Raporlar Yağmur Gibi
Vazifesine başlamış bulunan M.Kemâl Paşa, her tarafta tahkikat yaptırıyor vede vardığı netice Ermenilerin büyük bir hırs ve kin içinde emperyalistlerin yalana dayanan vaadleri-ne aldanmışlar, müslümanlara olmadık eziyetler yapıyorlar ve bununla bu topraklarda yaşayabileceklerinin hâm hayalini kuruyorlardı.
Nitekim Osmanlı Harbiye nezaretine raporları yollarken müslümanlann bu badireden silahı ele almak ve hakkı olan fiili savun maya başlamanın zamanının geldiğini düşünmekteydi. Raporuna şunları yazmaktaydı: <Son günlerde Tiflis ve çevresinde fevkalâde olaylar vukubuluyor, Ermeniler, İran yolunu açmaya gayret gösteriyorlar. Bizimle sıcak temastaki birlikler bu faaliyeti örtme vazifesi yüklenmişler ciddi bize karşı harektlerine tedbirler almış olarak beklemekteyiz.> Dedikten sonra Paşa, raporuna şunları iiâve ediyordu: <1 l/Temmuz/1919'da Sulucam bucağının Karaçomak cihetinden yirmi kişilik bir Ermeni müfrezesi, sınırımızı geçerek birbuçuk saat süren bir saldırı gerçekleştirmiş ve iki gün sonra da, önce 60 kişilik, daha sonra da 15 kişilik bir gurupla sınır geçme çalışması yapmışlardır.
Temmuz ayının son günlerinde civardaki gençlerimizi toplamışlar bir bölümünü şehid ederlerken, bir kısmını da hapse atmışlardır. Ayrıca savaş yükümlülüğü altında, at, araba ve hayvanlarını toplamak suretiyle bütün işlerinin durmasına sebebiyet vermişlerdir. Kars ve Sarıkamış bölge halkı Allahuekber Dağlarına çekilmişlerdir.> Şeklinde Osmanlı Harbiye nazırlığını rapor yağmuruna boğan M.Kemâl Paşa, bazı değerli eşhasa yâni bölgenin tanınmış kimselerine yapılan ve hayatlarına kıymakla sona erdirdikleri suikastlardan da bahsetmeden geçememiştir. İşte bir misâl olarak aşağıdaki satırları dikkatinize sunalım sevgili okuyuculanm:<Kağızman'da 5/Temmuz/1919 günü kasabanın ileri gelenlerinden Kadı oğlu Mustafa, Efendizâde Arslan Bey ve eşi, Kars geçici hükümetinde dâhiliye temsilcisiyken, 13/Nisan/1919'da İngilizlerin Kars Parlamentosunu basarak Batum'a götürdükleri amucası Ali Rıza (Ataman) Bey'i aramaya giden Ahmed Efendi, Kağızman ile Kars arasında pusu kuran Ermeni karakol erleri tarafından Koyunyurdu (Berne) köyü yakınında pek korkunç bir şekilde öldürülmüşlerdir. Bunların cenazeleri sonradan Kağızman'a getirilerek ahaliye gösterilmiştir. Bu feci hâl meskûn müslümanlan dağlara kaçmak mecburiyetinde bırakmıştır.
Nitekim Osmanlı Harbiye nezaretine raporları yollarken müslümanlann bu badireden silahı ele almak ve hakkı olan fiili savun maya başlamanın zamanının geldiğini düşünmekteydi. Raporuna şunları yazmaktaydı: <Son günlerde Tiflis ve çevresinde fevkalâde olaylar vukubuluyor, Ermeniler, İran yolunu açmaya gayret gösteriyorlar. Bizimle sıcak temastaki birlikler bu faaliyeti örtme vazifesi yüklenmişler ciddi bize karşı harektlerine tedbirler almış olarak beklemekteyiz.> Dedikten sonra Paşa, raporuna şunları iiâve ediyordu: <1 l/Temmuz/1919'da Sulucam bucağının Karaçomak cihetinden yirmi kişilik bir Ermeni müfrezesi, sınırımızı geçerek birbuçuk saat süren bir saldırı gerçekleştirmiş ve iki gün sonra da, önce 60 kişilik, daha sonra da 15 kişilik bir gurupla sınır geçme çalışması yapmışlardır.
Temmuz ayının son günlerinde civardaki gençlerimizi toplamışlar bir bölümünü şehid ederlerken, bir kısmını da hapse atmışlardır. Ayrıca savaş yükümlülüğü altında, at, araba ve hayvanlarını toplamak suretiyle bütün işlerinin durmasına sebebiyet vermişlerdir. Kars ve Sarıkamış bölge halkı Allahuekber Dağlarına çekilmişlerdir.> Şeklinde Osmanlı Harbiye nazırlığını rapor yağmuruna boğan M.Kemâl Paşa, bazı değerli eşhasa yâni bölgenin tanınmış kimselerine yapılan ve hayatlarına kıymakla sona erdirdikleri suikastlardan da bahsetmeden geçememiştir. İşte bir misâl olarak aşağıdaki satırları dikkatinize sunalım sevgili okuyuculanm:<Kağızman'da 5/Temmuz/1919 günü kasabanın ileri gelenlerinden Kadı oğlu Mustafa, Efendizâde Arslan Bey ve eşi, Kars geçici hükümetinde dâhiliye temsilcisiyken, 13/Nisan/1919'da İngilizlerin Kars Parlamentosunu basarak Batum'a götürdükleri amucası Ali Rıza (Ataman) Bey'i aramaya giden Ahmed Efendi, Kağızman ile Kars arasında pusu kuran Ermeni karakol erleri tarafından Koyunyurdu (Berne) köyü yakınında pek korkunç bir şekilde öldürülmüşlerdir. Bunların cenazeleri sonradan Kağızman'a getirilerek ahaliye gösterilmiştir. Bu feci hâl meskûn müslümanlan dağlara kaçmak mecburiyetinde bırakmıştır.
Konular
- Bir Şeyhülislam
- İttihatçı Çizgisimi? Ankara Görevimi?
- Görevde Riayet Fatura Ediliyor
- Kara Gün Yazısının Sahıb-I Kalemi
- Londra Konferansı
- Londra Konferansında Malta Sürgünleri Müzakeresi
- General Harıngton'ün Dönekliği
- Vezir-İ Meâü Semirim Tevfik Paşa;
- Anadoluya Nasihat Heyetî
- Yıkılış
- İstiklâl Savaşımız
- Cumhuriyet Yapacaklar!
- Redd-I İlhak Heyet-İ Milliyesinin Beyannamesi
- 9.Ordu Müfettiş Selahiyetnâmesı
- Durum Ve Manzara!
- Raporlar Yağmur Gibi
- Katliamlar Devam Ediyor
- Taşnak Çetesi-Gürcü Yağması
- Güney Cephemize Bir Bakış
- Dörtyol Baskını
- Mukavemetçilere Zabit
- Trakya Ve İstanbul'un Durumu
- Zafer'e Doğru Koşuluyor
- İstiklal İçin Çalışan Cemiyetler
- Azınlıklarda Gelince!
- Mütareke Sonrasında Ordumuz
- Mütareke Hükümleri Gereği Teslimat
- Yeni Tanzim
- Karakol Cemiyeti
- Amasya Tamimi