logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler :

Ölü sahibine ta'ziyette bulunmak güzeldir. Zahîrlyye'de de böyledir.
Hasan hin Ziyâd'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur : «Ce­naze sahiplerine, bir defa ta2İyette bulunmak kâfidir. İkinci defa ta-ziyette bulunmak münasip olmaz.» Muzmarât'ta da böyledir.

Taziyenin vakti : Ölümden itibaren üç gündür. Üç günden sonra taziyede bulunmak mekruhtur. Yalnız, taziyede bulunan veya taziye edilen kimse gaib iseler; taziyenin üç günden sonra olmasında da bir beis yoktur.

Taziyeyi definden önce yapmak —şayet cenaze sahiplerinde, fer-yad-u figan yoksa— definden sonra yapmaktan efdaldir. Yani, bir kimse cenaze sahipüerini sakin görürse, definden Önce taziyede bu­lunur.

Ölünün bütün akrabalarına taziyede bulunmak müstehaptır. Büyük olsun, küçük olsun; erkek olsun, kadın olsun... Ancak, ölü­nün akrabası olan genç kadınlara, mahremi olmayan kimseler tazi-yette bulunmazlar. Sîrâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.

Taziyede bulunurken şöyle demek müstehap olur

Ğaferallehü Teâlâ li meyyitike ve tecâvez anhu. Ve teğmidehû bi rahmetilıî. Ve rezagake's-sabre alâ musıybetihî. Ve âcereke alâ mevtihî.

Allahû Teâlâ, ölünüzü bağışlasın; günahlarını affetsin. Ve ona rahmeti ile muamele etsin. Allahû Teâlâ, onun ölümünden dola­yı sana sabır versin. Ve, onun Ölümüne sabretmenden dolayı, müka­fatını artırsın.)

Taziyelerin en güzeli Peygamber (S.A.VJ EfendibnKzin ta-zi-yesidir. Resûlullah (S.A.V.) şöyle derdi :

İnne lillahi mâ ehaze ve  lehü mâ a'tâ ve külle şey'in 'indehû bi eceli'm-müsemmâ.

Şübhesiz, aldığı da verdiği de Allah'ındır.  Ecel'i müsemmâ da onun yanındadır. —kimin ne zaman öleceğini, ancak O bilir.—)

Müslüman bir kinişe, bir kâfire taziyede bulunurken :

'zamellâhü ecreke ve ahsene 'azâeke

Allah, ameHiiıin karşılığını büyük kılsın. Ve sana sabır ver­sin.) der.

Bir kâfir de, müslümana taziyede bulunurken :

Allah, sana sabır versin ve ölünü bağışlasın.) der. Kafir : «A'zamellâhü ecreke» demez.

Bir kafir, diğer bir kafire taziyede bulunurken :

 (= Allah sana   sabır versin ve Ölünü   bağışlasın) der. Kafir : «A'zajneBahû ecreke» demez.

Bir kâfir, diğer bir kâfire taziyede bulunurken :

Ahlefe'llaheu leyke ve lâ nekasa 'adedeke. C= Allah, sana halef versin ve adedini   eksiltmesin) der. Sirâ-cü'l - Vehhâc'da da böyledir.

Ölüsü olan kimselerin, insanların gelip taziyede bulunmala­rı için, bir evde veya bir mescidde oturmalarında bir beis yoktur. Evin kapısında oturmak ise mekruhtur.

Acem memleketlerinde olduğu gibi, bir sergi serip başına diki­lerek Kur'an okumak ve para toplamak kötülüğün en kötüsüdür. Zâhİrıyye'de de böyledir.

Hızânetü'l-Fetâvâ'da : «Musibetten (bir yalanın ölmesin­den) olayı, oturup üç gün bekleme hususunda ruhsat vardır. Ancak, bunun terkedilmesi de daha evladır.» denilmiştir.

Ölünün ardından sesli olarak ağlamak caiz değildir. Kalbin incelmiş, hassaslaşmış olmasından dolayı, sessiz bir şekilde ağla­makta bir beis yoktur.

Bir yakını Ölmüş olan erkeklerin, siyah elbise giymeleri ve onu .   taziye için yırtıp parçalamaları mekruhtur.

Kadınların ise, siyah elbise giymelerinde bir beis yoktur. An­cak, bunların da, yüzlerini karalamaları, yakalarını sırt maları, yüz­lerini çizmeleri, saçlarını yolmaları, başlarına toprak saçmaları, diz­lerine ve bağırlanna vurarak dövünmeleri, kabirlerin üzerine ateş yakmaları batıldır; cahüiyye adetlerindendir ve boş bir,aldanmadır. Muzmarât'ta da böyledir.

Ölü sahipleri için, komşularının yemek   yapmalarında bir beis yoktur. Tebyîn'de de böyledir.
Ölümü takip eden ilk üç günde, ölü evinin yemek yedirme­si, ziyafet vermesi mubah değilidir. Tatarhâniyye'de. de böyledir. [31]