logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Hüseyin Kazım Bey'ın Anlamadığı!


Efendim meclis-i mebusan'ın zâtı şahane tarafından ve hükümet eliyle kapatılması olayına bir bütün olarak bakma­ya gayret edersek, bu nazariyemizden hayli değişik var­yasyonlar çikaraiiriz. 23/nisan/1920 de TBMM nin küşadın-dan evvel, M.Kemâl Paşa ile Rauf Orbay'ın konuşmalarını hatırlarsak yolumuzu çizmemiz kolaylaşır! M. Kemâl Paşa; Rauf Bey'e, (meâlen) şunu demektedir: "..Kardeşim Rauf bu söylediğin pek tehlikeli iştir. Sana çok ihtiyacımız var! Buna razı olamam!" Rauf Bey:-Paşam! Mebusan meclisinin seddedilmesini temin et­mek şarttır. Yoksa mebusları Ankara'ya getirtmek hayli güçleşir. Ankara'nın yegâne mercii meclis olduğu böyle ka­bul ettirilir. Ben, bütün tahrikatı yapacağım gerektiğinde hayatımı istihkar edeceğim. Meclis-i mebusan'ın kapanma­sı, vatansever bu insanların Ankara'ya koşmaları tabii ola­caktır! M. Kemâl Paşa:

-Allah muî'inin olsun!

Evet! Ankara'yı burada terk edelim ve Rauf Bey'in İstan­bul'a gelip, söylediği gibi meclis-i mebusan da, yukarıda ak­settirdiğimiz gibi çeşitli ataklanyla müessir konuşmalarıyla her çeşit vatan sever düşünceleri dile getirmek suretiyle âteşmizaç meclisi harekete hazır hâle getirirken, gerek işgal kuvvetlerini, meclisi kapattırma talebini ileri sürme çizgisine çekerken, hükümeti, ecnebi baskıya maruz kalmaya da it­miş oluyordu. Fakat bu uğ-ur da, Rauf Bey kendini Malta Sürgünleri arasında buluyordu. Çünkü işgal kuvvetleride Ra­uf Bey'i meclisi mebusandan arkadaşı, Kara Vâsıf Bey iie birlikte tutuklamak suretiyle meclisten alıp giderlerken, mec­lis-i mebusamn çatısı altında artık bir mebusu bile vikaye hakkı kalmadığı görüldüğünden meclisi mebusan'ın kısm-ı âzami Ankara yolunun tutulması fikriyatına demir atmaya başlıyordu. Bu sırada aşağıya alacağımız iradei seniyye su­retinde görüleceği gibi mebusan'ın şeddi Rauf Bey'in düşün­cesinin isabetini ortaya koyarken, İradei seniyyenin mütala­asından sonra Hüseyin Kâzım Bey' in işi neden anlamadığını ifadeye gayret edeceğiz.