Alı Rıza Paşa'nın Ahvali
üzün askerlik hayatında bir çok yararlıklar gösteren Ali Rıza Paşa, üzerine aldığı her vazifede büyük ciddiyet ve feda-kârane gayret sergilemeyi bir ahlâki hâl olarak benimsemiştir. Hatırla kimsenin işini yapmamış, işi yapılması gerekenin sevmediği kimse olması o işin değil yapılmamasına en ufak bir gecikmeye uğramasına dahi müsaade etmemiştir. Rusya'nın 2.rütbeden Prusya tacı, Avusturyanın demirtacı, İran'ın Hurşid yeşil hamailli 1. rütbe nişanı, Siyam'ın kron 1. rütbe nişanı ecnebi devlet nişanlarına sahibken, kendi devletinin Murassa iftihar, 1. rütbe Osmanî, Mecidî altun ve gümüş imtiyaz, altun liyakat, altun Hicaz madalyaları, mâlik olduğu nişan ve madalyalardı.
Ali Rıza Paşa mekteb-i askeriyye'yi birincilikle bitirdiği gibi ömrü boyunca fenni harb ve ilm-i askeriyye gelişmelerinden hiç gafil olmamıştır. Mümkün mertebe kumandası altında bulundurduğu birlikleri bu fenlerden istifadeye gayret göstermistir. Ali Rıza Paşa; Harbiyye nâzın iken 31/mart hadisesi vukubulmuştu ve bazı uğursuz vakaları kendi talihsizliği yerine, şeametine yâni uğursuz geldiğine yoranlara adetâ iştirak eder bir anlayışa kapılmıştı. Bu yüzden mümkün mertebe meydan muharebelerinde bulunmak istemezdi diyor, Halil Sedes Paşa..
Tevfik Paşa; Sultan Vahİdeddin'in şöyle dediğini nakleder: "..Ben bu devlet de iki adem gördüm biri Tevfik Paşa diğeri Ali Rıza Paşa dediği halde onu (Ali Rıza Paşayı) sadarete getireceği sırada bu hülleci bir kabine olacak. Tevfik Paşa son fişeğimizdir.." İbnül Emin Bey merhum, burada hülleci tâbirini bize kalırsa menfi yönüyle tahlile tâbi tutmuş. Yoksa hülle esasında sadık kimselere yaptırılması gereken ve hülleyi yaptıranlara bir takım çirkinlikler yükleten hâl olduğunu kaale almamış görülüyor. Nitekim Ali Rıza Paşa uğradığı taz-yikat karşısında çekilmeyi bilmek suretiyle aynı zamanda bir vasfı mümeyyizi olduğunu da göstermiştir.
Ali Rıza Paşa ile ilgili satirlamızı İbnü! Emin Mahmud Kemâl İnal merhum'un şu değerli mütalaasıyla tamamlayalım: ".Ali Rıza Paşa merhum, dürüst, afif, halim selim, namuslu ve terbiyeli bir zât idi. Makam-ı sadaretde daha sonra sadaret vekâletinde bulunduğu günlerde vazifemiz icabı temasımız olurdu. Babıâlî usûl ve adabına ve nezaketine muhalif bir hareketini görmedim. Sadaret vekili iken bir gün hakkımın verilmesine himmet etmesini rica etdiğimde içinde bulunan hâl üzere, mümkün olmadığını biraz sert dille söylemesine, canım sıkılıp daha sert bir hâl ve sözle müdafaa yolunu seçtim. Başkalarından işitmediği sözler söyledim. Cevabı: Kemal Bey evlâdım hakkın var. Birkaç gün sabret et. İcabına bakarım, merak etme" Dedi.
Konular
- Anadolu Kaynıyor!
- Damad Paşa'nın Sadarete Avdeti
- Hüseyin Kâzım Bey Ve Padişah
- Hüseyin Kazım Bey'ın Anlamadığı!
- Irade-I Seısıyye Mehmed Vahideddin
- Bir Suikast Teşebbüsü
- Sürre-İ Hümayun Mes'elesi
- Şürây-I Saltanat Toplantısı
- Toplantıya Katılan Zevat-I Kiram
- 5. Kabinenin Anadolu Harekatına Tavrı
- Pek Mühim
- Damad Ferid Ve Arkadaşlarının Akıbeti
- Ali Rıza Paşa
- Hatt-I Hümayun Sureti Veziri Meali Semirim Ali Rıza Paşa
- Felâh-I Vatan Gurubu
- Alı Rıza Paşa'nın Ahvali
- Salih Hulusi (Kezrak) Paşa
- Bir Hatıra
- Damad Ferid Kabinesine Girişi
- Salih Paşa. Hakkında Mülahaza
- Malta Sürgünleri
- Malta Adasından Firar
- Bir Şeyhülislam
- İttihatçı Çizgisimi? Ankara Görevimi?
- Görevde Riayet Fatura Ediliyor
- Kara Gün Yazısının Sahıb-I Kalemi
- Londra Konferansı
- Londra Konferansında Malta Sürgünleri Müzakeresi
- General Harıngton'ün Dönekliği
- Vezir-İ Meâü Semirim Tevfik Paşa;