Cenazenin Taşınması
Cenazeyi, dönt erkeğin taşıması sünnettir. EM'l - Mekârim'-in Nikâye Şerkâ'nde de böyledir.
Cenaze tabuta konduğu zaman, dört tarafından, birerden dört kişinin tutarak taşımaları sünnettir. Cevheretün - Neyyire'de de böyledir.
Cenaze taşımada, birisi bizzat sünnet, diğeri de kemâl-i sünnet olmak üzere iki türlü sünnet vardır.
Bizzat sünnet: Dört kişinin, tabutu .dört tarafından tutup, her tarafından, birbirini takip ederek, onar adım taşımasıdır. Bu sünnet, cemaatin tamamı hakkında tahakkuk eder.
Kemâl-i sünnef e gelince, bu sünnet, ancak bir kişi hakkında tahakkuk eder. Bu kimse, cenazeyi sağ ön taraftan başlayarak sağ omuzunun üzerine ahr. Tatarhâfliyye'de de böyledir. Sonra, arka sağ taraftan, sağ omuzunaahr; sonra sol ön taraftan sol omuzuna alır; daha sonra da arka sol tarfatan, sol omuz üzerine alarak cenazeyi böylece-- taşır, Tebyîh'de de böyledir.
Yerin darlığı veya buna benzer zaruretlerin dışında, cenazeyi biri önde biri arkada olmak üzere, iki direğin arasında taşımak mekruhtur.
Tabutu el ile tutmada veya omuz basma koymada bir beis yoktur. Tabut tahtasının yansını omuz başına, yarısını da boyun köküne koymak mekruhtur. Tahâvî Şerhi'de de böyledir.
İstîcâbî : «Meme emen veya sütten kesilmiş olan veyaljut da daha büyük bulunan bir çocuk öldüğü zaman, onu, bir kişinin eîleri üzerinde taşımasında bir beis yoktur. Bu çocuğun cenazesini, insanlar böylece sıra ile taşırlar. Bir vasıtaya binip, çocuğun cenazesini elleri üzerine almalarında da bir beis yoktur. Fakat, çocuk büyük olursa, cenazesi büyük adam gibi taşınır. Bahrü'r - Râik'ta da böyledir.
Cenazeyi taşırken, koşar gibi olmamakla beraber sür'atli yürümek lazımdır. Bu sür'atte ölçü, cenaze saîianmıyacak şekilde yürümektir. Tebyîn'de de böyledir.
Cenaze içinde yürüyenler arasında en ef dal olanlar, cenazenin arkasında yürüyenlerdir. Cenazenin önünde yürümek de caizdir. Ancak, herkesten iteri gitmek ve cenazeden uzakta yürümek mekruhtur. Cenazenin sağından ve solundan yürümek de iyi değildir. Fethü'I - Kadîr'de de böyledir.
Cenaze götürülürken, ölünün başı ön tarafta oiur. Mırana-rât'ta ta böyledir.
Ölen kimse, komşu, akraba veya iyiliği şöhret bulmuş bir kimse ise, onun cenazesinin arkasından gitmek, nafile ibadetten daha efdaldir. Bahrü'r - Râik'ta da böyledir.
Cenazeye, bir şeye binmiş olarak gitmekte bir beis yoktur. Fakat, yaya gitmek daha efdaîdlr.
Bir şeye binilıi olarak, cenazenin peşinde giden kimsenm, onu geçmesi mekruhtur. Fetâvâyî Kâdîhân'da da böyledir,
Cenazede feryat- etmek, bağırmak, yaka-bağır yırtmak mekruhtur. Cenazede, ses çıkarmadan ağlamakta bir sakınca olmamakla beraber, sabretmek daha efdaldir. Tatarhâırfyye'de de böyledir.
Cenazenin ardından ateş veya mum yakmak da doğru değildir. Bahrü'r Râik'ta da böyledir.
Kadınların, cenazeyi takip etmek üzere çıkıp, onun peşinden gitmeleri uygun olmaz.
Cenazenin yanında feryad-ü figan edilirse, bunu yapanlar azarlanır. Azarlanmasalar bile, bu hal her hangi bir kimsenin cenazenin peşinden gitmesine mani olmaz. Bu cenazenin peşinde gitmekte bir beis yoktur. Çünkü, cenazenin peşinden gitmek, sünnettir. Başkasının bid'ati sebebi ile, sünnet terkedihnez.
Cenazede hazır bulunup, onun peşinden gidecek olan kimseler den başka, hiçbir kimse, cenaze için ayağa kalkmaz. îzâh'ta da böyledir.
Keza, cenaze, namaz kılınan yere getirildiği zaman, orada cemaat bulunmakta ise, bazılarına göre, burada oturanlar, cenaze, omuzlardan indirilip, musalla taşına konana kadar, oturmazlar. Sahih plan kavil de budur. Fetâvâyi Kâdihân:da da böyledir.
Cenazenin arkasında gidenlerin, üzerine düşen vazife susmaktır. Bunların, yüksek sesle Kur'ân okumaları ve zikretmeleri mekruhtur. Tahâvî Şerhİ'nde de böyledir.
Cenazenin peşinden giden bir kimse, Alalhû Teââ'yı zikretmek isterse, gizli ve sessiz olarak zikreder. Fetâvâyi Kâdîhân'da da bövledir.
böyledir.
Cenaze, kabre konmak üzere yere konduğu zaman, cemaatin oturmasında beis yoktur. Ancak, cenaze omuzlardan yere konmadan oturmak mekruhtur. Hulâsa'da da böyledir,
Bu durumda, en efdal olan davranış, mezar toprakla dolana kadar oturmanıaktadır. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Cenaze, namazı kıldırılmak üzere indirildiği! zaman, başı batıya, ayaklan doğuya doğru gelecek- şekilde, kıbleye enlemesine konulur. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Cenazeyi taşıtmak için, ücretle adam tutmak caizdir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir. [27]
Cenaze tabuta konduğu zaman, dört tarafından, birerden dört kişinin tutarak taşımaları sünnettir. Cevheretün - Neyyire'de de böyledir.
Cenaze taşımada, birisi bizzat sünnet, diğeri de kemâl-i sünnet olmak üzere iki türlü sünnet vardır.
Bizzat sünnet: Dört kişinin, tabutu .dört tarafından tutup, her tarafından, birbirini takip ederek, onar adım taşımasıdır. Bu sünnet, cemaatin tamamı hakkında tahakkuk eder.
Kemâl-i sünnef e gelince, bu sünnet, ancak bir kişi hakkında tahakkuk eder. Bu kimse, cenazeyi sağ ön taraftan başlayarak sağ omuzunun üzerine ahr. Tatarhâfliyye'de de böyledir. Sonra, arka sağ taraftan, sağ omuzunaahr; sonra sol ön taraftan sol omuzuna alır; daha sonra da arka sol tarfatan, sol omuz üzerine alarak cenazeyi böylece-- taşır, Tebyîh'de de böyledir.
Yerin darlığı veya buna benzer zaruretlerin dışında, cenazeyi biri önde biri arkada olmak üzere, iki direğin arasında taşımak mekruhtur.
Tabutu el ile tutmada veya omuz basma koymada bir beis yoktur. Tabut tahtasının yansını omuz başına, yarısını da boyun köküne koymak mekruhtur. Tahâvî Şerhi'de de böyledir.
İstîcâbî : «Meme emen veya sütten kesilmiş olan veyaljut da daha büyük bulunan bir çocuk öldüğü zaman, onu, bir kişinin eîleri üzerinde taşımasında bir beis yoktur. Bu çocuğun cenazesini, insanlar böylece sıra ile taşırlar. Bir vasıtaya binip, çocuğun cenazesini elleri üzerine almalarında da bir beis yoktur. Fakat, çocuk büyük olursa, cenazesi büyük adam gibi taşınır. Bahrü'r - Râik'ta da böyledir.
Cenazeyi taşırken, koşar gibi olmamakla beraber sür'atli yürümek lazımdır. Bu sür'atte ölçü, cenaze saîianmıyacak şekilde yürümektir. Tebyîn'de de böyledir.
Cenaze içinde yürüyenler arasında en ef dal olanlar, cenazenin arkasında yürüyenlerdir. Cenazenin önünde yürümek de caizdir. Ancak, herkesten iteri gitmek ve cenazeden uzakta yürümek mekruhtur. Cenazenin sağından ve solundan yürümek de iyi değildir. Fethü'I - Kadîr'de de böyledir.
Cenaze götürülürken, ölünün başı ön tarafta oiur. Mırana-rât'ta ta böyledir.
Ölen kimse, komşu, akraba veya iyiliği şöhret bulmuş bir kimse ise, onun cenazesinin arkasından gitmek, nafile ibadetten daha efdaldir. Bahrü'r - Râik'ta da böyledir.
Cenazeye, bir şeye binmiş olarak gitmekte bir beis yoktur. Fakat, yaya gitmek daha efdaîdlr.
Bir şeye binilıi olarak, cenazenin peşinde giden kimsenm, onu geçmesi mekruhtur. Fetâvâyî Kâdîhân'da da böyledir,
Cenazede feryat- etmek, bağırmak, yaka-bağır yırtmak mekruhtur. Cenazede, ses çıkarmadan ağlamakta bir sakınca olmamakla beraber, sabretmek daha efdaldir. Tatarhâırfyye'de de böyledir.
Cenazenin ardından ateş veya mum yakmak da doğru değildir. Bahrü'r Râik'ta da böyledir.
Kadınların, cenazeyi takip etmek üzere çıkıp, onun peşinden gitmeleri uygun olmaz.
Cenazenin yanında feryad-ü figan edilirse, bunu yapanlar azarlanır. Azarlanmasalar bile, bu hal her hangi bir kimsenin cenazenin peşinden gitmesine mani olmaz. Bu cenazenin peşinde gitmekte bir beis yoktur. Çünkü, cenazenin peşinden gitmek, sünnettir. Başkasının bid'ati sebebi ile, sünnet terkedihnez.
Cenazede hazır bulunup, onun peşinden gidecek olan kimseler den başka, hiçbir kimse, cenaze için ayağa kalkmaz. îzâh'ta da böyledir.
Keza, cenaze, namaz kılınan yere getirildiği zaman, orada cemaat bulunmakta ise, bazılarına göre, burada oturanlar, cenaze, omuzlardan indirilip, musalla taşına konana kadar, oturmazlar. Sahih plan kavil de budur. Fetâvâyi Kâdihân:da da böyledir.
Cenazenin arkasında gidenlerin, üzerine düşen vazife susmaktır. Bunların, yüksek sesle Kur'ân okumaları ve zikretmeleri mekruhtur. Tahâvî Şerhİ'nde de böyledir.
Cenazenin peşinden giden bir kimse, Alalhû Teââ'yı zikretmek isterse, gizli ve sessiz olarak zikreder. Fetâvâyi Kâdîhân'da da bövledir.
böyledir.
Cenaze, kabre konmak üzere yere konduğu zaman, cemaatin oturmasında beis yoktur. Ancak, cenaze omuzlardan yere konmadan oturmak mekruhtur. Hulâsa'da da böyledir,
Bu durumda, en efdal olan davranış, mezar toprakla dolana kadar oturmanıaktadır. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Cenaze, namazı kıldırılmak üzere indirildiği! zaman, başı batıya, ayaklan doğuya doğru gelecek- şekilde, kıbleye enlemesine konulur. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Cenazeyi taşıtmak için, ücretle adam tutmak caizdir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir. [27]
Konular
- 17- BAYRAM NAMAZLARI
- Teşrik Günlerinde Alınan Tekbirler
- Teşrik Tekbirlerinin Sıfatı
- Teşrik Tekbirlerinin Adedi Ve Mahiyeti :
- Teşrik Tekbirlerinin Şartları :
- Teşrik Tekbirlerinin Vakti :
- 18- KÜSÛF NAMAZI
- Husuf Namazı :
- 19- İSTİSKA ( = YAĞMUR DUASI)
- 20- KORKU NAMAZI
- Korku Namazı Nasıl Kılınır :
- 21- CENAZELER
- Ölüme Hazırlanma
- Ölüyü Yıkamak
- Ölünün Kefenlenmesi
- Cenazenin Taşınması
- Cenaze Namazı
- Cenaze Namazı Nasıl Kılınır
- Kabir, Defin Ve Ölünün Kabirden Başka Bir Yere Nakledilmesi
- Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler :
- Şehidlik Ve Şehidlerle İlgili Hükümler
- Şehidin Hükmü :
- 22- SECDELER
- NİKÂH
- (Kitâbü'n Nikâh)
- 1- NİKÂHIN ŞER'İ TARİFİ, SIFATI, RÜKNÜ, ŞART VE HÜKMÜ
- Nikâhın Tarifi:
- Nikâhın Sıfatı:
- Nikâhın Rüknü :
- Nikâhın Şartları: