Bulgurlu Savaşı
Bu eserin yazıldığı sırada yâni 1980'lerden sonra başlık yaptığımız Bulgurlu, artık İstanbulumuzun meskûn mahalleri arasında yer aldığından bundan böyle bu bölgede yerleşen İnsanların bulundukları arazinin hiç değilse 1650'li yıllarda kjr meydan savaşına şâhid olduğunu bilmeleri için ayrı bir Önem atfettik bu açıklamadan sonra gelelim vakayı anlatmaya:
"Daha önceki satırlarımızda sipahilerin ve içoğlanların, yeniçerilerle yaptıkları mücadelede pek feci şekilde kırıldıklarını anlatmıştık Bu vakanın adının Sultanahmed Vakası adı ol-duğunuda hatırlattıktan sonra bu olayın üzerinden geçen dönem içinde sipahi askerine yapılan bu, katliam Anadolu'da büyük bir üzüntü husule getirmişti. Gürcü Nebii ve Katırcıoğ-lu yanına topladığı seksenbin nefer eşliğinde isyan etti.
Hedef olarak İstanbul'u seçti ve yürüyüşe geçti. Üsküdar'a gelene kadar elli kadar büyük yerleşim merkezlerini yağmaladı. Ahalisine eziyetleri tahammül edilmez derecelere vardı. Nihayet, İstanbul'un Anadolu yakasında bulunan Bulgurlu ve Çamlıca yakınlarında, ordugâhlarını kurdular. Saraya gönderdikleri dileklerinde yetmiş kişinin idamını ve Halep valiliğini isteyen Gürcü Nebii, bu talebleri yerine getirilmediği takdirde savaşın kaçınılmaz olduğunu bildirdi. Tabii ki hiçbir devlet böyle bir tehdid karşısında kaldığında ne yapar bilemeyiz amma, İslâm ahlakıyla mücehhez bir devleti temsil eden Osmanoğulları devleti, anlayacağı tek dil, kılıç teklifine karşı kılıcını gösterecekti.
Onlar da öyle yaptılar. Devleti âliyye; Defterdarzâde Meh-med Paşa komutasında hazırlanan birlikler teşkil edildi. Bu birliklerin sayısı hiçde Gürcü Nebii'nin kuvvetlerinin sayısından az değildi. Çamlıca eteklerinde karşılaşan iki ordu, birbirine kılıç sallamaya başladıklarında kardeş kavgasını başlatmış oluyorlardı, böylece de, müslümanlar kardeştir nazmı ilâhisini yine mü'min kimseler ihlâle tevessül etmişlerdi. Çarpışmalar pek kanlı şekilde sürmekte iken Murad Paşa devlet askerine yardıma yetişti. Zaferin padişahın askerinde kalmasına yetti bu yardım.
İsyancılar ümidleri kalmayınca her biri bir tarafa dağıldılar. Dört saat süren savaşın nihayetinde meydan her iki müslü-man gurubun ölü ve yaralıları ile dolmuştu. Pek enterasan-dırki; isyancılarla yapılacak savaşı, o dönem İstanbul ahalisi, yapılacak bir müsabakayı temaşa edecekmiş gibi pikniğe çıkarcasına arabalara doldurdukları aile efradları ve yiyecekleri, içecekleri ile birlikte meydana gelecek çarpışmaların rahatça görülebileceği alanları doldurduğu görüldü. Neyazık değilmi?
Müslümanlar birbirini kırarken böyle bigâne olmak ne kadar acı! Dini mübin'in istikametinde bir devlet olan Devleti âliye'ye isyan edenler, dinen doğru olmayan davranışa imza atmışlardır. Bunların cezalandırılması elbette devlet olmanın gereğidir. Sükunet, isyancıları tesirsiz hâle getirmenin peşinden gerçekleşeceğinden, önce bunları yenmek lâzımdır. Bu vakada görülen odurki; isyancı güçler Anadolunun büyük bir kısmını ezerek gelip geçmişler, devletin merkezinin kapısına dayanmışlardı. Artık burada devlete sahip çıkmayan zihniyetin, asilere dur diyecek meziyet karşısında hiçbir ehemmiyeti olamaz. Biz; asırlar sonrasında Çamlıca eteklerinde aynı milletin evlâdlarının, birbirini boğazlamasını seyredenleri de asla tasvib etmiyoruz. Yalnız suda âyân oluyorki, her devirde <ya-şasin! Kim? O daha belli değil zihniyeti geçerliymiş.
Neyse; biz Bulgurluda isyancıların mağlup olup, dağılmalarının ardından padişah ordusunun kışlalarına çekildiğini bildirerek bu vakaya noktaya koyalım.
Konular
- Darbei Hükümet
- Vefa Ehli Zor Bulunur
- Padişahın Direnmesi
- Sultan İbrahim'in Sonu
- Ölüm Hücresi
- Fecâi'i İbrahim'iye
- Devrin Devlet Adamları
- Sultan İbrahim'in Hanım Ve Çocukları
- Sultan İbrahim Devrs Deniz
- Girit Üzerine Bir Etüd
- SULTAN 4. MEHMED (AVCI)
- Girid Savaşı
- Kadırga Mı? Kalyon Mu?
- Bizimkilerin Hâli!
- Bulgurlu Savaşı
- Devletin Siyaseti
- Vakai Vakvakiye
- Kürekçi Temini
- Deli Hüseyin Paşa Ve Girid Ahvali .
- Ben Senin Başını Keserim!
- İsraf Üzerine Bir Kaç Söz
- Para Ve Vükela Toplantısı
- Dış Politikada Davranışlarımız
- Padişahın Mukavemeti
- Ağaların Ortadan Kaldırılması
- Seyfiye İlmiye'nin İhanetine Uğruyor
- Sancakı Şerif Açılıyor
- Ululemre İtaat Talebi
- Tercih Paraya Değil Sancağa