8- Zinadan Doğan Çocuk Ve Onun Hükmü
Bir adam, bir kadına zina edip kadın da bir çocuk doğurduğunda, zani onu iddia etse bile, nesebi ondan sabit olmaz.
Bu durumda çocuğun nesebi, kadından sabit olur.
Bir adam, diğer bir şahsın elinde bulunup köle bir sabiyi (= çocuğu) iddia ederek: "Zinadan oğlu olduğunu" söylerse, efendisi doğrulasa da, yalanlasa da ondan nesebi sabit olmaz.
Eğer bu çocuğu herhangi bir yönle sahib olursa, ona karşı çocuk azad olmuş olur. Anasına malik olsa bile, o ümm-ü veledi olmaz. Bedâi*'de de böyledir.
Keza, davacı (= müddeî) "Bu, benim haksız oğlumdur." veya "Kadına haksızlık yaptım; o da bu çocuğu doğurdu." yahut: "Bu, doğru olmayan yoldan oğlumdur." derse, neseb sabit olmaz.
Eğer o çocuk davacının (= müddeînin) babasının veya dayısının yahut bir mahreminin olursa; nesebi müddeîden sabit olmaz.
Şayet o: "zinadandır." derse bu durumda çocuk azad olmaz.
Eğer bu çocuk iddiacının oğlunun malı ise, bu durumda onun nesebi, eğer o. zinadandır derse ondan sabit olur. Muhıyt'te de böyledir.
İddiacı (= müddeî): "Bu oğlumdur." der ve onun da babası bulunmaz ve iddiacı "zinadan" demez; sonra ona sahib olursa» neseb sabit olur. Bu durumda çocuk azad edilmiş olur.
Eğer: "Bu benim, fasid nikahdan oğlumdur." veyafasid satın alıştan oğlumdur." der; yahut: "Efendi, onu bana yükledi." derse bu durumlarda neseb sabit olmaz.
Eğer' iddiacı (= müddeî) ona sahib olursa,.neseb sabit olur. Anasına sahip olursa, o da onun ümm-ü veledi olur. Havî'de de böyledir.
Bir adam, hür bir kadına zina eylediğini ikrar ederek "çocuğun zinadan doğduğunu" söyler, kadın da, onu doğrularsa; bu durumda nesep her ikisinden de sabit olrhaz.
Eğer ebe, buna şehadet ederse, çocuk' anaya nisbet edilir; adama nisbet edilmez. Mebsût'ta da böyledir.
Bir adam, "hür bir kadına zina eylediğini" ikrar eder veya "bir cariyeye zina eylediğini" söyler ve çocuk da zinadan meydana gelir; kadın da "nikahın caiz olduğunu" iddia eder veya "fasid olduğunu" söylerse; bu durumda neseb, bu adamdan sabit olmaz. Ona malik olsa bile, bu böyledir. Fakat ona malik olunca, o azad edilmiş olur ve bu şahsa had cezası gerekmez. Kadının mehri, adama ait olur. Ayrılık hususunda, kadının iddet beklemesi gerekir. Zehıyre'de de böyledir.
Bir adam, bir kadının yanındaki sabiyi (= küçük çocuğu) iddia sderek: "O benim zinadan oğlumdur."der; kadın da: "Bu nikahtandır." derse; bu durumda neseb sabit olmaz.
Eğer adam, bundan sonra: "Nikahdandır." derse, neseb sabit olur.
Keza adam, nikahı iddia ettiği halde, kadın: "Zinadandır." derse; yine neseb sabit olmaz.
Eğer kadın, bu sözünden döner ve adam da onu doğrularsa, neseb ondan sabit olur. Havî'de de böyledir.
Şayet adam nikahı iddia eder; kadın ise: "Zinadandır.", derse, çocuğun, adamın yanında bulunması halinde neseb ondan sabit olur.
Eğer çocuk kadının yanında ise, nesebi sabit olmaz.
Eğer adam, onun sahibi olursa, nesebi sabit olur. Anasının da sahibi olursa, oda, onun ümm-ü veledi olur.
Bu adama had cezası uygulanmaz. Adam kadının mehrini verir. Ve kadın, iddet bekler. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.
Adamın, nikahı hususunda bir şahidi varsa, ve çocuk kadının yanında ise bu durumda neseb, bu adamdan sabit olmaz..
Keza, bu şahsın tezkiye edilmemiş iki şahidi olsa veya şahitler kazf cezasına çarpmışlardan olsalar yahut ikisi de kör olsalar; neseb sabit olmaz.
Bu durumlarda mehir vacib olur; iddet gerekir. Muhıyt'te de böyledir.
Bir adamın karısı, yatağında doğum yapar; kocası ise: "Sen, zina eyledin ve zinadan da bu çocuğu doğurdun." der; kadın da, bunu doğrularsa; bu durumda neseb kocadan sabit olur. Zehıyre'de de böyledir.
Bir kadın, kocasının yatağında doğurur; kocası da: "Sana, filan zina yaptı. Bu çocuk da ondan." der; kadın da bunu doğrular ve o filan da ikrar ederse, bu durumda bile, o çocuğun nesebi kocadan sabit olur. Mebsût'ta da böyledir. [52]
Bu durumda çocuğun nesebi, kadından sabit olur.
Bir adam, diğer bir şahsın elinde bulunup köle bir sabiyi (= çocuğu) iddia ederek: "Zinadan oğlu olduğunu" söylerse, efendisi doğrulasa da, yalanlasa da ondan nesebi sabit olmaz.
Eğer bu çocuğu herhangi bir yönle sahib olursa, ona karşı çocuk azad olmuş olur. Anasına malik olsa bile, o ümm-ü veledi olmaz. Bedâi*'de de böyledir.
Keza, davacı (= müddeî) "Bu, benim haksız oğlumdur." veya "Kadına haksızlık yaptım; o da bu çocuğu doğurdu." yahut: "Bu, doğru olmayan yoldan oğlumdur." derse, neseb sabit olmaz.
Eğer o çocuk davacının (= müddeînin) babasının veya dayısının yahut bir mahreminin olursa; nesebi müddeîden sabit olmaz.
Şayet o: "zinadandır." derse bu durumda çocuk azad olmaz.
Eğer bu çocuk iddiacının oğlunun malı ise, bu durumda onun nesebi, eğer o. zinadandır derse ondan sabit olur. Muhıyt'te de böyledir.
İddiacı (= müddeî): "Bu oğlumdur." der ve onun da babası bulunmaz ve iddiacı "zinadan" demez; sonra ona sahib olursa» neseb sabit olur. Bu durumda çocuk azad edilmiş olur.
Eğer: "Bu benim, fasid nikahdan oğlumdur." veyafasid satın alıştan oğlumdur." der; yahut: "Efendi, onu bana yükledi." derse bu durumlarda neseb sabit olmaz.
Eğer' iddiacı (= müddeî) ona sahib olursa,.neseb sabit olur. Anasına sahip olursa, o da onun ümm-ü veledi olur. Havî'de de böyledir.
Bir adam, hür bir kadına zina eylediğini ikrar ederek "çocuğun zinadan doğduğunu" söyler, kadın da, onu doğrularsa; bu durumda nesep her ikisinden de sabit olrhaz.
Eğer ebe, buna şehadet ederse, çocuk' anaya nisbet edilir; adama nisbet edilmez. Mebsût'ta da böyledir.
Bir adam, "hür bir kadına zina eylediğini" ikrar eder veya "bir cariyeye zina eylediğini" söyler ve çocuk da zinadan meydana gelir; kadın da "nikahın caiz olduğunu" iddia eder veya "fasid olduğunu" söylerse; bu durumda neseb, bu adamdan sabit olmaz. Ona malik olsa bile, bu böyledir. Fakat ona malik olunca, o azad edilmiş olur ve bu şahsa had cezası gerekmez. Kadının mehri, adama ait olur. Ayrılık hususunda, kadının iddet beklemesi gerekir. Zehıyre'de de böyledir.
Bir adam, bir kadının yanındaki sabiyi (= küçük çocuğu) iddia sderek: "O benim zinadan oğlumdur."der; kadın da: "Bu nikahtandır." derse; bu durumda neseb sabit olmaz.
Eğer adam, bundan sonra: "Nikahdandır." derse, neseb sabit olur.
Keza adam, nikahı iddia ettiği halde, kadın: "Zinadandır." derse; yine neseb sabit olmaz.
Eğer kadın, bu sözünden döner ve adam da onu doğrularsa, neseb ondan sabit olur. Havî'de de böyledir.
Şayet adam nikahı iddia eder; kadın ise: "Zinadandır.", derse, çocuğun, adamın yanında bulunması halinde neseb ondan sabit olur.
Eğer çocuk kadının yanında ise, nesebi sabit olmaz.
Eğer adam, onun sahibi olursa, nesebi sabit olur. Anasının da sahibi olursa, oda, onun ümm-ü veledi olur.
Bu adama had cezası uygulanmaz. Adam kadının mehrini verir. Ve kadın, iddet bekler. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.
Adamın, nikahı hususunda bir şahidi varsa, ve çocuk kadının yanında ise bu durumda neseb, bu adamdan sabit olmaz..
Keza, bu şahsın tezkiye edilmemiş iki şahidi olsa veya şahitler kazf cezasına çarpmışlardan olsalar yahut ikisi de kör olsalar; neseb sabit olmaz.
Bu durumlarda mehir vacib olur; iddet gerekir. Muhıyt'te de böyledir.
Bir adamın karısı, yatağında doğum yapar; kocası ise: "Sen, zina eyledin ve zinadan da bu çocuğu doğurdun." der; kadın da, bunu doğrularsa; bu durumda neseb kocadan sabit olur. Zehıyre'de de böyledir.
Bir kadın, kocasının yatağında doğurur; kocası da: "Sana, filan zina yaptı. Bu çocuk da ondan." der; kadın da bunu doğrular ve o filan da ikrar ederse, bu durumda bile, o çocuğun nesebi kocadan sabit olur. Mebsût'ta da böyledir. [52]
Konular
- Hüküm
- İkinci Mertebe
- Ümm-ü Veled
- Üçüncü Mertebe
- Bu Da'vanın Çeşitleri
- Çocuk İsteme Da'vası
- Tahrir Da'vası
- Mülk Şüphesi Da'vası
- Bu Da'vânın Sıhhatinin Şartı
- 2- Bayi Ve Müşteri Da'vâsı
- 3- Bir Kimsenin, Oğlunun Cariyesinin Çocuğunu İddia Etmesi
- 4- Ortak Şahısların Cariyenin Çocuğunu İddiası
- 5- Yabancı İle Zi'l-Yed'in Ve İki Yabancının Da'vâları
- 6- Birinin Veya İkisinin Yanında Çocuk Bulunan Karı-Kocanın Da'vâları
- 7- Nikâh Hükmüyle, Başkasının Cariyesinin Çocuğunun Nesep Davası
- 8- Zinadan Doğan Çocuk Ve Onun Hükmü
- 9- Bir Efendinin, Cariyesinin Çocuğunun Nesebini İddia Etmesi
- 10- Bîr Şahsın: "Filanındır." Diye İkrar Ettikten Sonra, Çocuğun Kendisine Ait Olduğunu İd
- 11- Nesebi Başkasına Ve Ona Münasip Olan Bir Şahsa İzafe Etmek
- 12- Boşanma Veya Ölümden Dolayı İddet Bekleyen Bir Kadının Çocuğunun Nesebi
- 13- Ana-Babadan Birinin Çocuğu Kabul Etmediği Hâlde, Diğerinin İddia Etmesi
- 14- Tacir Köle Ve Mükâtebin İddiası
- 15- Muhtelif Mes'eleler
- 15- İSTİHKAK DA'VÂLARI
- 16- GARÛR'UN (- ALDATICI ŞAHSIN) İDDİASI
- 17-BU KONU İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ MES'ELELER
- KİTÂBÜ'L-MEHÂDIR VE'S-SİCÎLLÂT
- (MAHKEME SİCİL VE KAYIT DEFTERLERİ)
- 1- MAHKEMELERDE DA'VÂLARLA İLGİLİ KAYİTLAR VE SİCİL DEFTERLERİNİN TUTULMASI
- Da'vâ İle İlgili Bazı Istılahlar: