böyledir.

Bu durumda, nikâhianacak kadın, nikâhlanacağı erkek için: «Bu, benim, süt babamdır.», «...süt kardeşimdir.» veya «...süt kar­deşimin oğludur.» şeklinde ikrarda bulunur; kadının bu ikrarını, kocası, yalanladıktan sonra; kadın da,—önceki sözünden dönüp— kendisini yalanlar ve «Ben hata yaptım.» derse; bunların nikâhlanmaları, câîz olur.

Şayet, kadın kendisini tekzip etmeden öncs, adam onu nikâhlar; bundan sonra da, kadın : «Ben, nikâhtan önce, bu süt kardeşimdir, diye ikrarda bulunurken, doğru söylememiştim.» derse, bu durumda da, aralarrtefrikedilmez.

Yukarıdaki sözü, koca söyemiş olsaydı, 'bu karı - kocanın aralan tefrik edilirdi.

Bu durumda, kan-kocanın ikisi de, süt kardeşi olduklarını ikrar etseler; sonra da kendilerini yalanlıyarak : «Biz, hata ettik.» deseler; bunların nikahlan caiz olur. Zehiyre'de de 'böyledir.

Redâ' hususunda,  kadının ikrar ve İsrarına itibar olunmaz.

Dolayısıyla kadın, kocası için : «Bu, benîm, süt oğlumdur.» dese ve bunda İsrar etse; bu "erkeğin, o ksdını, nikahlaması caiz olur. Âlim­lerimiz : «Her hâl-ü kârda, bununla fetva verilir.» demişlerdir. Bahru'r-Râık'ta da böyledir. (Şu kadar var ki, bu kadın, bu ikrar ve iddiasında sâdık ise; kocasına, nefsini temkin etmesi caiz olmayacağından, ayrı­lık için, çâre araması, diyâneten iâzim gelir.)

Bir erkek, evleneceği kadın için, «Bu, benim, neseben kız kardeşimdir.»; «... anamdır.» veya «... kızimdır.» şeklinde bir ikrarda bulunur; kadının da, nesebi belli olmazsa; bu durumda, adamın sözü­nün doğru olma ihtimali 'bulunduğundan; durum, tekrar, kendisinden sorulur; şayet: «Ben, vehlmlendim.»; «Hata ettim.» veya «Yanlış söy­ledim.» derse; 'bunların nikâhı, îstihsânen. akdedilir. Fakat, bu şahıs, önceki sözünde İsrar ederek : «Durum, dediğim gabidir.» derse, bunlar, nikâhiansmazlar. Hatta, nikahlanmış olsalar bile, ayrılırlar. Sirâcü'I-Vehhâc'da da 'böyledir.

Erkeğin, «Ar-amdir.» dediği kadın; onun yaşıtı olursa veya kadın, o erkeği doğurmuş olma ihtimâlinden —yaşça— uzak bulunur­sa; bu durumda, —erkeğin iddia ettiği nesep sabit olmaz. Bunlar, evlenmişlerse, aralan tefrik edilmez. Mebsut'ta da böyledir.

Şayet erkek, evlendiği kadın için : «Bu, benim nese'ben kı-zımdır.» dese; fekat kadının nesebi belli oisa; (yani, babasının başka bir kimse olduğu bilinse) 'bu karı - kocanın sraları ayrılmaz.
Kezâf erkek : «Bu, benim annemdir.» dese; fakat bu şahsı doğur­duğu 'herkesçe bilinen bir annesi de olsa; yine, bu karı - kocanın ara­lan açılmaz. Muhıyt'te de böyledir. [3]
[1] Reda': Lügatte, süt emme; meme emme manasınadır. Istılahta ise : Bir kadının sütünün, vakt-i mahsûsunda, bir çocuğun midesine gitmesi; de­mektir. Rıda' nikâha mânidir.
[2] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 2/485-498.
[3] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 2/498-502.
Anasayfaya dön Kapak Sayfası
Sadakat.Net © İslami web hizmetleri