logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Redd-I İlhak Heyet-İ Milliyesinin Beyannamesi


14/mayıs/1919'da, milletimize İzmir'de dağıtılan ve duyu­rulan beyannameyi sa hifemize alarak, yazımızı süslemiş oluyoruz: "Ey bedbaht Türk! V/ilson Prensipleri unvan-ı insa­niyet kâranesi altında senin Hakkın gasp ve namusun yırtı­lıyor. Buralarda Rum'un çok olduğu ve Türklerin, Yunan il­hakını memnuniyetle kabul edecekleri söylendi. Bunun neticesi olarak güzel memleketin Yunan'a uerildi. Şimdi sana so­ruyoruz: Rum senden daha mı çok? Yunan hakimiyetini ka­bule taraftar mısın? Artık kendini göster, Tekmil kardeşlerin Maşatlık'tadır. Oraya yüzbinleıie toplan ue kahir ekseriyetini orada bütün dünya'ya göster. Burada; zengin, fakir, âlim,ca-hil yok. Fakat Yunan hakimiyetini istemeyen büyük bir kitle olduğunu ilân ue isbat et. Bu, sana düşen en büyük vazife­dir. Geri kalma. Hüsran ue nikbet fayda vermez. Binlerle, yüzbinleıie Maşath'ğa koş ve heyet-i milliyenin emrine itaat et. "Derken; İstiklâl harbi kahramanlarından ve TBMM. Baş­kanlarından M.Kâzım Özalp Paşa hatıratında o geceyi şöyle tasvir etmektedir: ".Evimizin kapısına geien, memleket genç­leri heyecanlı sesleriyle hay kırıyorlardı. <uatanını seven Ya­hudi maşatlığına (mezarlığı) gelsin> Evde bulunan bütün kardeşlerimle beraber maşatlığa gitmek üzere ayrılırken, annemiz bizleri gitmeye teşvik ediyordu. Kadın, erkek, bü­yük, küçük bütün izmir halkı bir nehir gibi sokaklardan akı­yor, ağlayarak, haykırarak gece karanlığın da maşatlığa ko­şuyordu. İstila görecek bir şehrin matemi ile karışan kor kunç bir karanlık, ortalığa büsbütün dehşet veriyordu" İz­mir'deki Yahudi mezarlığında yapılan müthiş büyüklükteki protesto mitingini yâd ediyor. Nitekim 15/mayis/1919'da İz­mir'imiz, Yunan'in kirli pençelerinin çirkin emellerine maruz kalma bahtsızlığını, en mümkün zamanda kırmaya azimli ol­duğunu haykırdığı gecenin sabahında işgalle karşılaşmıştır. Bu sırada yâni 15/mayıs/191'9'da Red d-İ İlhak Heyeti mem­leketin her tarafına çektiği telgraf da, şöyie sesleniyordu:
"-.İşgal başladı. İzmir ve ona bağlı yerler ayakta ve heye­candadır. Vatan ordusuna katılmaya, hazırlanınız" İşgalin başlamasından dört saat yirmi dakika sonra, Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi, cihadı ilân ederek, bir mânada da Denizii'yi cihad'ın merkezi saydığı görülüyordu. 15/mayıs Cu­ma günüde bunlar olurken, Sultan Vahdeddin, M.Kemâl Pa­şayı kabul ediyor ve başbaşa, dizdize yakınlıkta bir mülakat yapıyorlar ve umumca duyulan sözîerse, Paşa! Paşa, bu kita­ba yaptığınız bütün işler yazılmıştır. Bundan sonra daha bü­yük işler yapıp millete hizmetlerde bulunabilirsiniz, mealin­deki sözler olduğu, bir çok hatırat'ta yer aldığı gibi, M.Kemâl Paşa'nın beyanatlarında da rastlanan, ifadelerdendir.
Bu suretle 16/mayıs/1919 târihi; dünya gözüyle Halife ve Padişah Sultan Vahdeddin ile seçilmiş olan Mustafa Kemâl Paşa'nın son bir araya gelişleri olur o günkü mülakat günün son mülakatı İdi aynı zamanda, çünkü M.Kemâl Paşa sabah­leyin, Osmanlı Genelkurmay binası olan şimdiki İstanbul üniversitesinde Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak ile Arapgir'in asil evlâdı Cevad Çobanlı Paşaları ziyaret edip vedalaşmış oradan babıâlî'ye gelerek, hükümet üyelerinin bazılarını ve bu görevin verilmesinde müessir olduğu ifade olunan dahili­ye nâzın Mehmed Ali Bey'i ziyaret ettiği görülmüş, son müla­kat    Hz. Padişahla    olmuştur.    Yine    aynı    gün    yâni 16/mayıs/1919'da Osmanlı orduları Genelkurmay Reisi Ce­vad Paşa (Çobanlı)'nın Harbiye nâzın makamını da uhdesin­de bulunduran sadnazam Damat Ferid Paşanın adına orduya şöyle bir tebliği keşide olunur:  "Kıt'atarımızın mevkıilerini terk etmeyerek yerlerinde kalmaları ve bir olup bitti halinde silahlarından tecrit gibi bir muameleye maruz kalmamaları için, her kıt'anın toplu, silah başında ve disiplinli bir halde bulundurulması." gibi hususları ihtiva eden emir milletçe ve onun bağrından çıkan silahlı kuvvetlerimizin, vatanın istirda­dında bir bütün halinde, hep birlikte, halifesinden, dağdaki çobanına, M.Kemâl Paşasından en basit bir er'e kadar her­kes aynı neticeye ulaşmanın sevdalısıydı.

Fakat rolleri, kimine tatlı kimine ekşi, kiminede pek acı gelmesi bir takdirin tecellisiydi. Mustafa Kemâl Paşa'nın ka­rargâh mensuplarının adını târihe not düşmek üzere buraya kaydediyor ve hizmetleri olan bu zevatı yâd etmeyi vicdani bir borç sayıyoruz.
Bu husustaki kaynağımızı da, "On Yıllık Harbin Kadrosu" adlı eseri hazırlayan,Tank Kurmay Alb. İsmet Görgülü Beye­fendi olup, Harp Akademilerinde harp târihi öğretmenliği yapmış, pek ihtiyaç bulunan bu kaynak eseri bu mütevazi satırlarda takdirle anmayı vazife sayıyorum. TTK'nun neşret­tiği eserin 201.sahife sinden alıntılıyoruz:

Mustafa Kemâl Paşa ile Samsun'a Çıkan Heyet Makam/Birlik ______    Rütbe          Adı ve Soyadı  ________
3.Kolordu Komutanı   Albay         Refet(Tümg.Bele)
9.Ordu Müfettişliği Kur.Bşk.    "    "         Kâzım(Tümg.Dirik)
2.""                Yarbay       Mehmed Arif(Ayıcı)Albay

l.şb.Md.         Binbaşı      Hiisrev Gerede

"            Top.K.             "        "      Kemal(Korg.Doğan)

"     "             "            Shh.Bşk.         Albay         İbrahim Tali(Öngören)

c'   " "    yrd. Dr.binbaşı    Refik (Saydam)daha sonra başvekil

"              "             Seryaveri         Yüzbaşı     Cevat Abbas(Gürer)

"   ' "              "'           Mülhakı           "         "     Mümtaz (Tüm ay)

Kur.Mülhakı     "         "     îsmail(Edc)

Emir Subayı      "          "     Ali Şevket(Öndersev)

"     "               "              Kh.K.                "         "    Mustafa Vasfı (Süsoy)

Kur.Bşk.            Üsteğ.      Hayati

İaşe Sb.yaveri      "     "      Abdullah

         Şifre Kâtibi

"   " Mülhakı

Mustafa Kemâl Paşanın Yaveri Albay Refet'in Yaveri

Fâik(Aybars) Memduh (Atasev) Teğmen   Muzaffer (Kılıç) Üsteğ.     HikmelfHak.Tümg. Gerçekçi) Değerli yazar Kur.Albay İsmet Görgülü Beyefendi, koymuş olduğu bir açıklamayla şu bilgiyi aktarıyor: "Sabık Bahriye nâ­zın Hüseyin Rauf (Orbay) ile ibrahim Süreyya, Yzb.Osman Nu­ri, Yedeksubay Recep Zühdü ve Afganlı subay Abdurrahman bu heyete, Amasya'da katıldılar." Demektedir
Bandırma gemisiyle Samsun'a 19/mayıs/1919'da çıkan bu heyetin içinde yer alan, Ayıcı Arif Bey, Recep Zühdü meşhur İz­mir suikasdı mürettebi içinde görüldüklerinden İstiklâl mahke­mesi kararlarıyla İdam edildiler.

Mustafa Kemal Paşa bu müfettişlik göreviyle vazifelendirilirken, öyle yüksek selahiyet le teçhiz edildi ki, Mevlânzâde Rıfat Bey, "Türk İnkılabının İçyüzü" adlı eserinde bu selahiyetnâme için meâlen şunları söyler: "çok geniş selahiyeti hâiz olan M.Ke­mâl Paşa sadece askerî değil, sivil idare üzerinde de yüksek se-lahiyete hâizdi." dedikten şunları ifâde eder: "M.Kemâl Paşanın Anadolu'ya vazifeli olarak gönderildiğinde, gizli olarak kendile­rine verilen bu Hatt-ı Hümayun o zamanlar duyulmuşsa da, ge­rek sa ray çevresinde, gerekse M.Kemâl Paşa ue arkadaşlarınca bu mevzuda çok sıkı bir ketumiyet takip edilmiş bu şayianın doğru veya yalanı aksettirdiği bu güne kadar anlaşılmamış ve hâttâ. M.Kemâl Paşanın Cumhuriyet Halk Partisinde okuduğu ue kitap hâline getirilen uzun nutkunda bile bu hatt-ı hüma­yundan bahsedilmemiştir." Demektedir.