İmâma Uyan Kimsenin Kıraati :
İmâma uyan kimse, imâmın ardında okumaz. Her ne kadar imâm herhangi bir rahmet veya azâb âyetini okusa da, sadece o muktedî imâmı dinler ve susar. Çünkü Yüce Allah (C.C.) :
«Kur'ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun.» [109] buyurmuştur. Çünkü müfessirlerin çoğu, âyet-i kerîmenin tefsirinde, hitabın imâma uyanlar için olduğu kariaatindedirler. Müfessirlerin bazıları da, hutbe durumu için yorumlamıştır. Bu ikisi arasında çelişme yoktur. Hutbede dinlemek ve susmakla emrolunmağa sebeb, hutbede «Kur'ân okumak» bulunduğu içindir.
Hutbe de, imâma uyanın namazı gibidir. Yâni imâma uyan kimse hutbeyi dinler ve susar. Eğer hatîb, Resûlüllah' (S.A.V.) e tasliye [110]ederse, yine dinler ve sükût eder. Ancak, eğer hatîb :
yâni «Sallû aleyhi» «Resûlüllah'a salavât getirin» derse, dinleyen kimseler gizlice salavât söylerler. Yâni:
(Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ Âli Muhammedin) derler.
Kenz'de ve Vikaye'de şöyle denilmiştir : Bir kimsenin namaz için uyduğu imâm, tergîb (rahmet) veya terhîb (azâb) âyeti okusa da veya hitabet etse de veya Resûlullâlı' (S.A.V.) e tasliye etse de, imâma uyan kimse okumaz, bilâkis dinler ve susar.
Zeylaî (Rh.A.) bu söze itiraz edip demiştir ki : (Kenz ve Vikâye'-nin) «Veya hitabet etse» sözünün zahirinin, kırâat'a atfedilmesi mânâca doğru olmaz. Çünkü o, susmanın, hutbeden ve Ncbî' (S.A.V.) e tas-liyeden önce vâcib olmasını gerektirir. Murâd olan ise böyle değildir. Bu itirazın giderilmesi: Mü'temm, imama uymak durumunda olan kimse, mânâsına olması, «veya hitabet etse» sözünün de «imâma uyan okumaz» sözünden sonra mahzûf (kaldırılmış) olan «okudu» (karaa) ya bağlanmasıyla mümkün olur. Bu durumda mânâ : Her ne kadar imâm, rahmet veya azâb âyeti okusa da, imâmı okuduğu zaman, imâma uyan okumaz, bilâkis dinler ve susar. Veya imâm, hitabet veya Nebî (S.A.V.) üzerine salavât getirdiği zaman, imâma uyan okumaz, ancak dinler ve susar, demek olur. îşte böylece Zeylaî' (Rh.A.) nin itirazı giderilmiş olmaktadır. Ben başlangıçta artık soru sorulmasın, diye ibareyi değiştirip «hutbe de böyledir.» dedim. Hatîbden uzak olan mü'temm, dinleme ve susmada yakın olan gibidir. [111]
«Kur'ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun.» [109] buyurmuştur. Çünkü müfessirlerin çoğu, âyet-i kerîmenin tefsirinde, hitabın imâma uyanlar için olduğu kariaatindedirler. Müfessirlerin bazıları da, hutbe durumu için yorumlamıştır. Bu ikisi arasında çelişme yoktur. Hutbede dinlemek ve susmakla emrolunmağa sebeb, hutbede «Kur'ân okumak» bulunduğu içindir.
Hutbe de, imâma uyanın namazı gibidir. Yâni imâma uyan kimse hutbeyi dinler ve susar. Eğer hatîb, Resûlüllah' (S.A.V.) e tasliye [110]ederse, yine dinler ve sükût eder. Ancak, eğer hatîb :
yâni «Sallû aleyhi» «Resûlüllah'a salavât getirin» derse, dinleyen kimseler gizlice salavât söylerler. Yâni:
(Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ Âli Muhammedin) derler.
Kenz'de ve Vikaye'de şöyle denilmiştir : Bir kimsenin namaz için uyduğu imâm, tergîb (rahmet) veya terhîb (azâb) âyeti okusa da veya hitabet etse de veya Resûlullâlı' (S.A.V.) e tasliye etse de, imâma uyan kimse okumaz, bilâkis dinler ve susar.
Zeylaî (Rh.A.) bu söze itiraz edip demiştir ki : (Kenz ve Vikâye'-nin) «Veya hitabet etse» sözünün zahirinin, kırâat'a atfedilmesi mânâca doğru olmaz. Çünkü o, susmanın, hutbeden ve Ncbî' (S.A.V.) e tas-liyeden önce vâcib olmasını gerektirir. Murâd olan ise böyle değildir. Bu itirazın giderilmesi: Mü'temm, imama uymak durumunda olan kimse, mânâsına olması, «veya hitabet etse» sözünün de «imâma uyan okumaz» sözünden sonra mahzûf (kaldırılmış) olan «okudu» (karaa) ya bağlanmasıyla mümkün olur. Bu durumda mânâ : Her ne kadar imâm, rahmet veya azâb âyeti okusa da, imâmı okuduğu zaman, imâma uyan okumaz, bilâkis dinler ve susar. Veya imâm, hitabet veya Nebî (S.A.V.) üzerine salavât getirdiği zaman, imâma uyan okumaz, ancak dinler ve susar, demek olur. îşte böylece Zeylaî' (Rh.A.) nin itirazı giderilmiş olmaktadır. Ben başlangıçta artık soru sorulmasın, diye ibareyi değiştirip «hutbe de böyledir.» dedim. Hatîbden uzak olan mü'temm, dinleme ve susmada yakın olan gibidir. [111]
Konular
- Namazın Sıfatı Babı
- İlk Tekbir (Tahrîme) ;
- Kıyam :
- Kıraat :
- Rükû' :
- Secde :
- Ka'de Ve Teşehhüd :
- Ka'de-İ Ahire:
- Namazda Tertib :
- Namazdan Kendi Sunu (Fiili) İle Çıkmak :
- Namazın Diğer Vâcibleri :
- Namazın Edebleri :
- İmamet Hakkında Bir Fasıl [95]
- Namazda Gizli Veya Açıkdan Okumak :
- Namazlarda Kıraatin Miktarı
- İmâma Uyan Kimsenin Kıraati :
- Cemaat :
- İmamet:
- Kadınların Îmâmeti Ve Cemâati :
- İktidâ Meselesi :
- Namazda Kadınların Erkekler İle Bir Hizada Bulunması :
- İktidâyı Meneden Durumlar :
- İktidâ Konuları İçin Ek
- Namazda Hades Babı
- Namazı Bozan Ve Namazda Mekruh Olan Şeyler Babı
- Namazı Bozan Şeyler :
- Namazda Mekruh Olan Şeyler :
- Vitr Ve Nafileler Babı
- Nafile Namazlar :
- Teravih Namazı