Nafile Namazlar :
Musannif, Vitr Namazının hususiyetlerini açıklamayı bitirince, nafilelerin hususiyetlerini1 beyâna başlayıp dedi ki: Sabah Namazından önce ve Öğle Namazından sonra, Akşam Namazından sonra ve Yatsı Namazından sonra iki rek'at namaz, sünnet-i müekkede olmuştur. Yine Öğle Namazının farzından Önce ve Cuma Namazının farzından önce ve sonra dört rek'at namaz kılmak, dört rek'atte bir selâmla sünnet olmuştur. Hattâ Musallî dört rek'atı iki selâmla edâ etse, makbul olmaz. Bundan dolayı, bir kimse bir selâmla dört rek'at namaz kılmayı adayıp iki selâmla edâ etse, adakdan kurtulmuş olmaz. İki selâmla dört rek'at kılmayı adaşa ve dört rek'atı bir selâmla edâ etse, adağı edâ etmiş olur, Kâfi'de böyle zikredilmiştir.
Bu zikredilen dört rek'at sünnet, Öğle Namazından önce, Cuma Namazından Önce ve Cuma'nın farzından sonra kılınan sünnetlerdir. Bunda asi olan, Resûlüllah' (S.A.V.) m şu kavlidir:
«Bir kimse bir gün bir gecede oniki rek'at namaza devam etse, Allah onun için Cennette bir ev bina eder.» [1] Bunu Resûlüllah (S.A.V.), yukarıda zikrettiğimiz şekilde tefsir etmiştir.
Salât-ı Evvâbin :
Dört rek'at namaz, İkindi Namazından önce; dört rek'at namaz, Yatsıdan önce ve sonra bir selâmla;" altı rek'at namaz [2] Akşam Namazından sonra bir selâmla mendûb olmuştur.
Gündüz kılınan nafilenin bir selâmla dört rek'attan fazlası ve gece kılman nafilenin sekiz rek'attan fazlası mekruh olmuştur. Çünkü sünnet, gece namazında altı rek'atten sekize kadar, gündüz namazında ise dörde kadar vârid olmuştur. Öyleyse bunlardan fazlası bir selâmla mekruhtur. Çünkü delili olmayan şey sabit olmaz.
Gece ile gündüzde efdal olan dörder rek'at kılmaktır. İmâmeyn' (Rh. Aleyhimâ) e göre; gündüz nafileleri dörder, gece nafileleri ikişer kılınır. îmâm Şafiî' (Rh.A.) ye göre; gece ve gündüz nafileleri ikişer rek'at kılınır.
öğle Namazının ve Cuma'nın farzından önce, ve Cuma'mn farzından sonra kılman dört rek'at m birinci ka'desinde, salevât duası okunmaz.
Musa 11 î, birinci ka'deden üçüncü rek'ata kalkınca, Sübhâneke'yi okumaz. Çünkü bu Sünnet-i Müekkede olduğu için farzlara benzer. Bundan dolayı, teşehhüd üzerine salevât duasını ziyâde eden kimseye sehv secdesi vâcib olduğu hususunda ihtilâf vardır.
Zikredilen namazlardan başka, dört rek'atlı nafile namazda, mu-sallî birinci ka'dede salevât duasını okur ve Sübhâneke'yi de okur. Çünkü onlarda farzıyyete benzemek bulunmadığı için, onlardan her çift müstakil namaz sayılır.
Kıyamın uzunu, sücûdun çokluğundan evlâdır. Çünkü ResûlüIIah (S.A.V.) :
(^Namazın efdali, kıyamı (kunutu) uzun olandır.» [3] buyurmuştur, çünkü kıyamın uzununda kıraat çok olur, rükû ve sücûdun çokluğunda teşbih çok olur. Kıraat ise tesbihden efdaldir.
Tahiyyet'ül Mescid Namazı:
Tahiyyet'ül-Mescid namazı sünnettir. Bu namaz, mescîdde oturmadan Önce kılınan iki rek'at namazdır. Çünkü ResûlüIIah (S.A.V.)
«Sizden biriniz mescide girdiği zaman, iki rek'at namaz kılmadan oturmasın.» [4] buyurmuştur. [5] Farzı edâ etmek onun yerine geçer. [6] Zeylaî (Rh.A.) böyle zikretmiştir.
Abdest aldıkdan sonra iki rek'at namaz kılmak mendûbdur. Çürkü Resûlüllah (S.A.V..) :
«Bir kimse abdest alır ve abdestini (şartlarıyle) güzel yapar ve iki rek'-at namaz kılıp, o iki rek'atta kalbiyle ve veçhiyle namaza yönelirse onun için Cennet vâcib olur.» [7] buyurmuştur.
Kuşluk Namazı :
Kuşluk vaktinde dört rekat, ya da daha çok namaz kılmak men-dûbdur. Çünkü Hz. Aişe (R.Anhâ); «Resûlüllah (S.A.V.) Kuşluk Namazını dört rek'at ve (daha fazla) dilediği kadar kılardı» diye rivayet etmiştir. [8]
Farzın iki rek'atmda kıraat farz kılınmıştır. Yâni farzın iki rek'-atında, ta'yin edilmemiş olduğu halde kıraat farzdır. Hattâ musallî farzın her rek'atmda okumasa veya yalnız bir rek'atmda okusa, namaz fâsid olur.
İlk iki rek'atta kıraat vâcibdir. Hattâ musallî ilk iki rek'atta okumayıp son iki rek'atta okusa, namazı caiz olur. Eğer sehven terk etti ise, ona sehv , secdesi vâcib oLur. Eğer kasden terk etti ise, günahkâr olur.
Nafilenin her rek'atmda, Vitrde kıraat farz olmuştur. Nafilede farz olmasının sebebine gelince, nafileden her çift, ayrı (müstakil) tarzda namazdır. Ondan üçüncü rek'ata kalkmak, yeni tahrîme menzilesindedir. Bundan dolayı, bizim müctehidlerimizden meşhur olan rivayete göre birinci tahrîme (açış tekbîri) ile ancak iki rek'at vâcib olur. Vitrin her rek'atmda kıraatin farz olması ise ihtiyat içindir. [9] Nitekim daha önce geçti.
Kasden başlanılan nafileyi tamamlamak gerekir. Kasden sözü, zan-nen başlanılanı ayırdetmek içindir. Nitekim, şayet Öğle Namazının farzım kılmadı zannedip farza başladığı zaman, kıldığı hatırına gelse, farz diye başladığı namaz, nafile olur. Tamamlanması vâcib olmaz. Hattâ o namazı bozsa, kazası vâcib olmaz. Eğer o namaz, güneşin doğma, batma ve zeval vaktinde olursa, bu takdirde ifsâd ettiğinden kaza vâcib olur. Nitekim bunun incelenmesi, «Namaz Bölümü» nün evvelinde geçmiş idi.
Dört rek'at nafileye niyet eden musallî, eğer ilk çifti veya ikinci çifti bozarsa, iki rek'atı kaza eder. Yâni şayet musallî, dört rek'at nafileye başlayıp ilk iki rek'atı bozarsa, ancak ilk çifti kaza eder. Çünkü ilk çifti bozmuş ve ikinci çifte başlamamıştır. Nafileden her çift, ayrı (müstakil) tarzda namazdır. Eğer ilk çifti bozmayıp ikinci rek'atte oturup üçüncü rek'ata kalktığında bozarsa, ancak ikinci çifti kaza eder. Çünkü ilk çift tamâm olmuştur. İkinci çifti ise bozulmuştur. Öyleyse, yalnız ikinci çiftin kazası gerekir.
Ya da musallî iki çiftte de okumadı ise, -çünkü İmâm A'zam (Rh.A.) a göre asi olan, eğer iki rek'atta okumayı terk etti ise - tahrîme bâtıl olur. Eğer iki rek'atın birinde terk etti ise, tahrîme bâtıl olmaz. Bilâkis edâ fâsid olur. Şu halde, ilk çiftte kıraat etmediyse, tahrîme bâtıl olur. Öyleyse, ilk çiftte başlama sahîh olup ikinci çiftte sahîh olmadığı için; yine, başlamanın fesadı ve tahrîmenin bâtıl olması sebebiyle, ilk çiftin kazası lâzım gelir.
Ya da ilk çiftte kıraat etmese, şüphesiz bu takdirde fâsid olur ve tahrîme bâtıl olur. Şu halde ilk çift fâsid olduğu için kazası lâzım gelir ve tahrîme bâtıl olduğu için ikinci çifte başlama sahîh olmaz.
Ya da ikinci çiftte kıraat etse, yine iki rek'atın kazası lâzım gelir. Çünkü ilk çift şüphesiz tamâmdır ve ikinci çift fâsid olmuştur. Öyleyse kazası lâzımdır.
Ya da ilk çiftten iki rek'atın birinde kıraat etmedi ise, İki rek'atın kazası lâzım gelir. Çünkü ilk çift fâsid olmuştur. Şu halde kazası gerekir. Tahrîme baki kaldığı için ikinci çift sahîh olmuştur.
Ya da ikinci çiftten iki rek'âtın birinde kıraat etmedi ise, yine iki rek'atı kaza eder. Çünkü ilk çift tamâmdır ve ikinci fâsid olmuştur. Öyleyse ikinci çiftin kazası gerekir.
Ya da ilk çiftte ve ikinci çiftin bir rek'atında kıraat etmese, yine iki rek'atı kaza eder. Çünkü ilk çift başladıkdan sonra bâtıl olmuştur. Öyleyse onun kazası gerekir. İkinci çifte başlamakla tahrîme bâtıl olduğu için sahîh olmaz.
Eğer her çiftin bir rek'atında kıraat etmedi ise, dört rek'atı kaza eder. Çünkü her çiftin birer rek'atında okumazsa, hepsinin edası, başlamanın sıhhatiyle beraber fâsid olur. Öyleyse rek'atların kazası gerekir.
Ya da kıraati ikinci çiftte terk etse ve birinci çiftin bir rek'atında okumasa, yine dört rek'atı kaza eder. Şayet birinci çiftin bir rek'atında okudu ise, edâ fâsid olup tahrîme bakî kalır ve ikinci çifte başlama sahîh olur. Şayet ikinci çiftte de okumasa, ayni şekilde bu da fâsid olur. Şu halde dört rek'atm kazası lâzım gelir. Eğer ikisi arasında oturmaz ise, kaza yoktur. Yâni, şayet nafileden dört rek'atı kılıp ve iki çiftin arasında oturmasa, uygun olan ilk çiftin fâsid ve kazasının da vâcib olmasıdır. Çünkü nafileden her çift, bir (müstakil) namazdır. Bununla beraber, farz üzerine kıyâs etmekle fâsid olmaz. Nitekim yakında Sücûd-ı sehv Babında incelenmesi gelecektir.
Ya da teşehhüdden sonra namazı bozsa, yâni musallî, nafileden dört rek'ata niyet edip, ikinci rek'atta teşehhüd miktarı oturduğunda, namazı bozsa [10], onun üzerine-kaza lâzım gelmez. Çünkü vâcib olanı edâ etmiş ve ikinci çifte başlamamıştır ki kaza vâcib olsun.
Musallî, kudreti var iken, başlangıçta nafileyi oturduğu yerde kılabilir. Eğer ayakda başlayıp, ayakta kılmaya kudreti var iken oturduğu yerde kılarsa, mekruh olur. Eğer ayakta kılmaya kudretle başladıkdan sonra, özür zuhurundan dolayı oturduğu yerde kılarsa, mekruh olmaz.
Musallî, nafileyi hayvana bindiği halde, şehrin dışında imâ île kılabilir. Bu durumda secdesi, rükûundan daha alçak olur. Şehrin dışı; müsâfirin namazı kısaltması câız olan her yerdir. Yakında açıklaması gelecektir. [11] Musannif, «şehrin dışında» diye kaydetmekle, seferin şart olmadığını ve şehir içinde râkiben (binici olarak) nafile kılmanın caiz olmadığını murâd etmektedir. Yâni müsâfir olmaksızın, nâfüeyi imâ ile râkib (hayvana binici) olduğu halde, ancak şehrin dışında kılar, şehrin içinde kılmaz.
Şayet hayvana binen o musallî, namazı, kıbleden başka yöne doğru olsa da, kılabilir. Çünkü nafile namazlar belli bir vakte tahsis edilmemiştir. Hayvandan inmeyi iltizâm eder de Kıble'ye dönerse kafileden ayrılmış olması lâzım gelirdi. Farzlar nafilenin aksinedir. Çünkü farzların belli vakti vardır. Hayvan üzerinde caiz olmaz, ancak zaruret hâlinde caiz olur. [12]
Vâcib olan Vitr Namazı, Adanmış Namaz, başlandikdan sonra bozulan namaz, Cenaze Namazı ve yer üzerinde okumakla vâcib olan secde, bunlar da farzlar gibidir. Hayvan üzerinde caiz olmaz, ancak zaruretten dolayı caiz olur.
Revâtib denen sünnetler ise, nafiledir. İmâm A'zam' (Rh.A.) dan şöyle rivayet edilmiştir: Musallî Sabah Namazının sünneti için hayvandan iner. Çünkü Sabah Namazının sünneti, diğer sünnetlerden daha kuvvetlidir. İnmek suretiyle (namazı) bina eder. Yâni: şayet musallî sünnete, hayvana binici olduğu halde iftitâh etse, ondan sonra hayvandan inse, iftitâhı üzere bina eder.
Rükûbu üzere değil. Yâni: Binici değil iken iftitâh tekbiri alıp ondan sonra binip bina eylemez. JZirâ o musallî, başladığı namazı bozmuştur. Çünkü, birincide yâni binici iken iftitâh edip inmesinden sonra, binada musallî, üzerine vâcib olan şeyin en mükemmeli ile edâ eder. [13] İkincide, yâni binmeden önce iftitâhda tahrîme rükû ve sü-cûd için gerekli şekilde akdolunmuştur. İmâ ile edası caiz olmaz. Yakında, hayvan üzerinde nama/ babında bu husus geniş şekilde açıklanacaktır. İnşâallâhu Teâlâ. [14]
Konular
- Namazda Gizli Veya Açıkdan Okumak :
- Namazlarda Kıraatin Miktarı
- İmâma Uyan Kimsenin Kıraati :
- Cemaat :
- İmamet:
- Kadınların Îmâmeti Ve Cemâati :
- İktidâ Meselesi :
- Namazda Kadınların Erkekler İle Bir Hizada Bulunması :
- İktidâyı Meneden Durumlar :
- İktidâ Konuları İçin Ek
- Namazda Hades Babı
- Namazı Bozan Ve Namazda Mekruh Olan Şeyler Babı
- Namazı Bozan Şeyler :
- Namazda Mekruh Olan Şeyler :
- Vitr Ve Nafileler Babı
- Nafile Namazlar :
- Teravih Namazı
- Farz Namaza Yetişme (İdrâk) Babı
- Vakti Gecen Namazların Kazası Babı
- Hastanın Namazı Babı
- Hayvan Üzerinde Namaz Babı
- Gemide Namaz Babı
- Müsâfirin Namazı Babı
- Cuma Namazı Babı
- Cuma Namazının Sıhhatinin Şartları :
- Cumanın Vücûbunun Şartları:
- Hutbenin Hükümleri :
- Bayram Namazları Babı [98]
- Ramazan Bayramı Namazı:
- Kurban Bayramı Namazı :