10- Mehrin Hibe Edilmesi
Kadın, meh'rlni, kocasına hi'be edebilir. Kocasının bu kadına, cima' edip etmemesi de bağışa mani değildir.
Bu hibeye, kadının velisi, ister babası ister başka kimse ol- itiraz edemez. Tahâvî Şerhi'nde de böyledir.
aun
Bütün âlimlerimize göre; hiç bir baba, kızının mehrini bağışlayamaz. Bedâi'd-e de böyledir.
Bir efendi, cariyesinin mehrini, onun kocasına bağışlayabilir. Keza, bir efendi, müde'b'biresinin ve ümm-ü veledinin mehirlerini
de, kocalarına hibe edebilir.
Mükâtebe'nin mehri, kendisine ait olduğundan, efendisi bunu bağışlayamaz. Koca, onun mehrini, efendisine verirse; borcundan kurtulmuş olmaz. Tahâvî Şerhi'nde de böyledir.
Ölmüş bir kadının mehrinm, onun adına bağışlanması caiz olur. Ancak, kadın; boşanma zamanı, möhrini bağışladıktan sonra ölse; bu bağış sahih olmaz. Sirâcîyye'de de böyledir.
Bir kadının, mehrini, kocasının varislerine bağışlaması caizdir.
Şayet, kadın; mehrini,-şartlı olarak bağışlasa; bu şart yerine gelince, bağış caiz olur; şart bulunmazsa; mehir, kadına geri veriler. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, bin dirhem mehirle, bir kadını nikâhlasa; kadın da, bu mehrini aldıktan sonra, kocasına hi'be etse; müteakiben kocası, cima' etmeden, bu kadını boşasa; kadın, kocasından, beş yüz dirhem geri alır.
Me'hir ölçülebilen veya tartıla'bilen, muayyen olmayan bir şey olursa yahut kadın bin dirhem mehri, teslim almadan önce, kocasına bağışlar; kacası da onu, cimâ'dan önce boşarsa; bu iki durumda da, kadın kocasına müracaat edip, bir şey isteyemez.
Bu kadın, şayet, bin dirhem olan meftrinin, beş yüz dirhemini aldıktan sonra; aldığı İle birlikte bin dirhemi veya kalan beşyüz dirhemi bağışlar; kocası ise, bu kadını, cima' etmeden önce boşarsa; bu durumda kadın, kooasına müracaat edip, bir şey isteyemez. Bu kavil, İmâm Ebû Hanîfe (R-A.)'nin kavlidir. Yine İmâm Ebu Hanîfe (R.A.)'ye göre, eğer kadın, mehrinin yarısından azmi, bağışlar, geri kalanını ise alırsa, bu şekildeki, talâk hâlinde koca, mehrin tamamının yarısını geri alır. Hîdâye'de de böyledir.
Müntekâ'da, İbrahim'in, İmâm Muhammed (R.A.)'den naklettiğine göre: Bir koca, mehir olan, bin dirhemin tamamını karısına teslim ettikten sonra, onu, cima' etmeden boşamış olsa; kıyâsta, bu bin dirhemin yansı olan beş yüz dirhemi, karısından geri alır; Istihsânda ise, ondan hiç bir şey alamaz. Muhıyt'te de böyledir.
fi'ir kimse; bir kadını, 'belli bir me'hir karşılığında nikahlayıp, kadın, 'bu me'hrin yarısını veya tamamını; teslim aldıktan sonra veya almadan önce bağışlasa; kocası da cima' etmeden o kadını boşasa; bu durumda, kocası, bu kadına müracaat edip, bir şey alamaz.
Me'hir olarak zikredilen şey, bir hayvan veya bir yer olduğu zaman da, hüküm aynıdır. Kâfi'de de böyledir.
Kadının, bu möhrini alıp almaması da, müsavidir. Kifâye'de de böyledir.
Bir kadın .mehrrni bir yabancıya bağışlayıp, onu, kocasından almak üzere o yabancıyı görevlendirs-e, bu şahıs, mehri aldıktan sonra fakat koca, cima' etmeden Önce, 'bu karısını boşarsa; mehrin yansını geri aiır.
Mehrini alan kadın, onu bir yabancıya, o yabancı da kadının kocasına bağışlamış olsa; müteakiben de, koca, bu karısını, cima etmeden 'boşasa; bu mehrin yansını, kadından geri alır. Muhıyt'te de böyledir.
Mehrin rcasıl 'bağışlandığı hususunda karı - koca arasında ih; tilâf çıksa; kadın, kocasına : «Ben, mehrimi, sana, beni boşamaman -şartı İle, hibe ettim.»; kocası ise: «Hayır, şartsız bağışladın.» dese, bu durumda, kadının sözüne itibar edilir. Gunye'de de böyledir. [61]
Bu hibeye, kadının velisi, ister babası ister başka kimse ol- itiraz edemez. Tahâvî Şerhi'nde de böyledir.
aun
Bütün âlimlerimize göre; hiç bir baba, kızının mehrini bağışlayamaz. Bedâi'd-e de böyledir.
Bir efendi, cariyesinin mehrini, onun kocasına bağışlayabilir. Keza, bir efendi, müde'b'biresinin ve ümm-ü veledinin mehirlerini
de, kocalarına hibe edebilir.
Mükâtebe'nin mehri, kendisine ait olduğundan, efendisi bunu bağışlayamaz. Koca, onun mehrini, efendisine verirse; borcundan kurtulmuş olmaz. Tahâvî Şerhi'nde de böyledir.
Ölmüş bir kadının mehrinm, onun adına bağışlanması caiz olur. Ancak, kadın; boşanma zamanı, möhrini bağışladıktan sonra ölse; bu bağış sahih olmaz. Sirâcîyye'de de böyledir.
Bir kadının, mehrini, kocasının varislerine bağışlaması caizdir.
Şayet, kadın; mehrini,-şartlı olarak bağışlasa; bu şart yerine gelince, bağış caiz olur; şart bulunmazsa; mehir, kadına geri veriler. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, bin dirhem mehirle, bir kadını nikâhlasa; kadın da, bu mehrini aldıktan sonra, kocasına hi'be etse; müteakiben kocası, cima' etmeden, bu kadını boşasa; kadın, kocasından, beş yüz dirhem geri alır.
Me'hir ölçülebilen veya tartıla'bilen, muayyen olmayan bir şey olursa yahut kadın bin dirhem mehri, teslim almadan önce, kocasına bağışlar; kacası da onu, cimâ'dan önce boşarsa; bu iki durumda da, kadın kocasına müracaat edip, bir şey isteyemez.
Bu kadın, şayet, bin dirhem olan meftrinin, beş yüz dirhemini aldıktan sonra; aldığı İle birlikte bin dirhemi veya kalan beşyüz dirhemi bağışlar; kocası ise, bu kadını, cima' etmeden önce boşarsa; bu durumda kadın, kooasına müracaat edip, bir şey isteyemez. Bu kavil, İmâm Ebû Hanîfe (R-A.)'nin kavlidir. Yine İmâm Ebu Hanîfe (R.A.)'ye göre, eğer kadın, mehrinin yarısından azmi, bağışlar, geri kalanını ise alırsa, bu şekildeki, talâk hâlinde koca, mehrin tamamının yarısını geri alır. Hîdâye'de de böyledir.
Müntekâ'da, İbrahim'in, İmâm Muhammed (R.A.)'den naklettiğine göre: Bir koca, mehir olan, bin dirhemin tamamını karısına teslim ettikten sonra, onu, cima' etmeden boşamış olsa; kıyâsta, bu bin dirhemin yansı olan beş yüz dirhemi, karısından geri alır; Istihsânda ise, ondan hiç bir şey alamaz. Muhıyt'te de böyledir.
fi'ir kimse; bir kadını, 'belli bir me'hir karşılığında nikahlayıp, kadın, 'bu me'hrin yarısını veya tamamını; teslim aldıktan sonra veya almadan önce bağışlasa; kocası da cima' etmeden o kadını boşasa; bu durumda, kocası, bu kadına müracaat edip, bir şey alamaz.
Me'hir olarak zikredilen şey, bir hayvan veya bir yer olduğu zaman da, hüküm aynıdır. Kâfi'de de böyledir.
Kadının, bu möhrini alıp almaması da, müsavidir. Kifâye'de de böyledir.
Bir kadın .mehrrni bir yabancıya bağışlayıp, onu, kocasından almak üzere o yabancıyı görevlendirs-e, bu şahıs, mehri aldıktan sonra fakat koca, cima' etmeden Önce, 'bu karısını boşarsa; mehrin yansını geri aiır.
Mehrini alan kadın, onu bir yabancıya, o yabancı da kadının kocasına bağışlamış olsa; müteakiben de, koca, bu karısını, cima etmeden 'boşasa; bu mehrin yansını, kadından geri alır. Muhıyt'te de böyledir.
Mehrin rcasıl 'bağışlandığı hususunda karı - koca arasında ih; tilâf çıksa; kadın, kocasına : «Ben, mehrimi, sana, beni boşamaman -şartı İle, hibe ettim.»; kocası ise: «Hayır, şartsız bağışladın.» dese, bu durumda, kadının sözüne itibar edilir. Gunye'de de böyledir. [61]
Konular
- Fesih Mes'eleleri
- 7- MEHİR
- 1- Mehrin En Az Haddi İle Mehir Olmaya Elverişli Olan Ve Olmayan Şeyler
- 2- Mehrin Teekküdü Ve Kat'iyyet Kesbetmesi
- Bize Göre, Üç Çeşit Müt'a Vardır :
- 3- Mal Olan Mehre, Mal Olmayan Bir Şey Eklemek
- 4- Mehirde Koşulan Şartlar
- 5- Mehirdeki Cehalet
- Cinsi De, Vasfı Da Bilinmeyen Mehir :
- Cinsi Bilinen Fakat Mehri Bilinmeyen Mehir:
- Cinsi De, Vasfı Da Bilinen Mehir :
- 6- Müsemmâda İhtilâf Bulunan Mehir
- 7- Mehrin Fazlalaştırılması Veya Noksanlaşt1rılması
- 8- Mehrin Duyurulması
- 9- Mehrin Helak Olmasi
- 10- Mehrin Hibe Edilmesi
- 11- Mehirden Dolayı, Kadının Nefsini Kocasına Yasaklaması Ve Mehrin Geriye Bırakılması
- 12- Karı -Kocanın Mehir Hususundaki İhtilafları
- 13- Mehrin Tekrarlanması
- 14- Mehrin Ödenmesi
- 15- Zımmi Ve Harbînin Mehri
- 16- Kızın Çehizi
- 17- Ev Eşyası Hakkında Karı - Kocanın İhtilâfları
- 8- FÂSİD NİKÂHLARLA İLGİLİ HÜKÜMLER
- 9- KÖLELERİN NİKÂHI
- Hıyar-ı Itk
- 10- KÂFİRLERİN NİKÂHI
- 1- Şahitsiz Nikah :
- 2- Başkanın İddetlisini Nikahlamak:
- 3- Mahrem Olanların Nikâhı :