5- MÎRAS HAKKINDA MÂNİ OLAN SEBEPLER

Bir kimsenin, ölen bir şahsa vâris olabilmesi için, o şahsın ölümü sırasında, veraset şartlarını kendinde toplamış bulunması ve verase­te mâni olan hâllerden uzak olması lâzımdır.

Bu şartları daha sonra elde eden kimseler, o mîrasa hak sahibi olamazlar.

Bu şartların, murisin ölümünderisonra kaybolması da, bu mi­rastan mahrum olmayı gerektirmez.

Bundan dolayı, bir şahsın vefatı sırasında, annesiyle, anne-baba bir kardeşi bulunduğu hâlde; bir sene sonra, ana bir bir kardeşi da­ha doğsa; bu çocuk vâris olamaz.

Keza, bir müslümanın vefat ettiği sırada, gayr-i müslim bulu­nan babası, o müslümana vâris olamaz.

Fakat, bir müslümanın, vefatı sırasında müslüman bulunan vâ-rîsi, daha sonra irtidad etse (= islâm dininden ayrılıp çıksa), yine ona vâris olur.

Bir zimmînin, yine zımmî olan vârisi, bu murisin vefatından so­nar, dâr-i harbe iltihak etse, keza onun mirasına müstahik olur.

İrse mâni olan haller ise, bir şahsın irs sebebi bulunduğu hâl­de, vâris olmasına mâni olan kölelik, kati, ihtilâf-ı din ve ihtilâf-ı dâr halleridir. Kendisinde bu hallerden biri bulunan kimseye Mah­ram denir.
Bunlarla beraber irtidad, Han, cehâlet-i vâris ve ölüm tarihinin meçhul oluşu da, irse mâni olan hâllerden sayılmıştır. [60]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..