Babıâli'nin İç Yüzü!

"Kalmasın dünyada hiç bir şey rifhan" diyen şâir bence meçhul olmakla beraber, söylediği beyitten yola çıktığımızda bunun târih ilmi açısından pek doğru bir tesbit olduğunu kaydetmekle bu çalışmayı bilgisayarımda tuşlamaya başla­mayı tercih etdim. İstanbul 'un fethinden sonra dünya devlet­lerinin gerek büyükleri, gerekse ikinci ligdekileri vede bunla­rın birlikte üzerlerine.;zülüm ile gidilen bilhassa ada devletçik­lerinin yalvaran bakışları bu şehirde dünya nizamını sağla­mayı kendine inandığı din ve kitabın yüklemiş olduğunun İd­raki içindeki Osmanlı Devleti yönetimi günü geldiğindebnb!-âlî'den ida re olunmağa başlamıştır.
Bu satırlarda karşınıza geçtiğimiz çalışmaya bağlı olma­yan ve devrin kendine has hâli hasebiyle, kendi zaviyelerin­den görüşlerini r. 1324/m.l908 tarihinde başlıktaki adla Artin Asaduryan matbaasında tâb olunmuş yazarı meçhul müter­cimi T. ÎS rümuzlarıyla verilmiş bir kitabı sadeleştirmek ve buradaki yazanları sizlere aktardıktan sonra bu hususda ken­di kanaatlerimi çalışmayı tamamladıktan sonra aynı eserin tenkıyd ve tahlilî adıy la sizlere okutmaya çalışacağım. Bunu da dikkatle tetkik ederseniz bilhassa Sultan cennetmekân Abdülhamid-i Sânî dönemi hakkında bir mülahazaya daha sahip olmuş olursunuz..
Sevgili okurlarım; biz eskilerin, cennetmekân demek sure­tiyle safımızı belirttiğimiz Sultan Abdülhamid hân devrini ve idaresini mümkün mertebe his cephesinden nakle çalişmı-Şizdır. Böyle yaptığımız esnada da insanımızın kimi kısmı bu devir hakkında ağzını açar açmaz "devr-i istibdad"da diye söze başlaması zaman zaman dikkatimi çekerdi. Bunların arasında nice edip, devlet adamı ve askerî rütbelerin evci bâlası olan müşirliğe gelmiş ve yüksek karakter sahibi ve des­tansı bir ömür sürmüş Çerkeş Deli Fuad Paşa'nında olduğu­nu derhâtir ettiğimde, hemen aklıma 1878 savaşının Şıpka Kahramanı adını almış bulunan, Sultan Aziz zamanında as­kerî mektepler nazırıyken bu padişahın tahtdan indirilmesin­de rol oynamış Süleyman Hüsnü Paşa düşüverdi.

O Süleyman Hüsnü Paşa ki Osmanlı batı cephesi kuman­danlığına tayin edilmiş genç Mehmed Ali Paşa'yı dinlemiş olup çağrısına uymuş olaydı, dünya târihi daha o gün bam­başka bir yola girebilirdi.. Bu itaatsizliği onu kerameti ken­dinden menkul Şıpka Kahramanlığına taşıdı amma savaş sonrasında muhakeme ve bir daha İstanbul'u görememe ce­zasına çarptırıldı. Fetihten sonra Çandarlı Hâli! Paşayı cellâta veren Sultan Fâtih hz. lerini düşünürseniz, Abdülhamid hân'ın Süleyman Hüsnü Paşayı katlettirmemesinde yatan merhamet duygusu ve ölüm emri verecek güçlülüğü taşıma­maktan kaynaklandığı düşünülebilir.

Görüyoruz ki; istibdadın sıkıştırdığı iki müşir ki bu emri dinlememezlik vukubulduktan sonra Süleyman Hüsnü Paşa­nın, Mehmed Ali Paşanın yerine başkumandan tâyin edilmiş . olduğunu hemen buraya sıkıştıralım. Buna karşılık Çerkeş Deli Fuad Paşada aynı savaşın gerçek bir kahramanı olup Elena meydan muharebesinin besalet sahibi ulvî bir kahra­manıdır. Devr-i istibdad denilen dönem bu ayrı taraf insanını aynı cezaya müstahak görmüştür.

Bütün bunları geçenlerde sevgili dostum Mustafa Özdamar beyefendiyle görüşür iken, onun pek güzel bir tâbiri oldu ay­nen benimsediğimden sizlere de duyurayım: "Bazen tarihçi­ler ve tarihle meşgul olanlar meylettikleri taraf lehine, bok örtücülüğü yapıyorlar" demek suretiyle işin bam teline bastı.

İşte biz bu kitapçığı sizlere sunduktan sonra hemen üst sa­tırdaki tesbite uygun tarzda, tenkıyd ve tahlile geçeceğiz.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..