Ramazan Bayramı Namazı:
Ramazan Bayramı günü, namazdan önce bir şey yemek mendûb-dur. Yine Ramazan Bayramı günü misvak kullanmak, gusl etmek, güzel kokular sürünmek ve en iyi elbiseyi giymek mendûbdur. Çünkü ResûlüUah (S.A.V.) böyle yapardı. Kurban Bayramı günü (yevm-i nahr) ise, namazdan dönünceye^kadar bir şey yememek, namazdan dönünce kurbanının (udhiyye'nin) etinden yemek mendûbdur.
Sadaka-ı fıtrayı edâ ettikden sonra musallaya çıkmak mendûbdur. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :
«Siz, bu gibi günlerde fakirleri dilenmeye muhtaç etmeyin.» buyurmuştur.
Sadaka-ı fıtrayı acele vermekde fakirlerin kalbini namaza yöneltmek vardır.
Her ne kadar mescidleri geniş olsa da, musallaya (namazgaha) çıkmak sünnettir. Bizim zamanımızda musallaya [104] minber çıkarmakta mahzur yoktur. El-İhtiyâr'da böyle zikredilmiştir.
. Ramazan (Fıtr) Bayramında musallanın yolunda açıkdan tekbir okunmaz. İmâmeyn bunu kabul etmemişlerdir.
Zeylaî (Rh.A.), Ebû Ca'fer' (Rh.A.) den şöyle nakletmiştir: Ebû Ca
fer (Rh.A.) : «Halkın hayrlara rağbetleri az olduğu için onları, musallaya minber çıkarmakdan menetmek doğru değildir,» demiştir.
Bayram Namazından önce nafile namaz kılınmaz. Çünkü Resûlul-lah (S.A.V.), namaza karşı olan şiddetli isteklerine rağmen bunu yapmamışlardır. Eğer caiz olaydı, cevazı öğretmek için yaparlardı.
Bayram Namazının vakti, güneşin yükselmesinden zevale kadardır. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.); güneş bir mızrak veya iki mızrak boyu yükselmiş iken Bayram Namazını kılarlardı. Rivayete göre : ResûlüHah (S.A.V.) zamanında bir topluluk zevalden sonra hilâli gördüklerine şe-hâdet etmişler, Resûlüllah (S.A.V.) de : Ertesi gün musallaya çıkılmasını emretmiştir. Eğer zevalden sonra edâ caiz olaydı, namazı te'hîr etmezdi.
Zevâid tekbirlerinden önce, imâm insanlar île beraber tekbir alıp sena ederek yâni (Sübhânekeyi okuyarak) iki rek'at namaz kılmaya başlar. O zevâid tekbirleri her rek'atta üçer tekbirdir.
İmâm iki kıraatin arasım ayırır. Yâni imâm önce iftitâh için tekbir alır. Ondan sonra Sübhânekeyi okur, sonra üç kere tekbir alır. Ondan sonra sûre ile beraber Fâtiha'yı okur. Ondan sonra rükû için tekbir alır. İmâm ikinci rek'ata kalktığı zaman önce sûre ile beraber Fâtiha'yı okur. Ondan sonra üç kere tekbir alır. Sonra rükû için tekbir alır.
Zevâid tekbirlerde eller kaldırılır. Çünkü Resul üll ah (S.A.V.)
«Eller ancak yedi yerde kaldırılır.» buyurmuştur. [105]
Bu İki Bayramın tekbirleri onlardan zikredilmiştir. Bayram Namazları, büyük bir kalabalık ile kılındığı için, her iki tekbir arasında üçer kere teşbih edecek kadar sükût edilir ve tekbirler peşisıra, uzak olan kimselere aktarmayla ulaştırılır.
Bayram Namazından sonra, iki hutbe okunur. Çünkü ResûluIIâh (S.A.V.) böyle yapmıştır. Cuma bunun aksinedir. Şüphesiz hutbe, Cu-ma'da namazdan öncedir. Çünkü hutbe Cuma'nın şartındandır. Şart ise önce gelir.
Hatip insanlara hutbede sadaka-ı fıtrin hükümlerini öğretir. Çünkü hutbe, fıtranın hükümlerini öğretmek için meşru olmuştur. Eğer; yukarıda geçen, «musallaya çıkmadan önce sadaka-ı fıtr vermek men-dûbdur» hükümlerini bilmezden önce fıtrayı edâ muhaldir. Halbuki hutbe ancak musallaya çıktıkdan sonradır. Öyleyse iki söz arasında çelişme vardır, denilirse, cevâbında deriz ki: «Çelişme yoktur. Çünkü sadaka-ı fıtri musallaya çıkmadan önce vermenin mendûbiyeti, çıkdıkdan sonra vermek için ertelenmesinin cevazına aykırı değildir. Musallaya çıkanların bazısının, fıtranın nasıl verileceğini bilmemesi caizdir. Şu halde onlar dikkate alınarak öğretmek faydalıdır.»
İmâm, Bayram Namazını cemâat ile beraber kılsa ve bazı insanlar namazı kaçırsa, o namaz, ne vaktinde ve ne de vaktinden sonra, kaza edilmez. Çünkü bu namaz, Bayram Namazı olması sıfatıyle, Onun bir kurbiyyet ve rahmet olduğu ancak şartlarla bilinir. Zira Bayram Namazı şartları yalnız kılanda tamam değildir.
Ramazan Bayramı Namazı, özür ile ertesi güne tehir edilir. Yâni, şayet bir özür, namazı kılmakdan alıkoyarsa, Ramazan Bayramı Namazı ertesi güne bırakılır. Meselâ, insanlara hilâlin bulutlu olması ve imâmın yanında zevalden sonra veya zevalden önce hilâli gördüklerine şehâdet edecek kişiler bulunması fakat zevalden Önce insanların toplanmasının mümkün olmaması ya da bulutlu günde insanların Bayram Namazını kılması ve o namazın zevalden sonra kılındığının anlaşılması suretlerinde, Ramazan Bayramı Namazı tehir edilir.
Ramazan Bayramı Namazı, ancak ertesi güne tehir edilir. Çünkü bu Bayram Namazında asi olan, Cuma gibi kaza edilmemektir. Ancak şu kadar var ki, biz onu, KesûlüIIah' (S.A.V.) in ertesi güne tehirine dâir rivayet ettiğimiz hadîsinin mefhûmu ile terk ettik. Resûlüllah'-(S.A.V.) m ertesi günden sonraya tehîr ettiği ise rivayet edilmemiştir. Öyleyse asi üzere bakî kalmıştır. [106]
Sadaka-ı fıtrayı edâ ettikden sonra musallaya çıkmak mendûbdur. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :
«Siz, bu gibi günlerde fakirleri dilenmeye muhtaç etmeyin.» buyurmuştur.
Sadaka-ı fıtrayı acele vermekde fakirlerin kalbini namaza yöneltmek vardır.
Her ne kadar mescidleri geniş olsa da, musallaya (namazgaha) çıkmak sünnettir. Bizim zamanımızda musallaya [104] minber çıkarmakta mahzur yoktur. El-İhtiyâr'da böyle zikredilmiştir.
. Ramazan (Fıtr) Bayramında musallanın yolunda açıkdan tekbir okunmaz. İmâmeyn bunu kabul etmemişlerdir.
Zeylaî (Rh.A.), Ebû Ca'fer' (Rh.A.) den şöyle nakletmiştir: Ebû Ca
fer (Rh.A.) : «Halkın hayrlara rağbetleri az olduğu için onları, musallaya minber çıkarmakdan menetmek doğru değildir,» demiştir.
Bayram Namazından önce nafile namaz kılınmaz. Çünkü Resûlul-lah (S.A.V.), namaza karşı olan şiddetli isteklerine rağmen bunu yapmamışlardır. Eğer caiz olaydı, cevazı öğretmek için yaparlardı.
Bayram Namazının vakti, güneşin yükselmesinden zevale kadardır. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.); güneş bir mızrak veya iki mızrak boyu yükselmiş iken Bayram Namazını kılarlardı. Rivayete göre : ResûlüHah (S.A.V.) zamanında bir topluluk zevalden sonra hilâli gördüklerine şe-hâdet etmişler, Resûlüllah (S.A.V.) de : Ertesi gün musallaya çıkılmasını emretmiştir. Eğer zevalden sonra edâ caiz olaydı, namazı te'hîr etmezdi.
Zevâid tekbirlerinden önce, imâm insanlar île beraber tekbir alıp sena ederek yâni (Sübhânekeyi okuyarak) iki rek'at namaz kılmaya başlar. O zevâid tekbirleri her rek'atta üçer tekbirdir.
İmâm iki kıraatin arasım ayırır. Yâni imâm önce iftitâh için tekbir alır. Ondan sonra Sübhânekeyi okur, sonra üç kere tekbir alır. Ondan sonra sûre ile beraber Fâtiha'yı okur. Ondan sonra rükû için tekbir alır. İmâm ikinci rek'ata kalktığı zaman önce sûre ile beraber Fâtiha'yı okur. Ondan sonra üç kere tekbir alır. Sonra rükû için tekbir alır.
Zevâid tekbirlerde eller kaldırılır. Çünkü Resul üll ah (S.A.V.)
«Eller ancak yedi yerde kaldırılır.» buyurmuştur. [105]
Bu İki Bayramın tekbirleri onlardan zikredilmiştir. Bayram Namazları, büyük bir kalabalık ile kılındığı için, her iki tekbir arasında üçer kere teşbih edecek kadar sükût edilir ve tekbirler peşisıra, uzak olan kimselere aktarmayla ulaştırılır.
Bayram Namazından sonra, iki hutbe okunur. Çünkü ResûluIIâh (S.A.V.) böyle yapmıştır. Cuma bunun aksinedir. Şüphesiz hutbe, Cu-ma'da namazdan öncedir. Çünkü hutbe Cuma'nın şartındandır. Şart ise önce gelir.
Hatip insanlara hutbede sadaka-ı fıtrin hükümlerini öğretir. Çünkü hutbe, fıtranın hükümlerini öğretmek için meşru olmuştur. Eğer; yukarıda geçen, «musallaya çıkmadan önce sadaka-ı fıtr vermek men-dûbdur» hükümlerini bilmezden önce fıtrayı edâ muhaldir. Halbuki hutbe ancak musallaya çıktıkdan sonradır. Öyleyse iki söz arasında çelişme vardır, denilirse, cevâbında deriz ki: «Çelişme yoktur. Çünkü sadaka-ı fıtri musallaya çıkmadan önce vermenin mendûbiyeti, çıkdıkdan sonra vermek için ertelenmesinin cevazına aykırı değildir. Musallaya çıkanların bazısının, fıtranın nasıl verileceğini bilmemesi caizdir. Şu halde onlar dikkate alınarak öğretmek faydalıdır.»
İmâm, Bayram Namazını cemâat ile beraber kılsa ve bazı insanlar namazı kaçırsa, o namaz, ne vaktinde ve ne de vaktinden sonra, kaza edilmez. Çünkü bu namaz, Bayram Namazı olması sıfatıyle, Onun bir kurbiyyet ve rahmet olduğu ancak şartlarla bilinir. Zira Bayram Namazı şartları yalnız kılanda tamam değildir.
Ramazan Bayramı Namazı, özür ile ertesi güne tehir edilir. Yâni, şayet bir özür, namazı kılmakdan alıkoyarsa, Ramazan Bayramı Namazı ertesi güne bırakılır. Meselâ, insanlara hilâlin bulutlu olması ve imâmın yanında zevalden sonra veya zevalden önce hilâli gördüklerine şehâdet edecek kişiler bulunması fakat zevalden Önce insanların toplanmasının mümkün olmaması ya da bulutlu günde insanların Bayram Namazını kılması ve o namazın zevalden sonra kılındığının anlaşılması suretlerinde, Ramazan Bayramı Namazı tehir edilir.
Ramazan Bayramı Namazı, ancak ertesi güne tehir edilir. Çünkü bu Bayram Namazında asi olan, Cuma gibi kaza edilmemektir. Ancak şu kadar var ki, biz onu, KesûlüIIah' (S.A.V.) in ertesi güne tehirine dâir rivayet ettiğimiz hadîsinin mefhûmu ile terk ettik. Resûlüllah'-(S.A.V.) m ertesi günden sonraya tehîr ettiği ise rivayet edilmemiştir. Öyleyse asi üzere bakî kalmıştır. [106]
Konular
- Namazda Mekruh Olan Şeyler :
- Vitr Ve Nafileler Babı
- Nafile Namazlar :
- Teravih Namazı
- Farz Namaza Yetişme (İdrâk) Babı
- Vakti Gecen Namazların Kazası Babı
- Hastanın Namazı Babı
- Hayvan Üzerinde Namaz Babı
- Gemide Namaz Babı
- Müsâfirin Namazı Babı
- Cuma Namazı Babı
- Cuma Namazının Sıhhatinin Şartları :
- Cumanın Vücûbunun Şartları:
- Hutbenin Hükümleri :
- Bayram Namazları Babı [98]
- Ramazan Bayramı Namazı:
- Kurban Bayramı Namazı :
- Teşrik Tekbîri :
- Küsûf Namazı Babı [113]
- İstiskâ Babı
- Korku Namazı Babı
- Ka'be'de Namaz Babı
- Şek Ve Sehv Secdesi Babı Sehv Secdesi:
- Namazda Şüphenin Hükümleri :
- Tilâvet Secdesi Babı
- Cenazeler Babı
- Meyyiti Kefenlemek :
- Cenaze Namazi Kılınmayan Kimseler ;
- Cenaze Namazının Kılınışı Ve Duaları :
- Şehid Bâbı