52- MÜZÂRAA DA'VÂSININ KAYDI

Ziraatçı ile tarla sahibi arasında vuku' bulacak da'vâda husûmetin (= da'vâlaşmanın) ziraatten önce ve sonra meydana geldiğini bilmek gerekir.

Husumet, tohum ziraatçı tarafından olduğu zaman olur. Fakat, tohum tarla sahibinden olursa, bu duruma husûmet teveccüh etmez. Çünkü, tarla sahibi için, bu hususta ziraatçıya karşı, zarardan imtina (= kaçınmak) hakkı vardır.

Şayet tohum ziraatçı tarafından olur ve o da ziraatın isbatını isterse; da'vâcı ve da'vâlı gelirler. Da'vâcı, da'vâhya karşı iddiada bulunarak: "Bu zat, filan kasabanın, şu köyünde bulunan şu şu hudutlu bütün ara­zîyi, üç senelik veya bir senelik ziraat yapmak üzere aldı. Aralarında "şu tarihten, şu tarihe kadar; tohumu öküzü, yardımcısı ziraatçıya ait olmak üzere, sulaması da yaz ve kış onun üzerine olup, gelirini aralarında yarı yarıya paylaşmak" şartıyla, aldı. Bütün sahih şartlara hâiz olmasına rağmen, o yerleri, sahibi, ziraatçıya teslim etmekten kaçındı." der ve "teslim etmesinin gerekli olduğunu, bu hususta ondan bir cevap istediğini" söyler. Ve mes'elesini sorar ve ona cevab verilir.

Şayet, ziraatçı için bir senet yazılmışsa; da'vâcı da'vâhyı senette yazılı oian hususlardan dolayı da'vâ eder. Bu nüshada "bismillahir-rahmanirrahim" dedikten sonra, senette yazılı olanın tamamını yazar ve hakkını ister.

Şayet, münazaa ziraattan sonra meydana gelir; geliri de yerde durmakta olursa; önceki gibi- "bütün şartları tamamdır.'^âenilen yere kadar yazar. Sonra da: "Gerçekten o, oraya buğday ekti.^Öküzü ve emeği bu güne kadar kâim ve sabittir." der, "başaklarının durumunu veya onun biçilmiş olduğunu da" belirtir.Ve "bunların cümlesine yapı­lan şart gereğince, yarı yarıya ortak olduklarını" belirtir.

Bu durumda iken, da'vâhyı orda çalışmaktan ve onu koruma; tan men ediyor ve üzerine vacip olmayan şeyi yapıyorsa; onun eli, or -lan çektirilir ve taarruzu ziraat yetişene kadar, terk ettirilir.

Hasaddan sonra hissesini alır ve mes'elesini sorar.
Şayet, ekin gerçekten yetişmiş ve hasad edilmişse; artık münazaa hariçte yapılır. Da'vâcı, -söylediğimiz gibi- yazar. Ancak, burda "kâi­medir sabitedir." diye yazmaz. Fakat, "onu ektiğini; tohumunun buğday olduğunu; öküzünü de kullandığını; netice olarak ziraatın mey­dana geldiğini; söylenilen şartların tamam olduğunu ve o mahsule yan-yarıya ortak bulundukları hâlde, da'vâlının, onu kendi hissesinden men ettiğini; ondan bu durumun sorulmasını ve onu cevabını vermesi istediğini" belirtir. Ve bu durum, da'vâhya sorulur. [108]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..