2- CAİZ OLAN VE CAİZ OLMAYAN HİBELER

Mevhûbun, mahuz (- ayrılmış, müstakil) olması şarttır. Bundan dolayıdır ki, kâbil-i kısmet (= taksim edilmesi mümkün) olan bir malın, muşa' bir durumda (yani o maldaki şeyi hisselerden bir kısmının) hibe edilmesi caiz değildir.

Ancak kabil-i kısmet olmayan bir malın, müşâen hibesi caizdir.

Meselâ: Küçük bir evin veya bir hamamın müşâen hibe edilmesi sahih değildir. Çünkü bu hibeden maksud intifadır; taksim edilmesi halinde ise, mütelâsî olur, maksud olan intifa meydana gelmez.

Görüldüğü gibi, müşâın (taksimden önce veya sonra) hibe edilmesi sahih olmamaktadır. KâfTde de böyledir.

Bağışlanacak şeyin (= mevhûbun), —bağış vakti değil de— daha önceden kabil-i taksim (= taksim olunabilir) cinsten olması şarttır.

Meselâ: Bir adam, taksim edilmemiş bir evin yarısını hibe edip, bunu teslim etmez; sonra da geride kalan yarısını bağışlar ve tamamını teslim ederse, bu hibe ( = bağış) caiz olur. Zahîriyye'de de böyledir.
Bir adam, bir evin yarısını, başka bir adama bağışlayıp teslim eder; sonra da geri kalan yarısını bağışlar ve onu teslim ederse, bu hibe caiz olmaz.  Bu durumda her iki bağış da fasiddir. (=  bozuktur.) Nihâye'de de böyledir. [13]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..