Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler :
Ölü sahibine ta'ziyette bulunmak güzeldir. Zahîrlyye'de de böyledir.
Hasan hin Ziyâd'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur : «Cenaze sahiplerine, bir defa ta2İyette bulunmak kâfidir. İkinci defa ta-ziyette bulunmak münasip olmaz.» Muzmarât'ta da böyledir.
Taziyenin vakti : Ölümden itibaren üç gündür. Üç günden sonra taziyede bulunmak mekruhtur. Yalnız, taziyede bulunan veya taziye edilen kimse gaib iseler; taziyenin üç günden sonra olmasında da bir beis yoktur.
Taziyeyi definden önce yapmak şayet cenaze sahiplerinde, fer-yad-u figan yoksa definden sonra yapmaktan efdaldir. Yani, bir kimse cenaze sahipüerini sakin görürse, definden Önce taziyede bulunur.
Ölünün bütün akrabalarına taziyede bulunmak müstehaptır. Büyük olsun, küçük olsun; erkek olsun, kadın olsun... Ancak, ölünün akrabası olan genç kadınlara, mahremi olmayan kimseler tazi-yette bulunmazlar. Sîrâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Taziyede bulunurken şöyle demek müstehap olur
Ğaferallehü Teâlâ li meyyitike ve tecâvez anhu. Ve teğmidehû bi rahmetilıî. Ve rezagake's-sabre alâ musıybetihî. Ve âcereke alâ mevtihî.
Allahû Teâlâ, ölünüzü bağışlasın; günahlarını affetsin. Ve ona rahmeti ile muamele etsin. Allahû Teâlâ, onun ölümünden dolayı sana sabır versin. Ve, onun Ölümüne sabretmenden dolayı, mükafatını artırsın.)
Taziyelerin en güzeli Peygamber (S.A.VJ EfendibnKzin ta-zi-yesidir. Resûlullah (S.A.V.) şöyle derdi :
İnne lillahi mâ ehaze ve lehü mâ a'tâ ve külle şey'in 'indehû bi eceli'm-müsemmâ.
Şübhesiz, aldığı da verdiği de Allah'ındır. Ecel'i müsemmâ da onun yanındadır. kimin ne zaman öleceğini, ancak O bilir.)
Müslüman bir kinişe, bir kâfire taziyede bulunurken :
'zamellâhü ecreke ve ahsene 'azâeke
Allah, ameHiiıin karşılığını büyük kılsın. Ve sana sabır versin.) der.
Bir kâfir de, müslümana taziyede bulunurken :
Allah, sana sabır versin ve ölünü bağışlasın.) der. Kafir : «A'zamellâhü ecreke» demez.
Bir kafir, diğer bir kafire taziyede bulunurken :
(= Allah sana sabır versin ve Ölünü bağışlasın) der. Kafir : «A'zajneBahû ecreke» demez.
Bir kâfir, diğer bir kâfire taziyede bulunurken :
Ahlefe'llaheu leyke ve lâ nekasa 'adedeke. C= Allah, sana halef versin ve adedini eksiltmesin) der. Sirâ-cü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Ölüsü olan kimselerin, insanların gelip taziyede bulunmaları için, bir evde veya bir mescidde oturmalarında bir beis yoktur. Evin kapısında oturmak ise mekruhtur.
Acem memleketlerinde olduğu gibi, bir sergi serip başına dikilerek Kur'an okumak ve para toplamak kötülüğün en kötüsüdür. Zâhİrıyye'de de böyledir.
Hızânetü'l-Fetâvâ'da : «Musibetten (bir yalanın ölmesinden) olayı, oturup üç gün bekleme hususunda ruhsat vardır. Ancak, bunun terkedilmesi de daha evladır.» denilmiştir.
Ölünün ardından sesli olarak ağlamak caiz değildir. Kalbin incelmiş, hassaslaşmış olmasından dolayı, sessiz bir şekilde ağlamakta bir beis yoktur.
Bir yakını Ölmüş olan erkeklerin, siyah elbise giymeleri ve onu . taziye için yırtıp parçalamaları mekruhtur.
Kadınların ise, siyah elbise giymelerinde bir beis yoktur. Ancak, bunların da, yüzlerini karalamaları, yakalarını sırt maları, yüzlerini çizmeleri, saçlarını yolmaları, başlarına toprak saçmaları, dizlerine ve bağırlanna vurarak dövünmeleri, kabirlerin üzerine ateş yakmaları batıldır; cahüiyye adetlerindendir ve boş bir,aldanmadır. Muzmarât'ta da böyledir.
Ölü sahipleri için, komşularının yemek yapmalarında bir beis yoktur. Tebyîn'de de böyledir.
Ölümü takip eden ilk üç günde, ölü evinin yemek yedirmesi, ziyafet vermesi mubah değilidir. Tatarhâniyye'de. de böyledir. [31]
Hasan hin Ziyâd'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur : «Cenaze sahiplerine, bir defa ta2İyette bulunmak kâfidir. İkinci defa ta-ziyette bulunmak münasip olmaz.» Muzmarât'ta da böyledir.
Taziyenin vakti : Ölümden itibaren üç gündür. Üç günden sonra taziyede bulunmak mekruhtur. Yalnız, taziyede bulunan veya taziye edilen kimse gaib iseler; taziyenin üç günden sonra olmasında da bir beis yoktur.
Taziyeyi definden önce yapmak şayet cenaze sahiplerinde, fer-yad-u figan yoksa definden sonra yapmaktan efdaldir. Yani, bir kimse cenaze sahipüerini sakin görürse, definden Önce taziyede bulunur.
Ölünün bütün akrabalarına taziyede bulunmak müstehaptır. Büyük olsun, küçük olsun; erkek olsun, kadın olsun... Ancak, ölünün akrabası olan genç kadınlara, mahremi olmayan kimseler tazi-yette bulunmazlar. Sîrâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Taziyede bulunurken şöyle demek müstehap olur
Ğaferallehü Teâlâ li meyyitike ve tecâvez anhu. Ve teğmidehû bi rahmetilıî. Ve rezagake's-sabre alâ musıybetihî. Ve âcereke alâ mevtihî.
Allahû Teâlâ, ölünüzü bağışlasın; günahlarını affetsin. Ve ona rahmeti ile muamele etsin. Allahû Teâlâ, onun ölümünden dolayı sana sabır versin. Ve, onun Ölümüne sabretmenden dolayı, mükafatını artırsın.)
Taziyelerin en güzeli Peygamber (S.A.VJ EfendibnKzin ta-zi-yesidir. Resûlullah (S.A.V.) şöyle derdi :
İnne lillahi mâ ehaze ve lehü mâ a'tâ ve külle şey'in 'indehû bi eceli'm-müsemmâ.
Şübhesiz, aldığı da verdiği de Allah'ındır. Ecel'i müsemmâ da onun yanındadır. kimin ne zaman öleceğini, ancak O bilir.)
Müslüman bir kinişe, bir kâfire taziyede bulunurken :
'zamellâhü ecreke ve ahsene 'azâeke
Allah, ameHiiıin karşılığını büyük kılsın. Ve sana sabır versin.) der.
Bir kâfir de, müslümana taziyede bulunurken :
Allah, sana sabır versin ve ölünü bağışlasın.) der. Kafir : «A'zamellâhü ecreke» demez.
Bir kafir, diğer bir kafire taziyede bulunurken :
(= Allah sana sabır versin ve Ölünü bağışlasın) der. Kafir : «A'zajneBahû ecreke» demez.
Bir kâfir, diğer bir kâfire taziyede bulunurken :
Ahlefe'llaheu leyke ve lâ nekasa 'adedeke. C= Allah, sana halef versin ve adedini eksiltmesin) der. Sirâ-cü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Ölüsü olan kimselerin, insanların gelip taziyede bulunmaları için, bir evde veya bir mescidde oturmalarında bir beis yoktur. Evin kapısında oturmak ise mekruhtur.
Acem memleketlerinde olduğu gibi, bir sergi serip başına dikilerek Kur'an okumak ve para toplamak kötülüğün en kötüsüdür. Zâhİrıyye'de de böyledir.
Hızânetü'l-Fetâvâ'da : «Musibetten (bir yalanın ölmesinden) olayı, oturup üç gün bekleme hususunda ruhsat vardır. Ancak, bunun terkedilmesi de daha evladır.» denilmiştir.
Ölünün ardından sesli olarak ağlamak caiz değildir. Kalbin incelmiş, hassaslaşmış olmasından dolayı, sessiz bir şekilde ağlamakta bir beis yoktur.
Bir yakını Ölmüş olan erkeklerin, siyah elbise giymeleri ve onu . taziye için yırtıp parçalamaları mekruhtur.
Kadınların ise, siyah elbise giymelerinde bir beis yoktur. Ancak, bunların da, yüzlerini karalamaları, yakalarını sırt maları, yüzlerini çizmeleri, saçlarını yolmaları, başlarına toprak saçmaları, dizlerine ve bağırlanna vurarak dövünmeleri, kabirlerin üzerine ateş yakmaları batıldır; cahüiyye adetlerindendir ve boş bir,aldanmadır. Muzmarât'ta da böyledir.
Ölü sahipleri için, komşularının yemek yapmalarında bir beis yoktur. Tebyîn'de de böyledir.
Ölümü takip eden ilk üç günde, ölü evinin yemek yedirmesi, ziyafet vermesi mubah değilidir. Tatarhâniyye'de. de böyledir. [31]
Konular
- Teşrik Tekbirlerinin Şartları :
- Teşrik Tekbirlerinin Vakti :
- 18- KÜSÛF NAMAZI
- Husuf Namazı :
- 19- İSTİSKA ( = YAĞMUR DUASI)
- 20- KORKU NAMAZI
- Korku Namazı Nasıl Kılınır :
- 21- CENAZELER
- Ölüme Hazırlanma
- Ölüyü Yıkamak
- Ölünün Kefenlenmesi
- Cenazenin Taşınması
- Cenaze Namazı
- Cenaze Namazı Nasıl Kılınır
- Kabir, Defin Ve Ölünün Kabirden Başka Bir Yere Nakledilmesi
- Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler :
- Şehidlik Ve Şehidlerle İlgili Hükümler
- Şehidin Hükmü :
- 22- SECDELER
- NİKÂH
- (Kitâbü'n Nikâh)
- 1- NİKÂHIN ŞER'İ TARİFİ, SIFATI, RÜKNÜ, ŞART VE HÜKMÜ
- Nikâhın Tarifi:
- Nikâhın Sıfatı:
- Nikâhın Rüknü :
- Nikâhın Şartları:
- Nikâhın Hükümleri
- 2- NİKÂH HANGİ SÖZLE SAHİH OLUR. HANGİSİ İLE SAHİH OLMAZ?
- Sarih Lafız, Kinaye Lafız :
- 3- NİKÂHLANMASI HARAM OLAN KADINLAR