Av Bölümü
Musannifin, Av Bölümünü Buraya Getirmesine Sebeb, Onu Hacc Bölümünde Zikrettiği İçindir.
S A Y D, Lûğat Yönünden Avlamak Ma'nâsındadır. Avlanan Şey (Ma-Sîd) İn, Av (Sayd) Diye Adlandırılmasına Sebeb, Mef'ûlü Masdar İle İsimlendirmek İçindir. Arablar Arasında (Üarbül Emîri) Yâni «Emfirin Dövdüğü Kimse» Dendiği Gibi.
Yırtıcı Hayvandan Diş (Zînâb), Kuşlardan Mıhleb (Tırnak) Sahibi Olanların Hepsiyle Sayd (Avlanmak) Helâldir. Mıhleb, Kuşun Tırnağıdır.
Mebsût'ta Şöyle Zikredilmiştir: «Zînâb» Ve «Zînııhleb» Den Maksad, Diş Ve Tırnak İle Avlanandır. Yoksa, Zînâb Ve Zîmıhleb'in Hepsi Değildir. Çünkü Güvercinin Tırnağı Ve Devenin De Dişi Vardır. Birincisi, Yâni Diş Sahibi Olan? Köpek Ve Pars*Gibi; İkincisi, Yâni Tırnak Sahibi Olan, Doğan Ve Yırtıcı Kuşlardan Bunların Benzeri Gibilerdir.
Eti Yenen Av Hayvanlarının Yenmesinin Caiz Olması İçin Bir Takım Hususlar (Umur) Şart Kılınmıştır. Eti Yenmeyen Av Hayvanları Bunun Aksinedir Ki, Onlardan Olan Avın Caiz Olmasında Bîr Şey Şart Değildir.
Yakında Bunun Açıklaması Gelecektir.
Bu Hususlardan Biri, O Dişi Ve Tırnağı Olan Hayvanın Avlamak Şeklini Bilmesi Di R. Çünkü Yüce Allah (C.C.) Şöyle Buyurmuştur.
Hepsi Yâni, Ortası, Yukarısı Ve Aşağısı Birdir,» Denmiştir. Bunda Asıl Olan Resûlüllah' (S.A.V.) İn :
«Boğazlama Gerdan İle Çene Arasındadır.» Diye Buyurduğu Kavli Şerifidir. Bu Hadîsi Şerif, Düğümden Önce, Boğazın Yukarısından Kesmenin Caiz Olmasını Gerektirir. Çünkü Düğümün Yukarısı, Her Ne Kadar Düğümden Önce İse De Gerdan İle Çenenin Arasındadır. Şayet Boğazın Düğümü, Göğsü Tâkib Eden Tarafda Kalırsa, Bu Boğazlama Helâldir, Diyen Kimse İçin Bu Açık Delildir. Mebsût'un Rivayeti De Ona Müsâade Eder. Fakat «El-Zahîre» Adlı Kitabın «Zebâih» Bölümünde; «Boğazlama Boğazın Üst Tarafından Olursa Helâl Olmaz»- Diye Açıklanmıştır. Yine Semerkand Bilginlerinin Fetvalarında Da «Helâl Olmaz; Çünkü Bu Boğazlama, Boğazlama Yerinden Başka Yerden Boğazlamadır» Denmiştir. Halbuki Bu, Hadîs-İ Şerifin Zahirine Muhaliftir. Nitekim Bu, Geçen Hadîsde Görülmektedir. Bir De; Gerdan İle Çenenin Arası Damarların Toplanıp Aktığı Yerdir. Bundan Dolayı, U Arada Kanın Akması En Güzel Şekilde Hâsıl Olur. Bu Durumda, Küllün Hükmü Müsâvî Olmuştur. Gırtlak' (Düğüm) A İtibâr Yoktur. El-İnâye'de Böyle Zikredilmiştir.
Hayvanın Damarları; Hulkûm, Merî' Ve Vedecân'dır. Muğribu'1-Lû-Ğa'ya Göre Hulkûm; Nefesin Geçtiği Yerdir (Yâni Nefes Borusudur). Meri; Yemeğin Geçtiği Borudur. EI-Hidâye'de Hüküm Bunun Aksinedir. Şöyle Ki: Hayvanın Boğazlanması, Hulkûmun Yâni Nefes Borusunun Ve Me-Rî'in Yâni Yem Borusunun Damarlarını Ve İki Şah Damarım Kesmektir.
Boğazlama Bu Dört Damardan Üç Damarı Kesmekle Helâl Olur. Hangi Üç Olursa Olsun Çoğu, Tamâmı Yerine Geçirmek Bakımından Helâl Olur.
Evdâc [11] Denilen Damarları Kesip Kan Akıtan Her Âlet İle - Ki Gerek Kamış Kabuğu Olsun Ve Gerekse Keskin Taş Olsun - Kesmek Helâl Olur. Ancak Diş Ve Tırnak İle, Bunlar Yerlerinde Kâim İken Boğazlanırsa, Helâl Olmaz. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :
(Ma Hadehale'z-Zufri Ves'sinni) «Tırnak İle Dişden Başka» Buyurmuştur. Çünkü Bu İkisi İle Boğazlamak Câhiliyyet Devrinde Câri Ve Habeş Kavminin Âdetleri İdi.
Yerlerinden Çıkarılmış Diş İle Veya Tırnakla Boğazlamak Mekruh-Dur. İmâm Şafiî' (Rh.A.) Ye Göre, Bizim Rivayet Ettiğimiz Hadîs-İ Şerif -Den Dolayı Haram Olur. Biz Onu, Onların Yerlerinde Kâim Olmalarına Hamlederiz. Çünkü Habeş Kavminden Sâdır Olan Budur.
Hayvanı Yatırmazdan (İnce Bıçağı Keskinletmek Mendûbdur. Bıçağı, Hayvanı Yatırdıktan Sonra Bilemek Mekruhtur. Çünkü Bu Hususta Sahâbe-İ Kîrâm'ın Kavli Vardır. Bu, Boğazlanan Hayvana Yumuşak Davranmak İçindir.
Hayvanı Ayağından, Kesileceği Yere Çekip Sürümek Mekruhtur. Hayvanı Ensesinden Kesmek De Mekruhtur. Eğer Boğazladıkdan Sonra Diri Kalırsa Damarları Kesilir. Tekrar Boğazlanmakla Ölmüş Olması Sebebiyle Helâl Ve Mekruh Olur. Çünkü Bu Surette Gereksiz Şekilde Hayvana Çok Acı Vermek Vardır. Zira, O, Yaralanıp Sonra Damarları Kesilmiş Gibi Olmuştur. Eğer Damarlarını Kesmezden Önce Canlı Değilse, O Boğazlanmış Hayvan Haram Olur. Çünkü O Hayvan Boğazlanmadan Önce Ölmüştür.
Nah'da Mekruhtur. Yâni Onu Murdar İliğe Varıncaya Kadar Şiddetle Kesmektir. Buna Farsçada «Harâm-I Nıagz» Denir.
Hayvanın Acısı Dinmezden Önce Derisini Yüzmek Mekruhtur. Boğazlayan Kimsenin Kıbleye Doğru Yönelmeyi Terk Etmesi De Mekruhtur. Fakat Boğazlanan Hayvan Helâl Olur.
Boğazlanmış Hayvanın Helâl Olması Hususunda, Boğazlayanın Müslüman Olması Ve Eğer Boğazlanan Hayvan Av İse, Harem'in Dışında Olması Şart Kılınmıştır. Veya Boğazlayan Kimsenin Kitabi Olması Şart Ki-Hnmiştır. Çünkü Kitabî [12] Tevhîd İddia Eder. Bunda Asi Olan, Yüce Allah1 (C.C.) İn, : «Ancak Boğazladıklarınız Müstesna» Kavli Şerifidir.
Ve Yine «...Kendilerine Kitap Verilmiş Olanların Yiyeceği Sizin İçin Helâldir...» [13] Âyet-İ Kerîmesidir. Bununla Kasdedilen, Onlar Tarafından Boğazlanıp Yenen Yiyecektir. Çünkü Yüce Allah (C.C.) Ehm Kitabı Anmak SûRetiyle Ayırmıştır. Balık Ve Diğerleri Gibi, Boğazlanmayan Yiyeceklerde Kitabî Ve Mecûsî Eşittir.
Boğazlayıcı Veya Avcı, Gerek Zîmmî Olsun, Gerek Harbî Olsun; Gerek Kitabîden Ve Kitabîden Başkasından Doğmuş Olsun, Onun Avladığı Ve Boğazladığı Helâl Olur. Çünkü Çocuk, Ana - Babanın Din Yönünden Hayırlı Olanına Tâbidir. Kâfî'de De Böyle Zikredilmiştir.
Boğazlayıcı; Zebîhanın (Boğazlanan Hayvanın) Helâl Olması İçin, Onun Üzerine Allah' (C.C.) İn Adını Anmak Gerektiğini, Boğazlamayı Yâni Damarların Kesilmesini Ve Bunun Benzeri Şartlan Bilmeli Ve Damar* Lan Kesmeye Kadir Olup Boğazlamayı Güzel Yapmalıdır. O Boğazlayıcı Gerek Mecnûn Olsun Ve Gerekse Çocuk Olsun, Caizdir. Çünkü Mecnûn Veya Çocuk Şayet Besmele Çekmeyi Ve Boğazlamayı Bilirlerse Ve Kesmeye Kadir Olurlarsa, Âkil Ve Bâîiğ Gibi Olurlar. Yine Boğazlayıcı Gerek Kadın Olsun, Gerek Sünnetsiz Olsun Ve Gerekse Dilsiz Olsun, Caizdir.
Putperestin, Meclisinin Ve Mürtedin Boğazladığı Hayvan Haram Olur. Çünkü Mürtedin Dini Yoktur. Zira O Üzerinde Bulunduğu Dini Terk Etmiştir; Geçtiği Dinde İse Bırakılamaz. Kitabî Bunun Aksinedir. Dîninden Başkasına Geçmiş Olsa, Bizim Nazarımızda O, Geçtiği O Dinin Sâ-Liki Kabul Edilir. Boğazlama Sırasında Onun Tâbi Olduğu Dine İtibâr Edilir. Hattâ Bir Yahûdî Ve Bir Nasrânî Mecûsî Olsalar, Onların Avladığı Ve Boğazladığı Helâl Olmaz. Çünkü Bu Temelden Mecûsî Gibidir. Eğer Mecûsî, Yahûdî Veya Nasrânî Olsa, Onun Boğazladığı Ve Avladığı Yenir. Temelden, O Yahûdî Veya Nasrânî Gibidir. Kâfide Böyle Zikredilmiştir.
Besmeleyi Kasden Terk Eden Kimsenin Boğazladığı Hayvan Haram Olur. Eğer Unutup Terk Ederse, Boğazladığı Helâl Olur. İmâm Şafiî (Rh.A.), İki Şekilde De Helâl Olur, Demiştir. İmâm Mâlik (Rh.A.) İse, İki Şekilde De Haram Olur, Demiştir.
Eğer Boğazlayan Kimse Allah' (C.C.) İn Adını, Başkasını Atf Ederek Zikrederse, Haram Olur.
(Bismillâhi Ve İsmi İülânin Ev Fülânin Yâni «Allah'ın Adıyla Ve Fülânın Adıyla Veya Fülân İle Başlarım» Demek Gibi. Çünkü O, Boğazlanan Hayvanı Allah' (C.C.) Dan Başkasının Adıyla Kesmiştir. Binâenaleyh, Burada Tecrid [14] Mevcûd Değildir, Tecrîd İse Şarttır.
Boğazlayan Kimse Başkasını Besmeleye Atıfsız Vasi Ederse, Mekruh Olur, Haram Olmaz. (Bismillah!
Muhammedün Resûlüllahi) Demek Gibi. Çünkü Burada Atf Olmadığı İçin Ortaklık Mevcûd Değildir. Bu Durumda, O Boğazlanan Hayvan Mu-Hammed (S.A.V.) İçin Olmamıştır. Fakat Sûreten Yakınlık Bulunduğu İçin Mekruh Olup Haram Suretinde Tasavvur Edilir. Bu Zikredilen, Boğazlayan Kimse Şayet Muhammed (S.A.V.) Lâfzını «Ötüre» Okursadir. Eğer «Esire» Veya «Üstün» İle Okursa Bu Takdirde Haram Olur. Gâyet'ul-Be-Yân'da Böyle Zikredilmiştir.
Şayet Hayvanı Boğazlayan Kimse, Besmeleyi Çekmeden Ve Hayvanı Yatırmadan Önce, Manen Ve Sûreten Başkasını Allah' (C.C.) İn Adından Ayırırsa, Meselâ Dua Etmek Gibi, Bunda Mahzur Yoktur. Çünkü Rivayete Göre, Resûlüllah (S.A.V.), Birini Kendisi İçin, Diğerini Ümmeti İçin Olmak Üzere İki Güzel Koç Boğazlamış Ve İkisini De Keseceği Zaman Kıbleye Doğru Yöneltip Şöyle Buyurmuştur :
(Veccehtü Vechiye Lillezî F A Taraş 'Semâ Vâ Ti Val Arda Hanîfen Vemâ Ene Minel Müşrikine, İnne Salâtî Ve Nüsükî Ve Mahyâye Ve Memâtî Lil-Lâhî Rab Bil Âlemine, Lâ Şerikelehu Ve. Bizâlike Ümirtü Ve Ene Evvelül Müs-Limîn)
«Ben Yüzümü, Gökleri, Yeri Yaratan (Allah) 'A, Doğruya (Hak Dine) Yönelerek Çevirdim. Ben Müşriklerden (Puta Tapanlardan) Değilim. [15] Namazım, İbâdetlerim (Kurbânım), Hayâtım Ve Ölümüm, Âlemlerin Rabbi Allah İçindir. O'nun Hiç Bir Ortağı Yoktur. Bana Böyle Erar-Olundu Ve Ben Müslümanların İlkiyim [16]
Ondan Sonra Boğazlayıp Ve Boğazlarken De, ( (Bismillâhi Vallâhu Ekber) Demiştir.
Yine Boğazladıktan Sonra (Allahümme Takabbel Min Fülânin) «Ey Allah'ım Bunu Fülândan Kabul Eyle» Demekde De Mahzur Yoktur. Çünkü Nebi* (S.A.V.) İn Boğazladık-Dan Sonra :
(Allâhümnıe Tekabbel Hâzihî An Ümmeti Mu Ha Mm Edin Mtmmen Şehide Leke Bil Vahdâniyyeti Veliye Bil Belâği)
«Ey Allah'ını Bunu, Sen'in Vahdâniyyetini (Birliğini) Ve Benim Tebliğimi (Risâletimi) Kabul Eden Ümmet-İ Muhammed'den Kabul Eyle.»
Dediği Rivayet Edilmiştir.
Tesmiyede (Allah Adını Söylemekde) Şart Olan, Duâ Ve Başka Şey Karıştırılmamış Hâlis Zikirdir.
Boğazlayan Kimsenin (Allahümmağiirlî)
«Ey Allah'ım Beni Mağfiret Et.» Diyerek Boğazladığı Hayvan Helâl Olmaz. Çünkü Bu, Hâlis Duadır. Tesmiye Kasdi İle «El-Hamdü Lillâh Ve Sübhâne'llâh» Demek, «Allahümmağfirlî» Demek Gibi Değildir. Çünkü -Bu Hâlis Zikirdir.
Şayet Hayvanı Boğazlayan Kimse, Boğazlarken Aksırıp «El-Hamdü Lillâh» Dese, Tesmiye Kasdı Olmgdığı İçin Helâl Olmaz. Meşhur Olan, YâNi Dillerde Kullanılan (Bismillâhi VallâHu Ekber) Demekdir. Bu, İbni Abbâs' (Rh.Anhümâ) Dan Nakledilmiştir. Devenin Nahrı Mendûb, Zebhi İse Mekruhtur. Sığır İle Koyunun Nahrı Mekruh, Zebhi Mendûbdur. [17] Geçen İki Surette Mendûb Olması Tevarüsen (Nakledilegelen) Sünnete Muvafık Bulunması Ve Nahr Yerinde Damarların Toplanmış Olmasından Dolayıdır. Sığır İle Davarda İse Damarların Toplanması Zebh Yerinde Olduğu İçindir. Kerahet De Sünnete Muhalefeti Sebebiyledir. Bu Kerahet, Bulunan Bir Ma'nâdan Dolayıdır. Binâenaleyh Cevazı Ve Helâl Olmayı Menetmez.Evcilleşmiş Olan Av Boğazlanır. Deve, Sığır Ve Koyun Gibi Dört Ayaklı Olup Vahşet Hâsıl Eden Veya Bir Kuyuya Düşüp Boğazlanması Mümkün Olmayan Hayvanı Yaralamak Kifayet Eder. Çünkü Acz Ânında İhtiyarî Boğazlamadan Iztırârî (Mecburi) Boğazlamaya Geçilir. Nitekim Bu Husus Daha Önce Geçti. Acz İse İkincide Mevcûddur, Birincide Mev-Cud Değildir.
Bir Koyun Şehrin Dışına Kaçtığında Yaralamak Onu Helâl Kılar; Şehir İçine Kaçtığında, Yaralamakla Ölürse Helâl Olmaz. Çünkü O Nefsini Müdafaa Edemez. Âdeten Şehir İçine Kaçanın İse Yakalanması Mümkün Olur. İhtiyarî Boğazlamakdan Acz De Gerçekleşmiş Olmaz. Şehrin Taşrasına Kaçan Bunun Aksinedir. Şehrin İçi, Sığır Ve Deve Hakkında Şehrin Dışı Gibidir. Çünkü Bunlar Kendilerini Müdafaa Ederler. Bu Durumda Onların Yakalanmalarına Güç Yetmez. Eğer Onlar Şehir İçine Kaçarlarsa, İhtiyarî Boğazlamaktan Acz Gerçekleşmiş Olur.
Hayvanın İnsana Saldırması, Kaçmak Gibidir. Eğer Bir Kimse Hayvanı Yakalamaya Kadir Olmaz Ve Üzerine Saldırıp Onu, Boğazlamayı Mu-Râd Ederek Öldürürse, O Hayvanın Yenmesi Helâl Olur.
Anası Boğazlanmakla Karnından Çıkan Yavru Boğazlanmış Olmaz.
Hattâ Bir Deve Veya Bir Sığır Veya Bir Koyun Boğazlandığı Zaman Karnından Bir Ölü Yavru Çıksa Yenmez.
Parçalayıcı Dişi Olan Yırtıcı Hayvanın Ve Tırnaklı Olan Kuşların Yenmesi Helâl Olmaz. Bu İki Cins Hayvandan Maksad : Dişi İle Avlanan Hayvan İle Tırnağı İle Avlanan Hayvandır.
.Haşerât Da Yenmez. Haşerât: Yeryüzü Hayvanlarının Küçükleridir.
Ehlî Olan Eşeklerin De Etinin Yenmesi Helâl Olmaz. Yaban Eşeğinin Yenmesi İse Helâldir. Katırın Ve Atın Yenmesi De Helâl Olmaz. Îmânı Ebû Yûsuf (Rh.A.) İle İmâm Muhammed' (Rh.A.) E Göre, Atın Yenmesi Helâl Olur. Bir Kavle Göre; İmâm A'zâm' (Rh.A.) Nazarında Atın Keraheti, Kerâhet-İ Tenzîhiyyedir. Çünkü Bunun Ma'nâ Yönünden Keraheti, Değerli Olduğu İçindir. Yenmesinin Mubah Olmaması, Cihâd Aracı Azalmasın Diyedîr. Bundan Dolayı Onun Artığı Temizdir. Bu Zahir Rivayettir Ve Sahih Kavil De Budur. Fahru'l-İslâm (Rh.A.) Ve Ebû'1-Muîn (Rh.A.), «Cami'» 1 Erinde Böyle Zikretmişlerdir.
«Atın Yenmesinin Keraheti, Tahrîmiyyedir» Diyenler De Vardır. Ab-D Ur Rahim El-Kirmanı' (Rh.A.) Den (Allah Ona Rahmet Eylesin) Şöyle Dediği Hikâye Edilmiştir : «Ben Bu Mes'elede Tereddüd Ediyordum. Bü'yâda İmâm A'zam (Rh.A.) Hazretlerini (Yüce Allah Ona Rahmet Eylesin) Gördüm. Bana, Yâ Abderrahîm, Onun Keraheti, Kerâhet-İ Tahrîmiyyedir» Dedi. Hidâye Sahibi De Bunu Kabul Etmiştir, Tmâm Hasan (Rh.A.), İmâm A'zam' (Rh.A.) Dan Atın Artığının Kerahetini Rivayet Etmiştir. Nitekim Atın Sütünün Durumu Da Böyledir. Bir Kavle Göre; «Sütünde Mahzur Yoktur» Denmiştir. Çünkü Atın Sütünü İçmekte Cihâd Aracım Azaltmak Yoktur. Kâfide Ve Hidâye'de' De Böyle Zikredilmiştir.
Sırtlan, Tilki Ve Kelerin De Yenilmesi Helâl Olmaz. Bunda İmâm Şafiî (Rh.A.) Ayrı Görüştedir. Eşek Arısı, Kaplumbağa Ve Leş Yiyen Beyazlı - Siyahlı Karga Ve Siyah Kuzgun Kargasının Da Yenilmesi Helâl Olmaz. Filin, Köstebeğin Ve Gelinciğin De Yenilmesi Helâl Olmaz. Doğması Ve Yaşaması Suda Olan (Mâî) Hayvanın Da Yenilmesi Helâl Olmaz. Ancak Semek-İ Tâf Î Olmayan, Yani: Suda Ölmeyip Su Yüzüne Çıkmayan Balüç Helâldir. Şemek-İ Tâfî: Sebebsiz, Eceli İle Su İçinde Ölüp Sonra Su Üzerinde Görünen Balıktır. [18] Bizim Ashabımız (Müctehidlerimiz), Mutlak Hayvan-I Mâîyi (Su Hayvanı) Kerih Görmüşlerdir. Ancak «Su İçinde Sebebsiz Ölmeyen Balık Helâldir» Demişlerdir, Tbn Ebî Leylâ (Rh.A.), İmâm Mâlik (Rh.A.) Ve Îmânı Şafiî (Rh.A.) Hayvân-I Mâî'yi Mubah Görmüşlerdir. Mâlikiyye'den Bazıları «Su Samurunu, Yunus Balığım Ve Su İnsanını İstisna Edip Helâl Olmaz» Demişlerdir. [19] Burada İhtilâf Satmakta Ve Yemekde Birdir. Bize Göre, Bahkda Asi Olan Şudur: Bir Sebeble Ölen Balık Helâldir Ve O, Yakalanmış Gibidir. Sebebsiz Ölen Balık İse, Semek-İ Tâfî Gibi, Helâl Olmaz.
Eğer Btr Balığa Vurulup Onun Bir Parçası Kopsa, Ondan Kopmuş Olan Ve Geri Kalan Yenir. Çünkü Onun Ölümü Sebeble Olmuştur. Diriden Kopartılan, Her Ne Kadar Ölü İse De, ,Onun Ölüsü Helâldir. Çünkü Hakkında Hadîs-İ Şerif Vardır.
Balığın Karnında Bir Diğer Balık Bulunursa, O Da Helâldir. Çünkü Yerin Darlığı Onun Ölümüne Sebebdir. Yine Su Kuşlarından Biri Balığı Öldürse Veya Bir Su Küpünün İçinde Ölse Veya Suyun İçinde Bir Daracık Yerde Toplanıp Yerden Çıkmaya Kadir Olmasalar, - Halbuki Onlar Avlanmadan Yakalanabilir Durumdadırlar - Ve Orda Ölseler, Yenilir. Çünkü Mekânın Darlığı Onların Ölümüne Sebebdir. Şayet Balıklar, Ağdan Kurtulmaya Kadir Olmadıkları Halde, Ağda Ölseler Yenir. Ya Da Balıklar Yesin Diye Suya Bir Şey Atılıp O Sebeple Balık Ölse Veya Balık Suya Bağlanıp O Sebebic Ölse Ya Da Su Donup Balık Buzun Aralığında Ölse, Yine Yenir. Eğer Balık Suyun Sıcaklığı Veya Soğukluğu İle Ölse, Bir Rivayette Yenir. Çünkü Ölümüne Sebeb Vardır. Bir Rivayette De Yenmez. Çünkü Su Sıcak Ve Soğuk Olmakla Balığı Öldürmez. Kâfî Ve.Nihâye'de Böyle Zikredilmiştir.
Kalkan Ve Yılan Balığı, Yenilen Balıklardandır. Musannifin, Bunun İkisini Ayrıca Zikretmesinin Sebebi, İmâm Muhammed' (Rh.A.) Den Muğrib'de Nakledilen Şeyin Zayıflığına İşarettir Ki, Ondan, Kalkan Balığı İle Yılan Balığından Başka Bütün Balıklar Helâldir, Diye Nakledilmiştir. Gâyetu'l-Beyân'da Da Denmiştir Ki: Râfizîlerden Bâzısı Ve Ehl-İ Ki-Tâb, Kalkan Balığını Yemeyi Kerih Görürler Ve Derler Ki: Şüphesiz Kalkan Balığı Deyyus İdi, İnsanları Dişisine Da'vet Ederdi. Bu Sebebden O, Kalkan Balığına Çevrildi.
Çekirge Ve Balığın Çeşitleri, Boğazlamaksızın Helâldir. Fakat İkisi Arasında Fark Vardır: Çekirge Eceli İle Ölürse Yenir. Balık Bunun Aksinedir. Nitekim Daha Önce Anlatıldı. Bir Adam, Yerde Dirisi De Ölüsü De Olduğu Halde Yerden Bir Çekirge Alıp, O Hususta Hz. Ali' (R.A.) Ye Sorduğunda Hz. AH (R.A.) : «Onun Ijepsmi De Ye» Dedi. Bu Söz Onun Fesahat Ve Belagatından Sayılmıştır. ([20]
Ekin Kargası, Tavşan Ve Saksağan Boğazlamakla Helâl Olur. Yaşadığı Bilinmeyen Bir Koyun, Boğazlanır Da Hareket Ederse Veya Kan Çıkarsa Helâl Olur. Eğer Yaşadığı Bilinmeyen Bir Koyun Boğazlanıp Hareket Etmezse Veya Kan Çıkmazsa, Yenilmesi Helâl Olmaz. Eğer Koyunun Diri Olduğu Bilinirse Helâl Olur. İsterse Hareket Etmesin Ve Kan Da Çıkmasın. Çünkü Bu İkisinden Maksad Onun Yaşadığını Anlamakdır. Canlı Olduğu Bilinince İkisine De İhtiyâç Kalmamış Olur. [21]
[1] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi1, Eser Neşriyat: 419.
[2] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi1, Eser Neşriyat: 419-421.
[3] BL. Mâide Sûresi (5); Âyet: 3.
[4] Mâide Sûresi (5), Âyet: 4.
[5] Buhârî, Müslim, İbn-İ Mâce, Ahmed B. Hanbel, Ebû Dâvûd, Nesâî.
[6] Müttefekun Aleyh.
[7] Ihn-İ Ebî Şeybe, Taberânî (Mu'cem).
Hadîsi Şerifde Geçen Hevâmm Kelimesi Hâmme'nin Çoğuludur. Hâmme; Yılan Gibi Zehirli Olan Hayvan Demektir. Sinek Ve. Böcek Gibi Şeylere De Hâmme Denilir. (Haşerai)
[8] Bb. Mâide Sûresi (5); Âyet: 3.
[9] Hayyiz-İ İmin.. ' V,M Çıkarmak, Onu Ayaklarıyla Kaçıp Yahut Kanatlarıyla Uçup Savuşmaktan Alıkoymaktır.
[10] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi1, Eser Neşriyat: 422-429.
[11] Vedec: Boyunda Şah Damarının İki Tarafında Olan Damardır. Tesniyesine (İkisine) Vede-Cân Denilir. Bunların Çoğulu Evdâc'dır.
[12] Kitabî: Tevhîd İnancını Muhafaza Ettiği Takdirde Semavî Kitaplardan Birine İnanan 2üm-Redir Ki, Bugün Bunlar Hıristiyan Ve Yahu Dilerdir. Elım Kitâb Tabiriyle Bunlar Kasdedilir.
Eğer Bunlar Allah' (C.C.). Dan Başka; Bir Şeyin Veya Varlığın İsmini Zikredexlerse Kestikleri Hayvan Yenmez. Meselâ, Hıristiyanlar Hayvanı Boğazlama Esnasında «Bismil-Lâhi» Yahut «Allahû Ekber» Demeyip «Bismi Rabbinel Mesih» (Mesîh Rabbımızın Adiyle) Deyip De Keserlerse, Kestikleri Bu Hayvan Yenmez. (Nbnet-İ İslâm, (Kilâb-Üz Zebâih), Mehmed Zihni)
[13] Bk. Mâide Sûresi (5); Âyet: 5.
[14] Tecrid: Ayırmak, Hâlîs Kılmak; Allah' (C.C.) Dan Başkasını Çıkarmak, Kabul Etmemek (Sadece Allah (C.C.) Adını Zikretmek) Tir.
[15] Bk. En'âm Sûresi (6); Âyet: 79
[16] Bk. En'am Sûresi (6); Âyet: 162 - 163.
[17] Nahr: Bir Hayvanın Göğsü Üstünden Bıçak Vurup Boğaz Damarlarını Kesmektir. Zebh: Boğazlamak; Hayvanın Boğazına Bıçak Vurup Damarlarını Kesmektir.
[18] Suyun Yüzüne Sırt Üstü Gelen Balık Yenmez. Eğer Sırtı Yukarı İse Yenir. (Diirr-Ül Muhtar)
[19] Mâlikiyye'den Bâzılarının Sözünü Ettikleri; Kelbül-Ma' (Su Köpeği), Hıuzîr'tıl Mâ' (Su Domuzu) Ve İnsân'iil Mâ' (Su İnsanı) Fıkıh Kitablannda Benat'ül Mâ' (Su Kızları - Dişileri) Tabiriyle Anlatılmıştır. Bu Hayvanlar Memeli Oldukları İçin Diğer Deniz Hayvanlarının (Balıklar V.B.) Aksine Doğurarak Çoğalırlar. Bunlar Habis Olduklarından Etleri Yenmeyen Su Hayvanları Sınıfına Girerler.
Ancak, Yukarıda Zikrettiğimiz Bu Hayvanların Arabcadaki İsimlerinin Tam Karşılığı Olan Türkçe İsimler Hususunda Lügat Ve Diğer Kaynak Kitablarda Farklılıklar Görülmektedir. Bu Cümleden Olarak; Kelb'ul Mâ' (Su Samuru Veya Kunduz), Hınzir'ul Mâ' (Yunus Balığı Veya Domuz Balığı) Dır.
İnsân'iil Mâ' (Su İnsanı) Denilen Hayvanın Hangi Deniz Hayvanı Olduğu Hususunda Kat'i Bir Tesbite Rastiayamadık. Kanaatimize Göre; İnsân'iil Mâ' Denilen Hayvanın, Yukarıda Saydığımız Memeli Deniz Hayvanlarının Dışında Kalan Deniz Güzeli Veya Fok Balığı Olması Muhtemeldir.
Ayrıca; Balina, Mors Ve Otari De Bu Sınıfa Giren Memeli Deniz Hayvaiuanndandır,
[20] «Hepsini <3# Ye» Cümlesindeki «Hepsi» İle «Ye» Arabca Aynı Şekilde Jazılır. Fakat Ma'-Nâları Ayrılır, İşte, Hz. Ali' (R.A.) Nin Sorulan Soruya Cevâbı Böyle Lâfızlarla İfâde Etmesi, Arabca Fesahat Ve Belagat San'atına Güzel Bir Örnek Teşkil Etmiştir.
[21] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi1, Eser Neşriyat: 430-438.
S A Y D, Lûğat Yönünden Avlamak Ma'nâsındadır. Avlanan Şey (Ma-Sîd) İn, Av (Sayd) Diye Adlandırılmasına Sebeb, Mef'ûlü Masdar İle İsimlendirmek İçindir. Arablar Arasında (Üarbül Emîri) Yâni «Emfirin Dövdüğü Kimse» Dendiği Gibi.
Yırtıcı Hayvandan Diş (Zînâb), Kuşlardan Mıhleb (Tırnak) Sahibi Olanların Hepsiyle Sayd (Avlanmak) Helâldir. Mıhleb, Kuşun Tırnağıdır.
Mebsût'ta Şöyle Zikredilmiştir: «Zînâb» Ve «Zînııhleb» Den Maksad, Diş Ve Tırnak İle Avlanandır. Yoksa, Zînâb Ve Zîmıhleb'in Hepsi Değildir. Çünkü Güvercinin Tırnağı Ve Devenin De Dişi Vardır. Birincisi, Yâni Diş Sahibi Olan? Köpek Ve Pars*Gibi; İkincisi, Yâni Tırnak Sahibi Olan, Doğan Ve Yırtıcı Kuşlardan Bunların Benzeri Gibilerdir.
Eti Yenen Av Hayvanlarının Yenmesinin Caiz Olması İçin Bir Takım Hususlar (Umur) Şart Kılınmıştır. Eti Yenmeyen Av Hayvanları Bunun Aksinedir Ki, Onlardan Olan Avın Caiz Olmasında Bîr Şey Şart Değildir.
Yakında Bunun Açıklaması Gelecektir.
Bu Hususlardan Biri, O Dişi Ve Tırnağı Olan Hayvanın Avlamak Şeklini Bilmesi Di R. Çünkü Yüce Allah (C.C.) Şöyle Buyurmuştur.
Hepsi Yâni, Ortası, Yukarısı Ve Aşağısı Birdir,» Denmiştir. Bunda Asıl Olan Resûlüllah' (S.A.V.) İn :
«Boğazlama Gerdan İle Çene Arasındadır.» Diye Buyurduğu Kavli Şerifidir. Bu Hadîsi Şerif, Düğümden Önce, Boğazın Yukarısından Kesmenin Caiz Olmasını Gerektirir. Çünkü Düğümün Yukarısı, Her Ne Kadar Düğümden Önce İse De Gerdan İle Çenenin Arasındadır. Şayet Boğazın Düğümü, Göğsü Tâkib Eden Tarafda Kalırsa, Bu Boğazlama Helâldir, Diyen Kimse İçin Bu Açık Delildir. Mebsût'un Rivayeti De Ona Müsâade Eder. Fakat «El-Zahîre» Adlı Kitabın «Zebâih» Bölümünde; «Boğazlama Boğazın Üst Tarafından Olursa Helâl Olmaz»- Diye Açıklanmıştır. Yine Semerkand Bilginlerinin Fetvalarında Da «Helâl Olmaz; Çünkü Bu Boğazlama, Boğazlama Yerinden Başka Yerden Boğazlamadır» Denmiştir. Halbuki Bu, Hadîs-İ Şerifin Zahirine Muhaliftir. Nitekim Bu, Geçen Hadîsde Görülmektedir. Bir De; Gerdan İle Çenenin Arası Damarların Toplanıp Aktığı Yerdir. Bundan Dolayı, U Arada Kanın Akması En Güzel Şekilde Hâsıl Olur. Bu Durumda, Küllün Hükmü Müsâvî Olmuştur. Gırtlak' (Düğüm) A İtibâr Yoktur. El-İnâye'de Böyle Zikredilmiştir.
Hayvanın Damarları; Hulkûm, Merî' Ve Vedecân'dır. Muğribu'1-Lû-Ğa'ya Göre Hulkûm; Nefesin Geçtiği Yerdir (Yâni Nefes Borusudur). Meri; Yemeğin Geçtiği Borudur. EI-Hidâye'de Hüküm Bunun Aksinedir. Şöyle Ki: Hayvanın Boğazlanması, Hulkûmun Yâni Nefes Borusunun Ve Me-Rî'in Yâni Yem Borusunun Damarlarını Ve İki Şah Damarım Kesmektir.
Boğazlama Bu Dört Damardan Üç Damarı Kesmekle Helâl Olur. Hangi Üç Olursa Olsun Çoğu, Tamâmı Yerine Geçirmek Bakımından Helâl Olur.
Evdâc [11] Denilen Damarları Kesip Kan Akıtan Her Âlet İle - Ki Gerek Kamış Kabuğu Olsun Ve Gerekse Keskin Taş Olsun - Kesmek Helâl Olur. Ancak Diş Ve Tırnak İle, Bunlar Yerlerinde Kâim İken Boğazlanırsa, Helâl Olmaz. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) :
(Ma Hadehale'z-Zufri Ves'sinni) «Tırnak İle Dişden Başka» Buyurmuştur. Çünkü Bu İkisi İle Boğazlamak Câhiliyyet Devrinde Câri Ve Habeş Kavminin Âdetleri İdi.
Yerlerinden Çıkarılmış Diş İle Veya Tırnakla Boğazlamak Mekruh-Dur. İmâm Şafiî' (Rh.A.) Ye Göre, Bizim Rivayet Ettiğimiz Hadîs-İ Şerif -Den Dolayı Haram Olur. Biz Onu, Onların Yerlerinde Kâim Olmalarına Hamlederiz. Çünkü Habeş Kavminden Sâdır Olan Budur.
Hayvanı Yatırmazdan (İnce Bıçağı Keskinletmek Mendûbdur. Bıçağı, Hayvanı Yatırdıktan Sonra Bilemek Mekruhtur. Çünkü Bu Hususta Sahâbe-İ Kîrâm'ın Kavli Vardır. Bu, Boğazlanan Hayvana Yumuşak Davranmak İçindir.
Hayvanı Ayağından, Kesileceği Yere Çekip Sürümek Mekruhtur. Hayvanı Ensesinden Kesmek De Mekruhtur. Eğer Boğazladıkdan Sonra Diri Kalırsa Damarları Kesilir. Tekrar Boğazlanmakla Ölmüş Olması Sebebiyle Helâl Ve Mekruh Olur. Çünkü Bu Surette Gereksiz Şekilde Hayvana Çok Acı Vermek Vardır. Zira, O, Yaralanıp Sonra Damarları Kesilmiş Gibi Olmuştur. Eğer Damarlarını Kesmezden Önce Canlı Değilse, O Boğazlanmış Hayvan Haram Olur. Çünkü O Hayvan Boğazlanmadan Önce Ölmüştür.
Nah'da Mekruhtur. Yâni Onu Murdar İliğe Varıncaya Kadar Şiddetle Kesmektir. Buna Farsçada «Harâm-I Nıagz» Denir.
Hayvanın Acısı Dinmezden Önce Derisini Yüzmek Mekruhtur. Boğazlayan Kimsenin Kıbleye Doğru Yönelmeyi Terk Etmesi De Mekruhtur. Fakat Boğazlanan Hayvan Helâl Olur.
Boğazlanmış Hayvanın Helâl Olması Hususunda, Boğazlayanın Müslüman Olması Ve Eğer Boğazlanan Hayvan Av İse, Harem'in Dışında Olması Şart Kılınmıştır. Veya Boğazlayan Kimsenin Kitabi Olması Şart Ki-Hnmiştır. Çünkü Kitabî [12] Tevhîd İddia Eder. Bunda Asi Olan, Yüce Allah1 (C.C.) İn, : «Ancak Boğazladıklarınız Müstesna» Kavli Şerifidir.
Ve Yine «...Kendilerine Kitap Verilmiş Olanların Yiyeceği Sizin İçin Helâldir...» [13] Âyet-İ Kerîmesidir. Bununla Kasdedilen, Onlar Tarafından Boğazlanıp Yenen Yiyecektir. Çünkü Yüce Allah (C.C.) Ehm Kitabı Anmak SûRetiyle Ayırmıştır. Balık Ve Diğerleri Gibi, Boğazlanmayan Yiyeceklerde Kitabî Ve Mecûsî Eşittir.
Boğazlayıcı Veya Avcı, Gerek Zîmmî Olsun, Gerek Harbî Olsun; Gerek Kitabîden Ve Kitabîden Başkasından Doğmuş Olsun, Onun Avladığı Ve Boğazladığı Helâl Olur. Çünkü Çocuk, Ana - Babanın Din Yönünden Hayırlı Olanına Tâbidir. Kâfî'de De Böyle Zikredilmiştir.
Boğazlayıcı; Zebîhanın (Boğazlanan Hayvanın) Helâl Olması İçin, Onun Üzerine Allah' (C.C.) İn Adını Anmak Gerektiğini, Boğazlamayı Yâni Damarların Kesilmesini Ve Bunun Benzeri Şartlan Bilmeli Ve Damar* Lan Kesmeye Kadir Olup Boğazlamayı Güzel Yapmalıdır. O Boğazlayıcı Gerek Mecnûn Olsun Ve Gerekse Çocuk Olsun, Caizdir. Çünkü Mecnûn Veya Çocuk Şayet Besmele Çekmeyi Ve Boğazlamayı Bilirlerse Ve Kesmeye Kadir Olurlarsa, Âkil Ve Bâîiğ Gibi Olurlar. Yine Boğazlayıcı Gerek Kadın Olsun, Gerek Sünnetsiz Olsun Ve Gerekse Dilsiz Olsun, Caizdir.
Putperestin, Meclisinin Ve Mürtedin Boğazladığı Hayvan Haram Olur. Çünkü Mürtedin Dini Yoktur. Zira O Üzerinde Bulunduğu Dini Terk Etmiştir; Geçtiği Dinde İse Bırakılamaz. Kitabî Bunun Aksinedir. Dîninden Başkasına Geçmiş Olsa, Bizim Nazarımızda O, Geçtiği O Dinin Sâ-Liki Kabul Edilir. Boğazlama Sırasında Onun Tâbi Olduğu Dine İtibâr Edilir. Hattâ Bir Yahûdî Ve Bir Nasrânî Mecûsî Olsalar, Onların Avladığı Ve Boğazladığı Helâl Olmaz. Çünkü Bu Temelden Mecûsî Gibidir. Eğer Mecûsî, Yahûdî Veya Nasrânî Olsa, Onun Boğazladığı Ve Avladığı Yenir. Temelden, O Yahûdî Veya Nasrânî Gibidir. Kâfide Böyle Zikredilmiştir.
Besmeleyi Kasden Terk Eden Kimsenin Boğazladığı Hayvan Haram Olur. Eğer Unutup Terk Ederse, Boğazladığı Helâl Olur. İmâm Şafiî (Rh.A.), İki Şekilde De Helâl Olur, Demiştir. İmâm Mâlik (Rh.A.) İse, İki Şekilde De Haram Olur, Demiştir.
Eğer Boğazlayan Kimse Allah' (C.C.) İn Adını, Başkasını Atf Ederek Zikrederse, Haram Olur.
(Bismillâhi Ve İsmi İülânin Ev Fülânin Yâni «Allah'ın Adıyla Ve Fülânın Adıyla Veya Fülân İle Başlarım» Demek Gibi. Çünkü O, Boğazlanan Hayvanı Allah' (C.C.) Dan Başkasının Adıyla Kesmiştir. Binâenaleyh, Burada Tecrid [14] Mevcûd Değildir, Tecrîd İse Şarttır.
Boğazlayan Kimse Başkasını Besmeleye Atıfsız Vasi Ederse, Mekruh Olur, Haram Olmaz. (Bismillah!
Muhammedün Resûlüllahi) Demek Gibi. Çünkü Burada Atf Olmadığı İçin Ortaklık Mevcûd Değildir. Bu Durumda, O Boğazlanan Hayvan Mu-Hammed (S.A.V.) İçin Olmamıştır. Fakat Sûreten Yakınlık Bulunduğu İçin Mekruh Olup Haram Suretinde Tasavvur Edilir. Bu Zikredilen, Boğazlayan Kimse Şayet Muhammed (S.A.V.) Lâfzını «Ötüre» Okursadir. Eğer «Esire» Veya «Üstün» İle Okursa Bu Takdirde Haram Olur. Gâyet'ul-Be-Yân'da Böyle Zikredilmiştir.
Şayet Hayvanı Boğazlayan Kimse, Besmeleyi Çekmeden Ve Hayvanı Yatırmadan Önce, Manen Ve Sûreten Başkasını Allah' (C.C.) İn Adından Ayırırsa, Meselâ Dua Etmek Gibi, Bunda Mahzur Yoktur. Çünkü Rivayete Göre, Resûlüllah (S.A.V.), Birini Kendisi İçin, Diğerini Ümmeti İçin Olmak Üzere İki Güzel Koç Boğazlamış Ve İkisini De Keseceği Zaman Kıbleye Doğru Yöneltip Şöyle Buyurmuştur :
(Veccehtü Vechiye Lillezî F A Taraş 'Semâ Vâ Ti Val Arda Hanîfen Vemâ Ene Minel Müşrikine, İnne Salâtî Ve Nüsükî Ve Mahyâye Ve Memâtî Lil-Lâhî Rab Bil Âlemine, Lâ Şerikelehu Ve. Bizâlike Ümirtü Ve Ene Evvelül Müs-Limîn)
«Ben Yüzümü, Gökleri, Yeri Yaratan (Allah) 'A, Doğruya (Hak Dine) Yönelerek Çevirdim. Ben Müşriklerden (Puta Tapanlardan) Değilim. [15] Namazım, İbâdetlerim (Kurbânım), Hayâtım Ve Ölümüm, Âlemlerin Rabbi Allah İçindir. O'nun Hiç Bir Ortağı Yoktur. Bana Böyle Erar-Olundu Ve Ben Müslümanların İlkiyim [16]
Ondan Sonra Boğazlayıp Ve Boğazlarken De, ( (Bismillâhi Vallâhu Ekber) Demiştir.
Yine Boğazladıktan Sonra (Allahümme Takabbel Min Fülânin) «Ey Allah'ım Bunu Fülândan Kabul Eyle» Demekde De Mahzur Yoktur. Çünkü Nebi* (S.A.V.) İn Boğazladık-Dan Sonra :
(Allâhümnıe Tekabbel Hâzihî An Ümmeti Mu Ha Mm Edin Mtmmen Şehide Leke Bil Vahdâniyyeti Veliye Bil Belâği)
«Ey Allah'ını Bunu, Sen'in Vahdâniyyetini (Birliğini) Ve Benim Tebliğimi (Risâletimi) Kabul Eden Ümmet-İ Muhammed'den Kabul Eyle.»
Dediği Rivayet Edilmiştir.
Tesmiyede (Allah Adını Söylemekde) Şart Olan, Duâ Ve Başka Şey Karıştırılmamış Hâlis Zikirdir.
Boğazlayan Kimsenin (Allahümmağiirlî)
«Ey Allah'ım Beni Mağfiret Et.» Diyerek Boğazladığı Hayvan Helâl Olmaz. Çünkü Bu, Hâlis Duadır. Tesmiye Kasdi İle «El-Hamdü Lillâh Ve Sübhâne'llâh» Demek, «Allahümmağfirlî» Demek Gibi Değildir. Çünkü -Bu Hâlis Zikirdir.
Şayet Hayvanı Boğazlayan Kimse, Boğazlarken Aksırıp «El-Hamdü Lillâh» Dese, Tesmiye Kasdı Olmgdığı İçin Helâl Olmaz. Meşhur Olan, YâNi Dillerde Kullanılan (Bismillâhi VallâHu Ekber) Demekdir. Bu, İbni Abbâs' (Rh.Anhümâ) Dan Nakledilmiştir. Devenin Nahrı Mendûb, Zebhi İse Mekruhtur. Sığır İle Koyunun Nahrı Mekruh, Zebhi Mendûbdur. [17] Geçen İki Surette Mendûb Olması Tevarüsen (Nakledilegelen) Sünnete Muvafık Bulunması Ve Nahr Yerinde Damarların Toplanmış Olmasından Dolayıdır. Sığır İle Davarda İse Damarların Toplanması Zebh Yerinde Olduğu İçindir. Kerahet De Sünnete Muhalefeti Sebebiyledir. Bu Kerahet, Bulunan Bir Ma'nâdan Dolayıdır. Binâenaleyh Cevazı Ve Helâl Olmayı Menetmez.Evcilleşmiş Olan Av Boğazlanır. Deve, Sığır Ve Koyun Gibi Dört Ayaklı Olup Vahşet Hâsıl Eden Veya Bir Kuyuya Düşüp Boğazlanması Mümkün Olmayan Hayvanı Yaralamak Kifayet Eder. Çünkü Acz Ânında İhtiyarî Boğazlamadan Iztırârî (Mecburi) Boğazlamaya Geçilir. Nitekim Bu Husus Daha Önce Geçti. Acz İse İkincide Mevcûddur, Birincide Mev-Cud Değildir.
Bir Koyun Şehrin Dışına Kaçtığında Yaralamak Onu Helâl Kılar; Şehir İçine Kaçtığında, Yaralamakla Ölürse Helâl Olmaz. Çünkü O Nefsini Müdafaa Edemez. Âdeten Şehir İçine Kaçanın İse Yakalanması Mümkün Olur. İhtiyarî Boğazlamakdan Acz De Gerçekleşmiş Olmaz. Şehrin Taşrasına Kaçan Bunun Aksinedir. Şehrin İçi, Sığır Ve Deve Hakkında Şehrin Dışı Gibidir. Çünkü Bunlar Kendilerini Müdafaa Ederler. Bu Durumda Onların Yakalanmalarına Güç Yetmez. Eğer Onlar Şehir İçine Kaçarlarsa, İhtiyarî Boğazlamaktan Acz Gerçekleşmiş Olur.
Hayvanın İnsana Saldırması, Kaçmak Gibidir. Eğer Bir Kimse Hayvanı Yakalamaya Kadir Olmaz Ve Üzerine Saldırıp Onu, Boğazlamayı Mu-Râd Ederek Öldürürse, O Hayvanın Yenmesi Helâl Olur.
Anası Boğazlanmakla Karnından Çıkan Yavru Boğazlanmış Olmaz.
Hattâ Bir Deve Veya Bir Sığır Veya Bir Koyun Boğazlandığı Zaman Karnından Bir Ölü Yavru Çıksa Yenmez.
Parçalayıcı Dişi Olan Yırtıcı Hayvanın Ve Tırnaklı Olan Kuşların Yenmesi Helâl Olmaz. Bu İki Cins Hayvandan Maksad : Dişi İle Avlanan Hayvan İle Tırnağı İle Avlanan Hayvandır.
.Haşerât Da Yenmez. Haşerât: Yeryüzü Hayvanlarının Küçükleridir.
Ehlî Olan Eşeklerin De Etinin Yenmesi Helâl Olmaz. Yaban Eşeğinin Yenmesi İse Helâldir. Katırın Ve Atın Yenmesi De Helâl Olmaz. Îmânı Ebû Yûsuf (Rh.A.) İle İmâm Muhammed' (Rh.A.) E Göre, Atın Yenmesi Helâl Olur. Bir Kavle Göre; İmâm A'zâm' (Rh.A.) Nazarında Atın Keraheti, Kerâhet-İ Tenzîhiyyedir. Çünkü Bunun Ma'nâ Yönünden Keraheti, Değerli Olduğu İçindir. Yenmesinin Mubah Olmaması, Cihâd Aracı Azalmasın Diyedîr. Bundan Dolayı Onun Artığı Temizdir. Bu Zahir Rivayettir Ve Sahih Kavil De Budur. Fahru'l-İslâm (Rh.A.) Ve Ebû'1-Muîn (Rh.A.), «Cami'» 1 Erinde Böyle Zikretmişlerdir.
«Atın Yenmesinin Keraheti, Tahrîmiyyedir» Diyenler De Vardır. Ab-D Ur Rahim El-Kirmanı' (Rh.A.) Den (Allah Ona Rahmet Eylesin) Şöyle Dediği Hikâye Edilmiştir : «Ben Bu Mes'elede Tereddüd Ediyordum. Bü'yâda İmâm A'zam (Rh.A.) Hazretlerini (Yüce Allah Ona Rahmet Eylesin) Gördüm. Bana, Yâ Abderrahîm, Onun Keraheti, Kerâhet-İ Tahrîmiyyedir» Dedi. Hidâye Sahibi De Bunu Kabul Etmiştir, Tmâm Hasan (Rh.A.), İmâm A'zam' (Rh.A.) Dan Atın Artığının Kerahetini Rivayet Etmiştir. Nitekim Atın Sütünün Durumu Da Böyledir. Bir Kavle Göre; «Sütünde Mahzur Yoktur» Denmiştir. Çünkü Atın Sütünü İçmekte Cihâd Aracım Azaltmak Yoktur. Kâfide Ve Hidâye'de' De Böyle Zikredilmiştir.
Sırtlan, Tilki Ve Kelerin De Yenilmesi Helâl Olmaz. Bunda İmâm Şafiî (Rh.A.) Ayrı Görüştedir. Eşek Arısı, Kaplumbağa Ve Leş Yiyen Beyazlı - Siyahlı Karga Ve Siyah Kuzgun Kargasının Da Yenilmesi Helâl Olmaz. Filin, Köstebeğin Ve Gelinciğin De Yenilmesi Helâl Olmaz. Doğması Ve Yaşaması Suda Olan (Mâî) Hayvanın Da Yenilmesi Helâl Olmaz. Ancak Semek-İ Tâf Î Olmayan, Yani: Suda Ölmeyip Su Yüzüne Çıkmayan Balüç Helâldir. Şemek-İ Tâfî: Sebebsiz, Eceli İle Su İçinde Ölüp Sonra Su Üzerinde Görünen Balıktır. [18] Bizim Ashabımız (Müctehidlerimiz), Mutlak Hayvan-I Mâîyi (Su Hayvanı) Kerih Görmüşlerdir. Ancak «Su İçinde Sebebsiz Ölmeyen Balık Helâldir» Demişlerdir, Tbn Ebî Leylâ (Rh.A.), İmâm Mâlik (Rh.A.) Ve Îmânı Şafiî (Rh.A.) Hayvân-I Mâî'yi Mubah Görmüşlerdir. Mâlikiyye'den Bazıları «Su Samurunu, Yunus Balığım Ve Su İnsanını İstisna Edip Helâl Olmaz» Demişlerdir. [19] Burada İhtilâf Satmakta Ve Yemekde Birdir. Bize Göre, Bahkda Asi Olan Şudur: Bir Sebeble Ölen Balık Helâldir Ve O, Yakalanmış Gibidir. Sebebsiz Ölen Balık İse, Semek-İ Tâfî Gibi, Helâl Olmaz.
Eğer Btr Balığa Vurulup Onun Bir Parçası Kopsa, Ondan Kopmuş Olan Ve Geri Kalan Yenir. Çünkü Onun Ölümü Sebeble Olmuştur. Diriden Kopartılan, Her Ne Kadar Ölü İse De, ,Onun Ölüsü Helâldir. Çünkü Hakkında Hadîs-İ Şerif Vardır.
Balığın Karnında Bir Diğer Balık Bulunursa, O Da Helâldir. Çünkü Yerin Darlığı Onun Ölümüne Sebebdir. Yine Su Kuşlarından Biri Balığı Öldürse Veya Bir Su Küpünün İçinde Ölse Veya Suyun İçinde Bir Daracık Yerde Toplanıp Yerden Çıkmaya Kadir Olmasalar, - Halbuki Onlar Avlanmadan Yakalanabilir Durumdadırlar - Ve Orda Ölseler, Yenilir. Çünkü Mekânın Darlığı Onların Ölümüne Sebebdir. Şayet Balıklar, Ağdan Kurtulmaya Kadir Olmadıkları Halde, Ağda Ölseler Yenir. Ya Da Balıklar Yesin Diye Suya Bir Şey Atılıp O Sebeple Balık Ölse Veya Balık Suya Bağlanıp O Sebebic Ölse Ya Da Su Donup Balık Buzun Aralığında Ölse, Yine Yenir. Eğer Balık Suyun Sıcaklığı Veya Soğukluğu İle Ölse, Bir Rivayette Yenir. Çünkü Ölümüne Sebeb Vardır. Bir Rivayette De Yenmez. Çünkü Su Sıcak Ve Soğuk Olmakla Balığı Öldürmez. Kâfî Ve.Nihâye'de Böyle Zikredilmiştir.
Kalkan Ve Yılan Balığı, Yenilen Balıklardandır. Musannifin, Bunun İkisini Ayrıca Zikretmesinin Sebebi, İmâm Muhammed' (Rh.A.) Den Muğrib'de Nakledilen Şeyin Zayıflığına İşarettir Ki, Ondan, Kalkan Balığı İle Yılan Balığından Başka Bütün Balıklar Helâldir, Diye Nakledilmiştir. Gâyetu'l-Beyân'da Da Denmiştir Ki: Râfizîlerden Bâzısı Ve Ehl-İ Ki-Tâb, Kalkan Balığını Yemeyi Kerih Görürler Ve Derler Ki: Şüphesiz Kalkan Balığı Deyyus İdi, İnsanları Dişisine Da'vet Ederdi. Bu Sebebden O, Kalkan Balığına Çevrildi.
Çekirge Ve Balığın Çeşitleri, Boğazlamaksızın Helâldir. Fakat İkisi Arasında Fark Vardır: Çekirge Eceli İle Ölürse Yenir. Balık Bunun Aksinedir. Nitekim Daha Önce Anlatıldı. Bir Adam, Yerde Dirisi De Ölüsü De Olduğu Halde Yerden Bir Çekirge Alıp, O Hususta Hz. Ali' (R.A.) Ye Sorduğunda Hz. AH (R.A.) : «Onun Ijepsmi De Ye» Dedi. Bu Söz Onun Fesahat Ve Belagatından Sayılmıştır. ([20]
Ekin Kargası, Tavşan Ve Saksağan Boğazlamakla Helâl Olur. Yaşadığı Bilinmeyen Bir Koyun, Boğazlanır Da Hareket Ederse Veya Kan Çıkarsa Helâl Olur. Eğer Yaşadığı Bilinmeyen Bir Koyun Boğazlanıp Hareket Etmezse Veya Kan Çıkmazsa, Yenilmesi Helâl Olmaz. Eğer Koyunun Diri Olduğu Bilinirse Helâl Olur. İsterse Hareket Etmesin Ve Kan Da Çıkmasın. Çünkü Bu İkisinden Maksad Onun Yaşadığını Anlamakdır. Canlı Olduğu Bilinince İkisine De İhtiyâç Kalmamış Olur. [21]
[1] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi1, Eser Neşriyat: 419.
[2] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi1, Eser Neşriyat: 419-421.
[3] BL. Mâide Sûresi (5); Âyet: 3.
[4] Mâide Sûresi (5), Âyet: 4.
[5] Buhârî, Müslim, İbn-İ Mâce, Ahmed B. Hanbel, Ebû Dâvûd, Nesâî.
[6] Müttefekun Aleyh.
[7] Ihn-İ Ebî Şeybe, Taberânî (Mu'cem).
Hadîsi Şerifde Geçen Hevâmm Kelimesi Hâmme'nin Çoğuludur. Hâmme; Yılan Gibi Zehirli Olan Hayvan Demektir. Sinek Ve. Böcek Gibi Şeylere De Hâmme Denilir. (Haşerai)
[8] Bb. Mâide Sûresi (5); Âyet: 3.
[9] Hayyiz-İ İmin.. ' V,M Çıkarmak, Onu Ayaklarıyla Kaçıp Yahut Kanatlarıyla Uçup Savuşmaktan Alıkoymaktır.
[10] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi1, Eser Neşriyat: 422-429.
[11] Vedec: Boyunda Şah Damarının İki Tarafında Olan Damardır. Tesniyesine (İkisine) Vede-Cân Denilir. Bunların Çoğulu Evdâc'dır.
[12] Kitabî: Tevhîd İnancını Muhafaza Ettiği Takdirde Semavî Kitaplardan Birine İnanan 2üm-Redir Ki, Bugün Bunlar Hıristiyan Ve Yahu Dilerdir. Elım Kitâb Tabiriyle Bunlar Kasdedilir.
Eğer Bunlar Allah' (C.C.). Dan Başka; Bir Şeyin Veya Varlığın İsmini Zikredexlerse Kestikleri Hayvan Yenmez. Meselâ, Hıristiyanlar Hayvanı Boğazlama Esnasında «Bismil-Lâhi» Yahut «Allahû Ekber» Demeyip «Bismi Rabbinel Mesih» (Mesîh Rabbımızın Adiyle) Deyip De Keserlerse, Kestikleri Bu Hayvan Yenmez. (Nbnet-İ İslâm, (Kilâb-Üz Zebâih), Mehmed Zihni)
[13] Bk. Mâide Sûresi (5); Âyet: 5.
[14] Tecrid: Ayırmak, Hâlîs Kılmak; Allah' (C.C.) Dan Başkasını Çıkarmak, Kabul Etmemek (Sadece Allah (C.C.) Adını Zikretmek) Tir.
[15] Bk. En'âm Sûresi (6); Âyet: 79
[16] Bk. En'am Sûresi (6); Âyet: 162 - 163.
[17] Nahr: Bir Hayvanın Göğsü Üstünden Bıçak Vurup Boğaz Damarlarını Kesmektir. Zebh: Boğazlamak; Hayvanın Boğazına Bıçak Vurup Damarlarını Kesmektir.
[18] Suyun Yüzüne Sırt Üstü Gelen Balık Yenmez. Eğer Sırtı Yukarı İse Yenir. (Diirr-Ül Muhtar)
[19] Mâlikiyye'den Bâzılarının Sözünü Ettikleri; Kelbül-Ma' (Su Köpeği), Hıuzîr'tıl Mâ' (Su Domuzu) Ve İnsân'iil Mâ' (Su İnsanı) Fıkıh Kitablannda Benat'ül Mâ' (Su Kızları - Dişileri) Tabiriyle Anlatılmıştır. Bu Hayvanlar Memeli Oldukları İçin Diğer Deniz Hayvanlarının (Balıklar V.B.) Aksine Doğurarak Çoğalırlar. Bunlar Habis Olduklarından Etleri Yenmeyen Su Hayvanları Sınıfına Girerler.
Ancak, Yukarıda Zikrettiğimiz Bu Hayvanların Arabcadaki İsimlerinin Tam Karşılığı Olan Türkçe İsimler Hususunda Lügat Ve Diğer Kaynak Kitablarda Farklılıklar Görülmektedir. Bu Cümleden Olarak; Kelb'ul Mâ' (Su Samuru Veya Kunduz), Hınzir'ul Mâ' (Yunus Balığı Veya Domuz Balığı) Dır.
İnsân'iil Mâ' (Su İnsanı) Denilen Hayvanın Hangi Deniz Hayvanı Olduğu Hususunda Kat'i Bir Tesbite Rastiayamadık. Kanaatimize Göre; İnsân'iil Mâ' Denilen Hayvanın, Yukarıda Saydığımız Memeli Deniz Hayvanlarının Dışında Kalan Deniz Güzeli Veya Fok Balığı Olması Muhtemeldir.
Ayrıca; Balina, Mors Ve Otari De Bu Sınıfa Giren Memeli Deniz Hayvaiuanndandır,
[20] «Hepsini <3# Ye» Cümlesindeki «Hepsi» İle «Ye» Arabca Aynı Şekilde Jazılır. Fakat Ma'-Nâları Ayrılır, İşte, Hz. Ali' (R.A.) Nin Sorulan Soruya Cevâbı Böyle Lâfızlarla İfâde Etmesi, Arabca Fesahat Ve Belagat San'atına Güzel Bir Örnek Teşkil Etmiştir.
[21] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi1, Eser Neşriyat: 430-438.
Konular
- Haccın Farz Olmasının Şartları :
- Haccin Farzları :
- Haccın Vâcibleri :
- Umre Ve Hükümleri :
- İhramın Mîkatları [115]
- İhrâmlıya Yasak Olan Şeyler Ve İşler :
- Kıran Ve Temettü' Babı
- Cinâyetler Babı
- İhsâr Olunan İhrâmlı Babı
- Kendi Yerine Başkasını Hacca Göndermek :
- Udh İyye Bölümü
- (Kurbân Bahsi)
- Kurbâna Mâni Olan Veya Olmayan Haller :
- Kurbâna Ortak Olanlar Hakkında Meseleler :
- Boğazlanan Hayvânlar Bölümü
- Av Bölümü
- Cihâd Bölümü
- Ganimet Ve Paylaştırılması Babı
- Kâfirlerin İstilâsı Babı
- Müste'men Babı
- Dâr-I İslâm Ve Dâr-I Harb İle İlgili Bir Tamamlama
- Vazifeler Babı
- Cizye Hakkında Bir Fasıl
- Mürted Bâbı
- (İslâm Dînînden Dönen Kimse)
- Âsiler Babı
- Boş Ve Sâhibsiz Arazînin İhyası Bölümü
- Sular Hakkında Bir Fasıl
- Şirb Suyu:
- Şuf'a Suyu: