logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

General Harıngton'ün Dönekliği


Malta sürgünleri ile alakalı olarak Ankara temsilcisi Bekir Sami bey ve Vansittar arasında varılan anlaşmanın imzasın­dan sonra 23/mart/1921'de Yunan askeri birliklerinin Bursa ve Clşak hattında bir hayli kalabalık vede cesametli bir saldırı harekâtı başlamıştı. Kalleş İngilizler bu saldırıdan başta işgal kuvvetleri komutanı general Harrington olduğu halde pek büyük ümidlere kapıldılar. Harington telgrafhaneye emir ver­di: Londra'ya maruzdur. Hiçbir Türk sürgünü serbest bırakıl­masın! Aslında general İngiliz esirlerinin kurtarılmasını bu serbest birakışda görmekte olduğundan sürgünlerin serbest bırakılmasının taraftarıydı. Ne var ki, alayişli Yunan huruç harekâtı bu tecrübeli askeri de ümide sevk etmiş, Sevr'i, Yunan zaferi ve tutsakların elde olması sayesinde kabul et­tirmek daha da mümkün hâle getirir fikriyatı yukardaki telg­rafı çekmeye taşımıştı. Bu telgrafda Mustafa Kemâl Paşanın imzalanan anlaşmayı kabul etmeyeceğine dâir olan tahmini­ni de belirtmişti. Bir bakıma imzalanan antlaşma Ankara'nın talimatını aşan bir hariciyecinin tasarrufu idi. Ama Öte yan­dan da imzalanan antlaşmaya göre İngilizler Osmanlı esirle­rini bırakacak ve ardından Anadolu'daki İngiliz esirleri bırakı­lacaktı. İki haf ta evvel önce imzalanan antlaşmada oyunbo­zanlık yapan İngilizlere kalleş denmezde ne denebilirdi? İkİn-. ci İnönü zaferi gerçekleştiğinde general Harington ve Sir Rumbold telâşa kapılıp Londra'ya 40 sürgünün hemen ser­best bırakılmasını âmir telgrafı çekmişlerdi. Mart'ın son haf­tasında sürgünler için başiıyan yazışmalar, 30/mayis/1921de bitirilecek şekilde devam ettirilmişti. Yâni; mayısın sonuncu günü tahliyeleri tamamlamak kararlaştırılmıştı.
29/nisan/1921 de Malta'dan sadece dört kişinin çıkarıl­masına sıra geldi. Bunlar masraflarını kendilerinin çekeceği kimselerdi. İbrahim Saib bey, Said Halim ve Abbas Hilmi Pa­şalarla, Hüseyin Cahid Yalçın bey'in yanında olan iki çocuğu hanımı ve teyzesi olduğu halde İtalya'ya yola çıktılar. Zâten bunların içinde kurtuluş harekâtına İştirak edeceklerine dâir bir emarede görülmemekteydi. Başlarda verdiğimiz tafsilata uygun olarak 16 kişinin Ada'dan kaçışı gerçekleşti. Bunun üzerine geride kalan sürgünlerin sert muamelelere maruz kaldığı bir çok hatıratta yer almaktadır. Vardala Barklas kale­sinden, Polverista kışlasına götürülmeleri epeyice itiş-kakışa yol açtı. Ancak geride kalan zevatın üst rütbe ve makamların sahibi olmaları kuvvet kullanımına gidilmesine müsaade et­medi. Ahmed Emin Yalman hatıratında son vak'a için için şu sonlamayı yazmış: "Tahkikattan sonra Alay komutanı herkeşten ayrı ayrı Özür diledi, kamp kumandamda bu harekete katıldı. Fakat arkadaşlar bununla yetinmediler. Kabahatlıla-nn cezalandırılmasını istediler. Mesele böylece kapandı." Ah­med Emin bey; Malta'da olan biteni, Ankara'ya duyura­bilmek gayesiyle Pâris'de Dr. Nİhad Reşad Belger'e, Roma'da bulunan İsmail Canbolat bey'e birer mektup postala­mış! Malta Sürgünleri listemiz tam bir grosa insanı yâni 144 kişi, diğer bir deyimle oniki düzine insan mağdur ve mazlum olarak Akdeniz'in bu adasında vatan hasreti, yakınlarının on­ları merak etmesi ile dolu günler geçirmişlerdir. Bu üzücü olayları bir gülümseme ile bitirebilmek için, Kanal harekâtın­da Arabistan'da çarpışan askerlerimiz arasında bulunan da­ha sonrada Ürfa mebusu olan, Şeyh Saffet Efendi'nin bir vak'asını anlatayım: "Savaşın bir yerinde birliğimizle teslim olmak mecburiyetinde kalmıştık. Bizi bir kasabaya götürdü­ler. Kerpiçten yapılmış küçük küçük kulübelere soktular. İn­gilizlere esirdik amma muhafızlarımız onlara arka çıkan bir kısım araplardı. Bizi havalandırmaya çıkardıkları günlerin bi­rinde az ötemde millet-i arabdan fakat bizim ordumuzda biz­den yana çarpışmış ve bizimle birlikte esir düşmüş asker muzdarib, arabça feryâd ediyor, Cenâb-ı Hakk'dan istimdad ediyordu. Dayanamadım. Arabça seslendim: Yavaş bağır du­yacak imdadımıza koşacak, bu namussuz İngilizler O'nu da yakalayacaklar, kurtarıcısız kalırız. Yüzüme baktı ve sustu! Kimbilir benim için ne düşündü?"
Ahmed Tevfik Paşa, Darr.ad Ferid Paşanın infisalinden sonra Sultan 6,Mehmed Vahi deddin Hân'dan gelen hattı hü­mayun ile son sadaretine başladı. Bu sadaretini 2 sene 14 gün sürdürebildi. Çünkü Osmanlı Devletinin saltanat döne-•mine TBMM aldığı bir kararla son vermişti.

Sultan Vahideddin Hân'ın gönderdiği Ahmed Tevfik Pa-şa'ya gönderdiği hatt-ı hümayunu, İbnül Emin bey'in değerli eseri Son Sadrazamlardan alıntılayarak sayfamızı süsleyelim: