Zevi'l-Erhâmın Sınıfları
Zevi'l-erhâm da, binefsihî asabeler gibi^- dört sınıfa ayrılırlar ve onlar gibi tevarüs ederler. Ve aralarında sırası ile kurbî cihet, kurbî derece ve kuvve-i karabet hususları tercihe sebep olur.
1-) Zevi'l-erhamm birinci sının, bizzat ölen şahsa, cüz'iyyet itibariyle müntesip olanlardır. Bunlar ise, evlâd-ı benât ( = kızların çocukları) ile benât-ı ibnin evlâdıdır. (= oğulun kızlarının evlâdıdır.)
2-) Zevi'I-erhâmın ikinci sınıfı, ölen şahsa, asliyet itibariyle müntesip olan fâsid cedler (= büyük babalar) ile fâsid ceddeler (= büyük anneleredir.
3-) Zevi'I-erhâmın üçüncü sınıfı, ölen şahsın babasına cüz'iyyet itibariyle müntesip olanlardır. Bunlar da, ölen şahsın ana-baba bir veya baba bir yahut ana bir kız kardeşlerinin -ilâ nihâye- erkek ve kız çocukları ile ana-baba bir veya baba bir yahut ana bir erkek kardeşlerin -ilâ nihâye- kızları ve ana bir erkek kardeşin erkek çocuklarıdır.
4-) Zevi'I-erhâm'ın dördüncü sınıfı, ölen şahsın cedve ceddele-rine (= büyük baba ve büyük annelerine), cüz'iyyet itibariyle müntesip olan (yani onların furunu bulunan) kimselerdir. Bunlar da, mutlak olarak (yani ana-baba bir veya baba bir yahut anne bir) halalar, amcalar, dayılar, teyzeler ve bunların çocukları ile amca kızları ve bunların çocuklarıdır.
İşte bunların tamamı zevil-erhâmdırlar.
Öncelik birinci sınıftadır. Her ne kadar uzakta olsalar bile... Sonra ikinci, sonra üçüncü, sonrada dördüncü sınıflar gelir. Asabeîerin tertibi üzerinedirler. KâfiMe de böyledir.
Ra4yyü(kSn en-Nisâbârî, Feriuz isimli kitabında şöyle buyurmuştur: ikinci sınıfta olan zevi'l-erhâm yakında olsa bile, birinci sınıfta olan zevi'l-erham her ne kadar uzakta olursa oîsun, birinci sınıftan bir kimsenin olduğu yerde, ikinci sınıftan olan zevi'l-erhâma mîras yoktur. Üçüncü sınıf, ikinci sınıfla bulunursa; dördüncü sınıf da üçüncü sınıfta bulunursa, yine böyledir. Yani yakın sınıf varken, uzak sınıf vâris olamaz.
Fetva için muhtar olan da budur.
Bütün âlimlerce yapılan da böyledir. Mutlaka önce birinci» sonra ikinci, sonra üçüncü, sonra da dördüncü sınıf takdim editfr.
Sadro'l-Kûfî'de FerâizPnde böyle buyurmuştur.
Buna göre: Kızm kızı her ne kadar aşağıda ise de ananın babasından evlâdır. el-İhtiyâr Şerhu'l-Muhtâr'da da böyledir.
Zevi'l-erhâm, ancak hisse sahihleri, kendilerine reddiye yapılanlar ve asabeler varsa, o zaman vâris olamazlar.
Bi'1-ittifak, zevî'1-erhâm kocayı veya karıyı hacbedemezler ve kendileri de onlarla mahcub olmazlar. Yâni birlikte vâris olurlar. Kocaya ve karıya hisseleri verilir; sonra da kalan terike zevi'l-erhâm arasında taksim edilir.
Misal: Bir kadın ölür ve kocası ile kızının -ilâ nihâye- kızı veya teyzesi ve amcasının kızı kalırsa; kocası, terikenin yarısını alır; geride kalan, kızının kızına ait olur. Diğerlerine mîras yoktur. Çünkü onlar, uzakta kaldılar.
Mirasta öncelik (= tercih) hakkı, bir sınıfa mensup müte-addid kimselerden ölene en yakın olana aittir. Ölenin kızının kızının, kızının kızının kızından önce olduğu gibi...
Şayet, derecede müsavi olurlarsa; vârisin çocuğu daha evlâdır. İster asabanın evlâdı olsun, ister farz sehim sahibinin (ashab-ı ferâi-zin) evlâdı olsun farketmez. Oğlunun kızının kızı, kızının kızının oğlundan evlâdır. Ve oğlunun kızının oğlundan, kızının kızının oğlu evlâdır. Kâfi'de de böyledir.
Varisin çocuğunun çocuğunda ihtilâf olmuştur. Sahih olanı, orda bir evleviyet (= öncelik) yoktur ve bunlar müsavidirler. Hızânetü'l-Müftin'de de böyledir.
Zevi'l-erhâm, yakınlıkta müsavi olurlar ve içlerinde vârisin evlâdı bulunmazsa; mal (terike) aralarında tamamı erkek veya tamamı kadın iseler eşit olarak taksim edilir.
Şayet karışık iseler, o takdirde İizzekeri mislü hazzıl ünseyeyn (ikili birli) taksim edilir. Ve, bunda ihtilaf yoktur.
Bu, aslın sıfatında ittifak olursa böyledir.
Eğer usûlün sıfatında ihtilaf olursa, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, (aded-i rüusuna, sayılarına) fürûun bedenlerine itibar edilir ve mal tamamı erkek veya tamamı kadın ise aralarında müsâvî olarak taksim edilir.
Şayet karışık iseler Îizzekeri mislü hazzıl ünseyeyndirler.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise bedenlerinden aded alınır; batınlarından usulden sıfat alınır.
Şöyle ki: Bir adam ölür; kızının oğlunun ve kızının kızını, bırakırsa, mal bunların arasında Îizzekeri, mislü hazzıl ünseyeyn ikili birli olarak, sayıları itibarı ile taksim edilir. Çünkü bunlar, aslın sıfatında müttefiktirler.
Keza, bir adam ölür, kızının kızının oğlunun oğluna ve kızının kızının kızının kızını bırakırsa; mal bunların arasında, Îizzekeri mislü hazzı! ünseyeyn taksim edilir. Çünkü bunlar usulda ittifak etmişlerdir. Ve bunda ihtilaf yoktur.
Bir adam ölür ve kızının kızının kızı ile kızının oğlunun kızını terkederse; İmâm Ebft Yûsuf (R.A.)'a göre tereke aralarında bedenleri (sayıları) itibariyle yarı yarıya taksim edilir.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise, mal (terike) aralarında üçe ayrılıp, üçte ikisini kızının oğlunun kızı alır; üçte birini ise, kızının kızının kızı alır. Aslına itibaren, sanki o adamın, kızının oğlu ile kızının kızı kalmış gibi olur. sonra da kızın oğluna iki; kızın kızına da bir hisse verilir. Yani, birinin babasına isabet eden hisse kendisine verilir; diğerinin anasına isabet eden hisse de, kendisine verilir.
Şayet, ölen adam, kızının kızının, iki çocuğunu ve kızının oğlunun iki çocuğunu terkederse; İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, mal aralarında bedenleri (sayıları) itibariyle, altı sehim üzerine taksim edilip, onlardan iki sehmi, oğlanın kızlarının her birine; birer sehmi de, kızın çocuklarının her birine verilir.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise, usûl itibariyle taksim edilir. Bu takdirde, sanki ölen kızın kızını ve kızın oğlunu terk etmiş gibi olup, mal üçe bölünür ve üçte.ikisi oğlana; üçte biri de kıza verilir, sonra da kızın oğluna isabet eden, iki çocuğuna üç hisse olarak taksim edilir. Bunun iki hissesini oğlu, bir hissesini de kızı alır. Kızın kızına isabet eden ise, iki çocuğu arasında üçe taksim edilip, iki hissesi oğluna, bir hissesi ise kızma verilir ve taksim dokuzdan olur.
Misâller:
İmâm Ebû Yusuf (R.A.)'a göre:
Ali öldü
mesele 6
Bu duruma göre, Velîye altı hissede dört hisse; Haticeye ise altı hissede iki hisse düşer.
imâm Muhammet! (R.A.)'e göre
Ali öldü
Oğlu Veli
kızı Hatice
SANKİ:
kızın oğlu kenm 2Hisse
Oğlu Veli kızı Hatice
4 2
kızın kızı behîce mesele 3 1Hisse 3
oğlu Veli 2
kızı Hatice 1
Bu duruma göre velinin hissesi dokuzda altı, Haticenin hissesi ise dokuzda Üçtür.
Bir adam ölüp, kızının oğlunun iki kızı Üe,kmhm kızının bir oğlu kalırsa; İmim Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, taksimin nasıl yapılacağı zahirdir.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise, aralarında beşte birli taksim ederler. Beşte biri, kızın kızının oğluna verilir; beşte dördü ise kızın oğlunun iki kızı arasında taksim edilir. Sanki, o ölmüş kızının iki oğlu ile, kızının bir kızı kalmış olur ve kızın kızma isabet eden, onun çocuğuna verilir. Oğluna isabet eden de iki kızının olur.
Şayet bir adam Ölür de, kızının kızının kızının iki oğlu ve kızının kızının, oğlunun kızı ile kızının oğlunun kızının iki oğlu kalırsa; İmim Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, mal, fürû arasında bedenleri (sayıları) itibariyle yedide bir olarak taksim edilir.
İmâm Muhammed (R.A.)'de şöyle buyurmuştur:
ikinci batında, usûldeki furû adedlerine itibaren, yedide bir olur. Yedide dördü, kızın oğlunun kızının iki oğlunun olur ve bu dedelerinin hissesidir; yedide üçü ise, iki kızın hissesi üçüncü batında iki çocuklarının olur. Bunun yarısı kızının kızının oğlunun kızımn olacaktır. Ve bu, babasımn nasibidir. Diğer yarısı ise, kızımn kızının kızının oğlunun olur. Bu da analarının hissesidir. Bu mes'ele, yirmi sekizden tashih edilir. İmâm Muhammed (R.A.)'in İmim Ebû Ha-nîfe (R.A.)'den meşhur iki rivayeti bütün zevi'l-erhâm hakkında böyledir.
Fetva da bunun üzerinedir.
İmâra İsbîcabî (R.A.), Mebsût'ta: İmâm Ebû Yusuf (R.A.)'un kavli esahhtır. Çünkü bu çok kolaydır." buyurmuştur. Muhit sahibi ve Buhara âlimleri, bu cins mes'elelerde, İmim Ebft Yûsuf (R. A.)'un kavline göre hareket ettiler ve bu görüşü kabul eylediler. Kftfl'de de böyledir.
Şayet ba'zısının yakınlığı iki veya daha ziyâde yönlü olursa; bu İki cihete veya cihetlere itibar olunur; her cihette vâris olur ve İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre itibar füru'dadır.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre, itibar usûldedir ve nine bunun hilâfınadır. O, ancak bir cihetten vâris olur. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, zirahm ise, iki cihetten vâris olurlar. Sahih rivayet budur. Teb-yîn'de de böyledir.
Bunun misâli: Kızın oğlunun oğlu, (kızın kızının da oğlu olursa) ve kızın kızının kızı: Bunun sureti: Bir adamın, iki kızı vardır; ikisi de ölmüşlerdir. Onlardan birisi, bir oğul diğeri de bir kız ter-keylemişler ve bunlar birbiriyle evlenmiş bir de oğulları olmuştur.
Sonra da bu kadın, başka biriyle evlenmiş, ondan da bir kızı doğmuştur. Bu durumda birinci, doğan kızın oğlunun oğludur ve o kızın kızının da oğludur.
ikinci doğan ise: Kızın kızının kızıdır. Bu iki koca öldükten sonra, ninesi ölürse; İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre mal aralarında beşte birli olarak taksim edilip, beşte biri, kızın kızının kızımndır. Beşte dördü ise, erkeklik mekânında bulunduğu için iki yönlü akrabaları olanındır.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise, altıda biri, kızın kızının kızımndır; altıda beşi ise, iki yönden karabet sahibi olanındır.
Meselâ:
(x) Kızı Ayşe S) Oğlu Ali
Kızı Fatma
Kızı Hasîbe
g> Ahmet
evlendiler
evlendiler
Oğlu Kerim
Kızı Şükriye
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre 1/5 i Şükriye'nin, 1/4 Kerim'indir. İmâm Muhsmmed (R.A.)'e göre 1/6 sı Şükriye'nin, 1/5 de Kerim'indir.
Birinci doğan Kerim, Alinin kızının oğludur; aynı zamanda da kızının kızının oğludur.
îkinci doğan Şükriye ise, Ali'nin kızının kızının kızıdır. [76]
1-) Zevi'l-erhamm birinci sının, bizzat ölen şahsa, cüz'iyyet itibariyle müntesip olanlardır. Bunlar ise, evlâd-ı benât ( = kızların çocukları) ile benât-ı ibnin evlâdıdır. (= oğulun kızlarının evlâdıdır.)
2-) Zevi'I-erhâmın ikinci sınıfı, ölen şahsa, asliyet itibariyle müntesip olan fâsid cedler (= büyük babalar) ile fâsid ceddeler (= büyük anneleredir.
3-) Zevi'I-erhâmın üçüncü sınıfı, ölen şahsın babasına cüz'iyyet itibariyle müntesip olanlardır. Bunlar da, ölen şahsın ana-baba bir veya baba bir yahut ana bir kız kardeşlerinin -ilâ nihâye- erkek ve kız çocukları ile ana-baba bir veya baba bir yahut ana bir erkek kardeşlerin -ilâ nihâye- kızları ve ana bir erkek kardeşin erkek çocuklarıdır.
4-) Zevi'I-erhâm'ın dördüncü sınıfı, ölen şahsın cedve ceddele-rine (= büyük baba ve büyük annelerine), cüz'iyyet itibariyle müntesip olan (yani onların furunu bulunan) kimselerdir. Bunlar da, mutlak olarak (yani ana-baba bir veya baba bir yahut anne bir) halalar, amcalar, dayılar, teyzeler ve bunların çocukları ile amca kızları ve bunların çocuklarıdır.
İşte bunların tamamı zevil-erhâmdırlar.
Öncelik birinci sınıftadır. Her ne kadar uzakta olsalar bile... Sonra ikinci, sonra üçüncü, sonrada dördüncü sınıflar gelir. Asabeîerin tertibi üzerinedirler. KâfiMe de böyledir.
Ra4yyü(kSn en-Nisâbârî, Feriuz isimli kitabında şöyle buyurmuştur: ikinci sınıfta olan zevi'l-erhâm yakında olsa bile, birinci sınıfta olan zevi'l-erham her ne kadar uzakta olursa oîsun, birinci sınıftan bir kimsenin olduğu yerde, ikinci sınıftan olan zevi'l-erhâma mîras yoktur. Üçüncü sınıf, ikinci sınıfla bulunursa; dördüncü sınıf da üçüncü sınıfta bulunursa, yine böyledir. Yani yakın sınıf varken, uzak sınıf vâris olamaz.
Fetva için muhtar olan da budur.
Bütün âlimlerce yapılan da böyledir. Mutlaka önce birinci» sonra ikinci, sonra üçüncü, sonra da dördüncü sınıf takdim editfr.
Sadro'l-Kûfî'de FerâizPnde böyle buyurmuştur.
Buna göre: Kızm kızı her ne kadar aşağıda ise de ananın babasından evlâdır. el-İhtiyâr Şerhu'l-Muhtâr'da da böyledir.
Zevi'l-erhâm, ancak hisse sahihleri, kendilerine reddiye yapılanlar ve asabeler varsa, o zaman vâris olamazlar.
Bi'1-ittifak, zevî'1-erhâm kocayı veya karıyı hacbedemezler ve kendileri de onlarla mahcub olmazlar. Yâni birlikte vâris olurlar. Kocaya ve karıya hisseleri verilir; sonra da kalan terike zevi'l-erhâm arasında taksim edilir.
Misal: Bir kadın ölür ve kocası ile kızının -ilâ nihâye- kızı veya teyzesi ve amcasının kızı kalırsa; kocası, terikenin yarısını alır; geride kalan, kızının kızına ait olur. Diğerlerine mîras yoktur. Çünkü onlar, uzakta kaldılar.
Mirasta öncelik (= tercih) hakkı, bir sınıfa mensup müte-addid kimselerden ölene en yakın olana aittir. Ölenin kızının kızının, kızının kızının kızından önce olduğu gibi...
Şayet, derecede müsavi olurlarsa; vârisin çocuğu daha evlâdır. İster asabanın evlâdı olsun, ister farz sehim sahibinin (ashab-ı ferâi-zin) evlâdı olsun farketmez. Oğlunun kızının kızı, kızının kızının oğlundan evlâdır. Ve oğlunun kızının oğlundan, kızının kızının oğlu evlâdır. Kâfi'de de böyledir.
Varisin çocuğunun çocuğunda ihtilâf olmuştur. Sahih olanı, orda bir evleviyet (= öncelik) yoktur ve bunlar müsavidirler. Hızânetü'l-Müftin'de de böyledir.
Zevi'l-erhâm, yakınlıkta müsavi olurlar ve içlerinde vârisin evlâdı bulunmazsa; mal (terike) aralarında tamamı erkek veya tamamı kadın iseler eşit olarak taksim edilir.
Şayet karışık iseler, o takdirde İizzekeri mislü hazzıl ünseyeyn (ikili birli) taksim edilir. Ve, bunda ihtilaf yoktur.
Bu, aslın sıfatında ittifak olursa böyledir.
Eğer usûlün sıfatında ihtilaf olursa, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, (aded-i rüusuna, sayılarına) fürûun bedenlerine itibar edilir ve mal tamamı erkek veya tamamı kadın ise aralarında müsâvî olarak taksim edilir.
Şayet karışık iseler Îizzekeri mislü hazzıl ünseyeyndirler.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise bedenlerinden aded alınır; batınlarından usulden sıfat alınır.
Şöyle ki: Bir adam ölür; kızının oğlunun ve kızının kızını, bırakırsa, mal bunların arasında Îizzekeri, mislü hazzıl ünseyeyn ikili birli olarak, sayıları itibarı ile taksim edilir. Çünkü bunlar, aslın sıfatında müttefiktirler.
Keza, bir adam ölür, kızının kızının oğlunun oğluna ve kızının kızının kızının kızını bırakırsa; mal bunların arasında, Îizzekeri mislü hazzı! ünseyeyn taksim edilir. Çünkü bunlar usulda ittifak etmişlerdir. Ve bunda ihtilaf yoktur.
Bir adam ölür ve kızının kızının kızı ile kızının oğlunun kızını terkederse; İmâm Ebft Yûsuf (R.A.)'a göre tereke aralarında bedenleri (sayıları) itibariyle yarı yarıya taksim edilir.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise, mal (terike) aralarında üçe ayrılıp, üçte ikisini kızının oğlunun kızı alır; üçte birini ise, kızının kızının kızı alır. Aslına itibaren, sanki o adamın, kızının oğlu ile kızının kızı kalmış gibi olur. sonra da kızın oğluna iki; kızın kızına da bir hisse verilir. Yani, birinin babasına isabet eden hisse kendisine verilir; diğerinin anasına isabet eden hisse de, kendisine verilir.
Şayet, ölen adam, kızının kızının, iki çocuğunu ve kızının oğlunun iki çocuğunu terkederse; İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, mal aralarında bedenleri (sayıları) itibariyle, altı sehim üzerine taksim edilip, onlardan iki sehmi, oğlanın kızlarının her birine; birer sehmi de, kızın çocuklarının her birine verilir.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise, usûl itibariyle taksim edilir. Bu takdirde, sanki ölen kızın kızını ve kızın oğlunu terk etmiş gibi olup, mal üçe bölünür ve üçte.ikisi oğlana; üçte biri de kıza verilir, sonra da kızın oğluna isabet eden, iki çocuğuna üç hisse olarak taksim edilir. Bunun iki hissesini oğlu, bir hissesini de kızı alır. Kızın kızına isabet eden ise, iki çocuğu arasında üçe taksim edilip, iki hissesi oğluna, bir hissesi ise kızma verilir ve taksim dokuzdan olur.
Misâller:
İmâm Ebû Yusuf (R.A.)'a göre:
Ali öldü
mesele 6
Bu duruma göre, Velîye altı hissede dört hisse; Haticeye ise altı hissede iki hisse düşer.
imâm Muhammet! (R.A.)'e göre
Ali öldü
Oğlu Veli
kızı Hatice
SANKİ:
kızın oğlu kenm 2Hisse
Oğlu Veli kızı Hatice
4 2
kızın kızı behîce mesele 3 1Hisse 3
oğlu Veli 2
kızı Hatice 1
Bu duruma göre velinin hissesi dokuzda altı, Haticenin hissesi ise dokuzda Üçtür.
Bir adam ölüp, kızının oğlunun iki kızı Üe,kmhm kızının bir oğlu kalırsa; İmim Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, taksimin nasıl yapılacağı zahirdir.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise, aralarında beşte birli taksim ederler. Beşte biri, kızın kızının oğluna verilir; beşte dördü ise kızın oğlunun iki kızı arasında taksim edilir. Sanki, o ölmüş kızının iki oğlu ile, kızının bir kızı kalmış olur ve kızın kızma isabet eden, onun çocuğuna verilir. Oğluna isabet eden de iki kızının olur.
Şayet bir adam Ölür de, kızının kızının kızının iki oğlu ve kızının kızının, oğlunun kızı ile kızının oğlunun kızının iki oğlu kalırsa; İmim Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, mal, fürû arasında bedenleri (sayıları) itibariyle yedide bir olarak taksim edilir.
İmâm Muhammed (R.A.)'de şöyle buyurmuştur:
ikinci batında, usûldeki furû adedlerine itibaren, yedide bir olur. Yedide dördü, kızın oğlunun kızının iki oğlunun olur ve bu dedelerinin hissesidir; yedide üçü ise, iki kızın hissesi üçüncü batında iki çocuklarının olur. Bunun yarısı kızının kızının oğlunun kızımn olacaktır. Ve bu, babasımn nasibidir. Diğer yarısı ise, kızımn kızının kızının oğlunun olur. Bu da analarının hissesidir. Bu mes'ele, yirmi sekizden tashih edilir. İmâm Muhammed (R.A.)'in İmim Ebû Ha-nîfe (R.A.)'den meşhur iki rivayeti bütün zevi'l-erhâm hakkında böyledir.
Fetva da bunun üzerinedir.
İmâra İsbîcabî (R.A.), Mebsût'ta: İmâm Ebû Yusuf (R.A.)'un kavli esahhtır. Çünkü bu çok kolaydır." buyurmuştur. Muhit sahibi ve Buhara âlimleri, bu cins mes'elelerde, İmim Ebft Yûsuf (R. A.)'un kavline göre hareket ettiler ve bu görüşü kabul eylediler. Kftfl'de de böyledir.
Şayet ba'zısının yakınlığı iki veya daha ziyâde yönlü olursa; bu İki cihete veya cihetlere itibar olunur; her cihette vâris olur ve İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre itibar füru'dadır.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre, itibar usûldedir ve nine bunun hilâfınadır. O, ancak bir cihetten vâris olur. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, zirahm ise, iki cihetten vâris olurlar. Sahih rivayet budur. Teb-yîn'de de böyledir.
Bunun misâli: Kızın oğlunun oğlu, (kızın kızının da oğlu olursa) ve kızın kızının kızı: Bunun sureti: Bir adamın, iki kızı vardır; ikisi de ölmüşlerdir. Onlardan birisi, bir oğul diğeri de bir kız ter-keylemişler ve bunlar birbiriyle evlenmiş bir de oğulları olmuştur.
Sonra da bu kadın, başka biriyle evlenmiş, ondan da bir kızı doğmuştur. Bu durumda birinci, doğan kızın oğlunun oğludur ve o kızın kızının da oğludur.
ikinci doğan ise: Kızın kızının kızıdır. Bu iki koca öldükten sonra, ninesi ölürse; İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre mal aralarında beşte birli olarak taksim edilip, beşte biri, kızın kızının kızımndır. Beşte dördü ise, erkeklik mekânında bulunduğu için iki yönlü akrabaları olanındır.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise, altıda biri, kızın kızının kızımndır; altıda beşi ise, iki yönden karabet sahibi olanındır.
Meselâ:
(x) Kızı Ayşe S) Oğlu Ali
Kızı Fatma
Kızı Hasîbe
g> Ahmet
evlendiler
evlendiler
Oğlu Kerim
Kızı Şükriye
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre 1/5 i Şükriye'nin, 1/4 Kerim'indir. İmâm Muhsmmed (R.A.)'e göre 1/6 sı Şükriye'nin, 1/5 de Kerim'indir.
Birinci doğan Kerim, Alinin kızının oğludur; aynı zamanda da kızının kızının oğludur.
îkinci doğan Şükriye ise, Ali'nin kızının kızının kızıdır. [76]
Konular
- 1-) Kölelik (= Rık H/Ali)
- 2-) Katl
- 3-) İhıilâf-I Dîn (= Din Ayrılığı)
- 4-) İhtilâfı Dar (= Ülke Ayrılığı)
- 5-) İrtidad (= İslâm'dan Çıkmak):
- 6-) Mülâane (= Karşılıklı Lânetleşmek)
- 7-) Cehâlet-i Vâris (= Vârisin Meçhul Olması)
- 6- EHL-Î KÜFRÜN MİRASI
- Mürtedin Mirası
- 7- MÎRÂS-I HAML = ANA KARNINDA BULUNAN ÇOCUĞUN MİRASI
- 8- MEFKÛD'UN, ESİRİN, SUDA BOĞULAN VE ATEŞTE YANAN KİMSENİN MİRASI
- Esirin Mirası:
- Birlikte Ölenlerin Mirası:
- 9- HÜNSÂNIN MİRASI
- 10- ZEYİ'I ERHAM
- Zevi'l-Erhâmın Sınıfları
- Zevi'l-Erhâmın İkinci Sınıfının Tevarüsü
- Zevi'l-Erhâmın Üçüncü Sınıfının Tevarüsü
- Zevil-Erhâmın Dördüncü Sınıfı
- 11- FERÂİZ HESABI
- 12- TEBÂYÜN, TEMÂSÜL, TEDAHÜL VE TEVÂFUK ADEDLER ARASINDAKİ NİSBET
- (= SAYILARIN BİRBİRİ İLE ORANI )
- 1-) Tebâyün:
- 2-) Temsül
- 3-) Tedahül:
- 4-) Tevâfuk:
- Miras Mes'elelerının Tashihi
- Misâller
- Miras Mes'elesinin Tashihi İle İlgili Başka Bir Örnek
- Tashîh-i Mes'elede Nisbet Yolu