Londra Konferansı
Londra'da toplanması mukarrer konferansa gerek İstanbul, gerekse Ankara temsilcileri davet olunmuşlardı. Tecrübeli siyasetçiler Osmanlı topraklarında bu iki tarafın birbirine düşeceğini tahmin etmekteydiler. Yalnız unuttukları husus şu idi. İstanbul hükümetini temsil eden heyet, şu zevattan müteşekkil ve TBMM ordularının, elde ettiği başarıya şükranla dualar eden kimselerden oluşmuştu. Nitekim; Ankara murahhaslarının reisi durumunda olan Bekir Sami (Kunduh) harekete geçmiş İstanbul murahhas heyeti ile görüş metalebinde bulunmuştu. İstanbul murahhas heyet-i reisi sadrazam Ah-med Tevfik Paşa, İngilizler nezdinde Reşid Paşa, italya'da sefir olarak görev yapan Osman Nizami Paşa yardımcı murahhaslardı. Makam-ı sadarete kaimakam olarak İstanbul'da Ali Rıza Paşa nâfia nazırlığı uhdesinde kalmak üzere getirilmişti.
İstanbul ve Ankara murahhaslar heyeti anlaşmıştı.Ahmed Tevfik Paşa, salona önde girecek.Ankara temsilcileri arkalarından gireceklerdi. İlk konuşmayı yapacak olan Loyd Cor-c'un, ilk sözü Tevfik Paşa'ya vereceği kesindi. Ancak; Tevfik Paşa, kendilerinin sözü TBMM'ne bırakmak gerektiğine karar verdiklerini söyleyecekdi. Nitekim öylede oldu sayılır ancak şu farklaki: Oturumun bir-iki gün öncesinde rahatsızlanan ihtiyar sadrazam solmuş bitmişti. Değil yürümek ağzını açacak halde değildi. Konferansın toplandığında, iki kişi tarafından koltuklanarak getirildi oturacağı mahalle yerleştirildi. Ayaklarını beline kadar battaniyelerle sardılar. Yerinde tir tir titremekte ve terlemekde idi. Loyd Corc kısa bir açılış konuşmasından sonra umulduğu gibi sözü sadrazama verdi. Bütün gücünü toplayan Ahmed Tevfik Paşa; bizim diyeceğimiz Ankara'nın diyecek olduklarıdır deyip, susdu ve yerine oturdu.
Ankara murahhasları; reis Bekir Sami(Kunduh) bey, Hüs-rev, Yunus Nâdi, Hami ve Zeki beyler murahhas, Dr. Nihad Reşad Belger ile hukuk müşavirlerinden Münir bey katıldı. Tevfik Paşanın feragati üzerine söz hakkı, Anadolu adına Nihad Reşad beye düştü. Nihad Reşad bey, meseleyi enine boyuna yarım saat içinde o kadar mükemmel bir Fransızca ile tafsil ettiki, Fransızca bilmeyen Loyd Corc hitabenin güzelliğinden olacak gözlerini faltaşı gibi açıyordu. Sözlerini bitirdiğinde Fransız başmurahhası, mösyö Aristidi Biryan, Nihad Reşad beye: "Bu gün memleketinize büyük ve tarihi bir hizmette bulundunuz. Sizi dinlerken heyetinize, memleketimizden bir Fransız mütehassıs aldığınızı zannettim. Verdiğiniz malumata teşekkür ederim" Dedi.Loyd Corc'da aynı istikamette sözler sarfettİ. Hayrettirki; Dr. Rıza Nur; Nihad Reşad Belger'i, meşhur hatıratında karalar durur!
Tevfik Paşa'nın Loyd Corc ile başbaşa yaptığı mülakatta, İngilizin Ankara tarafına ikidebirde sergerdeler, çeteciler demesi üzerine pek gücenen Ahmed Tevfik Paşa: "Ekselansları benim vatanperver milletimin vatansever evfâdlanna bu tarzda hitap etmenize asfa rızam yoktur. Konuşacak bir şeyimiz yoktur." salondan çıkmış olduğunu, Loyd Corc'un bahçe kapısına kada arkalarından adetâ koştuğunu oğlu İsmail Hakkı (Okday) bey, Prof.Afet İnan'ın kızı Arı İnan'a verdiği röportajda anlatıyor.
İstanbul ve Ankara murahhaslar heyeti anlaşmıştı.Ahmed Tevfik Paşa, salona önde girecek.Ankara temsilcileri arkalarından gireceklerdi. İlk konuşmayı yapacak olan Loyd Cor-c'un, ilk sözü Tevfik Paşa'ya vereceği kesindi. Ancak; Tevfik Paşa, kendilerinin sözü TBMM'ne bırakmak gerektiğine karar verdiklerini söyleyecekdi. Nitekim öylede oldu sayılır ancak şu farklaki: Oturumun bir-iki gün öncesinde rahatsızlanan ihtiyar sadrazam solmuş bitmişti. Değil yürümek ağzını açacak halde değildi. Konferansın toplandığında, iki kişi tarafından koltuklanarak getirildi oturacağı mahalle yerleştirildi. Ayaklarını beline kadar battaniyelerle sardılar. Yerinde tir tir titremekte ve terlemekde idi. Loyd Corc kısa bir açılış konuşmasından sonra umulduğu gibi sözü sadrazama verdi. Bütün gücünü toplayan Ahmed Tevfik Paşa; bizim diyeceğimiz Ankara'nın diyecek olduklarıdır deyip, susdu ve yerine oturdu.
Ankara murahhasları; reis Bekir Sami(Kunduh) bey, Hüs-rev, Yunus Nâdi, Hami ve Zeki beyler murahhas, Dr. Nihad Reşad Belger ile hukuk müşavirlerinden Münir bey katıldı. Tevfik Paşanın feragati üzerine söz hakkı, Anadolu adına Nihad Reşad beye düştü. Nihad Reşad bey, meseleyi enine boyuna yarım saat içinde o kadar mükemmel bir Fransızca ile tafsil ettiki, Fransızca bilmeyen Loyd Corc hitabenin güzelliğinden olacak gözlerini faltaşı gibi açıyordu. Sözlerini bitirdiğinde Fransız başmurahhası, mösyö Aristidi Biryan, Nihad Reşad beye: "Bu gün memleketinize büyük ve tarihi bir hizmette bulundunuz. Sizi dinlerken heyetinize, memleketimizden bir Fransız mütehassıs aldığınızı zannettim. Verdiğiniz malumata teşekkür ederim" Dedi.Loyd Corc'da aynı istikamette sözler sarfettİ. Hayrettirki; Dr. Rıza Nur; Nihad Reşad Belger'i, meşhur hatıratında karalar durur!
Tevfik Paşa'nın Loyd Corc ile başbaşa yaptığı mülakatta, İngilizin Ankara tarafına ikidebirde sergerdeler, çeteciler demesi üzerine pek gücenen Ahmed Tevfik Paşa: "Ekselansları benim vatanperver milletimin vatansever evfâdlanna bu tarzda hitap etmenize asfa rızam yoktur. Konuşacak bir şeyimiz yoktur." salondan çıkmış olduğunu, Loyd Corc'un bahçe kapısına kada arkalarından adetâ koştuğunu oğlu İsmail Hakkı (Okday) bey, Prof.Afet İnan'ın kızı Arı İnan'a verdiği röportajda anlatıyor.
Konular
- Damad Ferid Ve Arkadaşlarının Akıbeti
- Ali Rıza Paşa
- Hatt-I Hümayun Sureti Veziri Meali Semirim Ali Rıza Paşa
- Felâh-I Vatan Gurubu
- Alı Rıza Paşa'nın Ahvali
- Salih Hulusi (Kezrak) Paşa
- Bir Hatıra
- Damad Ferid Kabinesine Girişi
- Salih Paşa. Hakkında Mülahaza
- Malta Sürgünleri
- Malta Adasından Firar
- Bir Şeyhülislam
- İttihatçı Çizgisimi? Ankara Görevimi?
- Görevde Riayet Fatura Ediliyor
- Kara Gün Yazısının Sahıb-I Kalemi
- Londra Konferansı
- Londra Konferansında Malta Sürgünleri Müzakeresi
- General Harıngton'ün Dönekliği
- Vezir-İ Meâü Semirim Tevfik Paşa;
- Anadoluya Nasihat Heyetî
- Yıkılış
- İstiklâl Savaşımız
- Cumhuriyet Yapacaklar!
- Redd-I İlhak Heyet-İ Milliyesinin Beyannamesi
- 9.Ordu Müfettiş Selahiyetnâmesı
- Durum Ve Manzara!
- Raporlar Yağmur Gibi
- Katliamlar Devam Ediyor
- Taşnak Çetesi-Gürcü Yağması
- Güney Cephemize Bir Bakış