İktidâ Meselesi :
İmâma uyan tek kişi, imâmın sağında durur. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.), İbn Abbâs (R.A.) ile namaz kılmış ve İbn Abbâs' (R.A.) ı sağ tarafında durdurmuştur. Zahir rivayette, tek kişi imâmdan geride durmaz.
İmâm Muhammed' (Rh.A.) den rivayet edilmiştir ki, tek cemâat
ayak parmaklarını imâmın topuğu yanma (hizasına) koyar. Eğer imâma uyan kimse, imâmdan uzun olur da, onun sücûdu imâmın önüne düşerse, bu takdirde imâma zarar vermez. Çünkü itibâr, durduğu yeredir. Sücûdun yerine değildi/. Eğer tek muktedî, imâmın sol tarafında veya arkasında kılsa, namazı caiz olur. Lâkin esah kavide, imâmın solunda veya ardında kılanlar, sünnete aykırı olduğundan, günahkâr olurlar.
İmâma uyan iki kişi olursa, imâmın ardında dururlar. Çünkü Rcsû-lullâh (S.A.V.) böyle yapmıştır.
Su ile abdest alan, toprak ile teyemmüm edene uyar. Çünkü teyemmüm, Hanefîlerce, su ile abdest gibi, mutlak temizliktir. Bundan dolayı teyemmüm, ihtiyaç miktarına göre takdir edilmez.
Ayağını yıkayan, mesh edene iktidâ eder (uyar). Çünkü mestler ayağa hades geçmesine engel olur. Mestlere ulaşan hadesi de mesh giderir.
Ayakta kılan oturarak kılana uyar. Çünkü Besûlüllah (S.A.V.) namazının sonuncusunu arkasındaki cemâat ayakta oldukları halde, oturarak kıldırmışlardır.
İmâ ile namaz kılan kimse, imâ ile kılana, ikisi de aynı durumda oldukları için, uyar. Ancak oturarak imâ ile kılan, yatarak imâ ile kılan imâma uyamaz. [126]
Nafile namaz kılan kimse, farz kılana uyar. Çünkü nafile kılan hakkında hacet, namazın ashnadır. İmâm hakkında da o hacet mevcuttur. Şu halde, yerine getirme (ikâme) gerçekleşmiş olur.
Nafile kılan, nafile kılana, durumda ikisi de beraber oldukları için, uyar.
Yemin eden de, yemin edene uyar. Yâni iki adamdan her biri, ikişer rek'at namaz kılmaya yemin edip, onlardan biri diğerine uysa, nafile kılanın nafile kılana uyması gibi, sahîh olur.
Yemin eden de, adayana uyar. Yâni bir adara iki rek'at namaz kılmaya adayıp (nezredip) ve diğer adam da «Allah hakkı için iki rek'at namaz kılayım» diye yemin etse, yemin edenin adayana uyması caiz olur. Çünkü yemin edenin adayana uyması, nafile kılanın farz kılana uyması gibidir. Aksi caiz değildir. Yâni adayan, yemin edene uya-maz. Çünkü adayanın yemin edene uyması, farz kılanın, nafile kılana uyması gibidir.
Adayan kimse adayana uymaz. Yâni bir adam iki rek'at namaz kılmayı adaşa ve diğer bir adam da yine böyle iki rek'at namaza adak edip ikisinden biri diğerine uysa, caiz olmaz. Çünkü bu iki adayan kimseden her biri, bir farz kılanın başka bir farz kılana uyması gibidir. Ancak adayan kimse, o adanan namaza niyet ettiğinde iktidâ caiz olur. Meselâ, bir adam iki rek'at namaz kılmayı adayıp, diğer bir adam da «Allah için o adanan namazı kılmak benim üzerime adak olsun.» dese, sonra o iki adayan kimseden biri diğerine uysa, müştereklik bulunduğu için iktidâ caiz olur.
Erkek, namazda kadına veya çocuğa İktidâ etmez. Kadına uymamasının sebebi, Resûlüllah' (S.A.V.) in :
«Allah, kadınları geriye aldığı için, siz de onları (namazda) geriye ahn. (Çünkü) kadınların (namazda) Öne geçirilmesi caiz değildir.»
kavli şerifidir. [127]
Çocuğa da iktidâ olunmaz. [128] Çünkü çocuğun namazı nafiledir. Öyleyse, farz kılanın, nafile kılana uyması caiz olmaz.
Yine temiz ve Özürlü olan musallî, özürlüye; okumuş olan, ümmîye; giyimli olan,,çıplağa ve imâsız kılan, imâ ile kılana ve yine farz kılan, nafile kılana uymaz. Çünkü bu uymalardan her birinde kuvvetliyi zayıf üzerine bina etmek vardır. Bu ise, caiz değildir.
Yine farz namaz kılan, başka farz kılan kimseye, müştereklik bulunmadığı için uyamaz. [129]
Mü safirin de, Öğle, İkindi ve Yatsı Namazı gibi yolculuk sebebiyle değişmiş olan namazında, vaktinden sonra mukîme uyması caiz olmaz.
[130] Gerek o mukîmin tahrîmesi zikredilen gibi, vaktinden son: ra olsun, gerekse vakitte olup peşisıra vakit çıktıkdan sonra müsâfir uyar olsun, caiz olamaz. Şayet mukîm ve müsâfirin tahrîmesi vakitte olup, onlar namazda iken vakit çıkarsa, bu namaz onun aksinedir (müsâfirin mukîme uyması caizdir). Veya müsâfirin mukîme uyması, Sabah ve Akşam Namazı gibi, seferde sayısı değişmeyen namazda olsa, uyması sahîh olur.
Müsâfirin mukîme, sayısı değişen namazda uymasının sahîh olmamasına sebeb şudur: Çünkü müsâfir, yolculukda sayısı değişen namazda, hükmen farz olan namazı, farz olmayan namaz üzerine bina et-" mistir. Eğer, mukîme namazın birinci iki rek'atında uyarsa, o bina birinci ka'de (oturuş) hakkındadır. Çünkü birinci ka'de müsâfire farzdır, imâma farz değildir. Ya da, eğer müsâfir mukîme ikinci iki rek'at-ta uyarsa, bina, kıraat hakkındadır. Çünkü kıraat ikinci iki rek'atta imâma nafiledir, muktedîye farzdır.
Fakat müsâfir, vakitte uyabilir. Yâni farz ve nafilede müsâfir ile mukîmin durumları bir olduğu için, müsâfir mukîme, yolculuk ile değişen namazda vaktinde uyar. Çünkü müsâfir üzerine, mukîme uyma hâlinde dört rek'atlı. namazı tamamlamak vâcib (farz) olur. Zira bu uyma, müsâfirin ikâmete niyeti makamındadır. Çünkü müsâfir imâma uyarak bu dört irek'ath namaz hakkında mukîm olmuştur. Öyleyse birinci ka'de hakkında ve son iki rek'attaki kıraat hakkında, farz kılanın farz kılmayana uyması gibi birxiurum meydana gelmiş olmaz. Çünkü kıraat, nafilenin her rek'atında farzdır. [131] Bu konunun daha geniş tahkiki, Müsâfir Namazı babında gelecektir. înşâallâhu Teâlâ.
Bir kimsenin uyduğu imâmın abdestsiz olduğu anlaşılsa, namazı iade eder. Yâni bir kimse imâma uyup ondan sonra imamının muh-dis olduğu meydana çıksa, o imâma uyan kimse namazı iade eder. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :
«Bir adam bir cemâate imam olup namaz kılıverse, ondan sonra cünulf olduğunu hatırlasa, o cemâat ve adam namazı iade ederler.» buyurmuştur.
Bir ümmî ile bir okuyabilen kimse [132], bir ümmîye uyup veya son iki rek'atta İmâm olan ümmî bir ümmîyi istihlâf etse (yâni yerine imâm yapsa) [133], üçünün de namazı fâsid olur. Okuyabilenin (kârî'nin) namazının fâsid olmasının sebebi; okuyabilen kimsenin, kirâata kudreti olmakla beraber kıraati terk ettiği içindir. İki ümmînin namazının fâsid olmasına gelince; şüphesiz iki ümmî cemâate rağbet ettikleri zaman, okuyabilenin kıraati, ikisi için kıraat olduğundan onların okuyabilene uymaları vâcib olmuştur. İmdi okuyabilen kimsenin kıraate kudreti ile beraber^ o iki ümmî, kırâat-i takdîriyyeyi (takdir edilen kıraat) terk etmişlerdir. Eğer okuyabilen kimse, ümmiyi son iki rek'atte istihlâf [134] etse, hepsinin namazı fâsid olur. Çünkü kıraat her namazda tah-kîken (hakikaten) veya takdîren vâcibdir. Halbuki burada kıraat mevcut değildir. Son iki rek'atta kıraatin vâcib olmaması sebebiyle, son iki rek'atta, ümmînin istihlâf için uygun olduğu zannedilmesin diye, musannif son iki rek'atı ayrıca zikretmiştir.
Namazda erkekler, İmâmın ardında saf olurlar, Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :
«Sizden ahlâm ve akıl sahihleri bana yakın dursunlar.» [135] Yâni âkil ve baliğ olanlar bana yaklaşsınlar, buyurmuştur.
Erkeklerin ardında çocuklar, onlann ardında hünsâlar saf oiuf.
[136] Hanâsî, (hı) nm fethiyle hünsânm çoğuludur. Habâlâ, hublâ'-run [137] çoğulu olduğu gibi. Çocuklar, erkeklikde hâlis oldukları için, hünsâlardan öne alınmıştır. Hünsâlann ardında da kadınlar saf olurlar. [138]
İmâm Muhammed' (Rh.A.) den rivayet edilmiştir ki, tek cemâat
ayak parmaklarını imâmın topuğu yanma (hizasına) koyar. Eğer imâma uyan kimse, imâmdan uzun olur da, onun sücûdu imâmın önüne düşerse, bu takdirde imâma zarar vermez. Çünkü itibâr, durduğu yeredir. Sücûdun yerine değildi/. Eğer tek muktedî, imâmın sol tarafında veya arkasında kılsa, namazı caiz olur. Lâkin esah kavide, imâmın solunda veya ardında kılanlar, sünnete aykırı olduğundan, günahkâr olurlar.
İmâma uyan iki kişi olursa, imâmın ardında dururlar. Çünkü Rcsû-lullâh (S.A.V.) böyle yapmıştır.
Su ile abdest alan, toprak ile teyemmüm edene uyar. Çünkü teyemmüm, Hanefîlerce, su ile abdest gibi, mutlak temizliktir. Bundan dolayı teyemmüm, ihtiyaç miktarına göre takdir edilmez.
Ayağını yıkayan, mesh edene iktidâ eder (uyar). Çünkü mestler ayağa hades geçmesine engel olur. Mestlere ulaşan hadesi de mesh giderir.
Ayakta kılan oturarak kılana uyar. Çünkü Besûlüllah (S.A.V.) namazının sonuncusunu arkasındaki cemâat ayakta oldukları halde, oturarak kıldırmışlardır.
İmâ ile namaz kılan kimse, imâ ile kılana, ikisi de aynı durumda oldukları için, uyar. Ancak oturarak imâ ile kılan, yatarak imâ ile kılan imâma uyamaz. [126]
Nafile namaz kılan kimse, farz kılana uyar. Çünkü nafile kılan hakkında hacet, namazın ashnadır. İmâm hakkında da o hacet mevcuttur. Şu halde, yerine getirme (ikâme) gerçekleşmiş olur.
Nafile kılan, nafile kılana, durumda ikisi de beraber oldukları için, uyar.
Yemin eden de, yemin edene uyar. Yâni iki adamdan her biri, ikişer rek'at namaz kılmaya yemin edip, onlardan biri diğerine uysa, nafile kılanın nafile kılana uyması gibi, sahîh olur.
Yemin eden de, adayana uyar. Yâni bir adara iki rek'at namaz kılmaya adayıp (nezredip) ve diğer adam da «Allah hakkı için iki rek'at namaz kılayım» diye yemin etse, yemin edenin adayana uyması caiz olur. Çünkü yemin edenin adayana uyması, nafile kılanın farz kılana uyması gibidir. Aksi caiz değildir. Yâni adayan, yemin edene uya-maz. Çünkü adayanın yemin edene uyması, farz kılanın, nafile kılana uyması gibidir.
Adayan kimse adayana uymaz. Yâni bir adam iki rek'at namaz kılmayı adaşa ve diğer bir adam da yine böyle iki rek'at namaza adak edip ikisinden biri diğerine uysa, caiz olmaz. Çünkü bu iki adayan kimseden her biri, bir farz kılanın başka bir farz kılana uyması gibidir. Ancak adayan kimse, o adanan namaza niyet ettiğinde iktidâ caiz olur. Meselâ, bir adam iki rek'at namaz kılmayı adayıp, diğer bir adam da «Allah için o adanan namazı kılmak benim üzerime adak olsun.» dese, sonra o iki adayan kimseden biri diğerine uysa, müştereklik bulunduğu için iktidâ caiz olur.
Erkek, namazda kadına veya çocuğa İktidâ etmez. Kadına uymamasının sebebi, Resûlüllah' (S.A.V.) in :
«Allah, kadınları geriye aldığı için, siz de onları (namazda) geriye ahn. (Çünkü) kadınların (namazda) Öne geçirilmesi caiz değildir.»
kavli şerifidir. [127]
Çocuğa da iktidâ olunmaz. [128] Çünkü çocuğun namazı nafiledir. Öyleyse, farz kılanın, nafile kılana uyması caiz olmaz.
Yine temiz ve Özürlü olan musallî, özürlüye; okumuş olan, ümmîye; giyimli olan,,çıplağa ve imâsız kılan, imâ ile kılana ve yine farz kılan, nafile kılana uymaz. Çünkü bu uymalardan her birinde kuvvetliyi zayıf üzerine bina etmek vardır. Bu ise, caiz değildir.
Yine farz namaz kılan, başka farz kılan kimseye, müştereklik bulunmadığı için uyamaz. [129]
Mü safirin de, Öğle, İkindi ve Yatsı Namazı gibi yolculuk sebebiyle değişmiş olan namazında, vaktinden sonra mukîme uyması caiz olmaz.
[130] Gerek o mukîmin tahrîmesi zikredilen gibi, vaktinden son: ra olsun, gerekse vakitte olup peşisıra vakit çıktıkdan sonra müsâfir uyar olsun, caiz olamaz. Şayet mukîm ve müsâfirin tahrîmesi vakitte olup, onlar namazda iken vakit çıkarsa, bu namaz onun aksinedir (müsâfirin mukîme uyması caizdir). Veya müsâfirin mukîme uyması, Sabah ve Akşam Namazı gibi, seferde sayısı değişmeyen namazda olsa, uyması sahîh olur.
Müsâfirin mukîme, sayısı değişen namazda uymasının sahîh olmamasına sebeb şudur: Çünkü müsâfir, yolculukda sayısı değişen namazda, hükmen farz olan namazı, farz olmayan namaz üzerine bina et-" mistir. Eğer, mukîme namazın birinci iki rek'atında uyarsa, o bina birinci ka'de (oturuş) hakkındadır. Çünkü birinci ka'de müsâfire farzdır, imâma farz değildir. Ya da, eğer müsâfir mukîme ikinci iki rek'at-ta uyarsa, bina, kıraat hakkındadır. Çünkü kıraat ikinci iki rek'atta imâma nafiledir, muktedîye farzdır.
Fakat müsâfir, vakitte uyabilir. Yâni farz ve nafilede müsâfir ile mukîmin durumları bir olduğu için, müsâfir mukîme, yolculuk ile değişen namazda vaktinde uyar. Çünkü müsâfir üzerine, mukîme uyma hâlinde dört rek'atlı. namazı tamamlamak vâcib (farz) olur. Zira bu uyma, müsâfirin ikâmete niyeti makamındadır. Çünkü müsâfir imâma uyarak bu dört irek'ath namaz hakkında mukîm olmuştur. Öyleyse birinci ka'de hakkında ve son iki rek'attaki kıraat hakkında, farz kılanın farz kılmayana uyması gibi birxiurum meydana gelmiş olmaz. Çünkü kıraat, nafilenin her rek'atında farzdır. [131] Bu konunun daha geniş tahkiki, Müsâfir Namazı babında gelecektir. înşâallâhu Teâlâ.
Bir kimsenin uyduğu imâmın abdestsiz olduğu anlaşılsa, namazı iade eder. Yâni bir kimse imâma uyup ondan sonra imamının muh-dis olduğu meydana çıksa, o imâma uyan kimse namazı iade eder. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :
«Bir adam bir cemâate imam olup namaz kılıverse, ondan sonra cünulf olduğunu hatırlasa, o cemâat ve adam namazı iade ederler.» buyurmuştur.
Bir ümmî ile bir okuyabilen kimse [132], bir ümmîye uyup veya son iki rek'atta İmâm olan ümmî bir ümmîyi istihlâf etse (yâni yerine imâm yapsa) [133], üçünün de namazı fâsid olur. Okuyabilenin (kârî'nin) namazının fâsid olmasının sebebi; okuyabilen kimsenin, kirâata kudreti olmakla beraber kıraati terk ettiği içindir. İki ümmînin namazının fâsid olmasına gelince; şüphesiz iki ümmî cemâate rağbet ettikleri zaman, okuyabilenin kıraati, ikisi için kıraat olduğundan onların okuyabilene uymaları vâcib olmuştur. İmdi okuyabilen kimsenin kıraate kudreti ile beraber^ o iki ümmî, kırâat-i takdîriyyeyi (takdir edilen kıraat) terk etmişlerdir. Eğer okuyabilen kimse, ümmiyi son iki rek'atte istihlâf [134] etse, hepsinin namazı fâsid olur. Çünkü kıraat her namazda tah-kîken (hakikaten) veya takdîren vâcibdir. Halbuki burada kıraat mevcut değildir. Son iki rek'atta kıraatin vâcib olmaması sebebiyle, son iki rek'atta, ümmînin istihlâf için uygun olduğu zannedilmesin diye, musannif son iki rek'atı ayrıca zikretmiştir.
Namazda erkekler, İmâmın ardında saf olurlar, Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :
«Sizden ahlâm ve akıl sahihleri bana yakın dursunlar.» [135] Yâni âkil ve baliğ olanlar bana yaklaşsınlar, buyurmuştur.
Erkeklerin ardında çocuklar, onlann ardında hünsâlar saf oiuf.
[136] Hanâsî, (hı) nm fethiyle hünsânm çoğuludur. Habâlâ, hublâ'-run [137] çoğulu olduğu gibi. Çocuklar, erkeklikde hâlis oldukları için, hünsâlardan öne alınmıştır. Hünsâlann ardında da kadınlar saf olurlar. [138]
Konular
- Rükû' :
- Secde :
- Ka'de Ve Teşehhüd :
- Ka'de-İ Ahire:
- Namazda Tertib :
- Namazdan Kendi Sunu (Fiili) İle Çıkmak :
- Namazın Diğer Vâcibleri :
- Namazın Edebleri :
- İmamet Hakkında Bir Fasıl [95]
- Namazda Gizli Veya Açıkdan Okumak :
- Namazlarda Kıraatin Miktarı
- İmâma Uyan Kimsenin Kıraati :
- Cemaat :
- İmamet:
- Kadınların Îmâmeti Ve Cemâati :
- İktidâ Meselesi :
- Namazda Kadınların Erkekler İle Bir Hizada Bulunması :
- İktidâyı Meneden Durumlar :
- İktidâ Konuları İçin Ek
- Namazda Hades Babı
- Namazı Bozan Ve Namazda Mekruh Olan Şeyler Babı
- Namazı Bozan Şeyler :
- Namazda Mekruh Olan Şeyler :
- Vitr Ve Nafileler Babı
- Nafile Namazlar :
- Teravih Namazı
- Farz Namaza Yetişme (İdrâk) Babı
- Vakti Gecen Namazların Kazası Babı
- Hastanın Namazı Babı
- Hayvan Üzerinde Namaz Babı