1- MAHKEMELERDE DA'VÂLARLA İLGİLİ KAYİTLAR VE SİCİL DEFTERLERİNİN TUTULMASI

Sicil ve kayıt defterlerinde aslolan, icmal ile iktifa etmeyip da'vâ ve kararları açık ve sarîh bir şekilde etraflıca yazmaktır. Hulâsa'da da böyledir.
Şeyhu'l-İmâmü'z-Zâhid Haccâc Necmiid-dîn   Şemsü'l-İslâm ve'1-Müslimîn Ömer en-Nesefî. şöyle buyurmuştur:

Da'vâlar ve defterlerde işaret ve şehâdet lafzı, kendisine çok ihtiyaç olunan şeydir.

Sicillerde de böyledir ve elbette işaret lâzımdır.

Hatta, âlimler şöyle buyurmuşlardır:

Da'va defterine yazıldığı zaman, o filan, mahkeme günü, mahkeme meclisinde hazır bulunacaktır.

Uygun olan, da'vâcıyı da da'vâlıyı da kayıt defterine" "şu iddia edendir, şu iddia olunandır." diye yazmaktır. Çünkü, bazı âlimler, böyle olmayınca da'vânın sıhhatma fetva vermediler.

Sicil defterleri de böyledir. Önada: Da'vâcı Muhammed için, da'vâlı Ahmed'e hükmedümiştir." şeklinde yazılmalıdır. Muhıyt'te de böyledir.

Yine âlimlerimiz şöyle buyurmuşlardır:

Kayıt defterine şahitlerin şehâdetleri yazılacak ve onlara işaret edi­lecektir.

Da'vâlı, bu hakkı terke muktedir olmayıp, husûmete. (= da'vâlaşmaya) mecburdur.

Müddeâ: Müddeînin da'vâ ettiği şey demektir.

Buna, müddeâ bili de denilir.

Muhakeme: Da'vâcının, da'vâlıyı, hâkimin huzuruna da'vet edip, onunla muhâsama ve (veya) murâfada bulunması demektir.

Muhâsama (- Husûmet): Da'vâda bulunmak, da'vâlaşmak demektir.

Murafaa: Da'va edilen şeyi hail ve fasl etmek için, da'vâlıyı, hâkimin huzuruna celbetmek demektir.

Müdâfaa: Hasmın iddiasına karşı koymak demektir.

Def-i Da'vâ: Da'valı tarafından, da'vâcmın da'vâsmı bertaraf edecek bir da'vâ dermeyan edilmesi demektir.

Fasl-ı husûmet: Da'vâyı tetkik ederek, bir hükme bağlamak demektir.

Mürûr-u Zaman: Bir hadise üzerinden, bir müddetin geçmiş olması demektir.

Mürûr-u zaman, bazen, o hâdise hakkında da'vânın dinlenmesine bir mania teşkil eder.

Kaza: Hâkimlik; husûmetleri hail ve fasl etmektir.
Kadı (- Hâkim): İnsanlar arasında vukûbulan husûmetleri, şer'î hükümlerine uyarak hail ve fasl için, veliyyü'1-emr tarafından tayin olunan zat.
Hâkim tâbiri, kadı tâbirinden daha umûmîdir. Çünkü, kadıya hâkim denildiği gibi, veliyyü'1-emre de hâkim denilir.

İlzam: Hâkimin, bir hususa hükmetmesidir.

Meclis-i Kaza: Mahkeme; hâkimin, da'vâları içinde hail ve fasl edeceği makam, dâire.
Tenfiz: Bir hâkimin verdiği bir hükmü, diğer bir hâkimin, istinâfen vâki oîan tetkiki neticesinde usûlüne muvafık görerek tasdik etmesi, demektir. [1]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..