Cihad Ve Bedel
Bir kimse, kendisine bedel olarak, gaza etmesi için, başka bir kimseye mal verir ve verirken de: "Bununla, benim yerime gaza yap derse; bu malı alan şahsın, onu, cihâd haricinde bir yere harcaması caiz olmaz.
Bu kimse, o mal ile, kendi şahsî borcunu bile ödeyemez. Ve, bu malı, aile efradına, nafaka olarak da bırakamaz.
Ancak, bu malın sahibi, onu verirken: "Bu senindir. Onunla savaş." demişse; bu durumda, o şahıs, bu malı, savaşın hâricinde de harcıyabilir. Siyer-i Kebîr Şerhi'nde de böyledir.
Şeyhu'l-İslâm, Siyer-i Sağır Şeıhi'nde şöyle demiştir:
Kendisine mal verilen şahıs, bu malın bir kısmını, aile efradına, nafaka olarak bırakabilir. Bu, her halde, böyledir. Çünkü, o, başka türlü cihâda hazırlanamaz; ancak, böyle hazırlanabilir. Ve bu da, cihâd
amellerindendir.
Bir kimse, kendisi için cihâd yapmak üzere, bir başkasına mal verdikten sonfa, inalı alan şahıs hastalansa veya başka bir mâni zuhur etse de bizzat kendisi cihâda katılamasa ve malı bir başka şahsa vermek istese; ancak, vereceği miktar, gaza için aldığından az olur ve bu farkı, nefsi için tutmak istemez; beytü'1-mâle geri vermek muradında olursa; bunda bir beis yoktur.
Fakat, bu farkı, kendi nefsi için ahkor; mal sahibi de, ona: "Bu mal ile, benim yerime gaza et." demiş olursa;,bu kimse, o fazlalığı kendi yanında bırakamaz.
Ancak, mal sahibi: "Bu senindir; onunla gaza et." demişse; bu malın bir miktarını, o şahıs yanında bırakabilir.
Bir müslüman, bir başka müslümana, harbî olan bir kâfiri, mal mukabili öldürmesini şart koşsa; o şahsın, o kâfiri öldürmesinde bir beis yoktur.
İmâm Muhammed (R.A.) şöyle buyurmuştur:"
Şart koşan kimse, diğer şahıstan, şartı yerine getirmesini isteyebilir; onu, bu şartı yerine getirmesi için zorlayamaz.
İmâm Ebû tfanîfe (R.A.) ile İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre ise, böyle bir şart caiz olmaz.
"Böyîe bir şart, bi'1-icma' caiz olur." diyenler de vardır. Muhiyt'te de böyledir.
Askerin emîrinin (= komutanının) ecr-i misilden fazla bir ücretle, bir adam icarîasa; bu kimse, iyi bir şekilde çalışıp müddetini tamamlasa bile, aldığı fazlalık bâtıldır.
Askerin emîrinin veya hâkimin: "Onu, ben icarladim ve onu ben biliyorum." demesi de münâsip olmaz. Ve bu kimse, ona Ödenen ücretin tamamını, kendi malından Öder.
Askerin emîri; (= komutan), bir müslümana veya bir zimmîye: "Eğer, savaşıp, şu atlıyı öldürürsen; sana, yüz dirhem var." der; o da, denilen şahsı öldürürse; öldürene , bir şey verilmez.
Komutan: "Onların başını kesene, on dirhem vardır." dese; bu caiz olur.
Kâfirlerin kesilmiş başını, îslâm diyarı'na getirmek mekruhtur. Muzmarât'ta da böyledir. [16]
Bu kimse, o mal ile, kendi şahsî borcunu bile ödeyemez. Ve, bu malı, aile efradına, nafaka olarak da bırakamaz.
Ancak, bu malın sahibi, onu verirken: "Bu senindir. Onunla savaş." demişse; bu durumda, o şahıs, bu malı, savaşın hâricinde de harcıyabilir. Siyer-i Kebîr Şerhi'nde de böyledir.
Şeyhu'l-İslâm, Siyer-i Sağır Şeıhi'nde şöyle demiştir:
Kendisine mal verilen şahıs, bu malın bir kısmını, aile efradına, nafaka olarak bırakabilir. Bu, her halde, böyledir. Çünkü, o, başka türlü cihâda hazırlanamaz; ancak, böyle hazırlanabilir. Ve bu da, cihâd
amellerindendir.
Bir kimse, kendisi için cihâd yapmak üzere, bir başkasına mal verdikten sonfa, inalı alan şahıs hastalansa veya başka bir mâni zuhur etse de bizzat kendisi cihâda katılamasa ve malı bir başka şahsa vermek istese; ancak, vereceği miktar, gaza için aldığından az olur ve bu farkı, nefsi için tutmak istemez; beytü'1-mâle geri vermek muradında olursa; bunda bir beis yoktur.
Fakat, bu farkı, kendi nefsi için ahkor; mal sahibi de, ona: "Bu mal ile, benim yerime gaza et." demiş olursa;,bu kimse, o fazlalığı kendi yanında bırakamaz.
Ancak, mal sahibi: "Bu senindir; onunla gaza et." demişse; bu malın bir miktarını, o şahıs yanında bırakabilir.
Bir müslüman, bir başka müslümana, harbî olan bir kâfiri, mal mukabili öldürmesini şart koşsa; o şahsın, o kâfiri öldürmesinde bir beis yoktur.
İmâm Muhammed (R.A.) şöyle buyurmuştur:"
Şart koşan kimse, diğer şahıstan, şartı yerine getirmesini isteyebilir; onu, bu şartı yerine getirmesi için zorlayamaz.
İmâm Ebû tfanîfe (R.A.) ile İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre ise, böyle bir şart caiz olmaz.
"Böyîe bir şart, bi'1-icma' caiz olur." diyenler de vardır. Muhiyt'te de böyledir.
Askerin emîrinin (= komutanının) ecr-i misilden fazla bir ücretle, bir adam icarîasa; bu kimse, iyi bir şekilde çalışıp müddetini tamamlasa bile, aldığı fazlalık bâtıldır.
Askerin emîrinin veya hâkimin: "Onu, ben icarladim ve onu ben biliyorum." demesi de münâsip olmaz. Ve bu kimse, ona Ödenen ücretin tamamını, kendi malından Öder.
Askerin emîri; (= komutan), bir müslümana veya bir zimmîye: "Eğer, savaşıp, şu atlıyı öldürürsen; sana, yüz dirhem var." der; o da, denilen şahsı öldürürse; öldürene , bir şey verilmez.
Komutan: "Onların başını kesene, on dirhem vardır." dese; bu caiz olur.
Kâfirlerin kesilmiş başını, îslâm diyarı'na getirmek mekruhtur. Muzmarât'ta da böyledir. [16]
Konular
- Cihâdın Mubah Olmasının Şartı
- Cihâdın Hükmü
- Nefir Nedir?
- Düşmanın Geldiğini Haber Veren Şahsın Durumu
- Kimlerle Savaşılır
- Cihâd, Kimlere Farzdır; Kimlere Farz Değildir?
- Cihâda Çıkmakla İlgili Diğer Hususlar
- Kadınlar Ve Cihâd
- Sabi Ve Mürâhık'ın Cihadı
- Borçlu Ve Cihâd
- Âlim Ve Cihâd
- Yanında Emânet Bulunan Şahıs Ve Cihâd
- Köle Ve Cihâd
- Müşriklerin Hücumu Ve Onların Takip Edilmesi
- Cihad Ve Bedel
- Serhadler
- Komutanlık
- Komutana İtaat
- Savaş Alanında Yardımlaşma
- Savaşla İlgili Bazı Mes'eleler
- Seriyye
- Rıbat
- 2- SAVAŞ NASIL YAPILIR ORDUNUN SAYILMASI
- İslâm Ordusu Dâr-i Harbde
- Kâfirler Kaç Sınıftır?
- Kendilerinden Cizye Alınması Caiz Olmayan Kâfirler
- Kendilerinden Cizye Alınması Caiz Olan Kâfirler
- Kendilerinden Cizye Alınıp Alınmayacağı İhtilaflı Olan Kâfirler
- Önce İslama Da'vet, Sonra Savaş