İcârenin İnikadına Ait Şartlar

İcârenin in'ikâdı için, akidlerin (= akid, anlaşma, sözleşme yapan kişilerin) ehliyetli (yani: Âkil ve mümeyyiz) olmaları, îcabm kabule muvafakati ve îcap ile kabulün hakikaten veya hükmen bir mecliste vuku bulması şarttır.

Deli ve aklı ermeyen çocuğun sözleşmesi sahih değildir.

Buluğ sözleşmenin şartlarından değildir.

Bize göre bulûğ sözleşmenin geçerli olmasının şartlarından da değildir.

Hatta, akıllı bir sabî (= çocuk), malını veya nefsini icara verse, eğer ticarete izinli ise, bu sözleşmesi geçerlidir. Eğer izinli değilse, velîsinin iznine bakılır. Bize göre, bu böyledir.

Keza, izinsiz bir sabî, nefsini icara verse, çalışsa ve yaptığı işi de teslim eylese, ecre (= ücrete) hak kazanmış olur. Bu ücreti de kendisinin olur.

Hürriyet de akidde (= sözleşmede) şart değildir.

Bize göre, kölenin akdi —eğer ticarete izinli ise geçerlidir. İzinli değilse, efendisinin iznine bakılır.

İzinsiz bir köle, nefsini icara verse, ona ecr-i müsemmâ ( = konuşulan ücreti vermek) gerekir. Bu ücreti de efendisinin olur.

Şayet, sabî ve köle icarcının yanında zayi olurlarsa, bu durumlarda tazminat gerekir. Çünkü, işveren onları çalıştırmakla, gasbetmiş gibi olur. Zira, efendi ve veliden izin almamıştır.

Şayet müste'cir hata ile o köleyi veya sabiyi öldürürse, onların baba taraf akrabalarına diyet öder ve kölenin bedelini öder.

Mükâteb hem icare alır; hem de verir. Yalnız sözleşme kasdî olmalıdır.

Âkidlerin, müslüman olması da şart değildir. Bir müslümamn bir zimmî veya harbî ile icarlaşmaları caizdir.

İcârenin sıhhatli ve geçerli olması için akid yapan şahsın malik veya vekil yahut da velayeti haiz bulunması da şarttır.

Mülk ve velayeti olmadığı için fuzûlî'nin icaresi geçerli olmaz. Ve, bize göre, fuzûlinin akdi (= sözleşmesi), o şeyin sahibinin icazetine mevkuf bulunur. (Mal sahibi izin verirse, fuzûli şahsın yaptığı icare akdi geçerli olur.)

İcâre akdinin sıhhatli ve geçerli olmasının şartlarından biri de, ma'kûdün aleyh'in (= akid konusu olan şeyin) hazır olmasıdır.

Fuzûlî icara verdiğinde mal sahibi de menfâat temininden sonra, izin verse, işte bu icare caiz olmaz. Bu durumda ücret, sözleşme yapanın olur. Çünkü, ma'kûdün aleyhin (= üzerine sözleşme yapılanın) men­faati gerçekten yok olmuştur.

Halbuki vekilin icaresi, —velayeti olduğundan dolayı— geçerlidir.

Keza, babanın, vasinin, hakimin ve hakimin emininin icareleri de geçerlidir. Çünkü bunlarda, şer'an izin vardır.

Babadan, vasîden, dededen ve-onun vasisinden ve diğer mahrem olan zi rahimden (şu saydıklarımızdan) birisi bulunur ve sabî de icare müddeti tamam olmadan bulûğa erişirse, bu durumda, bu çocuk muhayyerdir: İsterse icareyi devam ettirir; isterse, bozar.

İcârenin in'ikadının ve geçerli olmasının şartlarından birisi de müste'cirin, icarladığı yeri akid de ta'cil şartı olmadığı zaman, teslim almasıdır.

Müste'cir teslim almadan sözleşme müddeti biterse, mal sahibi hiç bir ücret alamaz.

Şayet müddetin bir kısmı geçer de, müste'cir o zaman teslim alırsa geçen zaman için ücret olmaz.

İcârenin in'ikâdmm ve geçerli olmasının şartlarının birisi de, akidde muhayyerlik şartının bulunmamasıdır.
Eğer sözleşmede muhayyerlik bulunursa, bu muhayyerlik müddeti geçerli olmaz. [5]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..