Teşrik Tekbîri :
Teşrik tekbiri vâcibdir. Çünkü Yüce Allah (C.C.)
«Allah'ı sayılı günlerde (teşrik günlerinde) zikredin (tekbîr alın)» [110] buyurmuştur.
Teşrik, lügat yönünden, eti kurutmaya derler. Halil bin Ahmed' (Rh.A.) den rivayet edilmiştir ki; teşrik, tekbirdir. İzafet, beyân içindir. [111] Bir kavle göre; «Teşrik tekbiri» diye adlandırma, İmâmeyn'in sözüne göre vâkî olmuştur. Çünkü İmâm A'zam*. (Rh.A.) a göre, tekbîrden bir şey, teşrik günlerinde vâki olmaz. Nitekim yakında açıklaması gelecektir.
Kurb «yaklaşma» itibariyle teşrik günleri «eyyâmu't-Teşrik» adını almıştır, demek de caizdir. Teşrik günleri, Nahr gününden sonra üç gündür. Nahr günleri Bayram günüdür ve Bayramdan sonra iki gündür.
Şu halde, o dört günden birinci gün Teşrîksız Nahrdır ve dördüncü gün Nahrsız Teşriktir. İki gün nahrdır ve teşriktir. Tekbîr :
(Allâhû - Ekber, Allâhu - Ekber, La ilahe fflâ'll&hu Vallâhu Ekber, AUâ-hu Ekber ve li'llâhi'1-Hamd) demektir.
Bu tekbîrin aslı, Hz. İbrahim' (A.S.) den rivayet edilen şu olaydır: Şüphesiz, Cebrail (A.S.) kurbân ile İbrahim' (A.S.) e geldiği zaman, İbrahim' (A.S.) in İsmail' (A.S.) i kesmeye acele etme endişesi karşısında, Cebrail (A.S.) (Allâhu Ekber, Allâhu Ekber) dedi. İbrahim (A.S.) da onu görünce : (Lâ ilahe illâ'llâhü Va'llâhu Ekber) diye karşılık verdi. İsmail (A.S.) da fidâyı (yâni bedel olan kurbanı) öğrenince : (AHâhu - Ekber ve U'llâhi'1-Hamd) dedi.*
Sonda gelenler için vâcib olduğu halde, bizim naklettiğimiz şeyi, başından sonuna kadar bir kere söylemek bakî kalmıştır.
Teşrik tekbiri bir kere vâcibdir; Bir kere yâni (merreten) sözü, İmâm Şafiî' (Rh.A.) nin sözünden ihtirazdır. Çünkü İmâm Şafiî' (Rh.A.) ye göre, tekbir, üç kere «Allâhû Ekber, Allâhû Ekber, Allâhû Ekber» demektir. Bu üçüncü üzerine ziyâde eylemez. Yine İmâm Şafiî (Hh.A.) için, tekbirden sonra tehlîlde iki kavi vardır.
Üzerinde Sahabenin (R.Anhûm.) büyükleri birleştikleri için, bu hu-sûsda bizim âlimlerimiz arasında bir anlaşmazlık yoktur. Arefe gününün Sabah (fecr) Namazı vaktinden Bayramın birinci gününün ikindi vaktine kadar, her farzın ardında bir kere teşrîk tekbiri vâcibdir.
Tekbir, sekiz namaz üzerine fasılasız binayı meneder. Musannifin «farz» kaydı ile Nafileler ve Bayram Namazı hâriç kalmıştır. Yine, Musannifin «edâ edilen» sözüyle de kaza hâriç kalmıştır. Çünkü kazada tekbir yoktur.
Musannifin; «Müstehab olan cemâat ile edâ edilen farz akabinde vâcibdir.» sözü ile, şayet kadınlar ile beraber bir erkek bulunmazsa, ka-duılar cemâati hâriç kalır. Çünkü kadınlar cemâatinde de tekbir yoktur.
Tekbir, şehirde ikâmet eden imâma vâcibtir. Münferid üzerine vâcib değildir. Müsâfir olan imâma veya kadına veya köylerin ve çöllerin halkına da vâcib değildir.
Tekbir, Müsâfir olan muktedîye veya köylü olan muktedîye veya kadın olan muktedîye vâcibtir.
İmâ m ey n, «Mutlaka her farzın peş i sıra teşrik tekbiri vâcibdir.» demişlerdir. Yâni gerek namaz cemâat ile edâ edilsin, gerekse edilmesin müsavidir. Gerek o mûsallî erkek olsun, gerekse kadın olsun; gerek müsâfir olsun, gerekse şehirde veya köyde ikâmet etsin tekbir vâcibdir.
Yine İmâmeyn; «Arafe gününden beşinci günün İkindi vaktine kadar tekbir vâcibtir.» demişlerdir O beşinci gün Zi'I-hîccenin onüçüncü
günüdür. O gün teşıîkdir, Nahr değildir. Bu vakte gelinceye kadar ve Bayram gününün İkindisine hasretmeden tekbir ile ibâdet babında ihtiyaten hâlen amel edilir.
İmâm tekbiri terk etse dahi, imâma uyan kimseler onu terk etmezler. Çünkü tekbir namaz içinde değil, namazdan sonra eda edilir. Bu durumda tekbirde imâma tâbi olmak vucûben değildir. Tilâvet secdesinde olduğu gibi. Sehv secdesi ise bunun aksinedir/Çünkü sehv secdesi namaz içinde edâ edilir.
Mesbûk da tekbîr getirir. Çünkü mesbûk tahrîme'ye muktedîdir. Lâkin meşbûk imâm ile beraber tekbir getirmez. Ancak, kazanın peşisıra getirir. Yâni geçeni kaza ettikden sonra tekbir getirir. Bundan lâhı-kın hâli de malûm olur. Çünkü lâhık tamâmıyle imâmın ardında olur. [112]
«Allah'ı sayılı günlerde (teşrik günlerinde) zikredin (tekbîr alın)» [110] buyurmuştur.
Teşrik, lügat yönünden, eti kurutmaya derler. Halil bin Ahmed' (Rh.A.) den rivayet edilmiştir ki; teşrik, tekbirdir. İzafet, beyân içindir. [111] Bir kavle göre; «Teşrik tekbiri» diye adlandırma, İmâmeyn'in sözüne göre vâkî olmuştur. Çünkü İmâm A'zam*. (Rh.A.) a göre, tekbîrden bir şey, teşrik günlerinde vâki olmaz. Nitekim yakında açıklaması gelecektir.
Kurb «yaklaşma» itibariyle teşrik günleri «eyyâmu't-Teşrik» adını almıştır, demek de caizdir. Teşrik günleri, Nahr gününden sonra üç gündür. Nahr günleri Bayram günüdür ve Bayramdan sonra iki gündür.
Şu halde, o dört günden birinci gün Teşrîksız Nahrdır ve dördüncü gün Nahrsız Teşriktir. İki gün nahrdır ve teşriktir. Tekbîr :
(Allâhû - Ekber, Allâhu - Ekber, La ilahe fflâ'll&hu Vallâhu Ekber, AUâ-hu Ekber ve li'llâhi'1-Hamd) demektir.
Bu tekbîrin aslı, Hz. İbrahim' (A.S.) den rivayet edilen şu olaydır: Şüphesiz, Cebrail (A.S.) kurbân ile İbrahim' (A.S.) e geldiği zaman, İbrahim' (A.S.) in İsmail' (A.S.) i kesmeye acele etme endişesi karşısında, Cebrail (A.S.) (Allâhu Ekber, Allâhu Ekber) dedi. İbrahim (A.S.) da onu görünce : (Lâ ilahe illâ'llâhü Va'llâhu Ekber) diye karşılık verdi. İsmail (A.S.) da fidâyı (yâni bedel olan kurbanı) öğrenince : (AHâhu - Ekber ve U'llâhi'1-Hamd) dedi.*
Sonda gelenler için vâcib olduğu halde, bizim naklettiğimiz şeyi, başından sonuna kadar bir kere söylemek bakî kalmıştır.
Teşrik tekbiri bir kere vâcibdir; Bir kere yâni (merreten) sözü, İmâm Şafiî' (Rh.A.) nin sözünden ihtirazdır. Çünkü İmâm Şafiî' (Rh.A.) ye göre, tekbir, üç kere «Allâhû Ekber, Allâhû Ekber, Allâhû Ekber» demektir. Bu üçüncü üzerine ziyâde eylemez. Yine İmâm Şafiî (Hh.A.) için, tekbirden sonra tehlîlde iki kavi vardır.
Üzerinde Sahabenin (R.Anhûm.) büyükleri birleştikleri için, bu hu-sûsda bizim âlimlerimiz arasında bir anlaşmazlık yoktur. Arefe gününün Sabah (fecr) Namazı vaktinden Bayramın birinci gününün ikindi vaktine kadar, her farzın ardında bir kere teşrîk tekbiri vâcibdir.
Tekbir, sekiz namaz üzerine fasılasız binayı meneder. Musannifin «farz» kaydı ile Nafileler ve Bayram Namazı hâriç kalmıştır. Yine, Musannifin «edâ edilen» sözüyle de kaza hâriç kalmıştır. Çünkü kazada tekbir yoktur.
Musannifin; «Müstehab olan cemâat ile edâ edilen farz akabinde vâcibdir.» sözü ile, şayet kadınlar ile beraber bir erkek bulunmazsa, ka-duılar cemâati hâriç kalır. Çünkü kadınlar cemâatinde de tekbir yoktur.
Tekbir, şehirde ikâmet eden imâma vâcibtir. Münferid üzerine vâcib değildir. Müsâfir olan imâma veya kadına veya köylerin ve çöllerin halkına da vâcib değildir.
Tekbir, Müsâfir olan muktedîye veya köylü olan muktedîye veya kadın olan muktedîye vâcibtir.
İmâ m ey n, «Mutlaka her farzın peş i sıra teşrik tekbiri vâcibdir.» demişlerdir. Yâni gerek namaz cemâat ile edâ edilsin, gerekse edilmesin müsavidir. Gerek o mûsallî erkek olsun, gerekse kadın olsun; gerek müsâfir olsun, gerekse şehirde veya köyde ikâmet etsin tekbir vâcibdir.
Yine İmâmeyn; «Arafe gününden beşinci günün İkindi vaktine kadar tekbir vâcibtir.» demişlerdir O beşinci gün Zi'I-hîccenin onüçüncü
günüdür. O gün teşıîkdir, Nahr değildir. Bu vakte gelinceye kadar ve Bayram gününün İkindisine hasretmeden tekbir ile ibâdet babında ihtiyaten hâlen amel edilir.
İmâm tekbiri terk etse dahi, imâma uyan kimseler onu terk etmezler. Çünkü tekbir namaz içinde değil, namazdan sonra eda edilir. Bu durumda tekbirde imâma tâbi olmak vucûben değildir. Tilâvet secdesinde olduğu gibi. Sehv secdesi ise bunun aksinedir/Çünkü sehv secdesi namaz içinde edâ edilir.
Mesbûk da tekbîr getirir. Çünkü mesbûk tahrîme'ye muktedîdir. Lâkin meşbûk imâm ile beraber tekbir getirmez. Ancak, kazanın peşisıra getirir. Yâni geçeni kaza ettikden sonra tekbir getirir. Bundan lâhı-kın hâli de malûm olur. Çünkü lâhık tamâmıyle imâmın ardında olur. [112]
Konular
- Nafile Namazlar :
- Teravih Namazı
- Farz Namaza Yetişme (İdrâk) Babı
- Vakti Gecen Namazların Kazası Babı
- Hastanın Namazı Babı
- Hayvan Üzerinde Namaz Babı
- Gemide Namaz Babı
- Müsâfirin Namazı Babı
- Cuma Namazı Babı
- Cuma Namazının Sıhhatinin Şartları :
- Cumanın Vücûbunun Şartları:
- Hutbenin Hükümleri :
- Bayram Namazları Babı [98]
- Ramazan Bayramı Namazı:
- Kurban Bayramı Namazı :
- Teşrik Tekbîri :
- Küsûf Namazı Babı [113]
- İstiskâ Babı
- Korku Namazı Babı
- Ka'be'de Namaz Babı
- Şek Ve Sehv Secdesi Babı Sehv Secdesi:
- Namazda Şüphenin Hükümleri :
- Tilâvet Secdesi Babı
- Cenazeler Babı
- Meyyiti Kefenlemek :
- Cenaze Namazi Kılınmayan Kimseler ;
- Cenaze Namazının Kılınışı Ve Duaları :
- Şehid Bâbı
- Zekât Bölümü