12- İCÂRENİN TAKSİM EDİLME ŞEKLİ

Bir içarenin müddeti, mesafesi hakkında akid sahih olursa, akid vaki olunca, içarenin menfaati devam ettikçe teslim etmesi vacip olur. Muhıyt'te de böyledir.

Üzerine akid yapılan şeyin teslimi, faydasının temin edilmesi ile olur. Teslim, menfaata mani değildir.

Şayet menfaate mani bazı arıza çıkarsa, (Meselâ: karcının elinden, icarladığı ev zoraki alınır veya icara verilen yeri su basarsa yahut icara verilen yerin sulama suyu kesilirse veya köle hasta olursa yahut icarlanan köle kaçarsa) o mikdarın ücreti düşer. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.

Şehirde, icar yerini boşaltmakla birlikte, anahtarını da teslim etmek, o yer ile anahtarı teslim alan şahsın arasını serbest bırakmak halinde, o yer anahtarın teslim edildiği günden itibaren, icara verilmiş ve teslim edilmiş olur. Her ne kadar, icara tutan şahıs oraya oturmasa bile, bu böyledir. Köyde anahtar teslim edilir; ev de şehirde olursa, bu durumda ev, teslim edilmedikçe, teslim işlemi yapılmış sayılmaz. Her ne kadar anahtar icarcının elinde olsa bile, bu böyledir. Gınye'de de böyledir.

Bir adam, diğerine dükkanını icare verip, anahtarını da teslim eder; müste'cir kapıyı açamaz ve anahtarı bir müddet kaybedip, sonra bulursa, eğer kapıyı açması mümkün ise, ücret anahtar verildiği günden itibaren   başlar.   Şayet,   kapıyı   açması   mümkün   değilse,   —kapı açılmadıkça ücret gerekmez. Zehiyre'de de böyledir.

Bir adam, bir yerde bir ev kiraladığında, o evde oturan bulunur; kiraya veren şahıs, tutan şahısla orayı başbaşa bırakır; ay başı gelince de evin kirasını ister; icarcı da: Ben, evde oturmadım. O evde filan otu­ruyor." karşılığını verir; oturan şahıs da onu ikrar veya inkar ederse, hali hazıra hükmedilir. Eğer evde icarcı oturuyorsa, icarı o öder. Şayet zoraki oturan oturuyorsa, ona ücret yoktur. Bu hususta onun sözü geçerlidir. Şayet hali hazırda ev boş ise, müste'cir ücretini tazmin eder. Mebsût'ta da böyledir.

Müntekâ'da, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un şöyle buyurmuş olduğu nakledilmiştir:

Müste'cir, hasta bir köleyi getirir veya köle kaçmış olur ve köleyi icara veren şahıs, bu köleyi müste'cirin çalıştırdığını isbat ederse; ücre­tini alır. Her ne kadar, müste'cir "köle hasta oldu." veya "kaçtı." der ve belge de getirse bile, icara verenin belgesi kabul edilir. Muhıyt'te de böyledir.

Şayet bir ev icara verenin eşyası ile dolu veya tarlası ekili olursa, sahih olan kavle göre, bu icare sahih olur. Teslim etmedikçe ve evi boşaltmadıkca icar gerekmez.

Eğer evi boşaltır ve teslim ederse, icar lazım olur.

Şayet evin bütün odalarını boşaltır, yalnız bir odasını meşgul ederse, onun hissesini icardan düşer.

Eğer sahibi, icare fesh edilmeden önce, o odayı da boşaltmış olursa, onun da icarını alır. Giyasiyye'de de böyledir.
Müste'cir içinde otururken, evin bir kısmı veya bir duvarı yıkılır ve bu müste'cir, kalan kısmında oturursa, bu durumda ücretten bir şey eksiltilmez. Tatarhâniyye'de de böyledir. [23]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..