Sancakı Şerif Açılıyor
Beri yandan kendi durumlarının sağlamlığından emin olarak vaziyetin inkişafını takip ediyorlardı. Kösem Vâlide'nin şehidliği dâhi yeniçerilerin hesabına yazılmıştı adetâ. Bu kendilerine olan güvenleri yeni bir hata yapmalarına sebeb oldu. İşleri tahkik etmeden padişahlığa şehzade Süleyman'ın getirildiğinin haberlerini bile yaydılar. Halbuki sarayın kalın duvarları gerisinde cereyan edenler hiç de onların umduğu gibi netice vermemişti. Tabii bunların bu kadar peşin hüküm taşımalarının sebeblerinden biri, kazaskerler ile müftü Abdü-laziz efendi'ninde onların yanında bulunması idi. Az sonra yeniçeri ağası Kara Çavuş başta, yanlarındada kazaskerler olduğu halde diğer ileri gelen yeniçeriler, Etmeydanına doğru yola çıktılar. Zaferlerinin ganimetini almaya giden galibiyet sahibi kimselere benzemekteydiler. Meydana geldiklerinde Kara Çavuş: binek taşına çıkarak toplanmış yeniçeri ve bir takım ahaliye doğru: Saraydaki musahib ve saray mensubla-rının yaptıkları nedir? Valide Sultanı katletmişler. Bunlardan Valide Sultan'ın kanı istenmelidir! Dediğinde; yeniçerilerin arasından bir ses: Valide Sultan'ın vârisi sen mi oldun? Sorusu, bir yeniçeri tarafından seslendirildiğine göre, ağalar hatta basit yeniçeride bile ittihad olmadığının delili idi bu manidar soru.
Bu anda da bir değşiklik görülmeye başlandı. Yeniçeriler arasında bulurari âlimler gurubundan bazıları alenen ve apaçık, sakin ve veıkûrane açımlarla safların arasından çıkıp, saray cihetine yürümeğe başlamışlardı. Bu ne demekti? Biz söyleyelim; büyük bir gururlan etrafa yıldırım bakışlar fırlatırlarken, hafif geride kalanların kulaklarına sanki gizli bir delikten fısıldanan "Sancak-ı şerif çıkarılmış" sözleri bu sembolün ümmet, hatta yeniçeriler dahil toplum üzerinde birlik getirici, vahdeti sağlayıcı gücünü bilenlerdi saray tarafına doğru yürümeğe meyledenler. Tabii bunların arasında, Abdülaziz Efendi ile kazasker efendiler bulunmuyordu. Çünkü onlar az-ledüdikleri haberini almışlar, yerlerine yapılan tâyinlerden haberdar olmuşlardı. Bu gurubla artık beraber olmaları belki makamlarımızı tekrar elde edebilirizin ümidiyle rabıtalıydı. Bir diğer tarafda, geriden kopan ulemanın yaptığını bunlar da yapmasın diye, etraflarını sıkıca sardıran ağalardan fırsat bulamamış olmalarıydı!
Bu anda da bir değşiklik görülmeye başlandı. Yeniçeriler arasında bulurari âlimler gurubundan bazıları alenen ve apaçık, sakin ve veıkûrane açımlarla safların arasından çıkıp, saray cihetine yürümeğe başlamışlardı. Bu ne demekti? Biz söyleyelim; büyük bir gururlan etrafa yıldırım bakışlar fırlatırlarken, hafif geride kalanların kulaklarına sanki gizli bir delikten fısıldanan "Sancak-ı şerif çıkarılmış" sözleri bu sembolün ümmet, hatta yeniçeriler dahil toplum üzerinde birlik getirici, vahdeti sağlayıcı gücünü bilenlerdi saray tarafına doğru yürümeğe meyledenler. Tabii bunların arasında, Abdülaziz Efendi ile kazasker efendiler bulunmuyordu. Çünkü onlar az-ledüdikleri haberini almışlar, yerlerine yapılan tâyinlerden haberdar olmuşlardı. Bu gurubla artık beraber olmaları belki makamlarımızı tekrar elde edebilirizin ümidiyle rabıtalıydı. Bir diğer tarafda, geriden kopan ulemanın yaptığını bunlar da yapmasın diye, etraflarını sıkıca sardıran ağalardan fırsat bulamamış olmalarıydı!
Konular
- Girid Savaşı
- Kadırga Mı? Kalyon Mu?
- Bizimkilerin Hâli!
- Bulgurlu Savaşı
- Devletin Siyaseti
- Vakai Vakvakiye
- Kürekçi Temini
- Deli Hüseyin Paşa Ve Girid Ahvali .
- Ben Senin Başını Keserim!
- İsraf Üzerine Bir Kaç Söz
- Para Ve Vükela Toplantısı
- Dış Politikada Davranışlarımız
- Padişahın Mukavemeti
- Ağaların Ortadan Kaldırılması
- Seyfiye İlmiye'nin İhanetine Uğruyor
- Sancakı Şerif Açılıyor
- Ululemre İtaat Talebi
- Tercih Paraya Değil Sancağa
- Saraya Dönenlerin Karşılanışı
- Ağaların Şefaat Talebi
- Cezalandırmada İki Anlayış
- Anadolu Kıyamları
- Saçlı Şeyh
- Köprülüler Devri
- Fâzıl Ahmed Paşa Girid'de
- Sarıkamış Kazakları Hatmanı
- Avusturya Seferine Girişin Hikâyesi
- Viyana Seferi Savaşa Kitlendi
- Sefer Müşaveresi
- Osmanlı Ordusu Silahları