44- KİTÂBÜ'L-KÂDÎ İLE'L-KÂDÎ (= KİTÂB-I HÜKMÎ) YOLUYLA, GAİBE KARŞI ALACAK DA'VÂSINDA KAYDA GEÇİRİLM
Kitâbii'l-Kâdî ile*İ-ksdî: Kendisi gaip olup, vekili de hazır bulunmayan bir şahıs aleyhine, bir kimse tarafından, bir belde mahkemesinde açılan da'vâyı ve bu da'vâda ikâme edilen beyyineyi, o belde hâkiminin dinleyip, bu beyyineyi tezkiye ettikten sonra; bunu mübeyyin (= açıklayıcı) olmak üzere, o şahsın bulunduğu beldenin hâkimine gönderdiği ve buna göre hükmetmesi talep edilen mektuptur.
Bu mektuba (yazıya) Kiiâh-i hükmî de denir. Bu mektubu yazan hâkime: Hâki m-i kâtip; kendisine bu mektubun yazıldığı hâkime de: Hâkim-i mektubun ileyh denir.
Bu da'vâ, şöyle kaydedilir:
Bir adamın, diğerinde malı (alacağı) bulunur; mala karşı olan şahitler de gaip olan borçlunun beldesinde olur ve da'vâcı da kendi beldesinin hâkimine başvurarak, "şahitlerin şehâdetlerini dinleyip, bunların da'vâlının bulunduğu yerin hâkimine yazılmasını" isterse; hâkim, bu isteği kabul eder.
Bu, insanların ihtiyacına binâen uygun görülmüştür.
Bu yazı, şu şekilde yazılır:
O beldenin hâkimi mahkeme eder ve diğer beldenin hâkimine: "Filan adam, hasmını huzura getiremedi; onun naibi de olmadı. Da'vâcı, filan isimli gaip kişinin nesebini söyledi. Onun üzerinde, "sahih sebeblerle şu şu kadar dinar alacağının olduğunu" iddia eyledi. "Alacağının ödenmesi gereken bîr hak olduğunu" söyleyip, "tahsili için mahkemenize yazılması" talebinde bulundu." diye (borçlunun bulunduğu beldenin hâkimine) yazar.
îki beldenin arasındaki mesafenin uzaklığı her iki tarafın bir arada mahkeme olmamalarını icâbettiren bir ma'zeret olduğundan; da'vâlmm bulunduğu yerin hâkimi, yazıyı yazan beldenin hâkiminin yazısına muvafakat eder.
Böyle yazışmalara, bütün hâkimler icabet ederler.
Da'vâcı şahitlerini getirir; onlar da isimlerini, kimliklerini, mahalle ve evlerini -açıkladığımız gibi- söylerler.
Sonra da da'vâcmm iddiasını baştan sonra kadar söylerler ve işaret yerine işaretlerini yaparlar. Hâkim,onların adaletlerini tanısın veya tanımasın hâllerinden onları anlar. Ve onların adaletleri meydana çıkar. Bunun üzerine hükmünün yazılmasını emreder. Bu kitâb-ı hükmî'nin bir Örneği şöyledir:
Hâkim, önce besmeleyi; sonra da kendi .ismini yazar. Kimliğini, künyesini yazmaz. Kendisine yazdığı hâkimin ismini de yazar. Sonra, bu yazının başına hamdele (= elhamdülillahi rabbi'l-âlemîn) ve salvele (-ve's-salâtü ve's-selâmü alâ resûlihî Muhammedin ve âlihi ecmaıyn) lafızlarını yazar.
Sonra, yazıya şöyle devam eder: "Şu beldenin hüküm meclisinde, ben, bu gün/bu yerin ve çevresinin, hükümdarı tarafından tayin edilmiş hâkimiyim. Hükmüm halk arasında Allahu Teâlâ tarafından nafizdir (= geçerlidir). O'nun sonsuz ni'metlerine şükürler olsun. Hamd O'na mahsustur. O'nun ni'metleri sayılmakla bitmez."
Bu yazıya şöyle devam edilir:
Şu senenin, şu ayının, şu gününde, şu şehirde, hüküm meclisim hazır bulundu. Filan oğlu filan, da'vâcı olarak, hasmı olan da'vâlısı veya onun naibi olmaksızın, bizzat kendisi iddiada bulundu. Bu da'vâcı, ihazırda bulunmayan da'vâlının isminin "filân oğlu filan olduğunu" söyledi. Ve, da'vâsı baştan sonra kadar yazıldı. O, benden, ismi ve yeri yazılı gaibe karşı, da'vâsının dinlenmesini ve hükmümün, -hâkimlere-(size) yazılmasını talep etti.
Da'vâcı, şahitleri olan filan ve filanı da getirdi. Onlar da şehâdette bulundular. Ben de, şehâdetleri tamam olunca, bu şehâdetlerini yüzlerine karşı okudum. Ve bu şahitlerin tezkiyeleri için, bulundukları yerlere yazı yazdım. Hepsinin de, tezkiyeleri ve adaletleri, isim ve nesepleri, şehâdetlerinin kabulü zahir olmakla, -ilmin ve kabulün gereğince- şehâdetlerini kabul eyledim.
Bundan sonra, huzurdaki da'vâcı benden "bu yazının tamamını, müslümanlarm hakimi olan hükmü geçerli bulunan, sana, mühürlü olarak, -bilgi bakımından- göndermemi istedi. Hakkın tecellisi için, Allah'ın tevfıki ile bu yazı gönderildi."
Bu yazının suretinin muhafazası gereklidir.
Yazının sonuna "inşâallah" yazılır. Çünkü, İmâm Ebû Hânîfe (R.A.)'ye göre bu lafız, bütün yazılarda yazılır.
Hâkim, bu yazıyı, bir şahide karşı okur ve onu, yazıda neler yazıldığına şahit tutar.
Sonra, hâkim "Bu yazıyı, filan beldenin hâkimine gönderiyorum." der.
Hâkim, bu yazının ihtiyaç kadar kopyasını çıkarıp, bir kısmını o hâkime gönderir; bir kısmını ise, yanında bırakır.
Hâkim, bu yazının sağ tarafına "filan yerin, imzası ve hükmü ol ahâlisi arasında geçerli olan, filan oğlu filan hâkimine" diye yazar.
Sol tarafına da "Filan şehrin hakimi halkı arasında hükmü geçerli ve imzası nafiz olan, filan oğlu filan tarafından yazılmıştır." diye yazar ve bu yazıyı gönderir. [95]
Bu mektuba (yazıya) Kiiâh-i hükmî de denir. Bu mektubu yazan hâkime: Hâki m-i kâtip; kendisine bu mektubun yazıldığı hâkime de: Hâkim-i mektubun ileyh denir.
Bu da'vâ, şöyle kaydedilir:
Bir adamın, diğerinde malı (alacağı) bulunur; mala karşı olan şahitler de gaip olan borçlunun beldesinde olur ve da'vâcı da kendi beldesinin hâkimine başvurarak, "şahitlerin şehâdetlerini dinleyip, bunların da'vâlının bulunduğu yerin hâkimine yazılmasını" isterse; hâkim, bu isteği kabul eder.
Bu, insanların ihtiyacına binâen uygun görülmüştür.
Bu yazı, şu şekilde yazılır:
O beldenin hâkimi mahkeme eder ve diğer beldenin hâkimine: "Filan adam, hasmını huzura getiremedi; onun naibi de olmadı. Da'vâcı, filan isimli gaip kişinin nesebini söyledi. Onun üzerinde, "sahih sebeblerle şu şu kadar dinar alacağının olduğunu" iddia eyledi. "Alacağının ödenmesi gereken bîr hak olduğunu" söyleyip, "tahsili için mahkemenize yazılması" talebinde bulundu." diye (borçlunun bulunduğu beldenin hâkimine) yazar.
îki beldenin arasındaki mesafenin uzaklığı her iki tarafın bir arada mahkeme olmamalarını icâbettiren bir ma'zeret olduğundan; da'vâlmm bulunduğu yerin hâkimi, yazıyı yazan beldenin hâkiminin yazısına muvafakat eder.
Böyle yazışmalara, bütün hâkimler icabet ederler.
Da'vâcı şahitlerini getirir; onlar da isimlerini, kimliklerini, mahalle ve evlerini -açıkladığımız gibi- söylerler.
Sonra da da'vâcmm iddiasını baştan sonra kadar söylerler ve işaret yerine işaretlerini yaparlar. Hâkim,onların adaletlerini tanısın veya tanımasın hâllerinden onları anlar. Ve onların adaletleri meydana çıkar. Bunun üzerine hükmünün yazılmasını emreder. Bu kitâb-ı hükmî'nin bir Örneği şöyledir:
Hâkim, önce besmeleyi; sonra da kendi .ismini yazar. Kimliğini, künyesini yazmaz. Kendisine yazdığı hâkimin ismini de yazar. Sonra, bu yazının başına hamdele (= elhamdülillahi rabbi'l-âlemîn) ve salvele (-ve's-salâtü ve's-selâmü alâ resûlihî Muhammedin ve âlihi ecmaıyn) lafızlarını yazar.
Sonra, yazıya şöyle devam eder: "Şu beldenin hüküm meclisinde, ben, bu gün/bu yerin ve çevresinin, hükümdarı tarafından tayin edilmiş hâkimiyim. Hükmüm halk arasında Allahu Teâlâ tarafından nafizdir (= geçerlidir). O'nun sonsuz ni'metlerine şükürler olsun. Hamd O'na mahsustur. O'nun ni'metleri sayılmakla bitmez."
Bu yazıya şöyle devam edilir:
Şu senenin, şu ayının, şu gününde, şu şehirde, hüküm meclisim hazır bulundu. Filan oğlu filan, da'vâcı olarak, hasmı olan da'vâlısı veya onun naibi olmaksızın, bizzat kendisi iddiada bulundu. Bu da'vâcı, ihazırda bulunmayan da'vâlının isminin "filân oğlu filan olduğunu" söyledi. Ve, da'vâsı baştan sonra kadar yazıldı. O, benden, ismi ve yeri yazılı gaibe karşı, da'vâsının dinlenmesini ve hükmümün, -hâkimlere-(size) yazılmasını talep etti.
Da'vâcı, şahitleri olan filan ve filanı da getirdi. Onlar da şehâdette bulundular. Ben de, şehâdetleri tamam olunca, bu şehâdetlerini yüzlerine karşı okudum. Ve bu şahitlerin tezkiyeleri için, bulundukları yerlere yazı yazdım. Hepsinin de, tezkiyeleri ve adaletleri, isim ve nesepleri, şehâdetlerinin kabulü zahir olmakla, -ilmin ve kabulün gereğince- şehâdetlerini kabul eyledim.
Bundan sonra, huzurdaki da'vâcı benden "bu yazının tamamını, müslümanlarm hakimi olan hükmü geçerli bulunan, sana, mühürlü olarak, -bilgi bakımından- göndermemi istedi. Hakkın tecellisi için, Allah'ın tevfıki ile bu yazı gönderildi."
Bu yazının suretinin muhafazası gereklidir.
Yazının sonuna "inşâallah" yazılır. Çünkü, İmâm Ebû Hânîfe (R.A.)'ye göre bu lafız, bütün yazılarda yazılır.
Hâkim, bu yazıyı, bir şahide karşı okur ve onu, yazıda neler yazıldığına şahit tutar.
Sonra, hâkim "Bu yazıyı, filan beldenin hâkimine gönderiyorum." der.
Hâkim, bu yazının ihtiyaç kadar kopyasını çıkarıp, bir kısmını o hâkime gönderir; bir kısmını ise, yanında bırakır.
Hâkim, bu yazının sağ tarafına "filan yerin, imzası ve hükmü ol ahâlisi arasında geçerli olan, filan oğlu filan hâkimine" diye yazar.
Sol tarafına da "Filan şehrin hakimi halkı arasında hükmü geçerli ve imzası nafiz olan, filan oğlu filan tarafından yazılmıştır." diye yazar ve bu yazıyı gönderir. [95]
Konular
- Bu Da'vânın Tescili İçin Diğer Bir Örnek
- 34- KISASI İSBÂT DA'VÂSININ KAYDI
- 35- DİYETİN İSBATI DA'VÂSININ KAYDI
- 36- KAZF'İN İSBATI DA'VÂSINDA KAYIT
- 37- BİR ŞAHSIN VEFATI VE MÜNÂSAHA İLE VERASETİN İSABTI DA'VÂSININ KAYDI
- Münâsaha Da'vâsının Kaydı Îçîn Başka Bir Örnek
- 38- BABADAN MÎRAS KALAN EV DAVASİNİN KAYDI
- Babadan Mîras Kalan Ev Da'vâsının Tescili
- 39- VASİYETLERİN ÎSBATÎ DA'VÂSINDA TUTULMASI GEREKEN KAYIT
- Vasiyetin İsbati Da'vâsı İçin, Başka Bir Kayıt Örneği
- 40- YETİMİN BULÛĞA ERDİĞİNİN ÎSBATS
- 41- YOKSULLUĞA DÜŞÜP İFLÂS EDEN BİR ŞAHSIN, BUNU İSBAT ETMESİ DA'VÂSININ KAYDI
- İflas Da'vâsının Tescili
- 42- RAMAZAN HİLÂLİNİ İSBAT DA'VÂSINDA TUTULMASI GEREKEN KAYIT
- 43- HÜKÜM MECLİSİNDE, DIŞARI ÇIKMAYAN ÖRTÜLÜ BİR KADINI DA'VÂ EDEN BİR KİMSENİN TALEBİNİ, BU KADININ
- 44- KİTÂBÜ'L-KÂDÎ İLE'L-KÂDÎ (= KİTÂB-I HÜKMÎ) YOLUYLA, GAİBE KARŞI ALACAK DA'VÂSINDA KAYDA GEÇİRİLM
- Kitâb-ı Hükmî'nin Cevabında Bulunması Gereken Hususlarla İlgili Bir Örnek
- 45- KİTÂB-I HÜKMÎ İLE, HUDUTLU BİR MÜLKÜN TESBİT DA'VÂSINDA KAYIT
- 46- SERMAYE VE MÜDÂRABE DA'VÂSINDA KİTÂB-I HÜKMÎ İLE BEYYİNE İKÂMESİNİN KAYDI
- 47- VÂRİSE KARŞI MÜDÂRABE MALI DA'VÂSININ KAYDI
- 48- HAYVAN ALIM SATIMINDA İNAN ORTAKLIĞINI KİTÂB-I HÜKMÎ İLE İSBAT HUSUSUNDA KAYIT
- 49- BİR DA'VÂNIN KİTÂB-I HÜKMÎ İLE İSBATT
- Kitâb-ı Hükmî've Başka Bir Örnek
- 50- BİR HÜKMÜN, HÂKİMİN KÂTİBİ TARAFINDAN TESCİL EDİLMESİ
- Hükmün, Hâkimin Kâtibi Tarafından Tescil Edilmesine Diğer Bir Örnek
- Hükmün, Hâkimin Kâtibi Tarafından Tesciline Başka Bir Örnek
- 51- ŞUFA DA'VÂSININ KAYDI
- Şuf'a Da'vâsının Tescili
- 52- MÜZÂRAA DA'VÂSININ KAYDI
- Müzâraa Davasının Tescili