11- KASM [78] ÎLE İLGİLİ MES'ELELER
Birden fazla karısı olan, bir kocanın, kanları ardamda, oda-let ve eşitlik tesis etmesi icabeder.
Bu adalet ve eşitlik; sohbet ve yoldaşlık etmek için, yanlarında eşit ölçüde gecelemek gibi, kocanın gücünün yettiği hususlarda aranır.
Eşit ölçüde sevmek ve cima' etmek gibi, kocanın gücünün hâricinde olsn hususlarda ise; adâiet ve eşitlik aranmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bu 'hususta, hür i!e köle arasında da, bir fark yoktur. Hulâ-sa'da böyledir.
Kocanın; yeni veya eski; kız veya'dul; sıhhatli veya hasta; hayrzlr, njfaslı, gebe veya bu 'halleri 'bulunmayan yahut rla yaşça küçük veya büyük olan kanlan arasında da, bu eşitliği gözetmesi gerekir. Tebyîn'de de böyledir.
Kocsmn; müstüman veya ehî-i kitap olan kantarı arasında
aynı şekilde eşitliğe riâyet etmesi lâzımdır. Sirâcü'i - Vehhâc'tia da böyledir.
Sıhhatli, hasta; cima'dan âciz, 'bulûğa ermiş, mürâhık, müa-füman veya zımmî olan kocalar da, kasm (= karılarına eşit davran-.ma) hususunda müsavidirler. Fetâvâyi Kâdîhân'da da 'böyledir
Bir şahsın, fkj karısından birisi, hür müslüman veya hür zımmî; diğeri ise, câriye, mükâtehe, müdebbere veya ümm-ü veled olursa; bu durumda, hür olanların, diğerlerinin iki misli 'hakkı vardır.
Meselâ : Hür olan kadının, iki gün, iki gece; diğerinin ise, bir gün, bir gece hakkı vardır. Hulâsa'da da böyledir.
Bir koca, câriye oian .karısının yanında bir gün kaldıktan sonra, onu azâd ederse; hür olan 'karısının yanında da, bir gün kalır.
Keza, bu koca, hür olan karısının yanında bir gün kaldıktan sonra; câriye olan karısını azâd etmiş olsa; özür (= sebep) ortadan kaîk-mış olduğu için, azâd ettiği, karısının yanına gider. Tebyîn'de de böyledir.
İdaresi altında bulunan ve mülkü oian cariyeler arasında, kasme riâyet lâzım gelmez. Bedâi'de de böyledir.
Kasm'de, gece esastır.
Kadına, kendi gününün dışında, cima' etmek, uygun değildir. Bir kocanın, ihtiyaca binâen, -o gece sırası oimayan hanımına, gündüz cima' etmesinde, bir beis yoktur.
Koca: hasta olan karısının izni ile, onun yanında geçirmesi gereken geceyi, başka karısının yanında geçirebilir. Ancak, şifa buluncaya veya ölünceye kadar, onun yanında durabilir. Cevhe?etü'n Neyyî-re'de de böyledir,
Kasm nöbetinin, başlangıcını ve miktarını tayin etme 'hususunda, koca serbesttir. Tebyîn'de de böyledir.
Koca, nöbet tayin etmeden, kanlarından birinin yanında bir müddet kaldıktan sonra; diğer karısı dava açar ve hakimin, adaletle, eşitlikle 'hareket etmesini emretmesine rağmen; koca, buna riâyet etmez de; karısı, tekrar dava ederse; 'hakim, kocayı cezalandırır ve aynı şekilde, adaletle davranmasını emreder.
Bu koca, karısının, ilk şikâyetinden önce veya sonra; diğer karısının yanında, devamlı 'bir ay kalmış olur ve kadın da, tekrar şikâyet ederse; hâkim, 'bu kocaya, bundan sonra adalet ve eşitlikle davranmasını emreder. Şikâyetçi kadın, kocasının, diğer kadının, yanında kaldığı kadar da, kendi yanında kalmasını isteyemez.
Koca; karısının 'birinin nöbetinde, onun izni ile, diğer bir karısının yanında, fazladan kalabilir. Bu caizdir.
Bu koca; istediği zaman, izin vermiş bulunan karısının yanma, dönebilir. Fetâvâyî Kâdîbân'da da böyledir.
Bir kimsenin, kanlarından biri, kendi nöbetini, diğer kadına verebilir. Bu kadın, bu hibesinden, istediği zaman vazgeçme hakkına da sahiptir. Srrâcü'İ - Vehhâc'da da böyledir.
Kadınlardan birinin, diğerini; hakkından vazgeçmeye, razı etmek için, gayret sarfetmesi de caizdir. Hakkından, bu şekilde, vazgeçmiş 'bulunan kadın da, bundan geri dÖnebiHr. Cevheyetü'n - Neyyire'de de böyledir.
Keza, kadınlardan birinin, kendisine, daha fazla vakit ayırması için, kocasına, mal vermeyi veya mehrini azaltmayı şart koşması da, batıldır. Böyle bir şey, vuku' bulmuşsa-; kadın, malım geri alır, Huîâsa'da da böyledir.
Keza, koca; nöbetini, diğer karışma vermesi için, kanlarından birine veya kadınlardan birisi, nöbetini, kendisine devretmesi için, diğer kadına, mal verse; bu mallar, geri verilir. Çünkü, böyle yapmak caiz değildir. Taterhâmyye'de de böyledir,
Sadece 'bir karısı, bulunan, bir kimse, gece kâim; gündüz sâim, denilecek şekilde dâima ibâdetle meşgul olsa; karısı da, bu durumu, hâkime haber verse; hakim ona; peçe karısının yanında yatmasını, gündüz de, iftar etmesini emreder.
İmâm Ebû Hanîfe (R.AJ'ye göre, .bu koca, bir gün, bir gece karısının yanında kalır. Üç gün. tfç gece, de, kendi istediği şeyleri yapar. Sonra, yine, karısına döner.
Bu kocaya, kadının hukukuna riâyet etmesi onunla ülfet ve sohbet etmesi; bu halin de geçici olmaması emredilir. Fetâvâyi Kâdîhân'-da da böyledir.
Sahih olan, budur. BahruV - Râik'tG da böyledir.
Mürtekâ'da : «İki karısı ve bunlardan başka, ürnm-u veied-leri, cariyeleri bulunan bir kimse; .karılarının yanında birer gece, birer gündüz; diğerlerinin, toplamının yanında ise, iki gece, iki gündüz kalır.
Şayet, bu şahsın, dört karısı olursa; her karısının yanında, bir gece bir gündüz kalır, câriyferine İse, gün ayırmaz. Onların yanlarında, gelip geçecek kadar kalır. Fetâyâyi Kfidlhfin'da da böyledir.
Yolculuk esnasında, kasmcâri değildir.
Koca, sefere (= yolculuğa) çıkarken, karılarından, bir kısmını, yanında götürebilir. Bu kocanın, hangi karısını, yanında götüreceğini kurra ile tesbit etmesi evlâdır. Çünkü ,'böyle yapmakla, kadınların gönlü hoş tutulmuş ve koca, karılarından birine kalben mütemayil olma töhmetinden kurtulmuş olur.
Yolcuiuk bitince, koca ile birlikte yola çıkmamış olan kadının; kocasının, yolculukta geçen müddet kadar, kendi yanında kalmasını, talep etme hakkı yoktur.
Bir karısı olduğu tıalde, onun üzerine, bir kadın daha almak İsteyen, fakat bunların arasında, adaletle davranamıyacağından korkan kimsenin, ikinci defa evlenmesine, ruhsat yoktur. Ancak, böyle bir korkusu olmayan kimse, evlenebilir.
Fakat, ikinci defa evienmemek, daha evlâdır. Böyle yapan kimse, İlk karısını üzmemek için, evlenmemesinden dolayı me'cûr (= ecir ve sevabı verilmiş) olur. Sirâciyye'de de böyledir.
Birden çok karısı olan kimsenin; öpme, sevme, cima1 ve îstimta'da da, kanları arasında, eşitliği gözetmesi, vacip değil müstehaptır.
Cariyelere ve ümm-ü veledlere de( adaletli ve eşit davranmak, müstehaptır; vacip değildir. Fethu'l Kadîr'de de böyledir. [79]
Bu adalet ve eşitlik; sohbet ve yoldaşlık etmek için, yanlarında eşit ölçüde gecelemek gibi, kocanın gücünün yettiği hususlarda aranır.
Eşit ölçüde sevmek ve cima' etmek gibi, kocanın gücünün hâricinde olsn hususlarda ise; adâiet ve eşitlik aranmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bu 'hususta, hür i!e köle arasında da, bir fark yoktur. Hulâ-sa'da böyledir.
Kocanın; yeni veya eski; kız veya'dul; sıhhatli veya hasta; hayrzlr, njfaslı, gebe veya bu 'halleri 'bulunmayan yahut rla yaşça küçük veya büyük olan kanlan arasında da, bu eşitliği gözetmesi gerekir. Tebyîn'de de böyledir.
Kocsmn; müstüman veya ehî-i kitap olan kantarı arasında
aynı şekilde eşitliğe riâyet etmesi lâzımdır. Sirâcü'i - Vehhâc'tia da böyledir.
Sıhhatli, hasta; cima'dan âciz, 'bulûğa ermiş, mürâhık, müa-füman veya zımmî olan kocalar da, kasm (= karılarına eşit davran-.ma) hususunda müsavidirler. Fetâvâyi Kâdîhân'da da 'böyledir
Bir şahsın, fkj karısından birisi, hür müslüman veya hür zımmî; diğeri ise, câriye, mükâtehe, müdebbere veya ümm-ü veled olursa; bu durumda, hür olanların, diğerlerinin iki misli 'hakkı vardır.
Meselâ : Hür olan kadının, iki gün, iki gece; diğerinin ise, bir gün, bir gece hakkı vardır. Hulâsa'da da böyledir.
Bir koca, câriye oian .karısının yanında bir gün kaldıktan sonra, onu azâd ederse; hür olan 'karısının yanında da, bir gün kalır.
Keza, bu koca, hür olan karısının yanında bir gün kaldıktan sonra; câriye olan karısını azâd etmiş olsa; özür (= sebep) ortadan kaîk-mış olduğu için, azâd ettiği, karısının yanına gider. Tebyîn'de de böyledir.
İdaresi altında bulunan ve mülkü oian cariyeler arasında, kasme riâyet lâzım gelmez. Bedâi'de de böyledir.
Kasm'de, gece esastır.
Kadına, kendi gününün dışında, cima' etmek, uygun değildir. Bir kocanın, ihtiyaca binâen, -o gece sırası oimayan hanımına, gündüz cima' etmesinde, bir beis yoktur.
Koca: hasta olan karısının izni ile, onun yanında geçirmesi gereken geceyi, başka karısının yanında geçirebilir. Ancak, şifa buluncaya veya ölünceye kadar, onun yanında durabilir. Cevhe?etü'n Neyyî-re'de de böyledir,
Kasm nöbetinin, başlangıcını ve miktarını tayin etme 'hususunda, koca serbesttir. Tebyîn'de de böyledir.
Koca, nöbet tayin etmeden, kanlarından birinin yanında bir müddet kaldıktan sonra; diğer karısı dava açar ve hakimin, adaletle, eşitlikle 'hareket etmesini emretmesine rağmen; koca, buna riâyet etmez de; karısı, tekrar dava ederse; 'hakim, kocayı cezalandırır ve aynı şekilde, adaletle davranmasını emreder.
Bu koca, karısının, ilk şikâyetinden önce veya sonra; diğer karısının yanında, devamlı 'bir ay kalmış olur ve kadın da, tekrar şikâyet ederse; hâkim, 'bu kocaya, bundan sonra adalet ve eşitlikle davranmasını emreder. Şikâyetçi kadın, kocasının, diğer kadının, yanında kaldığı kadar da, kendi yanında kalmasını isteyemez.
Koca; karısının 'birinin nöbetinde, onun izni ile, diğer bir karısının yanında, fazladan kalabilir. Bu caizdir.
Bu koca; istediği zaman, izin vermiş bulunan karısının yanma, dönebilir. Fetâvâyî Kâdîbân'da da böyledir.
Bir kimsenin, kanlarından biri, kendi nöbetini, diğer kadına verebilir. Bu kadın, bu hibesinden, istediği zaman vazgeçme hakkına da sahiptir. Srrâcü'İ - Vehhâc'da da böyledir.
Kadınlardan birinin, diğerini; hakkından vazgeçmeye, razı etmek için, gayret sarfetmesi de caizdir. Hakkından, bu şekilde, vazgeçmiş 'bulunan kadın da, bundan geri dÖnebiHr. Cevheyetü'n - Neyyire'de de böyledir.
Keza, kadınlardan birinin, kendisine, daha fazla vakit ayırması için, kocasına, mal vermeyi veya mehrini azaltmayı şart koşması da, batıldır. Böyle bir şey, vuku' bulmuşsa-; kadın, malım geri alır, Huîâsa'da da böyledir.
Keza, koca; nöbetini, diğer karışma vermesi için, kanlarından birine veya kadınlardan birisi, nöbetini, kendisine devretmesi için, diğer kadına, mal verse; bu mallar, geri verilir. Çünkü, böyle yapmak caiz değildir. Taterhâmyye'de de böyledir,
Sadece 'bir karısı, bulunan, bir kimse, gece kâim; gündüz sâim, denilecek şekilde dâima ibâdetle meşgul olsa; karısı da, bu durumu, hâkime haber verse; hakim ona; peçe karısının yanında yatmasını, gündüz de, iftar etmesini emreder.
İmâm Ebû Hanîfe (R.AJ'ye göre, .bu koca, bir gün, bir gece karısının yanında kalır. Üç gün. tfç gece, de, kendi istediği şeyleri yapar. Sonra, yine, karısına döner.
Bu kocaya, kadının hukukuna riâyet etmesi onunla ülfet ve sohbet etmesi; bu halin de geçici olmaması emredilir. Fetâvâyi Kâdîhân'-da da böyledir.
Sahih olan, budur. BahruV - Râik'tG da böyledir.
Mürtekâ'da : «İki karısı ve bunlardan başka, ürnm-u veied-leri, cariyeleri bulunan bir kimse; .karılarının yanında birer gece, birer gündüz; diğerlerinin, toplamının yanında ise, iki gece, iki gündüz kalır.
Şayet, bu şahsın, dört karısı olursa; her karısının yanında, bir gece bir gündüz kalır, câriyferine İse, gün ayırmaz. Onların yanlarında, gelip geçecek kadar kalır. Fetâyâyi Kfidlhfin'da da böyledir.
Yolculuk esnasında, kasmcâri değildir.
Koca, sefere (= yolculuğa) çıkarken, karılarından, bir kısmını, yanında götürebilir. Bu kocanın, hangi karısını, yanında götüreceğini kurra ile tesbit etmesi evlâdır. Çünkü ,'böyle yapmakla, kadınların gönlü hoş tutulmuş ve koca, karılarından birine kalben mütemayil olma töhmetinden kurtulmuş olur.
Yolcuiuk bitince, koca ile birlikte yola çıkmamış olan kadının; kocasının, yolculukta geçen müddet kadar, kendi yanında kalmasını, talep etme hakkı yoktur.
Bir karısı olduğu tıalde, onun üzerine, bir kadın daha almak İsteyen, fakat bunların arasında, adaletle davranamıyacağından korkan kimsenin, ikinci defa evlenmesine, ruhsat yoktur. Ancak, böyle bir korkusu olmayan kimse, evlenebilir.
Fakat, ikinci defa evienmemek, daha evlâdır. Böyle yapan kimse, İlk karısını üzmemek için, evlenmemesinden dolayı me'cûr (= ecir ve sevabı verilmiş) olur. Sirâciyye'de de böyledir.
Birden çok karısı olan kimsenin; öpme, sevme, cima1 ve îstimta'da da, kanları arasında, eşitliği gözetmesi, vacip değil müstehaptır.
Cariyelere ve ümm-ü veledlere de( adaletli ve eşit davranmak, müstehaptır; vacip değildir. Fethu'l Kadîr'de de böyledir. [79]
Konular
- 10- Mehrin Hibe Edilmesi
- 11- Mehirden Dolayı, Kadının Nefsini Kocasına Yasaklaması Ve Mehrin Geriye Bırakılması
- 12- Karı -Kocanın Mehir Hususundaki İhtilafları
- 13- Mehrin Tekrarlanması
- 14- Mehrin Ödenmesi
- 15- Zımmi Ve Harbînin Mehri
- 16- Kızın Çehizi
- 17- Ev Eşyası Hakkında Karı - Kocanın İhtilâfları
- 8- FÂSİD NİKÂHLARLA İLGİLİ HÜKÜMLER
- 9- KÖLELERİN NİKÂHI
- Hıyar-ı Itk
- 10- KÂFİRLERİN NİKÂHI
- 1- Şahitsiz Nikah :
- 2- Başkanın İddetlisini Nikahlamak:
- 3- Mahrem Olanların Nikâhı :
- 11- KASM [78] ÎLE İLGİLİ MES'ELELER
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- KİTÂBÜ İHYÂİ'L-MEVÂT
- (ÖLÜ ARAZİNİN İHYÂSI)
- 1- ARZ-I MEVÂTIN MÂNASI; ARZI MEVAT DA HÜKÜMDARIN TASARRUFA YETKİLİ OLUP OLMADIĞI; ARZI MEVÂTİN MÜLK
- Arz-ı Mevât:
- Arz-ı Mevâîtn Hükmü:
- 2- KANAL KAZMAK VE MEVCUT BİR KANALİ TAMİR ETMEK
- ORUÇ
- (Kitabü's-Savm)
- 1- ORUCUN TARİFİ, KISIMLARI, SEBEBİ, VAKTİ VE ŞARTI
- Orucun Tarifi :
- Orucun Çeşitleri:
- Orucun Sebebi:
- Orucun Vakti: