SULTAN 6.MEHMED VAHİDEDDİN
Babası: Sultan Abdübnecid Han
Annesi: Gülistû Hanını
Doğum Tarihi: 1861
Vefat Tarihi: 1936
Saltanat Müd.: 1918-1922
Türbesi: Şam'da, Yavuz Sultan Selim Camii Avlusundadır.
2/Şubat/1861'de İstanbul'da Dolmabahçe Sarayında, Sultan Abdülmecid Hân'ın Gülüsti Kadınefendiyle yaptığı izdi-vaçdan dünya'ya gelen Mehmed Vahideddin Efendi, Abdülmecid Hân'ın en küçük oğluydu. Ağabeylerinden Mehmed Murad, Abdülhamid ve Mehmed Reşâd Han'ların peşinden 4. oğul olarak Osmanlı devleti tahtına oturduğunda 36. padişah ve müslümanların 100. halifesi olmak şerefini ihraz ediyordu. Tahta çıktığında pek açık olarak kendisinin bu mevkie hazırlanmadığını, kendisine sıranın geleceğini ummadığını ifade etmiştir. Bu pek cesur ve samimi bir açıklama olarak kabul edilmeli-dir. Tahta çıktığı târih olan, 4/Temmuz/1918'de 57 yaşını, 5 ay, 2 gün geçmişti.
Saltanat'ın kaldırılış târihi olan l/Kasım/1922'den, sevdiği vatanından örtülü baskılar hasebiyle ayrılışı arasında geçen 18 gün yalnız halife sıfatıyla olmuştur. Vefatı ise, İtalya'da San-Remo'da kalb rahatsızlığından vukuu bulmuştur. Büyük bir yoksulluk içinde hayatını tamamlamıştı. Naşı alacaklılardan kaçırılmıştı. Suriye Devlet Reisi buna sahip çıktı 16/ Ma-yıs/1926'da vefat eden 6. Mehmed Vahideddin Hân, Şam'da bulunan Sultan Selim Camiindeki makbereye defnolundu. Sandukası üzerine konulan prinç levhada: "Türklerin Hâka-anı ve İslamların halifesi Cennetmekân Sultân Mehmed Va-hideddîn-i Sâdis b.Sultan Mecîd Hân, Hazretleri. 1926" ibaresi yer almaktadır. Son selâmlık merasimine 3/Ka-sım/1922'de çıkmıştır. Emekli kaymakamlardan Melih Yuluğ Beyefendiden dinlediğimiz gibi, Bayezid'de Sahaflar çarşisında ömrünü sahaflık yaparak geçirmiş bulunan Nizam am-ca'nin yaşadığı ve mahdumu Şevki Bey tarafından nakledilen bir hatıra, İstanbul eski valilerinden Ali Haydar Yuluğ Bey'in mahdumu kaymakamlıktan emekli Melih Yuluğ Bey'in birbirlerini doğrulayan bilgilendirmeleri şöyledir: Bu-nuda eski başbakanlardan Mehmed Şemseddin Günaltay Merhum, zaman zaman Bayezİd Camiine Cuma namazına aeldiğinde namazdan sonra koltuğunun altında bir muntazam pakette eski ve kıymetli bir eser olduğu halde, Nizam Amca'nın sahaf dükkânına gelir biraz istirahat eder ve yanındaki kitabı ortaya kor üzerinde bir miktar konuştuktan sonra makul bir fiyata Nizam Amca'ya kitabı verir imiş. Yine böyle gelişlerinden birinde, söz nasıl olduysa Sultan Vahided-din'den açılmış ve merhum başbakan şunları anlatmış: ".Sultan Vahideddin Sultanahmed Camiinde selâmlığa çıkmış ve burada ilk sünnet eda olun dugunda camide bulunan cemaatin içinde muhtelif saflar arasında yer almış bulunanlar bu gün hutbeyi Sultan okuyup, namazı kıldırsın şeklinde nidalar yükseltmişler. Padişah; bu durumu sessizce karşılamış ancak talebleri yerine getirmemiş.Her zamanki gibi selamlık töreni icra olunmuş. Namazdan çıkıldığında da Vahideddin Hân, arabasını doğru Topkapı Sarayına çektirmiş ve oradaki bütün her şeyi listeletmiş ve bu listeyide üç nüsha hâlinde tanzim ettirmiş birini kendinde alıkoymuş. Birini Topkapı sarayı me'sulüne vermiş diğerini de şehrema-netine göndermiş. Böylece Saray'daki malları adetâ bir listeyle tesbit ve teslim etmek suretiyle hakkında ileri sürülmesi muhtemel iftiraların önünü kesecek tedbiri ittihaz etmiş.
İşte bu Cuma namazının son Cuma selâmlığı olduğu iieri sürülmüştürki galib ihtimalde budur. Sultan Vahideddin, Hilâfet-i Seniyyenin Osmanlı emanetine geçişinden o mahut Cuma namazına kadar hiç bir yerde cemaat padişahdan imamet ve hutbe talebinde, hemde Cami içinde hotbehot isteme yoluna gitmemiştir. Bu durumda padişah bir tertibin içinde olduğunun ve durumun vahamet kesbettiğinin şuur ve anlayışıyla çok sevdiği vatanından ayrılmanın plânlarını ve bu hususda da kendisine gizli veya aşikâre terk-i vatan tavsiyesinde bulunanları biraz daha fazla kaale aldığı nokta-i nazarına gelmiştir.
Nitekim, TBMM'side l/Kasım/1922'de padişahın kaldırılmasını kararlaştırmış olduğundan, 3/Kasım'da yapılan Cuma selamlığı meclisin bu kararını padişahın kabul etmemesi şeklinde mütalaa etmekde kabildir. Bu durumun, kararın tebliği nin yetiştirilememesinden kaynaklandığı da düşünülebilir. Öztuna Bey'e göre Sultan Vahideddin Hân, son Cuma namazına 10/Kasım/1922'de sadece halife sıfatıyla katıldı mânasına gelen bir bilgi veriyor ki, meclis kararına göre tabi-iki öyle, fakat Vahideddin Hân'a göre öylemi? Bu istihfamdır! Cevabı rûz-î mahşere kalmıştır.
Bu anekdotlardan ve nakillerden sonra 16/Kasım'ı 17'ye bağlayan perşenbe gecesi Vahideddin Hân Yıldız Sarayında küçük sarayda kaldı. O gece yarısından sonra Dolmabahçe Sarayının rıhtımına geldi, binmiş olduğu bir istimbotla İngilizlere ait Malaya Zırhlısına geçti. O Cuma günü selamlık merasimi yapmak kabil olmadı.
Malaya zırhlısıyla Malta Adasına giden padişah burada bir kaç gün kaldıktan sonra Hicaz'dan aldığı davet üzerine Şerif Hüseyin'in nezdine gitti. Aklında hac yapmakda bulunuyordu. Tâif'de Şerif Hüseyin ile yaptığı sohbetlerde çok zeki birisi olan Sultan Vahideddin bu eski tanıdığının, Şeriflerden olması hasebiyiede, kendisinden hilâfeti almak düşüncesini taşıdığmı hissetti ve en kısa zamanda buradan ayrılmayı karar altına aldı.
Düşündüğü hac farizasını da aklından çıkarıp, bir emri va-kîye maruz kalmamak için hızla hareket edip, İtalya'ya son Üç gününü geçirdiği İskenderiye'den atlayıverdi. Genova'yla, San-Remo'da hükümdar muamelesi ile karşılandı. İtalya hü-kümetide resmî törenle Sultan Vahideddin'i istikbal etmiş idi. Bay Öztuna; Hanedanlar adı ile bilinen ve çok de ğerli eserinde 340. sahifede şu ibareyle milletimizin %95'nin malumatı olmayan bir bil giyi sunmaktadır. Biz de buradan alıntılayalım: "Türk gazetelerinde neşri yasaklanan San Remo deklarasyonunda, saltanat hukukunun mahfuz olduğunu, saltanatın ilga edilemeyeceğini, TBAOT'nin anayasa tâdilini anayasaya göre padişah tasdikine sunmakla miikelelf olduğunu belirtir. Saltanat'la hilafetin ayrılmasını reddeder." Diyen Öztuna Bey, kaynak olarak da, şu ifadeyle bizleri bilgilendirmekte: "Metni RMM, Oriento Moderno gibi dergilerde ve zamanın Avrupa gazetelerinde vardır.
(krş.Jean-Louis-Bacque-Grammont, Sur le Pelerinage et Quelques Proclamationsde Mehmed 6 enExil,Turcia, 14,Paris 1982,226-47)
Bu mütalaalardan sonra merhum Sultan Reşad'ın yerine geçen bu padişahın dönemini anlatmaya geçelim. Ancak; Doç.Dr.Mehmed Törenek tarafından hazırlanmış ve "KİTA-BEVİ" neşriyat tarafından basılıp, fikir dünyamızın istifadesine sunulmuş olan "Türk Romanında İşgal İstanbuiu" adlı eserin kapağının hemen arkasında yer alan şu ifadeyi buraya almadan geçemeyeceğim: "Mütareke dönemi Türk târihinin en karanlık safhalarından biridir. Dört yıla yakın bir süreci varlik-yokluk mücadelesi içinde geçirmenin sıkıntısı ve bunalımları yanında, kabul edilmesi çok güç bir yenilginin faturasını Türk insanına Ödettirme gayreti, vatansever her Türk'e işkencelerin en büyüğünü tattırmıştır. İnsanımızın o günlerde çektiği sıkıntıları, gösterdiği kahramanlıkları, işbirlikçilerin yaptığı ihanetleri, en ayrıntılı bir şekilde ele alan metinler, romanlardır. Bu çalışma romanların dünyasından mütareke dönemine ışık tutmayı hedeflemekte, bu günün okuyucusuna yaşananlar hakkında yeni değerlendirmeler yapma imkânı sunmaktadır." Şeklindeki ifade ile bu ilim adamı Doçentimizin ifadesine iştirak etmekde ilmin gereği olup, tasvirin olayları hafızada bulundurma etkisini anlayan bir nesle kavuştuğumuzun ve bu neslin kendisini öğretim alanında gösterdiğinin bir ifa desidir bu satırlar.
Merhum Muzaffer Gökman Hoca'yine merhum Ahmet Refik Altınay Hoca'nın Târihi Sevdiren Adam adıyla yazdığı eserde bunu haber vermesini takip eden bir ifade olarak buluyorum Doç.Dr. Mehmed Törenek Bey'in ifadesini. Şimdi bu eserin vücud bulmasındaki saik, bir ülkenin payitahtının işgali ve orada yaşayan payitaht insanının ve müesseselerinin beşyüz küsur yıl süren hür, müreffeh ve dünya'ya hâkim yapısı karşılaştığı bu sosyolojik vak'a sonunda nasıl geçti, nasıl tahammül olundu ve nice alt edilip, bağımsızlığa, hürriyete avdet edildi? Bunun cevabını İstanbul işgali üzerine yazılmış 28 roman üzerinde yapılan incelemeler yoluyla perde arkası olaylar, isimsiz kahramanlar, nice hâin bilinenlerin fedakâra-ne rollerine devamları bu romanlarda arka plân denen hususlar hatırlatılmış, duyurulmuş ve bir akıcılık içinde yetişen nesillere öğrenme imkânı sunuluyor.
Böylece de, Milli Mücadelemiz milletçe yapılan bir kavganın en teferruatlı fakat her biri bir değer olan anlatımda büyük işler gören dinleyeni bu milletin fedakârlarına minneti olduğunu hatırlatan bir hazinedir bu romanlar. Yeni nesiller bunları okuduklarında umulurki, hiç bir ideoloji onları saptırmayacak, din-i islâm itikat ve ibadeti içinde, vatan sevgisinin, ümmet-i millet anlayışıyla, adalet ve insafa bağlılığı hasebiyle dünyamızın hasretle beklediği tiryakı, yâni kurtarıcı ilâcı mahlûkat-ı beşeriye'ye sunabilmenin bahtiyarlığını izn-i ilâhi ile yaşayacaktır.
Eser: Büyük Osmanlı Tarihi
Büyük Osmanlı Tarihi
- SULTAN 6.MEHMED VAHİDEDDİN
- Cihan Savaşının Sonu Ve Mütareke
- Ahmed İzzet Paşanın Sadareti
- Ahmed Tevfik Paşanın Sadareti
- Damad Mehmed Ferid Paşa
- Damad Mehmed Ferid Paşa'nın Kısa Biyografisi
- Hürriyet Ve İtilaf Cemiyeti İktidarımı?
- İzmir'in İşgali Bildiriliyor!
- Anadolu Kaynıyor!
- Damad Paşa'nın Sadarete Avdeti
- Hüseyin Kâzım Bey Ve Padişah
- Hüseyin Kazım Bey'ın Anlamadığı!
- Irade-I Seısıyye Mehmed Vahideddin
- Bir Suikast Teşebbüsü
- Sürre-İ Hümayun Mes'elesi
- Şürây-I Saltanat Toplantısı
- Toplantıya Katılan Zevat-I Kiram
- 5. Kabinenin Anadolu Harekatına Tavrı
- Pek Mühim
- Damad Ferid Ve Arkadaşlarının Akıbeti
- Ali Rıza Paşa
- Hatt-I Hümayun Sureti Veziri Meali Semirim Ali Rıza Paşa
- Felâh-I Vatan Gurubu
- Alı Rıza Paşa'nın Ahvali
- Salih Hulusi (Kezrak) Paşa
- Bir Hatıra
- Damad Ferid Kabinesine Girişi
- Salih Paşa. Hakkında Mülahaza
- Malta Sürgünleri
- Malta Adasından Firar
- Bir Şeyhülislam
- İttihatçı Çizgisimi? Ankara Görevimi?
- Görevde Riayet Fatura Ediliyor
- Kara Gün Yazısının Sahıb-I Kalemi
- Londra Konferansı
- Londra Konferansında Malta Sürgünleri Müzakeresi
- General Harıngton'ün Dönekliği
- Vezir-İ Meâü Semirim Tevfik Paşa;
- Anadoluya Nasihat Heyetî
- Yıkılış
- İstiklâl Savaşımız
- Cumhuriyet Yapacaklar!
- Redd-I İlhak Heyet-İ Milliyesinin Beyannamesi
- 9.Ordu Müfettiş Selahiyetnâmesı
- Durum Ve Manzara!
- Raporlar Yağmur Gibi
- Katliamlar Devam Ediyor
- Taşnak Çetesi-Gürcü Yağması
- Güney Cephemize Bir Bakış
- Dörtyol Baskını
- Mukavemetçilere Zabit
- Trakya Ve İstanbul'un Durumu
- Zafer'e Doğru Koşuluyor
- İstiklal İçin Çalışan Cemiyetler
- Azınlıklarda Gelince!
- Mütareke Sonrasında Ordumuz
- Mütareke Hükümleri Gereği Teslimat
- Yeni Tanzim
- Karakol Cemiyeti
- Amasya Tamimi
- Sivas Kongresi'ne Bakış
- Meclisin Açılması
- İstiklâl Savaşı Komutanları Ve Subayları
- Mustafa Kemâl Paşa'nın Samsun Çıkış Döneminde Birlikler Ve Komutanları
- Doğu Trakya Harekâtı Komutanları
- Batı Trakya'da Küvayı Milliye Kurucuları
- Batı Trakya Hükümeti Kurucuları
- Son Sadrazam Ahmed Tevfik Paşa Ve Son Sadareti
- Mühim Bîr İfşaat!
- Tevfik Paşanın Karakteri
- Ahmed Tevfik Paşanın Gayretleri
- Vatanperverlik Dersi
- Şeyh Ata Efendi Ve Özbek Tekkesi
- Özbekler Tekkesi Ve Şeyh Atâ
- Anadolu'ya Silâh Ve İnsan Sevkıyatı
- Sultan Vahideddin'in Şahsiyeti Sultan Vahideddin'in Hanımları Ve Çocukları
- Sultan Vahideddin'in Sadrıazamları Ve Şeyhülislâmları
- Bir Fıkıh Alimi Gözüyle
- Halife Abdülmecid
- Halife Sürgünde
- Halife Abdülmecid'in Hanım Ve Çocukları
- Osmanlı Hanımlarının Ev İçi Ve Dış Giyimi
- Osmanlı Ülkesinde Gayrimüslim Hanımların Giyimi
- Aşiretten Devlete Giden Çizginin Padişah Ve Halifeleri
- Padişah Validelerinin İsimleri
- 2. Abdülhamid Sonrasında Donanmayı Hümayun
- Balkan Savaşlarında Donanmay-I Hümayunumuz
- Ege Denizi Operasyonları
- Çanakkale Boğazı Operasyonları
- İmroz (Gökçeada) Bombardımanı
- Marmara Deniz Operasyonları
- 1.Dünya Savaşı Ve Donanmamız
- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanları
Son eklenen ruyalar
- rüya tabiri
- Rüyada beyaz kıyafetli olarak hz. Ali'yi görmek
- Dağdan inerken kurbağadan korkup bağırdım
- Altın yüzük, kar, ölü hayvanlar ve bal ikram ettim
- Rüyamda bulaşık makinası almam ne demek
- devamlı dişlerim elime dökülüyor agrısız
- rüyam da başka kimse nı namaz kıldı nı gormek
- rüyada kar görmek
- rüyamda sigara paketini eşime verdim
- ruyamda sag elımın sarktıgını gordum