logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Salih Hulusi (Kezrak) Paşa


Osmanlı sadrıazamlarının 217. şahsiyeti olmakla beraber, son sadnazamı olmayan Salih Hulusi Paşa, bahriye korami­rallerinden İstanbul limanı reisi Dilâver Paşanın oğludur. Ru­mî 1280/1864 yılında İstanbul'un Tophane semtinde dün-ya'ya geldi. Aslen Kafkasya'nın Şapsih kabilesinin Kezrak neslinden gelmektedir. Dilaver Paşa Tunus Valisi Ahmed Pa­şa tarafından terbiye ve tahsil ettirildi. Arabça ve Türkçeyi Tunus'da öğrenen küçük Dilâver İtalya'ya bahriyye ilmini öğrenmeye gönderildi. Orada tahsilini tamamlayan Dilaver Bey Tunus'a avdet edip denizcilik mesleğine elde ettiği ilim­lerle emek ver meye başladı. 1854 Osmanh-Rusya arasında ve İngiliz ile Fransa'nın bize müttefik olduğu Kırım Savaşında Tunus Donanmasıyla, İstanbul'a gelen Dilaver Bey savaşta büyük başarılar sergiledi. Kaptan-i Derya Damad Mehmed Ali Paşa kendisine Osmanlı donanması emrine girmesinin teklifinde bulununca intisab gerçekleşti. Dilaver Paşa h.13 15/m.l909 yılında vefat etdiği târihe kadar devlete güzel hiz­metlerde bulundu vede iki numaraya yükselecek bir evlât olarak Salih Hulusi Paşa'yı bırakmış oldu.
Dilaver Paşa Rodos mutasarrıfı iken, meşhur edib ve gaze­teci Ahmed Midhat efendi sürgün olarak bahse konu yerde bulunuyordu. Salih Hulusi bu zatdan ders alırken devam etti­ği Rüşdiye mektebinden diploma almayı becerdi. 1294/1878 senesinde Kulelinin ilk bölümüne girdi ve dört yıl süren tah­silden sonra 1298/1882'de Harbiye mektebine girdi. 1301/1885 senesinin 8/ temmuz'unda sınıfının birincisi ve teğmen rütbesi ile kurmay sınıfına ayrıldı. 1302/1886/10 ha­ziranında üsteğmenliğe terfi etdi. 1304/1888'in/10 Haziranın da yine sınıfının birincisi olarak kurmay yüzbaşı olarak mezun oldu. Aynı sene kolağalığı rütbesine terfi ederken, genel kurmayın 3. şubesine alınarak çeşitli görev lerde istihdam olundu. 1307/189l'de askeri İlimlerin yeni buluşlarını öğren­mek ve mesleğini ilerletmek gayesiyle Almanya'ya gönderil­di. Burada yaptığı tahsil vede tetkiklerin üçbuçuk yıl olduğu­nu da söylemeden geçmeyelim. 27/eylü!/1310/1894 târihi Hulusi Paşanın binbaşılığa terfi yılı oldu. Bu sırada Goiç Pa­şanın önerisi ile bir erkânı harb heyetine reis seçilerek Bulga­ristan ve Sırbistan hudud tetkiki için mezkûr bölgeye gönde­rildi ve yine Golç Paşa'nında teklifiyle kurmay okulunda meşhur savaşların tenkid ve tahlili derslerinin muallimliğine tâyin olundu.
1313/1897 Osmanh-Yunan savaşında Yanya cephesinde yer alan kurmay heyetinin içinde yer aldı. Durumu sarsılan askere kumanda etmekten kaçınmadı. Savaş sonrasın da, Narda'da toplanan mütareke müzakerelerine askeri murah­has olarak katıldı. Yunanlıların eski hududlanna çekilmesin­de hayli etkili oldu. Daha önce hudud tashihleri hususundaki komisyonlarda bulunması tecrübi bakımdan, hayli maharet kazandırdığından burada Yunanlıların çevirmek istedikleri dolaba fırsat bırakmadığı görüldü. Savaştan sonra yarbay karşılığı olan Kaymakamlık rütbesine yükseltildi. Bu sıralar­da pederi Diiaver Paşa İrtihal ettiğinden, Kaymakam Hulusi Bey vazifeden istifa etti ve pederinin işlerini de tanzime çalış­maya başladı. Çok geçmeden askerlik vazifesine avdetle al­baylığa yükseldiği görüldü ve de Çerkeş Müşir Deli Fuad Pa-şa'nın kızı ile izdivaç etdi. Elenâ kahramanı Fuad Paşa'ya damad olmak elbetde bir mümtaziyyet olmakla beraber, bu mert ve Deli müşir'in devlete ve padişaha oian muhabbetini çekemeyen Fehim, İzzet ve Ali Şâmil Paşa gibi zevatın düş­manlıklarına hedef olmak mânasına geldiğini de hemen burada hatırlatalım. Nihayet 1318/1903'de, Deli Fuad Paşa Şam'a sürgüne gönderilirken ve bütün rütbe ve nişanların­dan mahrum edilmiş olarak uzaklaştırılıp, damadı da es ge­çilmedi Salih Hulusi Paşa'da Diyarıbekir yolunu tutdu. Bura­da da malum şahıslar tarafından tertip edilen jurnallerle üç defa padişahın hatırına düşürülen Salih Paşa, 3.jurnalin dallı budaklı olması yüzünden Sıvas'da taht-ı mahkeme altına çe­kilmek üzere tevkiflî olarak yola çıkarıldı. Çeşitli zorluklar içinde mevkuf veya serbest olduğunu pek anlayamadığımız tarzda iki sene Sivas'da tutuldu. 2. Meşrutiyetin ilânı üzerine dava sükût ettiğinden olacak Salih Hulusi Paşa'yı İstanbul'da görüyoruz.. Derhal genel kurmay 2. başkanlığı uhdesine tev­cih edildi. Tabii bu aralarda rakipleri hakkında çeşitli düzme­ce jurnaller hazırlıyarak onların çeşitli zulûmata maruz kal­malarına sebeb olanlar yâni İzzet Holo ve Fehim, Kabasakal Mehmed Paşalar, Ali Şâmil gibilerinin defteri dürüldüğünden mazlumlar Dersaadet'e ve görevlerine dönebilmişlerdi.