Osmanlı-İngiltere Mutasavver İttifakı

Selefi olan sadrazamların yukarıda sayılanlarının güttükleri İngiliz politikasına yakınlıklarını devletin menfaati açısından sürdürmek ananesini devam ettirmeyi idrak eden Kıbrıslı Mehmed Kâmil Paşa, ülkenin içine düşmüş olduğu ve daha nereye kadar yuvarlanacağı meçhul halden, halas olması, buhranlarla dolu bu ağır dönemi atlatabilmek için kadîm İn­giliz dostluğu politikasını harekâta geçirerek bir ittifakı ger­çekleştirme yoluna gidivermeyi düşünmüş vakit geçirmeden başvurmuşdu.

Bu işin gizli yürütüldüğünü de, hemen burda kaydettikten sonra Tevfik Paşa, Londra b.elçimiz olarak tecrübeli sadra­zam gibi kendileri de eski sadrazamlardan bulunmanın verdi­ği tecrübe içinde geleneksel Osmanlı-İngiliz dostluğunu tam bir ittifakla pekiştirip, yardımı elde etme yolunda gizli gizli adımlar atmaktaydılar.

Kâmil Paşa, İngiltere hariciye nâzırıyla ittifak şartlarını ko­nuşup tesbit için Ahmed Tevfik Paşaya vazife verdiği gibi, oğlu bahriye nâzın Said Paşayı defaatle Londra'ya qön-aemnıştir. Bu çalışmalar neticesinde o dönemde İngiliz harici­ye nâzın kont Eduvard Göre cenaplarıyla yine Kraliçenin dış siyasetinin büyüklerinden olan Sir Nikolson ile bizim Ahmed evfık ve Said Paşalar arasındaki müzakereler sonunda bir antlaşma metninde uzlaşılmış ve tecavüz ve savunma ant-'aşması prensiplerinde tamamen mutabık kalınmış idi. İşte u antlaşma taslağı elinde olduğu halde İstanbul'a gelerek abineye bu antlaşma hakkında bilgi vermek için hazırlanırken, sadnazamdan gelen teklif üzerine hariciye nazırlığını uhdesine alma teklifini de kabul etmiş ve Londra'dan yola çıkmıştı. Ne varki Tevfik Paşa daha yoldayken babıâli baskı­nı vukubulmuş böylece her şey karmakarışık olmuştu. Bu hareketin gerçekleşmesiyle ittihatçılar bâbıâli'de İşledikleri cinayetlere bu antlaşmayı kuvveden fiile çıkarma hususun­daki faydah çalışmaları öldürdüklerinden, görünen cinayetle­rine, görülmez ve büyük bir cinayet daha eklemiş oldular.

Eğer bu hareket vukubulmamış olsa idi yâni babıâli baskı­nı yapılmamış ve Kâmil Paşa bir müddet daha makam-ı sa­darette kalabilmiş olsaydı, antlaşmada gerçekleşecek ve bu günkü pek fecî hâle düşmeyecektik. Bu şerir haydutların, şahsi menfaatleri uğrunda yapmış oldukları cinayetleri say­mayıp sırf iki defa darbe vurdukları Kâmil Paşa kabinesine karşı işledikleri cinayet, milletin menfaatine yapılmış oldu­ğundan namus kelimesini sık sık ağızlarına almayı kendileri­ne pelesenk edenler, bu kelimenin muhafızı olduklarını isbat için birer birer intihar edip yok olasıca vücudlarını itlaf etme­lidirler. Osmanlı devleti, yâni biricik devletimizin, bu antlaş­madan ne derece menfaat temin edeceğini izaha hacet yok­tur. İşte siyaset adamlarımızın piridense yeri olan, Kâmil Pa­şa- bütün rahatını gözardı etmiş gece gündüz ülkemizin istik­balini temine çalışmışdı. uzağı görmek hassasına bir hayli sahip olan Paşa hz.leri, devletimizin ve memleketimizin bu günkü felâkete uğrayacağını nice seneler evvel görmüşdü.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..