Babıâli'nin İç Yüzü
İstanbul'un en güzel tepelerinden birinde padişah sarayından iki adım mesafede bulunan geniş ve hantal bina'ya yenilikçi padişah addolunan 2. Mahmud döneminden beri babıâlî denile gelmiştir. Bu harabzâde kervansaray, hem İstanbul Boğazına, hem Halic'e hem de Marmara ve adalara bakar. Vezaret de denilen, vükelâlık yâni bakanlar kurulu devlet işlerini görüşmek ve kararlaştırmak için eskiden toplandıkları yere Dîvan tâbir olunurdu. Buradaki İşlerin en mühimmini meselâ bulûğ çağına gelen şehzadelerin saçlarının traş edilmeğe başlanılması veya başlanılmaması, başlanacaksa ilkbaharda mı yoksa sonbaharda mı başalanılmasının daha uygun olacağı gibi şeyler Dîvan'ın ruznamesini teşkil ederdi! Aslında bu gibi meselelelerde son söz herhalde Müneccim-başı'na düşüyordu!
üç çeyrek asırdanberi yâni 75 senedir babıâlî terkibi Dîvan kelimesinin yerine kullanılır oldu. Bu çelimsiz, ibtidai ve uygun durmayan görünüşlü binada şimdi sadnazamlık, iç işleri bakanlığı, Şurayı Devlet yâni şimdiki Danıştay vede Dışişleri bakanlığı bulunmaktadır. Daha eskiden Harbiye ve Bahriye bakanlıkları hâriç olmak üzere, bütün dâirelerin üst mercileri burada toplanmıştı. Ayrıca sadnazamlann kışlık ikametgâhlanda bu bina dahilinde idi. Yeniçerilerin muhtemel saldırılarına karşı savunmaya yardımcı olacak bir de iç kalesi vardı. Alemdar Mustafa Paşa; 3. Selim'e hizmet ve onu indirilmiş olduğu tahta yeniden oturtmak için İstanbul'a 9e'ebilmek için çıktığı yoldan varış biraz geç olduğunda 3. selim şehid edilmişti. Alemdar'a düşende genç şehzade
Mahmud'u padişah yapmaya gayret göstermesi oldu. Padişah 4. Mustafa'yı bağıra bağıra kafesine gönderir- ken padişah olan Sultan Mahmud'dan sadaret mührünü de almış oluyordu.
Alemdar Mustafa Paşa, bahsettiğimiz bu binaya aile efradıyla birlikte yerleşmişti. Ancak üç ay sonra Koca Alemdar Paşa, bu büyük vatansever yeniçeriler tarafından bir ramazan akşamı ikametgâhında muhasaraya alınmıştı. Bin kişiyi aşan muhasaracilara üç gün kahramanca karşı koyan sadrı-azam, yardım yetişmediğini gördüğünde gözden çıkarıldığını anladı ve hiç esef etmeden ailesini ve servetini iç kalede muhafaza altına al-dıktan sonra yeniçerileri püskürtmek için baryt mahzenlerini ateşe vererek binbeşyüz kişiye varan yeniçeri ve yağmacıları havaya uçururken, kendine hanımına ve hareminin hadım ağasına kıymayı göze aldı. Bu patlama bu facia ile babıâlî'yi bir enkaz yığınına döndürdü.
Bu günkü bina nİsbeten yenidir. Babıâli'nin kapısı; padişahın sarayına bir kaç metre mesafedeki bâb-ı hümayunun bir benzeridir yâni her iki kapı birbirine benzemektedir. (Gülha-ne Parkına bakan Salkımsöğüt tarafındaki kapı kastediliyor olmalı M.H) Bâb-ı Hümayun; Jüstinyen Sarayının yerine yapılmıştır. Şimdi; geçmiş padişahların ailelerine ve hizmetinde bulunmuşlara bir melce, bir yaşama yeri olarak tahsis edilmiştir. (Tabii bahse konu yerin şimdi müze olarak kullandığımız Topkapı Sarayı olduğunu söylemek zait olur değilmi efendim? M.H)
Babıâlîye gelince burası bütün müfsitliklerin yapıldığı menzilei mefsedet yâni entrika merkezini sıkıntı meydanını andıran bir yerdir. Sultan '.Mehmed'in; İstanbul'u feth etdiğı gün âsar-ı beşeriyyeye yâni insanlığın eserine gösterdiği hissiyat meşhurdur. Merhum ve mağfur sultan şimdi yattığı yerden başını kaldırıp fethine mazhar olup pek sevdiği bu şehrin geldiği hâli görse: "âsar-ı beşeriyye nasıl fenayab olur ise, devletlerde öylece karin-i fena olurmuş!" hakikatini çaresiz söylemeğe mecbur kalırdı.
Konular
- Şartların Yardımı
- İttihatçıların Tabancaları
- Olayın Bamteli
- Potemkin Zırhlısı Va'kası
- İttihad (İ Terâkkimin İnkişâfı
- Siyonist Toplantısından Esinlenme
- Siyonistlerin Kongresinden Açiliş Konuşmasından Pasajlar
- Sureti
- Beyan Öl Hakk Ceridesinin Mütalaası Suretidir
- Masonluk Ve Farmasonluk Cemiyeti
- Avlonyalı Ferid Paşa Sadareti Ve Meşrûtiyet
- Zekiye Sultan Hanımın İfşaatı
- Meşrutıyet-I Sanı (2.Meşrûtiyet)
- Müfettişin İhmâli Varmı?
- Babıâli'nin İç Yüzü!
- Babıâli'nin İç Yüzü
- Bâbıâlî! Ne Sihirbaz Terkib!
- Babıâli'nin Saray'a Teslimi!
- İstibdad Ve Tagallüp
- Babıâli'nin Sadr'ları
- Sıralama Devam Ediyor
- Tevfik Paşanın Sıkışması
- Jön Türkler
- Jöntürklerin Dokuzları
- Tepinen Nazır
- Sömürülüş
- İfşaatta Kor İtham!
- Tarafsız Kalem!
- Tophane Müşiri Zeki Paşa
- Hasan Rami Paşa