2-) Katl
Kati de irse mânidir.
Şöyle ki: Bir kimse, kendi yakınlarından birini katlederse ( = öldürürse), onun mirasından mahrum kalır.
Kati (= öldürme olayı), ister amd (^ kasıt) veya şibih amd tarikiyle olsun, isterse hatâ veya hatâ mecrasına carî bir kati suretiyle olsun farketmez.
Fakat, tesebbüben vâki olan kati, irse mâni değildir. Meselâ: Bir kimsenin umûma ait bir yolda, veliyyü'l-emrin izni olmadan biriktirmiş olduğu taş ve kereste, kazdığı kuyu gibi ve döktüğü şeylerin üzerine, yakınlarından biri düşer ve ölürse, bu hâl, mirastan mahrum olmayı gerektirmez. Çünkü bu müsebbiben kati, hakikaten kati değildir. Mebsût'ta da böyledir.
Katile yardım eden şahıs da katil hükmündedir.
Uyuyan bir kimsenin, murisinin üzerine yatıp onu öldürmesi veya bir kimsenin, damdan murisinin üzerine düşüp onu öldürmesi yahut bir kimsenin bindiği hayvanın, murisini tepeleyip öldürmesi gibi hâllerde de hatâen katil olan şahıs, mîrastan mahrum olur. Mebsût'ta da böyledir.
Kısası ve keffareti gerektiren her kati ve buna yardımcı olma hâli, mîrastan men sebebidir. Bunları gerektirmeyen kati (= öldürme olayı) ise, mîrastan mahrum etmez.
Bir kimsenin çektiği veya sürdüğü hayvan, bir kimseyi öldürse, çeken veya süren bir şahıs, bü katlin müsebbibidir. el-İhtiyâr Şerhu Muhtâi'da da böyledir.
Bir katlin (= öldürme olayının) Mirasa mâni olması için, onun gayr-i meşru surette vuku bulması gerekir ve kati olayının muteber bir ikrah (= zorlama) hâlinden uzak olması ile katilin de akıllı ve bulûğa erişmiş bulunması şarttır.
Bundan dolayı, meşru müdâfaa ve ikrah-ı mûlcî hâlindeki kati, irse mâni olmadığı gibi, çocukların, delilerin ve bunakların murislerini öldürmeleri de, bunların vâris olmalarına mâni değildir.
Keza, katil, maktulden önce ölürse, bu kati olayı da, katilin, maktule vâris olmasına mâni olmaz.
Bir baba, çocuğunu sünnet ettiğinde veya ona hacamat yaptığında yahut onun yarasını deştiğinde, çocuk, bu sebeplerden ölürse; bu baba, mirastan mahrum olmaz.
Bir baba, terbiyesi için, çocuğuna vurunca, o çocuk ölürse, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre bu babaya diyet gerekir ve mirastan mahrum olur.
İmâmeyn'e göre ise, diyet gerekmediği gibi, mirastan da mahrum olmaz.
Bir mualîim, babasının izin vermiş olmasından dolayı bir talebesine vurur ve o talebe ölürse; bi'1-ittifak bir tazminat gerekmez. [62]
Şöyle ki: Bir kimse, kendi yakınlarından birini katlederse ( = öldürürse), onun mirasından mahrum kalır.
Kati (= öldürme olayı), ister amd (^ kasıt) veya şibih amd tarikiyle olsun, isterse hatâ veya hatâ mecrasına carî bir kati suretiyle olsun farketmez.
Fakat, tesebbüben vâki olan kati, irse mâni değildir. Meselâ: Bir kimsenin umûma ait bir yolda, veliyyü'l-emrin izni olmadan biriktirmiş olduğu taş ve kereste, kazdığı kuyu gibi ve döktüğü şeylerin üzerine, yakınlarından biri düşer ve ölürse, bu hâl, mirastan mahrum olmayı gerektirmez. Çünkü bu müsebbiben kati, hakikaten kati değildir. Mebsût'ta da böyledir.
Katile yardım eden şahıs da katil hükmündedir.
Uyuyan bir kimsenin, murisinin üzerine yatıp onu öldürmesi veya bir kimsenin, damdan murisinin üzerine düşüp onu öldürmesi yahut bir kimsenin bindiği hayvanın, murisini tepeleyip öldürmesi gibi hâllerde de hatâen katil olan şahıs, mîrastan mahrum olur. Mebsût'ta da böyledir.
Kısası ve keffareti gerektiren her kati ve buna yardımcı olma hâli, mîrastan men sebebidir. Bunları gerektirmeyen kati (= öldürme olayı) ise, mîrastan mahrum etmez.
Bir kimsenin çektiği veya sürdüğü hayvan, bir kimseyi öldürse, çeken veya süren bir şahıs, bü katlin müsebbibidir. el-İhtiyâr Şerhu Muhtâi'da da böyledir.
Bir katlin (= öldürme olayının) Mirasa mâni olması için, onun gayr-i meşru surette vuku bulması gerekir ve kati olayının muteber bir ikrah (= zorlama) hâlinden uzak olması ile katilin de akıllı ve bulûğa erişmiş bulunması şarttır.
Bundan dolayı, meşru müdâfaa ve ikrah-ı mûlcî hâlindeki kati, irse mâni olmadığı gibi, çocukların, delilerin ve bunakların murislerini öldürmeleri de, bunların vâris olmalarına mâni değildir.
Keza, katil, maktulden önce ölürse, bu kati olayı da, katilin, maktule vâris olmasına mâni olmaz.
Bir baba, çocuğunu sünnet ettiğinde veya ona hacamat yaptığında yahut onun yarasını deştiğinde, çocuk, bu sebeplerden ölürse; bu baba, mirastan mahrum olmaz.
Bir baba, terbiyesi için, çocuğuna vurunca, o çocuk ölürse, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre bu babaya diyet gerekir ve mirastan mahrum olur.
İmâmeyn'e göre ise, diyet gerekmediği gibi, mirastan da mahrum olmaz.
Bir mualîim, babasının izin vermiş olmasından dolayı bir talebesine vurur ve o talebe ölürse; bi'1-ittifak bir tazminat gerekmez. [62]
Konular
- 3-) Ölen Şahsın Ana-Baba Bir Kız Kardeşleri:
- 4-) Ölen Şahsın Baba Bir Kız Kardeşi:
- 3- Asabe Maa Gayrihî
- 1-) Ölen şahsın baba bir kız kardeşleri:
- Asabe Bigayrihî İle Asabe Maa Gayrihî Arasındaki Fark:
- Âsabelerin Mirası İle İlgili Bazı Örnekler
- Asabe-ı Sebebiyye
- 4- HACB (= MİRASTAN MEN) İLE İLGİLİ MES'ELELER
- Hacb Ne Demektir?
- Hacbin Çeşitleri:
- Hacb-i Mırman:
- Hacb-i Noksan:
- Hâcib
- 5- MÎRAS HAKKINDA MÂNİ OLAN SEBEPLER
- 1-) Kölelik (= Rık H/Ali)
- 2-) Katl
- 3-) İhıilâf-I Dîn (= Din Ayrılığı)
- 4-) İhtilâfı Dar (= Ülke Ayrılığı)
- 5-) İrtidad (= İslâm'dan Çıkmak):
- 6-) Mülâane (= Karşılıklı Lânetleşmek)
- 7-) Cehâlet-i Vâris (= Vârisin Meçhul Olması)
- 6- EHL-Î KÜFRÜN MİRASI
- Mürtedin Mirası
- 7- MÎRÂS-I HAML = ANA KARNINDA BULUNAN ÇOCUĞUN MİRASI
- 8- MEFKÛD'UN, ESİRİN, SUDA BOĞULAN VE ATEŞTE YANAN KİMSENİN MİRASI
- Esirin Mirası:
- Birlikte Ölenlerin Mirası:
- 9- HÜNSÂNIN MİRASI
- 10- ZEYİ'I ERHAM
- Zevi'l-Erhâmın Sınıfları