logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Vekâletin Rüknü

Vekâletin rüknü: Kendisi ile vekaletin sabit olduğu lafızdır. "Seni, şu köleyi satmaya (veya almaya) vekil ettim." demek gibi...

Sirâcü'l-Vehhâc'da da böyledir.

İstihsanen— vekilin vekaleti kabul etmesi, vekaletin sıhhatinin şartlarından değildir.

Fakat vekil vekaleti reddederse; o vekalet reddedilmiş sayılır. Bunu, İmâm Muhammed (R.A.), el-Asi'da zikretmiştir. Zehıyre'de de böyledir.

Şayet: "İstersen kabul eyle." der de o da, susar ve satış da yaparsa caiz olur.

Şayet: "Hayır, kabul etmem." derse batıl olur. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.

Bir adam, diğer birini kadın boşamaya vekil etse; o da bundan kaçınıp kabul etmese, sonra da boşasa talak vaki olmaz.

Eğer reddetmez; sarahaten (= açıkça) da kabuletmez fakat kadını boşarsa; istihsanen talak vaki olur. Onun ikdamı (= azmi) talakın veka­letini kabul ettiğine delalettir. Muhıyt'te de böyledir.

Bir adam, gaib birisini vekil yapar; bir şahıs da, ona onun vekale­tini, haber verirse, bu vekalet sahih olur.
Haber veren ister adil oslun; isterse, fasık olsun müsavidir. Çünkü o elçilik yoluyla haber vermiştir. Vekil, ya onu tasdik eder (= inanır); veya tekzib eyler (= yalanlar) Zehıyre'de de böyledir. [2]